Namaz Vakitleri
İstanbul
12 Rebîü'l-Evvel 1447
04 September 2025
İmsak
04:58
Güneş
06:27
Öğle
13:08
İkindi
16:45
Akşam
19:39
Yatsı
21:02
Detaylı Arama

İnsanın Manevi Gelişimine Dair Öğütler

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

İnsanın Manevi Gelişimine Dair Öğütler

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm.Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn.

Elhamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn.
Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ MuhammedinVessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah

İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah
ve enne efdale'l-hedyi hedyü Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve enne efdale'l-hedyi hedyü Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ahve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâlehve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri.ve külle dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhiVe bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:ve selleme ennehû kâl: Kâle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.

Kâle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.
Hurrimeti’n-nâru alâ aynin beket min haşyetillâhi,

Hurrimeti’n-nâru alâ aynin beket min haşyetillâhi,
ve hurrimeti’n-nâru alâ aynin sehirat fî sebîlillâh.ve hurrimeti’n-nâru alâ aynin sehirat fî sebîlillâh. Sadaka rasûlü’llâh, fî mâ kâl.

Sadaka rasûlü’llâh, fî mâ kâl.
Ravâhü Ahmed b. Hanbel ve’t-Taberânî ve’l-Hâkim an Ebî Reyhâne.

Ravâhü Ahmed b. Hanbel ve’t-Taberânî ve’l-Hâkim an Ebî Reyhâne.
Zâde Taberâni ve’l-Hakim:

Zâde Taberâni ve’l-Hakim:
Hurrimeti’n-nar alâ ayninHurrimeti’n-nar alâ aynin ğuddat an mehârimi’llâhğuddat an mehârimi’llâh ev aynin fükiet fî sebîli’llâh.ev aynin fükiet fî sebîli’llâh. Sadaka Rasûlü’llah fî mâ kàl.Sadaka Rasûlü’llah fî mâ kàl. Bu hadîs-i şerîf geçen derste de biraz bahsetmiştik.

Bu hadîs-i şerîf geçen derste de biraz bahsetmiştik.
Bugün tekrar da daha hoşuma gitti.Bugün tekrar da daha hoşuma gitti. Hurrimeti’n-nâr.Hurrimeti’n-nâr. Cehennem var ya adı nâr.Cehennem var ya adı nâr. O cehennem haram kılınmış, alâ aynin,O cehennem haram kılınmış, alâ aynin, bir gözlere ki, yani o gözün sahiplerine demek.bir gözlere ki, yani o gözün sahiplerine demek. O insanlara ki, beket min haşyetillâhiO insanlara ki, beket min haşyetillâhi Allah korkusundan nâşî ağlıyorlar.Allah korkusundan nâşî ağlıyorlar. Hatalarını, kulluktaki vazifelerini,Hatalarını, kulluktaki vazifelerini, layığı vecihle yapamadıklarından dolayılayığı vecihle yapamadıklarından dolayı ve bazı hataları da irtikâp ettiklerinden dolayıve bazı hataları da irtikâp ettiklerinden dolayı ağlıyorlar, müteessir oluyorlar.ağlıyorlar, müteessir oluyorlar. Bu ağlayan gözleri Cenâb-ı Hak ateşte yakmayacak.Bu ağlayan gözleri Cenâb-ı Hak ateşte yakmayacak. Ağlamak kolay bir şey değil.

Ağlamak kolay bir şey değil.
İnsan bir sıkıntı görürse, ıstırab görürse,İnsan bir sıkıntı görürse, ıstırab görürse, bir darlık görürse, mecbur ağlıyor.bir darlık görürse, mecbur ağlıyor. “Aman Ya Rabbi!” diyerekten.“Aman Ya Rabbi!” diyerekten. Başımızda olan şeyler.Başımızda olan şeyler. Bugün tesadüf, radyoda çocuklara

Bugün tesadüf, radyoda çocuklara
Çanakkale'yi anlatıyordu bir ihtiyar.Çanakkale'yi anlatıyordu bir ihtiyar. Kim bilemedim.Kim bilemedim. Dinlerken gayri ihtiyari gözlerimden yaşlar aktı.Dinlerken gayri ihtiyari gözlerimden yaşlar aktı. Çünkü o günün acılarını gördük deÇünkü o günün acılarını gördük de tekrar bu hatırın böyle şeylemesi, içeridentekrar bu hatırın böyle şeylemesi, içeriden bir sızı demek yaptı, gözümden yaşları getirebildi.bir sızı demek yaptı, gözümden yaşları getirebildi. Başka zaman ağlayamıyoruz.Başka zaman ağlayamıyoruz. Buradaki ağlayışın sebebi, düşünürsekBuradaki ağlayışın sebebi, düşünürsek o eski zamandaki hatıraların yenilenmesi oluyor.o eski zamandaki hatıraların yenilenmesi oluyor. Bugün orada bir merasim var herhalde.Bugün orada bir merasim var herhalde. Ben öyle hatırıma geliyor ki, bütün Müslüman kardeşler,Ben öyle hatırıma geliyor ki, bütün Müslüman kardeşler, ne olacak senede böyle bir gün böyle birne olacak senede böyle bir gün böyle bir ihtiyara zahmet edip, harekette bereket var,ihtiyara zahmet edip, harekette bereket var, gidip oraları bir görmeli.gidip oraları bir görmeli. Görmeli de bugünkü devlete teşekkür etmeli.Görmeli de bugünkü devlete teşekkür etmeli. Elhamdülillah Allah bugün ne rahat, ne iyilik,Elhamdülillah Allah bugün ne rahat, ne iyilik, ne güzellik, ne selamet, saadet verdi.ne güzellik, ne selamet, saadet verdi. O gün memleket ateş içinde nasıl yanıyordu oraları.O gün memleket ateş içinde nasıl yanıyordu oraları. Bizim bir kumandan var, bir saatte 60 bin top atmış.

Bizim bir kumandan var, bir saatte 60 bin top atmış.
60 bin mermi ne demek efendi?60 bin mermi ne demek efendi? Bir tanesi bir memleketi yıkıyor.Bir tanesi bir memleketi yıkıyor. 61 tanesi, orası küllüğe dönmüş.61 tanesi, orası küllüğe dönmüş. Küllüğe döndükten sonra artık bunlarda hayır kalmadı diyerektenKüllüğe döndükten sonra artık bunlarda hayır kalmadı diyerekten askerini yürütüyor.askerini yürütüyor. Yürütüyor ama Mehmetçiğin göğsü bu 60 bin değil,Yürütüyor ama Mehmetçiğin göğsü bu 60 bin değil, 60-600 bin tane olsa para etmiyor.60-600 bin tane olsa para etmiyor. Süngüsüne dayanıp Allah dediği vakitteSüngüsüne dayanıp Allah dediği vakitte düşmanı gene denize kadar kovalıyor.düşmanı gene denize kadar kovalıyor. Bunu kovalatan iman,Bunu kovalatan iman, elhamdülillah bugün de o iman.elhamdülillah bugün de o iman. Onun için oraların bir, mesela bunu dinlemek başka,Onun için oraların bir, mesela bunu dinlemek başka, gazeteden dinleriz, kitaplardan okuruz, dinleriz.gazeteden dinleriz, kitaplardan okuruz, dinleriz. Ama bir de oraya gidip de insanAma bir de oraya gidip de insan öyle bir temaşa etse ki buralardaöyle bir temaşa etse ki buralarda 250 bin tane aslanlarımızı oraya gömmüşüz biz.250 bin tane aslanlarımızı oraya gömmüşüz biz. 250 bin ne demek?250 bin ne demek? Bir memleketin halkı demek arkadaş.Bir memleketin halkı demek arkadaş. Bursa'nın nüfusu 240 bin, baktım bu sefer giderken.Bursa'nın nüfusu 240 bin, baktım bu sefer giderken. 240 bin kişilik,240 bin kişilik, memleket çok kalabalık demek.memleket çok kalabalık demek. Ama orada gömülmüş toprağın altında bu kardeşler.Ama orada gömülmüş toprağın altında bu kardeşler. Hepimizin amcası, dayısı, akrabası.Hepimizin amcası, dayısı, akrabası. Şimdi onlar gözümüzün önünde ölünceŞimdi onlar gözümüzün önünde ölünce gayri ihtiyarı ağlıyoruz, vah vah diye.gayri ihtiyarı ağlıyoruz, vah vah diye. Ama hepimizin akıbeti bu ölüm.Ama hepimizin akıbeti bu ölüm. Hepimizi bekleyen bu ölüm.Hepimizi bekleyen bu ölüm. Bu ölümden kurtulmaya kimsenin eline bir çare yok.Bu ölümden kurtulmaya kimsenin eline bir çare yok. Er geç bu ölüm gelecek.Er geç bu ölüm gelecek. Onun için oradanOnun için oradan geçenlerde de söylemiştim ama tekrar söyleyeyim.geçenlerde de söylemiştim ama tekrar söyleyeyim. 2 tane mi, 3 tane mi, 4 tane mi asker ağlıyor mütemadiyen.

2 tane mi, 3 tane mi, 4 tane mi asker ağlıyor mütemadiyen.
Ağlıyorlar.Ağlıyorlar. Kumandanları soruyor, niçin ağlıyorsunuz?Kumandanları soruyor, niçin ağlıyorsunuz? Ya evinizden, barkınızdan ayrıldığınızda mı ağlıyorsunuz?Ya evinizden, barkınızdan ayrıldığınızda mı ağlıyorsunuz? Yoksa çoluk çocuğunuza mı ağlıyorsunuz?Yoksa çoluk çocuğunuza mı ağlıyorsunuz? E aç değilsiniz, az çok şeyler veriyoruz.E aç değilsiniz, az çok şeyler veriyoruz. Yoksa düşmandan, korkunuzdan mı ağlıyorsunuz?Yoksa düşmandan, korkunuzdan mı ağlıyorsunuz? En nihayet diyorlar, hayır efendim hiç bir şeysinden değil.En nihayet diyorlar, hayır efendim hiç bir şeysinden değil. Yalnız kaçtır harbe giriyoruz da öyle şehit olamadık diyor.Yalnız kaçtır harbe giriyoruz da öyle şehit olamadık diyor. Şehit olamadığımızı ağlıyoruz diyor.Şehit olamadığımızı ağlıyoruz diyor. E İslâm'ın bu akidesi olduktan sonraE İslâm'ın bu akidesi olduktan sonra öyle üç gülleyle, beş gülleyle,öyle üç gülleyle, beş gülleyle, üç toplan, beş toplan, yüz tanesi gelse ne olacak?üç toplan, beş toplan, yüz tanesi gelse ne olacak? Yine elhamdülillah sabırYine elhamdülillah sabır insanı muzafferiyete götürür, selamete eriştirir.insanı muzafferiyete götürür, selamete eriştirir. Şimdi buradan.

Şimdi buradan.
Hurrimeti’n-nâru alâ aynin beket min haşyetillâhi.Hurrimeti’n-nâru alâ aynin beket min haşyetillâhi. Allah korkusundan ağlıyorsun ama.Allah korkusundan ağlıyorsun ama. Anan ölmüş, baban ölmüş, yahutAnan ölmüş, baban ölmüş, yahut başka bir ıstıraplar gelmiş ağrılar,başka bir ıstıraplar gelmiş ağrılar, sızılar, ondan dolayı ağlıyorsun.sızılar, ondan dolayı ağlıyorsun. O ağlama değil bu.O ağlama değil bu. Bu ağlama sırf Allah'tan korktuğu için, yarın benimBu ağlama sırf Allah'tan korktuğu için, yarın benim huzur-u Rabbu’l Alemin’dehuzur-u Rabbu’l Alemin’de ne yüzle onun karşısına çıkacağım diyerekten ağlıyor.ne yüzle onun karşısına çıkacağım diyerekten ağlıyor. Bu kadar hatalarla onun karşısına nasıl duracağım diye,Bu kadar hatalarla onun karşısına nasıl duracağım diye, bu düşüncelerle tesir yapıyor.bu düşüncelerle tesir yapıyor. İçerisine başlıyor gözleri, hüngür hüngür ağlamaya.İçerisine başlıyor gözleri, hüngür hüngür ağlamaya. Bu ağlayan.Bu ağlayan. Beket min haşyetillâh, birisi bu.Beket min haşyetillâh, birisi bu. Ve hurrimeti’n-nâru alâ aynin sehirat fî sebîlillâh.

Ve hurrimeti’n-nâru alâ aynin sehirat fî sebîlillâh.
Bu da sabahlara kadar yahut gece bir kısmına uymuş sabahınBu da sabahlara kadar yahut gece bir kısmına uymuş sabahın şafağına yakın bir zamanlarda kalkmış,şafağına yakın bir zamanlarda kalkmış, Allah'a yalvararaktan ve günahlarını önüne koyaraktanAllah'a yalvararaktan ve günahlarını önüne koyaraktan hatalarını, kusurlarını nasıl yaptım ben bunları diyerektenhatalarını, kusurlarını nasıl yaptım ben bunları diyerekten pişmanlıklar duyaraktan ağlıyor.pişmanlıklar duyaraktan ağlıyor. İkinci gözde bu.İkinci gözde bu. Yani ikinci insan da bu.Yani ikinci insan da bu. Birincisi böyle hatalarından dolayı ağlıyor, korkusundan,Birincisi böyle hatalarından dolayı ağlıyor, korkusundan, birisi de seherleri kalkmış istiğfar ederek ağlıyor.birisi de seherleri kalkmış istiğfar ederek ağlıyor. İstiğfar, ağlamasa da burada ağlamak şart değil istiğfarda.İstiğfar, ağlamasa da burada ağlamak şart değil istiğfarda. Sabahleyin seher vakitlerinde kalkmış, uyanık.Sabahleyin seher vakitlerinde kalkmış, uyanık. O uyanık halinde istiğfarlarla meşgul.O uyanık halinde istiğfarlarla meşgul. Tövbelerle meşgul, namazlarla meşgul, tesbihlerle meşgul.Tövbelerle meşgul, namazlarla meşgul, tesbihlerle meşgul. O vakitte, maksat o vakitte uyanık olmak.O vakitte, maksat o vakitte uyanık olmak. Seher vaktinde uyanık olmak.Seher vaktinde uyanık olmak. Affedersiniz, köpek çok doğurur derler.

Affedersiniz, köpek çok doğurur derler.
Fakat nesli pek olmaz işte.Fakat nesli pek olmaz işte. Çabuk, yoksa tatlı olmaz.Çabuk, yoksa tatlı olmaz. 6 tane, bir tane burada 9 tane doğurmuş.6 tane, bir tane burada 9 tane doğurmuş. Çoktu.Çoktu. Fakat yaşamıyor.Fakat yaşamıyor. Fakat koyun az yavruluyor, 1 veya 2 yavruluyor.Fakat koyun az yavruluyor, 1 veya 2 yavruluyor. Fakat kesile kesile bitmiyor.Fakat kesile kesile bitmiyor. Elhamdülillah hepimizi doyuruyor.Elhamdülillah hepimizi doyuruyor. Sabahın seherinde koyun uyumaz.Sabahın seherinde koyun uyumaz. Köpek uyur.Köpek uyur. Akşama kadar har har bağırır, sabahleyin uyur.Akşama kadar har har bağırır, sabahleyin uyur. Bir şey değil.Bir şey değil. Seher vaktinde uyumak kadar büyük gaflet olmaz.Seher vaktinde uyumak kadar büyük gaflet olmaz. Onun için akşamdan sen işini bitir,Onun için akşamdan sen işini bitir, yatsı namazını kıldın mı,yatsı namazını kıldın mı, Allah! Hemen abdestini al, namazını taze kıl, yat yatağına.Allah! Hemen abdestini al, namazını taze kıl, yat yatağına. Dinlensin vücudun, kalk seher vaktinde, Allah!Dinlensin vücudun, kalk seher vaktinde, Allah! Ses yok, seda yok, gürültü yok.Ses yok, seda yok, gürültü yok. O zaman da Allah'a yalvar.O zaman da Allah'a yalvar. Tövbe et, istiğfar et, tesbih çek,Tövbe et, istiğfar et, tesbih çek, namaz kıl, Kur'an oku, ne yaparsan yap.namaz kıl, Kur'an oku, ne yaparsan yap. Bu seher vaktinde olan ibadet,Bu seher vaktinde olan ibadet, çok makbul, ateşten seni kurtarıyor.çok makbul, ateşten seni kurtarıyor. Bu, Ahmed b. Hanbel'in, Taberânî'nin, Hâkimin,

Bu, Ahmed b. Hanbel'in, Taberânî'nin, Hâkimin,
Ebi Reyhane'den rivayeti.Ebi Reyhane'den rivayeti. Taberânî ile gene Hâkimin, rivayetlerinden ilave olarak.Taberânî ile gene Hâkimin, rivayetlerinden ilave olarak. Ve hurrimeti’n-nâru alâ aynin ğaddat an mehârimillâhi.

Ve hurrimeti’n-nâru alâ aynin ğaddat an mehârimillâhi.
Yine bir kimse var ki cehennemden kurtulacak,Yine bir kimse var ki cehennemden kurtulacak, cehennem onu yakmayacak.cehennem onu yakmayacak. O bahtiyar da haramlara karşı gözlerini yuman insanlar.O bahtiyar da haramlara karşı gözlerini yuman insanlar. Haramlara karşı gözlerini yumup kendilerininHaramlara karşı gözlerini yumup kendilerinin iffetlerini muhafaza etmeye çalışan bahtiyarlar.iffetlerini muhafaza etmeye çalışan bahtiyarlar. Malum ya ibadet iki kısım oluyor.

Malum ya ibadet iki kısım oluyor.
Birisi namaz, oruç gibi.Birisi namaz, oruç gibi. Birisi de haramlardan kaçmak, o da ibadettir.Birisi de haramlardan kaçmak, o da ibadettir. Haramlardan sakınmak, kaçmak, o da ibadettir.Haramlardan sakınmak, kaçmak, o da ibadettir. Bu haramlardan kaçmakla sakınmak da kolay bir şey değildir.Bu haramlardan kaçmakla sakınmak da kolay bir şey değildir. Şimdi bunu teşbih ederseniz, ben bunuŞimdi bunu teşbih ederseniz, ben bunu tayyarenin benzinine benzettim.tayyarenin benzinine benzettim. Tayyarenin benzini.Tayyarenin benzini. Tayyarenin benzini pis olursa, uçamaz,Tayyarenin benzini pis olursa, uçamaz, uçarsa da yukarı pat pat pat der, aşağı iner,uçarsa da yukarı pat pat pat der, aşağı iner, yuvarlanır aşağıya.yuvarlanır aşağıya. Bu haramlarla olan ibadet, karışıkBu haramlarla olan ibadet, karışık ve haramlarla kazanılan rızık,ve haramlarla kazanılan rızık, insana ne uçurur ne de yürütür.insana ne uçurur ne de yürütür. Karada gidiyorsa pat pat der kalır,Karada gidiyorsa pat pat der kalır, gökte uçuyorsa pat pat der aşağı düşer.gökte uçuyorsa pat pat der aşağı düşer. Sebebi benzin pis.Sebebi benzin pis. Gıda pis olursa, haramlarla taayyüş olursa,

Gıda pis olursa, haramlarla taayyüş olursa,
haramlarla beslenmiş olursa,haramlarla beslenmiş olursa, o haramlarla beslenen içki satıyor, kumar oynuyor,o haramlarla beslenen içki satıyor, kumar oynuyor, hırsızlık yapıyor, rüşvet yapıyor, gasp alıyor.hırsızlık yapıyor, rüşvet yapıyor, gasp alıyor. Birçok yolları var işte.Birçok yolları var işte. Hangisi olursa, meşru değilse, hile ile hurda ileHangisi olursa, meşru değilse, hile ile hurda ile yapılan kazançlar, pis benzin gibi makinenin içerisineyapılan kazançlar, pis benzin gibi makinenin içerisine koydun, benzinin var, araban var,koydun, benzinin var, araban var, tayyaren var dersin ama yukarı,tayyaren var dersin ama yukarı, yukarıya çıkar çıkmaz, paldır küldür aşağı iner.yukarıya çıkar çıkmaz, paldır küldür aşağı iner. Bu, ahiret korkusunu tesbih et.Bu, ahiret korkusunu tesbih et. Ben nasıl besleniyorum?Ben nasıl besleniyorum? Nasıl yaşıyorum?Nasıl yaşıyorum? Allahu Teâlâ'nın istediği gibi miyim?Allahu Teâlâ'nın istediği gibi miyim? Yoksa şeytanın istediği gibi miyim?Yoksa şeytanın istediği gibi miyim? Bu korkunun karşısında ağlıyor ve gözlerini yumuyor.Bu korkunun karşısında ağlıyor ve gözlerini yumuyor. Niçin yumuyor gözlerini?Niçin yumuyor gözlerini? Çünkü Allahu Teâlâ Kur'an'a da “gözlerinizi yumun” diyor, niçin?

Çünkü Allahu Teâlâ Kur'an'a da “gözlerinizi yumun” diyor, niçin?
Gözler vasıta.Gözler vasıta. Demirden kafes içerisine soksan para etmez.Demirden kafes içerisine soksan para etmez. Vücut meydanda oldu mu, gözler meydana çıktı mıydı

Vücut meydanda oldu mu, gözler meydana çıktı mıydı
bu haramı irtikâp ettirecek mecburi bir süreçte.bu haramı irtikâp ettirecek mecburi bir süreçte. Ateşle su yan yana olur mu?Ateşle su yan yana olur mu? Ya su ateşi söndürecek, ya ateş suyu söndürecek.Ya su ateşi söndürecek, ya ateş suyu söndürecek. Hangisi galipse.Hangisi galipse. Onun en iyisi ateşle suyu ayırmak.Onun en iyisi ateşle suyu ayırmak. Barutla ateşi ayırmak.Barutla ateşi ayırmak. Barutla ateş yan yana geldiğinde mutlaka patlak olacak.Barutla ateş yan yana geldiğinde mutlaka patlak olacak. Onun için ayrı ayrı tutulacak.Onun için ayrı ayrı tutulacak. Ne yapmak bunun çaresi, gözü yummak.Ne yapmak bunun çaresi, gözü yummak. Allah bize de diyor yumun, onlara da diyor yumun.Allah bize de diyor yumun, onlara da diyor yumun. Yani kendinizi, birbirlerinize göstermeyin demek.Yani kendinizi, birbirlerinize göstermeyin demek. Ev aynin fükiet fî sebîlillâh.

Ev aynin fükiet fî sebîlillâh.
Erat muharebeye gitmiş.Erat muharebeye gitmiş. Muharebe meydanında bir ok, kurşun,Muharebe meydanında bir ok, kurşun, bir şey rast gelmiş, gözü çıkmış.bir şey rast gelmiş, gözü çıkmış. Fî sebîlillâh.Fî sebîlillâh. Yahut çok çalışıyor, okuyor,Yahut çok çalışıyor, okuyor, okumak suretiyle ışık kâfi gelmiyorokumak suretiyle ışık kâfi gelmiyor yahut gözünün nuru kâfi gelmiyor,yahut gözünün nuru kâfi gelmiyor, gözlere hastalıklar geliyor, göz görmez oluyor.gözlere hastalıklar geliyor, göz görmez oluyor. Okumak suretiyle, fî sebîlillâh.Okumak suretiyle, fî sebîlillâh. Bunlar da cehennemden kurtulacak insanların meyanındadır.Bunlar da cehennemden kurtulacak insanların meyanındadır. Onun içindeki bir gece, bir gece, leyle bir gece.Onun içindeki bir gece, bir gece, leyle bir gece. Bir gece gerek bir karada gerek denizde gerek havadaBir gece gerek bir karada gerek denizde gerek havada Allahu Teâlâ'nın rızası için bekçilik yapmak,Allahu Teâlâ'nın rızası için bekçilik yapmak, gerek gönlünün bekçiliğinigerek gönlünün bekçiliğini gerek düşman bekçiliğini yapmak.gerek düşman bekçiliğini yapmak. Efdalü min elfi leyletil kıyamu leyliha ve siyamu nehariha.

Efdalü min elfi leyletil kıyamu leyliha ve siyamu nehariha.
Gündüzünün orucuyla,Gündüzünün orucuyla, gecesinin de kıyamıyla beraber yapılan ibadetlerden,gecesinin de kıyamıyla beraber yapılan ibadetlerden, nafile ibadetlerden, efdal olduğunu söylüyorlar,nafile ibadetlerden, efdal olduğunu söylüyorlar, bu uyanıkların.bu uyanıkların. Nasıl uyanık olursan ol, yalnız Allah yolunda ol.Nasıl uyanık olursan ol, yalnız Allah yolunda ol. Hasbî raca'i min hâliki

Hasbî raca'i min hâliki
ve hasbî dini min dünyaya.ve hasbî dini min dünyaya. Hasbî bir tesbihtir.

Hasbî bir tesbihtir.
Hasbîyallah.Hasbîyallah. Hasbî bana yeter diyor.Hasbî bana yeter diyor. Bana kâfi, ney?Bana kâfi, ney? Recâ, ümitlerim.

Recâ, ümitlerim.
Nedir o ümitlerim?Nedir o ümitlerim? İbadet ediyorum.İbadet ediyorum. Taat ediyorum.Taat ediyorum. Allah'ın rızasını tahsile çalışıyorum.Allah'ın rızasını tahsile çalışıyorum. Umuyorum ki bunlar indi İlahiye’de makbul olurUmuyorum ki bunlar indi İlahiye’de makbul olur ve ben bunlarla cennete girerim.ve ben bunlarla cennete girerim. Bu ümit makbul bir ümit.Bu ümit makbul bir ümit. Allah yolunu günahlardan kendimi saklıyorum.Allah yolunu günahlardan kendimi saklıyorum. Ve O'nun emrettiği ibadetleri yapıyorum.

Ve O'nun emrettiği ibadetleri yapıyorum.
Haramlardan da korkup kaçıyorum.Haramlardan da korkup kaçıyorum. Ümidim Allah'tandır ki beni affeder, beni cennetine intikal eder.Ümidim Allah'tandır ki beni affeder, beni cennetine intikal eder. Fakat bu iman tohumu diyorlar buna.Fakat bu iman tohumu diyorlar buna. Bu iman tohumunu atmadan mahsul beklemek ne kadar abesse,Bu iman tohumunu atmadan mahsul beklemek ne kadar abesse, tohumu atmadan mahsul beklemek ne kadar abes boş bir şeyse,tohumu atmadan mahsul beklemek ne kadar abes boş bir şeyse, ibadat-u taat etmeden de Allah'ın rahmetine ummak bu kadar boş.ibadat-u taat etmeden de Allah'ın rahmetine ummak bu kadar boş. Senin vazifenin kulluğunu yapacaksın.

Senin vazifenin kulluğunu yapacaksın.
Yaptıktan sonra Allah'a ümit edip bağlanacaksın ki,Yaptıktan sonra Allah'a ümit edip bağlanacaksın ki, Ya Rab!Ya Rab! Kabul et dergâhında sana layık ben ibadet etmeye deKabul et dergâhında sana layık ben ibadet etmeye de layık değilim, kudretim de yok, kâfi dediğinlayık değilim, kudretim de yok, kâfi dediğin ama aczinle beraber yaptığın bu ibadeti kabul et de beni affet.ama aczinle beraber yaptığın bu ibadeti kabul et de beni affet. Ve beni cennetine intikal ettir ve rızanı bana ihsan eyle.Ve beni cennetine intikal ettir ve rızanı bana ihsan eyle. Umulur bu.Umulur bu. Tohumu attım ama az çok bir şey verecek.

Tohumu attım ama az çok bir şey verecek.
Atılmıştır tohum.Atılmıştır tohum. O atılan tohuma mukabil Cenâb-ı Hak bir lütuf edecek.O atılan tohuma mukabil Cenâb-ı Hak bir lütuf edecek. Şöyle bir hikâye hatrıma geldi.Şöyle bir hikâye hatrıma geldi. Musa aleyhisselam'ın devrinde bir adam,Musa aleyhisselam'ın devrinde bir adam, Musa aleyhisselam Cenâb-ı Hakk'la münacata gidiyor.Musa aleyhisselam Cenâb-ı Hakk'la münacata gidiyor. Geçmiş önüne demiş ki Ya Musa!

Geçmiş önüne demiş ki Ya Musa!
Şu yer benim.Şu yer benim. Acaba Allahu Teâlâ bu yerden bana bir mahsul verecek mi?Acaba Allahu Teâlâ bu yerden bana bir mahsul verecek mi? Çöl yer malum ya, dağlık mağlık.Çöl yer malum ya, dağlık mağlık. Sor bakalım demiş.Sor bakalım demiş. Bunu konuşurken sor Cenâb-ı Hakk'a ne diyecek.Bunu konuşurken sor Cenâb-ı Hakk'a ne diyecek. Cenâb-ı Hakk'a sormuş.Cenâb-ı Hakk'a sormuş. Orada mahsul olmaz demiş.Orada mahsul olmaz demiş. Ama adama söylememiş zannedersem yahut söylemiş.Ama adama söylememiş zannedersem yahut söylemiş. Adam uğraşmış, uğraşmış, çalışmış, toprakları eşelemiş,Adam uğraşmış, uğraşmış, çalışmış, toprakları eşelemiş, işte sularını getirmiş, bilmem ne yapmış falan.işte sularını getirmiş, bilmem ne yapmış falan. Çok güzel mahsul olmuş.Çok güzel mahsul olmuş. Demiş Ya Musa, sen Rabbine sordun daDemiş Ya Musa, sen Rabbine sordun da bana vermeyecek dedi ama bak demiş.bana vermeyecek dedi ama bak demiş. Bak.Bak. Cenâb-ı Hakk'a söylemiş Musa aleyhisselam diğer bir münacatında.Cenâb-ı Hakk'a söylemiş Musa aleyhisselam diğer bir münacatında. Demiş Ya Musa, çalışana vermemek benim şanıma yakışır mı demiş?Demiş Ya Musa, çalışana vermemek benim şanıma yakışır mı demiş? Çok çalıştın demiş.Çok çalıştın demiş. Çalışana vermemek benim şanıma yakışır mı?Çalışana vermemek benim şanıma yakışır mı? Biz çalışırsak her şeyi verecek.

Biz çalışırsak her şeyi verecek.
Biz Yahudi'ye kabahat buluyoruz çalışıyor herif diyoruz.Biz Yahudi'ye kabahat buluyoruz çalışıyor herif diyoruz. Biz Allah'ın kulu değil miyiz?Biz Allah'ın kulu değil miyiz? Biz Allah'ın en güzel bir kuluyuz.Biz Allah'ın en güzel bir kuluyuz. Ekremü'l mahlûkatız.Ekremü'l mahlûkatız. Demin kardeşim birisi bana bir koku verdi.

Demin kardeşim birisi bana bir koku verdi.
Hatırıma geldi koku, bizim gül yağ kokusu.Hatırıma geldi koku, bizim gül yağ kokusu. Dedim bu bir ot, bir nebat, bir çiçeğin kokusu bu.Dedim bu bir ot, bir nebat, bir çiçeğin kokusu bu. Alelade çiçek bizim yanımızda sıfırdır.Alelade çiçek bizim yanımızda sıfırdır. Çiçek bizim yanımızda sıfırdır.Çiçek bizim yanımızda sıfırdır. Ekremü'l mahlûkat ve mevcudatız.Ekremü'l mahlûkat ve mevcudatız. Allah'ın en sevgili kulları insanlardır.Allah'ın en sevgili kulları insanlardır. Allah bizi en güzel mahlûk olarak yaratmış yeryüzünde.Allah bizi en güzel mahlûk olarak yaratmış yeryüzünde. Hiçbir şeye benzemez.Hiçbir şeye benzemez. Bu güzelliğimizle şu ot kadar kokumuz olmazsa bizim,Bu güzelliğimizle şu ot kadar kokumuz olmazsa bizim, neye yararız biz?neye yararız biz? Şu ot bize bir koku veriyor, bir neşe veriyor, bir zevk veriyor

Şu ot bize bir koku veriyor, bir neşe veriyor, bir zevk veriyor
ve ona sarılıyoruz, para da veriyoruz, alıyoruz.ve ona sarılıyoruz, para da veriyoruz, alıyoruz. Bir mü'min ki imanıyla beraber bu koku kadar kıymeti olmazsaBir mü'min ki imanıyla beraber bu koku kadar kıymeti olmazsa o mü'minin ne kıymeti olur?o mü'minin ne kıymeti olur? Herkes aman şerrimden sakınayım diyor, pis kokular gibi.Herkes aman şerrimden sakınayım diyor, pis kokular gibi. Sokulmasın yanıma diyor, gelme yanıma diyor,Sokulmasın yanıma diyor, gelme yanıma diyor, gitmek gelmek de istemiyor çünkü kokusu fena, pis koku.gitmek gelmek de istemiyor çünkü kokusu fena, pis koku. Onun için aziz kardeş, çok uyanık olmak lazım.Onun için aziz kardeş, çok uyanık olmak lazım. Cuma günü hatırıma geldi.Cuma günü hatırıma geldi. Geçen de söylemiştim, bugün yine tekrar edeyim.Geçen de söylemiştim, bugün yine tekrar edeyim. Bu dualar Cenâb-ı Peygamber'in duası, diyor ki:Bu dualar Cenâb-ı Peygamber'in duası, diyor ki: İzâ teşehhâde ehâdukum fel yesteiz billâh min erbâin.

İzâ teşehhâde ehâdukum fel yesteiz billâh min erbâin.
Siz namazda, teşehhüde oturduğunuz vakitte,Siz namazda, teşehhüde oturduğunuz vakitte, Allah'a şu dört şeyden sığının.Allah'a şu dört şeyden sığının. Şu dört şeyden Allah'a sığının.Şu dört şeyden Allah'a sığının. Fel yesteiz.Fel yesteiz. Nedir Ya Rasûlallah?Nedir Ya Rasûlallah? Allahümme innî euzbike min azabi cehennem.

Allahümme innî euzbike min azabi cehennem.
Bundan sığının Allah'a.Bundan sığının Allah'a. Çünkü o seni yakmayacak olan,Çünkü o seni yakmayacak olan, gözlerinin yaşlarını akıttığın vakit seni yakmayacak olan cehennem,gözlerinin yaşlarını akıttığın vakit seni yakmayacak olan cehennem, hazırlanmış duruyor o.hazırlanmış duruyor o. Hazırlanmış duruyor, yaratılacak değil, yaratılmış.Hazırlanmış duruyor, yaratılacak değil, yaratılmış. Bizden evvel yaratılmış, orada bekliyor, ateşler içerisinde.Bizden evvel yaratılmış, orada bekliyor, ateşler içerisinde. Azabı çok müthiş.

Azabı çok müthiş.
Çeşitli azapları var.Çeşitli azapları var. Yalnız kızgın fırın değil.Yalnız kızgın fırın değil. Envai çeşit mikroplar, envai çeşit muzır mahlûklar,Envai çeşit mikroplar, envai çeşit muzır mahlûklar, yılanların her birisinin çeşidi, akreplerin her birisinin çeşidi,yılanların her birisinin çeşidi, akreplerin her birisinin çeşidi, eza verecek mahlûkların sayısı yok.eza verecek mahlûkların sayısı yok. Bunların içerisinde insan inleyecek, ölmeyecek ama.Bunların içerisinde insan inleyecek, ölmeyecek ama. Ölüm de yok.Ölüm de yok. Hani insanı yılan ısırır, akrep ısırırHani insanı yılan ısırır, akrep ısırır yahut ateşte yanar ölür, kurtulur gider.yahut ateşte yanar ölür, kurtulur gider. Burada ölüm yok.Burada ölüm yok. Azap daima yenilenmekte ve devam etmekte.Azap daima yenilenmekte ve devam etmekte. Bu dayanılır şey mi?Bu dayanılır şey mi? Konuşma var, muhabbet var, görüşme var,Konuşma var, muhabbet var, görüşme var, yani hayat var, gidip gelme var.yani hayat var, gidip gelme var. Fakat ıstırap içerisinde, acılar içerisinde.Fakat ıstırap içerisinde, acılar içerisinde. Dayanılmaz bir hal.Dayanılmaz bir hal. İşte o azabı cehennemden kendinizi korumak içinİşte o azabı cehennemden kendinizi korumak için teşehhüdünde de ondan sığınmayı unutmayın.teşehhüdünde de ondan sığınmayı unutmayın. Ne yapacaksın?Ne yapacaksın? Seherlerde kalkıp yalvaracaksın

Seherlerde kalkıp yalvaracaksın
ve seni o cehenneme sürüklemek istenilen hallerdenve seni o cehenneme sürüklemek istenilen hallerden kendini uzak tutacaksın.kendini uzak tutacaksın. Cehenneme neler götürür insanı?Cehenneme neler götürür insanı? Allah'ın emirlerine isyan.Allah'ın emirlerine isyan. Günahları irtikâp, küfrü mucib olan halleri işlemek,Günahları irtikâp, küfrü mucib olan halleri işlemek, en nihayet insanı cehenneme sürükleyen şeylerdendir.en nihayet insanı cehenneme sürükleyen şeylerdendir. E bunlardan korunmak için herhalde demek ki ağlamak,E bunlardan korunmak için herhalde demek ki ağlamak, sızlamak, yalvarmak iktizasındansızlamak, yalvarmak iktizasından Cenâb-ı Peygamber namazınızda dahiCenâb-ı Peygamber namazınızda dahi Allah'a sığının cehennemin azabından buyurmuş.Allah'a sığının cehennemin azabından buyurmuş. Bu hadîs-i şerîf Pakistan taraflarında daha kuvvetli olarak gitmiş

Bu hadîs-i şerîf Pakistan taraflarında daha kuvvetli olarak gitmiş
ve orada vücubhalinde muhakkak namazda okunmasınıve orada vücubhalinde muhakkak namazda okunmasını bizim nasıl ki ettehiyyatü okuyoruz,bizim nasıl ki ettehiyyatü okuyoruz, onlar da okunmasını böyle müştahten görmüşler.onlar da okunmasını böyle müştahten görmüşler. Tavus isminde bu hadîsi rivayet eden bir ravi

Tavus isminde bu hadîsi rivayet eden bir ravi
çocuğu namaz kılıyormuş.çocuğu namaz kılıyormuş. Namaz kıldıktan sonra demiş ki oğlumNamaz kıldıktan sonra demiş ki oğlum bu duaları okudun, sığındın mı Allah'a?bu duaları okudun, sığındın mı Allah'a? Yok baba okumadım.Yok baba okumadım. Öyleyse namazı yeniden kıl demiş.Öyleyse namazı yeniden kıl demiş. Çünkü çok büyük fitne.Çünkü çok büyük fitne. Azâb-ı cehennem arkasından da azâb-ı kabir var.Azâb-ı cehennem arkasından da azâb-ı kabir var. Ve min azâb-ı kabri.Ve min azâb-ı kabri. Kabre girmedik.Kabre girmedik. Adam ne olacak hocaefendi?Adam ne olacak hocaefendi? Nefes bitti, iş bitti.Nefes bitti, iş bitti. Nefes bitti, iş bitti değil.Nefes bitti, iş bitti değil. Adamın Müslümanlıkta yeri yok arkadaş.Adamın Müslümanlıkta yeri yok arkadaş. Nefes bitti, iş bitti diyen adamın Müslümanlıkta yeri yok.Nefes bitti, iş bitti diyen adamın Müslümanlıkta yeri yok. Ne yaparsa yapsın.Ne yaparsa yapsın. Başını secdeden kaldırmasa heva.Başını secdeden kaldırmasa heva. İman olmadı.

İman olmadı.
İman öldükten sonra ahirete inanmakla tamam olur.İman öldükten sonra ahirete inanmakla tamam olur. Ahirete imanla öldükten sonra azâb-ı kabirde var,Ahirete imanla öldükten sonra azâb-ı kabirde var, cehennemin azâbı da var, mizanda var,cehennemin azâbı da var, mizanda var, tartılacak, hesap kılınacak, cenneti de var, cehennemide var.tartılacak, hesap kılınacak, cenneti de var, cehennemide var. İman bunlarla tamam olur.İman bunlarla tamam olur. Yoksa lâ ilâhe illallâh demekle iman tamam olmaz.Yoksa lâ ilâhe illallâh demekle iman tamam olmaz. Onun için azâb-ı cehennemden ve azâb-ı kabirden sığınmakOnun için azâb-ı cehennemden ve azâb-ı kabirden sığınmak mecburiyetindeyiz Allahu Teâlâ'ya.mecburiyetindeyiz Allahu Teâlâ'ya. Canım hoca efendi öldük, işte bitti, hareket kesildi.

Canım hoca efendi öldük, işte bitti, hareket kesildi.
Götürüp gömüyorlar mezara.Götürüp gömüyorlar mezara. Evet, götürüp gömüyorlar mezara.Evet, götürüp gömüyorlar mezara. Ama Allah göstermesin hepimizeAma Allah göstermesin hepimize iyiliklerle, hüsnü hatimeler nasip etsin.iyiliklerle, hüsnü hatimeler nasip etsin. Oraya girdikten sonra,Oraya girdikten sonra, bizim dilimiz yok tabi anlatacak onu artıkbizim dilimiz yok tabi anlatacak onu artık halimize ama büyüklerden, peygamberlerdenhalimize ama büyüklerden, peygamberlerden ve Kuran-ı Azimuşşan'dan, hadîs-i şerîflerden,ve Kuran-ı Azimuşşan'dan, hadîs-i şerîflerden, iktibas olunan haberlere göre o azâb-ı kabir mevcut.iktibas olunan haberlere göre o azâb-ı kabir mevcut. O nasıl olacağını ancak oraya girdikten sonraO nasıl olacağını ancak oraya girdikten sonra insan anlayacak.insan anlayacak. Şimdi burada belki masal gibi gelir.Şimdi burada belki masal gibi gelir. Ama o azâb-ı kabri Cenâb-ı Peygamber diyor kiAma o azâb-ı kabri Cenâb-ı Peygamber diyor ki sığın ondan Allah'tan.sığın ondan Allah'tan. Daha ötesi var mı?Daha ötesi var mı? Ötesi yok.Ötesi yok. Sığının, min fitneti'l-hayati ve'l-memât.Sığının, min fitneti'l-hayati ve'l-memât. Dünya ve ahiretin fitnelerinden de Allah'a sığın.Dünya ve ahiretin fitnelerinden de Allah'a sığın. Ne olacak işte, fitneler o kadar çoktur kiNe olacak işte, fitneler o kadar çoktur ki seni Allah'ın yolundan alıkor.seni Allah'ın yolundan alıkor. Rızık lazım dersin, ekmek parası lazım dersin,Rızık lazım dersin, ekmek parası lazım dersin, ev lazım dersin, çoluk çocuk evlenecek dersin.ev lazım dersin, çoluk çocuk evlenecek dersin. Birçok şeyleri öne korsun.Birçok şeyleri öne korsun. Bunlar için çalışmak lazımBunlar için çalışmak lazım ve bu çalışmaların neticesinde ömür tabi yetmez.ve bu çalışmaların neticesinde ömür tabi yetmez. Sabahleyin kalkacaksın, yorulmuşsun, kalkamıyorsun.

Sabahleyin kalkacaksın, yorulmuşsun, kalkamıyorsun.
Öğlen namazı gelecek, iş var yapacaksın, olmuyor.Öğlen namazı gelecek, iş var yapacaksın, olmuyor. İkinci vakti işin daha kesib vakti, yine olmuyor.İkinci vakti işin daha kesib vakti, yine olmuyor. Akşamüstü yorgun gelmişsin, yatsıya da gelemiyorsun, niçin?Akşamüstü yorgun gelmişsin, yatsıya da gelemiyorsun, niçin? Fitneyi dünya istila etmiş, Allah'ı unutmuş insan.

Fitneyi dünya istila etmiş, Allah'ı unutmuş insan.
İbadetleri unutabilmiş.İbadetleri unutabilmiş. İşte bunların şerrinden Allah'a sığınmak lazım.İşte bunların şerrinden Allah'a sığınmak lazım. Ki Allah rızıkla kolaylık verir,Ki Allah rızıkla kolaylık verir, yorulmadan verir, bu kadar kendini telef etmezsin,yorulmadan verir, bu kadar kendini telef etmezsin, ibadete vakit bıraktırır, filan hepsi güzel olur.ibadete vakit bıraktırır, filan hepsi güzel olur. Bundan da sığınacak.Bundan da sığınacak. Bir de.

Bir de.
Min fitneti'l mesîhi'd-deccâl.Min fitneti'l mesîhi'd-deccâl. O deccâlin de şerrinden, fitnesinden Allah'a sığınmak lazım ki,O deccâlin de şerrinden, fitnesinden Allah'a sığınmak lazım ki, deccâl çok.deccâl çok. Deccâl'in tabiri de vardır.Deccâl'in tabiri de vardır. Bu deccâl var ki kulu Allah'tan ayıranBu deccâl var ki kulu Allah'tan ayıran ve kulu Allah'tan uzaklaştıran fiillerin sahipleri.ve kulu Allah'tan uzaklaştıran fiillerin sahipleri. Ki insanı ibadetten, taattan, şundan, bundan alıkoyarlar.Ki insanı ibadetten, taattan, şundan, bundan alıkoyarlar. İşte bunlardan da sığınmak mecburiyetindeyiz.İşte bunlardan da sığınmak mecburiyetindeyiz. Allah cümlemizi muhafaza eylesin.Allah cümlemizi muhafaza eylesin. Onun için Cenâb-ı Peygamber,

Onun için Cenâb-ı Peygamber,
hasbî racâî min hâlikî,hasbî racâî min hâlikî, ve hasbî dînî min dünyâye.ve hasbî dînî min dünyâye. Gerek dünyaya ait,Gerek dünyaya ait, gerek ahirete ait olan bu hallerdengerek ahirete ait olan bu hallerden Cenâb-ı Vacibül Vücut Hazretleri'ne sığınaraktanCenâb-ı Vacibül Vücut Hazretleri'ne sığınaraktan tohumunu atarsın.tohumunu atarsın. Köylümüzün hali iyidir, atar tohumunu, Allah'a sığınır.Köylümüzün hali iyidir, atar tohumunu, Allah'a sığınır. Allah'a bırakırsın.Allah'a bırakırsın. Yağmurunu verirse güzel mahsuller olur, sevinir.Yağmurunu verirse güzel mahsuller olur, sevinir. Sen yaparsın.Sen yaparsın. Allah ne verirse ona da şükredersin.Allah ne verirse ona da şükredersin. Şimdi bu yok.

Şimdi bu yok.
Okursan okursun, Rabbena Atinâ'dan sonra.Okursan okursun, Rabbena Atinâ'dan sonra. Rabbena Atinâ'dan evvel okursun.Rabbena Atinâ'dan evvel okursun. Salavâtlarını okursun.Salavâtlarını okursun. İstersen Rabbena atinâ dediğin vakitteİstersen Rabbena atinâ dediğin vakitte bunu da okursun, ilave edersin.bunu da okursun, ilave edersin. Hasbiyallâhü ve ni’me’l-vekîlü

Hasbiyallâhü ve ni’me’l-vekîlü
emânü külli hâifin.emânü külli hâifin. Külli hâifin.Külli hâifin. Dünyaya ve ahirete müteallik ne kadar korkular varsaDünyaya ve ahirete müteallik ne kadar korkular varsa gerek dünyaya müteallikgerek dünyaya müteallik gerek ahirete müteallik ne kadar korkular varsa,gerek ahirete müteallik ne kadar korkular varsa, o korkuların hepsine hasbiyallah,o korkuların hepsine hasbiyallah, Allah bana yeter.Allah bana yeter. Ve nîme'l-vekîl, o benim ne güzel vekilimdir.Ve nîme'l-vekîl, o benim ne güzel vekilimdir. Ona teslim oldun mu?

Ona teslim oldun mu?
Ona teslim oldu mu, teslimlik kolay değil ha,Ona teslim oldu mu, teslimlik kolay değil ha, ona teslim oldu mu, kâfî her işine.ona teslim oldu mu, kâfî her işine. Dünya işlerine de, ahiret işlerine de.Dünya işlerine de, ahiret işlerine de. Onun için her gün Hasb-i rabbi cellellâh derler.Onun için her gün Hasb-i rabbi cellellâh derler. Hasbiyallah derler.Hasbiyallah derler. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah.Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah. Bunları yüzer kere okumayı insan ihtiyat edinmeli ve dilini alıştırmalı.Bunları yüzer kere okumayı insan ihtiyat edinmeli ve dilini alıştırmalı. Bu, Ashâb-ı kirâm, radıyallahu anh hazretleri

Bu, Ashâb-ı kirâm, radıyallahu anh hazretleri
eski zamanlarında, malum Müslümanlık zayıf,eski zamanlarında, malum Müslümanlık zayıf, daha az, düşman çok geliyor.daha az, düşman çok geliyor. Dediler ki o fitneciler,Dediler ki o fitneciler, bakalım düşman şimdi çok büyük kuvvetle geliyor,bakalım düşman şimdi çok büyük kuvvetle geliyor, ne yapacaksınız bakalım.ne yapacaksınız bakalım. Bedir de galip geldiniz ama oldu o bir kere.Bedir de galip geldiniz ama oldu o bir kere. Şimdi çok kuvvet geliyor, ne yapacaksınız dediler.Şimdi çok kuvvet geliyor, ne yapacaksınız dediler. Bir korku veriyorlar içeriye.Bir korku veriyorlar içeriye. Müslümanların şeysi, Hasbunallah dedi.Müslümanların şeysi, Hasbunallah dedi. Allah var ya bizimle.Allah var ya bizimle. İsterseniz daha toplanın dünyayı da arkanıza alın gelin.İsterseniz daha toplanın dünyayı da arkanıza alın gelin. Hasbinallah, Allah.

Hasbinallah, Allah.
Mülkün sahibi, kuvvet kudretin sahibi, biz O'nun kullarıyız.Mülkün sahibi, kuvvet kudretin sahibi, biz O'nun kullarıyız. O bize yine nasıl olsa yardım edecek,O bize yine nasıl olsa yardım edecek, sizi şaşırttıracak, yine mağlup olacaksınız.sizi şaşırttıracak, yine mağlup olacaksınız. Hasbiyallah ve nime’l-vekil.Hasbiyallah ve nime’l-vekil. Çok güzel bir duadır.Çok güzel bir duadır. Daima Allah, kul Allah'ına teslim olmalıdır.Daima Allah, kul Allah'ına teslim olmalıdır. Hüsnü’s-savti zînetü’l-Kur’âni.

Hüsnü’s-savti zînetü’l-Kur’âni.
Güzel ses.

Güzel ses.
Kur'an'ı herkes okur.Kur'an'ı herkes okur. Fakat güzel sesle okuyan, yanık bir sesle okuyanFakat güzel sesle okuyan, yanık bir sesle okuyan insanın okuduğu Kur'an'a doyulmaz.insanın okuduğu Kur'an'a doyulmaz. Hepimiz okuyoruz Kur'an'ı amaHepimiz okuyoruz Kur'an'ı ama Allah kullarına da hepsine ayrı ayrı şey vermiştir, Cenâb-ı Hak.Allah kullarına da hepsine ayrı ayrı şey vermiştir, Cenâb-ı Hak. Lütufları vardır.Lütufları vardır. Bazı insanın sedasında, edasında çok güzellikler vardır.Bazı insanın sedasında, edasında çok güzellikler vardır. Okudu mu, bak adeta bayılacağı gelir.Okudu mu, bak adeta bayılacağı gelir. Bir sefer Harem-ı Şerif'te iki hafız gelmiş Mısır'dan,

Bir sefer Harem-ı Şerif'te iki hafız gelmiş Mısır'dan,
İnnâ fetehna'yı okuyorlar.İnnâ fetehna'yı okuyorlar. Yani insan neredeyse bayılacak.Yani insan neredeyse bayılacak. Neredeyse bayılacak.Neredeyse bayılacak. O kadar güzel okuyorlar.O kadar güzel okuyorlar. Öyle güzel Kur'an okumalar zînetü’l-Kur’ânÖyle güzel Kur'an okumalar zînetü’l-Kur’ân Kur'an kendisi ziynetli, fakat ses de onaKur'an kendisi ziynetli, fakat ses de ona bir kat daha ziynet veriyor.bir kat daha ziynet veriyor. Onun için Kur'an okurken mutlaka okuyup da geçmemeli,Onun için Kur'an okurken mutlaka okuyup da geçmemeli, biraz da sesi ve sedayı düzeltmeye gayret etmeli, bahusus gençler arasında.biraz da sesi ve sedayı düzeltmeye gayret etmeli, bahusus gençler arasında. Bazı gençler, yaşlılar bunu beceremez.Bazı gençler, yaşlılar bunu beceremez. Ama gençlikte bu talim olunaraktan bir yol.Ama gençlikte bu talim olunaraktan bir yol. En güzeli tecvidi bellemek.En güzeli tecvidi bellemek. Tecvitle okunması için.Tecvitle okunması için. Tecvitle okunan güzel Kur'an,Tecvitle okunan güzel Kur'an, ses de ona uygun oldu muydu doyum olmaz ona.ses de ona uygun oldu muydu doyum olmaz ona. Husnü’l-meleketi yümnün,

Husnü’l-meleketi yümnün,
ve sûül huluki şûmün.ve sûül huluki şûmün. Husnü’l-meleke, güzel ahlâk.Husnü’l-meleke, güzel ahlâk. Güzel ahlâk, yümnün berekettir.Güzel ahlâk, yümnün berekettir. Berekettir.Berekettir. Ve sûül ahlâk.Ve sûül ahlâk. Kötü ahlâklar da şûmün, bereketsizliktir,Kötü ahlâklar da şûmün, bereketsizliktir, hayırsızlıktır, fenalıktır.hayırsızlıktır, fenalıktır. Onun için ahlâklarınızı İslâm ahlâkı üzerine terbiye ediniz.Onun için ahlâklarınızı İslâm ahlâkı üzerine terbiye ediniz. Kötü ahlâklardan da son derece kaçıp korkunuz,Kötü ahlâklardan da son derece kaçıp korkunuz, adeta aslandan yılandan korktuğunuz gibi.adeta aslandan yılandan korktuğunuz gibi. Ve tâatü’l-mer’eti nedâmetün.

Ve tâatü’l-mer’eti nedâmetün.
Kadınların sözünü dinlemekte nedamettir, niçin?Kadınların sözünü dinlemekte nedamettir, niçin? Saçı uzun, aklı kısa derler.Saçı uzun, aklı kısa derler. Onun her şeyi aklı ermez.Onun her şeyi aklı ermez. Sözüne inan, itaat edersen, sonra pişmanlıklar duyarsın.Sözüne inan, itaat edersen, sonra pişmanlıklar duyarsın. Sor, danış amaSor, danış ama erkeklerin aklı daha âlâ ve üstündür.erkeklerin aklı daha âlâ ve üstündür. Onlarla yaptığın müşaverelerde aldanmazsın.Onlarla yaptığın müşaverelerde aldanmazsın. Ve’s-sadekatü tedfeu’l-kadâe’s-sûe.

Ve’s-sadekatü tedfeu’l-kadâe’s-sûe.
Sadaka, beş kuruş, on kuruş fakir fukaraya veriyoruz ya,Sadaka, beş kuruş, on kuruş fakir fukaraya veriyoruz ya, bu beş kuruş, on kuruş gözümüzün görmediği sadakalar,bu beş kuruş, on kuruş gözümüzün görmediği sadakalar, ha birçok fenalık, fena kötü kazaların,ha birçok fenalık, fena kötü kazaların, kötü hükümlerin önüne geçer.kötü hükümlerin önüne geçer. Kötü kazalardan, kötü belalardan seni korur.Kötü kazalardan, kötü belalardan seni korur. Dün bir kardeş geldi, hanım hanım.Dün bir kardeş geldi, hanım hanım. Hâli hatırını sordum, nasılsın?Hâli hatırını sordum, nasılsın? Dedi ki, işte üç tane kızım vardı.Dedi ki, işte üç tane kızım vardı. Birisinin kocası kaç senelikkenBirisinin kocası kaç senelikken araba kazasında düçar olmuş, öyle gitmiş.araba kazasında düçar olmuş, öyle gitmiş. Birisine bilmem nerede bir kaza gelmiş, öyle gitmiş.Birisine bilmem nerede bir kaza gelmiş, öyle gitmiş. Birisine bilmem nerede bir kaza gelmiş, öyle gitmiş.Birisine bilmem nerede bir kaza gelmiş, öyle gitmiş. Kötü kazalar.Kötü kazalar. E bunlardan Allah'a sığınmak,E bunlardan Allah'a sığınmak, hem sığınırsın, dille sığınırsın,hem sığınırsın, dille sığınırsın, hem de elinden böyle sadaka vermek zorunda muhtaçlara,hem de elinden böyle sadaka vermek zorunda muhtaçlara, Cenâb-ı Hak bu fakuraların yüzü suyu hürmetineCenâb-ı Hak bu fakuraların yüzü suyu hürmetine seni de korur.seni de korur. Hepinizi de korur.Hepinizi de korur. Onun için sadaka vermekten katiyen çekinme.Onun için sadaka vermekten katiyen çekinme. Öyle herkesi de tecessüs edip de bu adam bu sadakaya layık değil ha,

Öyle herkesi de tecessüs edip de bu adam bu sadakaya layık değil ha,
bırak şunu, deme.bırak şunu, deme. Bilmezsin işin iç yüzünü.Bilmezsin işin iç yüzünü. El açmış senden istiyor, ver eline bir şey, geçir o tarafa.El açmış senden istiyor, ver eline bir şey, geçir o tarafa. Tecessüs iyi değil.Tecessüs iyi değil. Bazı söylerler, fukaralar varmış ki apartmanları varmış,Bazı söylerler, fukaralar varmış ki apartmanları varmış, şunlar hanları varmış, hamamları varmış, onun vebali ona ait.şunlar hanları varmış, hamamları varmış, onun vebali ona ait. O düşünsün onu.O düşünsün onu. Sen ona bildirsen amaSen ona bildirsen ama başka tecessüs edip de var mı yok mu diye aramabaşka tecessüs edip de var mı yok mu diye arama lüzum yok, yine:lüzum yok, yine: Husnü’l-meleketi nemâün.

Husnü’l-meleketi nemâün.
Yukarıdaki hadîsi daha açıklayaraktanYukarıdaki hadîsi daha açıklayaraktan güzel ahlâklar böyle her şeyin güzel olmasına,güzel ahlâklar böyle her şeyin güzel olmasına, yetişmesine vesile olur.yetişmesine vesile olur. Bereketine sebep olur.Bereketine sebep olur. Kötü ahlâklar da bereketsizliğine sebep olur.Kötü ahlâklar da bereketsizliğine sebep olur. Ve’l-birru.Ve’l-birru. İhsanlar, ikramlar, iyi ahlâkın içerisindedir.İhsanlar, ikramlar, iyi ahlâkın içerisindedir. Ziyâdetün fi’l-umuri.Ziyâdetün fi’l-umuri. Ömrü artırır, ziyade eder.Ömrü artırır, ziyade eder. Olur, mu hoca efendi?Olur, mu hoca efendi? Olur.Olur. İşte peygamber ziyade diyor, ne diyeceksin?İşte peygamber ziyade diyor, ne diyeceksin? Ziyade ne demek?Ziyade ne demek? Artmak.Artmak. Altmıştaysa yetmiş olacak, yetmişse seksen olacak.Altmıştaysa yetmiş olacak, yetmişse seksen olacak. Allah'ın işine karışmaya kimin gücü yeter?Allah'ın işine karışmaya kimin gücü yeter? Kim bilir ki levh-i mahfûzda benim ömrümün ne olduğunu?Kim bilir ki levh-i mahfûzda benim ömrümün ne olduğunu? Kimse bilmez.Kimse bilmez. Bilmediğin için sen ihsan yap.Bilmediğin için sen ihsan yap. Bir iyilik yap.Bir iyilik yap. İyilik ellerinle de olur, dilinle de olur, parayla da olur.İyilik ellerinle de olur, dilinle de olur, parayla da olur. Çeşitli iyilikleri yap.Çeşitli iyilikleri yap. Ömrü ziyade eder.Ömrü ziyade eder. Ziyadeliği belki rahatlıkla ömrünü geçirirsin.Ziyadeliği belki rahatlıkla ömrünü geçirirsin. Vakitlerin rahat rahat geçer.Vakitlerin rahat rahat geçer. İbadet, taat etmeyi güzel güzel yaparsın.İbadet, taat etmeyi güzel güzel yaparsın. Bu suretle de günlerin uzun olur.Bu suretle de günlerin uzun olur. Meşakkatle günler çabuk geçer.Meşakkatle günler çabuk geçer. Rahatlıkla günler uzun olur.Rahatlıkla günler uzun olur. Akşam olmasını bilmezsin.Akşam olmasını bilmezsin. Bu suretle de bakarsın rahatlık olur.Bu suretle de bakarsın rahatlık olur. Ve’s-sadekatü.

Ve’s-sadekatü.
Yine burada da ifade ediyoruz.Yine burada da ifade ediyoruz. Temneu mîtete’s-sûi.Temneu mîtete’s-sûi. Kötü ölümü men eder diyor.Kötü ölümü men eder diyor. Kötü ölümü men eden şey sadakaymış.Kötü ölümü men eden şey sadakaymış. Hani sekteyi kalpten gitti diyorlar.Hani sekteyi kalpten gitti diyorlar. Eh gider.Eh gider. Şundan gitti gider.Şundan gitti gider. Bundan gitti gider.Bundan gitti gider. Fakat bunları önleyici nasıl ki ilaçlar var.Fakat bunları önleyici nasıl ki ilaçlar var. Hastaya şu ilacı al, bu ilacı al, bu morfunu yap,Hastaya şu ilacı al, bu ilacı al, bu morfunu yap, şu morfunu yap, bir şeyler yapıyorlar.şu morfunu yap, bir şeyler yapıyorlar. Bu ilaçlarla nasıl insan tedavi oluyorsa,Bu ilaçlarla nasıl insan tedavi oluyorsa, işte bunlar da manevi tedavidir.işte bunlar da manevi tedavidir. Manevi tedavidir.Manevi tedavidir. Sadakaları yerlerine verdin miydi,Sadakaları yerlerine verdin miydi, hayırlara verdin miydi, bunların en güzelihayırlara verdin miydi, bunların en güzeli ilim yollarına harcanan paralardır.ilim yollarına harcanan paralardır. İlim yollarına verilen sadakalar,

İlim yollarına verilen sadakalar,
mesela bir sadakanın beş sevabı varsamesela bir sadakanın beş sevabı varsa ilim yolunda onun sadakanın sevabıilim yolunda onun sadakanın sevabı elli, yüz, beş yüz, bin gider ileriye doğru.elli, yüz, beş yüz, bin gider ileriye doğru. Çünkü İslâm'ın bekçisi iki tane.Çünkü İslâm'ın bekçisi iki tane. Birisi o Çanakkale'de göğüsleriniBirisi o Çanakkale'de göğüslerini toplara verip de şehit olan şu kadar şühedâ.toplara verip de şehit olan şu kadar şühedâ. Bir de bu şühedâyı şehitliğin kıymetini, faziletini bildiren ulemâ var.Bir de bu şühedâyı şehitliğin kıymetini, faziletini bildiren ulemâ var. Bu adama şehitliğin kıymetini bildirmeselerdi o orada ölmezdi.Bu adama şehitliğin kıymetini bildirmeselerdi o orada ölmezdi. Bu şehâdeti yapmazdı, kaçacak yol arardı kendini kurtarmak için.Bu şehâdeti yapmazdı, kaçacak yol arardı kendini kurtarmak için. Fakat şehâdetin sevabını biliyor,Fakat şehâdetin sevabını biliyor, vatanı müdafaa etmenin ne kadar kıymetli olduğunu biliyor.vatanı müdafaa etmenin ne kadar kıymetli olduğunu biliyor. Onun için canından geçiyor.Onun için canından geçiyor. Canım giderse gitsin, vatanım dursun diyor.Canım giderse gitsin, vatanım dursun diyor. Çoluğuma çocuğuma kimse elleşmesin diyor.Çoluğuma çocuğuma kimse elleşmesin diyor. Onlar rahat yatsınlar evlerinde, rahat rahat geçinsinler.Onlar rahat yatsınlar evlerinde, rahat rahat geçinsinler. Onun için benim canım feda olsun diyor.Onun için benim canım feda olsun diyor. Onu ona ilimler öğretmiştir.Onu ona ilimler öğretmiştir. Onun için ilimlerin verdiği fedail çok büyük.Onun için ilimlerin verdiği fedail çok büyük. Şehidin bir mertebesi var.

Şehidin bir mertebesi var.
400'e kadar akraba-u taallukatından şefaat edecek,400'e kadar akraba-u taallukatından şefaat edecek, şefaat hakkı kendisine verilecek,şefaat hakkı kendisine verilecek, ilk kanının damlasıyla da bütün günahları silinecek.ilk kanının damlasıyla da bütün günahları silinecek. Bu böyle bir mertebeykenBu böyle bir mertebeyken ulemânın mertebesine erişemez,ulemânın mertebesine erişemez, hiçbir zaman şehit.hiçbir zaman şehit. Hak, hak ulemâlarınınHak, hak ulemâlarının mertebesine erişmeye şehitlerin gücü yetmez.mertebesine erişmeye şehitlerin gücü yetmez. Onun için ilim her şeyin üstündedir.Onun için ilim her şeyin üstündedir. Husnü’ş-şa’ri.

Husnü’ş-şa’ri.
Güzel saç görmek.Güzel saç görmek. Malum, rüyada güzel saç gördün müydü?Malum, rüyada güzel saç gördün müydü? Mala delalet eder.Mala delalet eder. Husnü’l-vechi, güzel yüz gördün.Husnü’l-vechi, güzel yüz gördün. Birisini gördün, çok güzel bir yüzü var.Birisini gördün, çok güzel bir yüzü var. Mala delalet eder.Mala delalet eder. Ve husnü’l-lisân.

Ve husnü’l-lisân.
Çok güzel konuşuyorsun veya konuşan var karşında,Çok güzel konuşuyorsun veya konuşan var karşında, bunu görmüşsün, anlatıyorsun, bu da mala delalettir.bunu görmüşsün, anlatıyorsun, bu da mala delalettir. Ve’l-mâlü mâlün.Ve’l-mâlü mâlün. Yine mal görürsün, o da mala delalet eder.Yine mal görürsün, o da mala delalet eder. Yani rüyada görülen bu haller,Yani rüyada görülen bu haller, hayattaki mallara delalet eder olduğunuhayattaki mallara delalet eder olduğunu Cenâb-ı Peygamber bize beyan buyurmuşlar.Cenâb-ı Peygamber bize beyan buyurmuşlar. Hasâdu ümmetî mâ beyne sittîne ilâ seb’îne.

Hasâdu ümmetî mâ beyne sittîne ilâ seb’îne.
Ortalama.Ortalama. Ümmetimin yaşamak şeyleri 60 ile 70 arasında demiş.Ümmetimin yaşamak şeyleri 60 ile 70 arasında demiş. 70'i geçenler, 80, 90, 100 olanlar var,70'i geçenler, 80, 90, 100 olanlar var, 100'ü de geçenler var.100'ü de geçenler var. Bunlar nadirattandır.Bunlar nadirattandır. Bunlarla kıyas kabul edilmez.Bunlarla kıyas kabul edilmez. Ekseriyetle giden insanlar ahirete göçmek şeklindeEkseriyetle giden insanlar ahirete göçmek şeklinde 60 ile 70 arasındadır.60 ile 70 arasındadır. 70'i atladıysan bahtiyarsın.70'i atladıysan bahtiyarsın. 80'de ölüm ayrı mükâfat var,80'de ölüm ayrı mükâfat var, 90'da ayrı mükâfat var ama onlara da tahammül güçtür.90'da ayrı mükâfat var ama onlara da tahammül güçtür. O zaman güç kalmaz, takat kalmaz.O zaman güç kalmaz, takat kalmaz. Onun bunun yardımına muhtaç duruma düşer insanlar.Onun bunun yardımına muhtaç duruma düşer insanlar. O sağlıklarla olursa o bahtiyarlık.O sağlıklarla olursa o bahtiyarlık. Yine bakınız.Yine bakınız. Hassinû emvâleküm bi’z-zekâh.

Hassinû emvâleküm bi’z-zekâh.
Yine bu da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'inYine bu da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in tedavi, manevi tedavi.tedavi, manevi tedavi. Hassinû emvâleküm bi’z-zekâh.Hassinû emvâleküm bi’z-zekâh. Siz mallarınızı, zekâtlarınızı vermek suretiyle koruyunuz.Siz mallarınızı, zekâtlarınızı vermek suretiyle koruyunuz. Mallarınızı, zekâtlarınızı vermek suretiyle koruyunuz.Mallarınızı, zekâtlarınızı vermek suretiyle koruyunuz. Zekâtın fevâidi namüteanaidir.Zekâtın fevâidi namüteanaidir. İnsanın ufacık bir şöyle düşüncesi olsa yine kâfidir?İnsanın ufacık bir şöyle düşüncesi olsa yine kâfidir? Bu malı veren sana kimdir?

Bu malı veren sana kimdir?
Sen kazandın mı bu malı?Sen kazandın mı bu malı? Yoksa sana kuvvet ve kudreti veren Hâlik-i Zülcelâl'inYoksa sana kuvvet ve kudreti veren Hâlik-i Zülcelâl'in kuvvet kudreti sayesinde mi kazandın?kuvvet kudreti sayesinde mi kazandın? Senden daha çok kuvvetli insanlar var tımarhanede bugün.Senden daha çok kuvvetli insanlar var tımarhanede bugün. Senden daha çok kuvvetli insanlar var bugünSenden daha çok kuvvetli insanlar var bugün hasta yataklarında.hasta yataklarında. Onlar her şeyden aciz.Onlar her şeyden aciz. Ama sana Allah kuvvet vermiş, zeka da vermiş.Ama sana Allah kuvvet vermiş, zeka da vermiş. Çalışmak kabiliyeti de vermiş.Çalışmak kabiliyeti de vermiş. Kazanıyorsun.Kazanıyorsun. O kazandığına diyor ki, kulum bakO kazandığına diyor ki, kulum bak sana ben bu kuvvet kudreti verdimsana ben bu kuvvet kudreti verdim bu kadar mal mülk sahibi oldun, şimdi bunun kırkta birinibu kadar mal mülk sahibi oldun, şimdi bunun kırkta birini benim için vereceksin işte diyor.benim için vereceksin işte diyor. Allah yollarında.Allah yollarında. Bu senin malının, geriye kalan malınınBu senin malının, geriye kalan malının kurtulmasına ve korunmasına sebep oluyor.kurtulmasına ve korunmasına sebep oluyor. Birçok şeyleri var.Birçok şeyleri var. Tecrübeleri var, misalleri var.Tecrübeleri var, misalleri var. Ve dâvû merdâküm.

Ve dâvû merdâküm.
Bak şimdi.Bak şimdi. Malı böyle sadakayla, zekât vermekle koruyun,Malı böyle sadakayla, zekât vermekle koruyun, bir de hastalarınızı tedavi edin,bir de hastalarınızı tedavi edin, deva, deva.deva, deva. Hastalarınıza ilaç olarak.Hastalarınıza ilaç olarak. Kullanın, neymiş? Bi’s-sadekati.Kullanın, neymiş? Bi’s-sadekati. Sadaka vermek suretiyle hastalarınızı ilaçlayın.Sadaka vermek suretiyle hastalarınızı ilaçlayın. Açık tabir yani.Açık tabir yani. Manevi sadaka, senin alacağın şu veya bu ilaç.Manevi sadaka, senin alacağın şu veya bu ilaç. Evet, bu lazım.Evet, bu lazım. Ama bir de bu yoldan tecrübe et bakalım kendiniAma bir de bu yoldan tecrübe et bakalım kendini Peygamber sana öyle diyor.Peygamber sana öyle diyor. Ve dâvû merdâküm bi’s-sadekati.Ve dâvû merdâküm bi’s-sadekati. İbn Mes'ûd'tan rivayet.İbn Mes'ûd'tan rivayet. Sadaka vermekte güçlük çekme,Sadaka vermekte güçlük çekme, zorluk çekme, elin açık olsun.zorluk çekme, elin açık olsun. Şimdi hatırıma geliyor,

Şimdi hatırıma geliyor,
biz sabahları camide az çok bir tesbih dualarla meşgul oluyoruz.biz sabahları camide az çok bir tesbih dualarla meşgul oluyoruz. Serin havalar, kış havalar.Serin havalar, kış havalar. Arkadaşlarımızdan birkaç tanesi şimdiArkadaşlarımızdan birkaç tanesi şimdi hasta evlerinde yatıyorlar, niçin?hasta evlerinde yatıyorlar, niçin? Soğuk almışlar, romatizmaları artmış, filan filan.Soğuk almışlar, romatizmaları artmış, filan filan. Bazı camiler var, kaloriferleri var, güzel.Bazı camiler var, kaloriferleri var, güzel. Sıcacık içerisi, sabahtan akşama kadar otursan zarar etmez.Sıcacık içerisi, sabahtan akşama kadar otursan zarar etmez. Burası Arabistan değil.Burası Arabistan değil. Kış vakti soğuk oluyor camilerimiz.Kış vakti soğuk oluyor camilerimiz. Bugünkü insan da eski insanlara da benzemiyor.Bugünkü insan da eski insanlara da benzemiyor. Eski insanlar natür itibariyle sağlam insanlardı, tahammülleri iyiydi.Eski insanlar natür itibariyle sağlam insanlardı, tahammülleri iyiydi. Bugünkü insanlar ne kadar olsa zayıf bünyeli insanlar,Bugünkü insanlar ne kadar olsa zayıf bünyeli insanlar, sıkıntıya pek gelemiyorlar.sıkıntıya pek gelemiyorlar. Yarım saatlik bir oturma, bir soğuk alma,Yarım saatlik bir oturma, bir soğuk alma, yataklara kadar insanları düşüyor.yataklara kadar insanları düşüyor. Şimdi camimizde bir veya iki tane

Şimdi camimizde bir veya iki tane
soba almaya bizim gücümüz yetmez mi?soba almaya bizim gücümüz yetmez mi? Pekâlâ yeter.Pekâlâ yeter. Bunu yapmaktan korkup kaçıyoruz selam verir vermez.Bunu yapmaktan korkup kaçıyoruz selam verir vermez. Vehhabilerden öğrendiğimiz gibiVehhabilerden öğrendiğimiz gibi hemen pabucunu alıp kaçsın mı herkes camiden?hemen pabucunu alıp kaçsın mı herkes camiden? Yoksa otursun da Allah'a şöyle rahat rahat yalvarsın mı?Yoksa otursun da Allah'a şöyle rahat rahat yalvarsın mı? Şimdi ediyoruz ama biraz zorluk var, elimiz üşüyor,Şimdi ediyoruz ama biraz zorluk var, elimiz üşüyor, ayağımız üşüyor.ayağımız üşüyor. Şu üşüyor, bu üşüyor ama bu sevabı da kaçırmamak için bekliyoruz.Şu üşüyor, bu üşüyor ama bu sevabı da kaçırmamak için bekliyoruz. Ama bunu yapsak daha faydalanırız elbette.Ama bunu yapsak daha faydalanırız elbette. Bu, biz sadakayı verirkenBu, biz sadakayı verirken menfaatimizi de düşünmek lazım.menfaatimizi de düşünmek lazım. Kendi menfaatimizin iktizası,Kendi menfaatimizin iktizası, camimizde iki tane soba kursak,camimizde iki tane soba kursak, ben çünkü Bursa'ya gittim deben çünkü Bursa'ya gittim de Bursa'dayken bizim çocuklar şey sobası yakıyorlar böyle,Bursa'dayken bizim çocuklar şey sobası yakıyorlar böyle, bu linyit kömürünü yakıyorlar, sabahtan yakıyorlar,bu linyit kömürünü yakıyorlar, sabahtan yakıyorlar, akşama kadar yetiyor.akşama kadar yetiyor. Akşamüstü bir daha yakıyorlar, sabaha kadar yetiyor, dolduruyor sobayı.Akşamüstü bir daha yakıyorlar, sabaha kadar yetiyor, dolduruyor sobayı. Güzel.Güzel. Şimdi öğle iki sabah camiyi hamam gibi yapar yani.Şimdi öğle iki sabah camiyi hamam gibi yapar yani. Güzel, insan da üşümeden istediği vakitGüzel, insan da üşümeden istediği vakit namazını güzelce rahat rahat kılar.namazını güzelce rahat rahat kılar. Sadaka nasıl lazımsa, bu da lazım.Sadaka nasıl lazımsa, bu da lazım. Ve eiddû li’l-belâi’d-düâe.

Ve eiddû li’l-belâi’d-düâe.
Bak şimdi başımıza ne geleceğini kim bilir ya?Bak şimdi başımıza ne geleceğini kim bilir ya? Kimse bilmez.Kimse bilmez. Buradan eve gidecek miyiz?Buradan eve gidecek miyiz? Gidemeyecek miyiz? Çıkacak mıyız? Çıkamayacak mıyız?Gidemeyecek miyiz? Çıkacak mıyız? Çıkamayacak mıyız? Bunda da haberimiz yok.Bunda da haberimiz yok. Meçhulümüz bunlar.Meçhulümüz bunlar. Meçhul denilen şeylerin hazırlığı ed-dua.Meçhul denilen şeylerin hazırlığı ed-dua. Nasıl ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem teşehhütteNasıl ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem teşehhütte Allah'a dört şeyden sığınırız dediği gibiAllah'a dört şeyden sığınırız dediği gibi her şeyden de sığınmak lazım.her şeyden de sığınmak lazım. En kolay dua, “Ya RabEn kolay dua, “Ya Rab Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleriPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri senden ne gibi hayırları istediyse ben de isterim Ya Rab.senden ne gibi hayırları istediyse ben de isterim Ya Rab. O ne gibi şerlerden sana sığındıysa,O ne gibi şerlerden sana sığındıysa, ben de sana sığınırım ya Rabbim.”ben de sana sığınırım ya Rabbim.” Bu kestirme bir dua.Bu kestirme bir dua. Fakat bu duaların çok genişleri var.

Fakat bu duaların çok genişleri var.
Bunların en güzelini Aliyyü'l El-Kārî HazretleriBunların en güzelini Aliyyü'l El-Kārî Hazretleri Hizb-i A'zam denilen dua kitabında toplamış.Hizb-i A'zam denilen dua kitabında toplamış. Onun şimdi bizde bir taklitliğini yaparakOnun şimdi bizde bir taklitliğini yaparak onun bir ufağını topladık ki kardeşlerimiz okuyabilsinleronun bir ufağını topladık ki kardeşlerimiz okuyabilsinler ve Allah'a sığınabilsinler.ve Allah'a sığınabilsinler. Bu dualar sabahta akşamda okunduğu takdirdeBu dualar sabahta akşamda okunduğu takdirde Cenâb-ı Hak o duaların sebebiyle bakarsın kiCenâb-ı Hak o duaların sebebiyle bakarsın ki nasıl ilacın sebebiyle aspirini içiyorsun gribin geçiyor,nasıl ilacın sebebiyle aspirini içiyorsun gribin geçiyor, bilmem neyi yutuyorsun, vücuda şey geliyor,bilmem neyi yutuyorsun, vücuda şey geliyor, bu nasıl maddide varsa maneviyatta dabu nasıl maddide varsa maneviyatta da sadakayı verdiğin vakitte bakarsın bir rahatlık gelir vücuduna.sadakayı verdiğin vakitte bakarsın bir rahatlık gelir vücuduna. Ne sayesinde?Ne sayesinde? Hiç bilmem ne sayesinde olduğunu.

Hiç bilmem ne sayesinde olduğunu.
Amerika'dan yahut Avrupa'nın yaptığı bu ilaçta sana bir şifa var daAmerika'dan yahut Avrupa'nın yaptığı bu ilaçta sana bir şifa var da Allah'ın verdiği kelâmda sana şifa olmaz mı?Allah'ın verdiği kelâmda sana şifa olmaz mı? Onun için bazı insanlar okumalara itiraz ederler.Onun için bazı insanlar okumalara itiraz ederler. Okumaktan der, ne olacak ya!Okumaktan der, ne olacak ya! Okursun sen, okudukça sana şifa nereden gelecek?Okursun sen, okudukça sana şifa nereden gelecek? Olur, mu böyle şey?Olur, mu böyle şey? Şimdi maddiyat derdi.

Şimdi maddiyat derdi.
Eczanelerde dolu ilaçlar, istediğini alır,Eczanelerde dolu ilaçlar, istediğini alır, ihtiyacına göre hangi ilaçlarsa onları kullanırsın.ihtiyacına göre hangi ilaçlarsa onları kullanırsın. Adam şey mahiyetinde,Adam şey mahiyetinde, onu susturma mahiyetinde bir büyük söylüyor bunu.onu susturma mahiyetinde bir büyük söylüyor bunu. Ona çirkin sözler söylüyor.Ona çirkin sözler söylüyor. Onu harekete getirecek, asabını tahrik edici,Onu harekete getirecek, asabını tahrik edici, yani sövme gibi pis sözler söylüyor.yani sövme gibi pis sözler söylüyor. Adam kızıyor, bağırıyor, çağırıyor.Adam kızıyor, bağırıyor, çağırıyor. Diyor, ben sana tokat vurmadım, silah da çekmedim,Diyor, ben sana tokat vurmadım, silah da çekmedim, bıçak da göstermedim, ne kızıyorsun diyor.bıçak da göstermedim, ne kızıyorsun diyor. Canım öyle laflar olur mu hiç?Canım öyle laflar olur mu hiç? Diyor, benim lafımla bu kadar müteessir oluyor,Diyor, benim lafımla bu kadar müteessir oluyor, sinirleniyorsun da, Allah'ın kelâmını dinleyince, niçinsinirleniyorsun da, Allah'ın kelâmını dinleyince, niçin olmayacaksın bakayım, söyle.olmayacaksın bakayım, söyle. Benim kelâmımdan üzülüyorsun bak.Benim kelâmımdan üzülüyorsun bak. Allah'ın kelâmının karşısında nasıl dayanacağız?Allah'ın kelâmının karşısında nasıl dayanacağız? O Allah'ın kelâmı ki:O Allah'ın kelâmı ki: Lev enzelnâ hâzâ-l kur-âne ‘alâ cebelin leraeytehu hâşi’an.

Lev enzelnâ hâzâ-l kur-âne ‘alâ cebelin leraeytehu hâşi’an.
Onun için kitabımıza iyi sarılmak ve onu iyi öğrenmekOnun için kitabımıza iyi sarılmak ve onu iyi öğrenmek ve onu her gün okumanızı size tavsiye ederim Aziz Kardeşler.ve onu her gün okumanızı size tavsiye ederim Aziz Kardeşler. Bütün dert derde deva Kur'an'dır.Bütün dert derde deva Kur'an'dır. Bütün dertlere deva Kur'an'dır.Bütün dertlere deva Kur'an'dır. Kur'an'ı bilmeyen kardeşlere de,

Kur'an'ı bilmeyen kardeşlere de,
hele bu gibi memleketlerde oturan kardeşlerehele bu gibi memleketlerde oturan kardeşlere acımaktan başka çaremiz olmaz.acımaktan başka çaremiz olmaz. Evet, köyde, dağda, bayırda hocası yoktur,Evet, köyde, dağda, bayırda hocası yoktur, hacısı yoktur öğrenememiştir amahacısı yoktur öğrenememiştir ama bu memlekette olmaz o.bu memlekette olmaz o. Dündü galiba gazetede gördüm.Dündü galiba gazetede gördüm. Üç yüz bin küsur İstanbul'da okuma yazma bilmeyen insanı yazmış.Üç yüz bin küsur İstanbul'da okuma yazma bilmeyen insanı yazmış. Olur mu bu?Olur mu bu? Bir tane daha okuyayım şimdi size.Bir tane daha okuyayım şimdi size. Hakkat muhabbetî li’l-mütehâbbîne fiyye.

Hakkat muhabbetî li’l-mütehâbbîne fiyye.
Benim muhabbetim, sevgim, yani Hak Celle ve Alâ diyor,Benim muhabbetim, sevgim, yani Hak Celle ve Alâ diyor, benim muhabbetim ve sevgim o kimse için haktır ki,benim muhabbetim ve sevgim o kimse için haktır ki, onlar birbiriyle sevişiyorlar.onlar birbiriyle sevişiyorlar. İki Müslüman birbiriyle candan sevişiyorlarsaİki Müslüman birbiriyle candan sevişiyorlarsa Allah da onları seviyor demektir.Allah da onları seviyor demektir. Allahu Teâlâ'nın sevgisine işaretAllahu Teâlâ'nın sevgisine işaret senin müslümanlarla ilgin, sevişiyorsan Allah sizi seviyor.senin müslümanlarla ilgin, sevişiyorsan Allah sizi seviyor. Dışından sevişmek değil ama candan seviş.Dışından sevişmek değil ama candan seviş. Öyle mürailik sureti olan sevişmeler,Öyle mürailik sureti olan sevişmeler, onu Allah bilir mürailik olduğunu.onu Allah bilir mürailik olduğunu. Onun kıymeti yok.Onun kıymeti yok. Allah için sevişiyorsun, bu adam Allah yolundadır.Allah için sevişiyorsun, bu adam Allah yolundadır. Namazında, niyazında, ibadetinde, tevhidinde.Namazında, niyazında, ibadetinde, tevhidinde. İşte şu su da var, bu su da var.

İşte şu su da var, bu su da var.
Sevilmeye layıktır diyorsun, seviyorsun,Sevilmeye layıktır diyorsun, seviyorsun, onunla dostluk peyda ediyorsun.onunla dostluk peyda ediyorsun. Bu dostluk peyda edişinden dolayı,Bu dostluk peyda edişinden dolayı, Allahu Teâlâ hakikat muhabbeti diyor.Allahu Teâlâ hakikat muhabbeti diyor. Benim muhabbetim buna vacip olur diyor.Benim muhabbetim buna vacip olur diyor. Severim bunları ben diyor.Severim bunları ben diyor. Allah sevdi mi, vurdun vurgunu yani.Allah sevdi mi, vurdun vurgunu yani. Allah bir kulu sevdi mi, vurdun vurgunu demek.Allah bir kulu sevdi mi, vurdun vurgunu demek. Ve hakkat mehabbetî li’l-mütesâfîne fiyye.

Ve hakkat mehabbetî li’l-mütesâfîne fiyye.
İkinci, bu bir.İkinci, bu bir. İkincisi, Allah yolunda saf duranlar.İkincisi, Allah yolunda saf duranlar. Gerek namaz saffı, gerek düşman karşısındaki saf.Gerek namaz saffı, gerek düşman karşısındaki saf. İkisinedir.İkisinedir. Camilerde şu saflar kuruluyor ya,Camilerde şu saflar kuruluyor ya, cami ne kadar büyük olursa saflar da o kadar uzun oluyor.cami ne kadar büyük olursa saflar da o kadar uzun oluyor. Bu uzun safları açık yapmamak lazım.Bu uzun safları açık yapmamak lazım. Eğri büğrü yapmamak lazım.Eğri büğrü yapmamak lazım. İpi çekilmiş olduğu gibi doğru ve birbirine de kilitlenmiş gibiİpi çekilmiş olduğu gibi doğru ve birbirine de kilitlenmiş gibi sıkı olması lazım.sıkı olması lazım. Rahmet-i İlâhi'ye birinden diğerine güzelce geçer.Rahmet-i İlâhi'ye birinden diğerine güzelce geçer. Rahmet-i ilâhi'nin geçmesi içinRahmet-i ilâhi'nin geçmesi için sıkıllık mıkıllık şart değil ammasıkıllık mıkıllık şart değil amma burada da bir hikmet-i İlâhiye var.burada da bir hikmet-i İlâhiye var. Safların muntazam ve sık olarak kurulmasındaSafların muntazam ve sık olarak kurulmasında Cenâb-ı Peygamber'in emirleri var.Cenâb-ı Peygamber'in emirleri var. Açık olursa aranızdan şeytan geçer diyor.Açık olursa aranızdan şeytan geçer diyor. Bu tabi manevi bir terbiye bizi.Bu tabi manevi bir terbiye bizi. Şeytan geçmek için arada boşluk aramaz.Şeytan geçmek için arada boşluk aramaz. Aramaz ama burada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemAramaz ama burada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bizim birbirimize kaynaşmamızı istiyor.bizim birbirimize kaynaşmamızı istiyor. Saflardaki kaynaşıklık,Saflardaki kaynaşıklık, dışarıdaki de kaynaşıklığın alameti olacak.dışarıdaki de kaynaşıklığın alameti olacak. Safta sen benim yanıma sokulmazsan, kaynaşmazsan benimleSafta sen benim yanıma sokulmazsan, kaynaşmazsan benimle dışarıda hiç kaynaşamazsın.dışarıda hiç kaynaşamazsın. Çünkü hep birden bir dinde bir peygamberinÇünkü hep birden bir dinde bir peygamberin ümmeti olaraktan bir Allah'ın huzurundaümmeti olaraktan bir Allah'ın huzurunda karşı karşıya durmuşuz.karşı karşıya durmuşuz. Yüzümüzü çevirmişiz hep bir kıbleye.Yüzümüzü çevirmişiz hep bir kıbleye. Dilimizde hep Allah'ın kelamı.Dilimizde hep Allah'ın kelamı. E şimdi buradaki saflardaki bu bağlılıktan dolayıE şimdi buradaki saflardaki bu bağlılıktan dolayı Allahu Teâlâ bu bağlanan kullarını seviyor.Allahu Teâlâ bu bağlanan kullarını seviyor. Severim diyor.Severim diyor. Hakkat, hakkat, hak ve hakkat, muhabbeti,

Hakkat, hakkat, hak ve hakkat, muhabbeti,
benim muhabbetim hak olur, vacip olur.benim muhabbetim hak olur, vacip olur. Vücutlara terettüp etmez Cenâb-ı Hak amaVücutlara terettüp etmez Cenâb-ı Hak ama bize anlatmak için diyor.bize anlatmak için diyor. Ve hakkat mehabbetî li’l-mütesâfîne fiyye.

Ve hakkat mehabbetî li’l-mütesâfîne fiyye.
Safayı ihlâs manasına da koymuş.Safayı ihlâs manasına da koymuş. Yani ihlâs ile kulluk yapan kullarımınYani ihlâs ile kulluk yapan kullarımın yahut saffetten namazdaki safları murad etmiş.yahut saffetten namazdaki safları murad etmiş. Ve hakkat mehabbetî li’l-mütebâzilîne.Ve hakkat mehabbetî li’l-mütebâzilîne. Mütebâzilin bezleden,Mütebâzilin bezleden, ihsan-ı ikramda mübalağa eden,ihsan-ı ikramda mübalağa eden, daima fakir-fukarayı gözeten,daima fakir-fukarayı gözeten, hayırlara iştirak eden, hayırlarda öne geçenhayırlara iştirak eden, hayırlarda öne geçen kimseleri de Allahu Teâlâ seviyor.kimseleri de Allahu Teâlâ seviyor. Muhabbetim borç oluyor onlara, vacip oluyor.Muhabbetim borç oluyor onlara, vacip oluyor. Onun için:Onun için: Hakku’l-câri erbaîne dâr.

Hakku’l-câri erbaîne dâr.
Komşuluk hakkı tam kırk tane.Komşuluk hakkı tam kırk tane. Sağdan, soldan, önden, arkadan.Sağdan, soldan, önden, arkadan. Komşuluk hakkı hakkında hurmetül câr,Komşuluk hakkı hakkında hurmetül câr, alel câr, kehurmeti demeyin.alel câr, kehurmeti demeyin. Bir insanı vurmak, öldürmek nasıl haramsa,Bir insanı vurmak, öldürmek nasıl haramsa, komşunun hakkına tecavüz böyle haramdır.komşunun hakkına tecavüz böyle haramdır. Komşun velev ki Yahudi olsun,Komşun velev ki Yahudi olsun, velev ki Rum olsun, Ermeni olsun.velev ki Rum olsun, Ermeni olsun. Komşuluk hakkında, komşunun hakkına riayetKomşuluk hakkında, komşunun hakkına riayet Müslümanın ilk vazifesi.Müslümanın ilk vazifesi. Ananın hakkı gibi diyor.

Ananın hakkı gibi diyor.
"Cehurmatü ümmahati" aşağıdakine."Cehurmatü ümmahati" aşağıdakine. Binaenaleyh komşular birbiriyle daimaBinaenaleyh komşular birbiriyle daima iyi geçinmek mecburiyetindediriyi geçinmek mecburiyetindedir ve birbirleriyle olan hataları görmemek,ve birbirleriyle olan hataları görmemek, kusurları görmemek çok fenadır.kusurları görmemek çok fenadır. Suizan sahibi, dedikodularSuizan sahibi, dedikodular insanları birbirinden soğutup ayırmalarına vesile oluyor.insanları birbirinden soğutup ayırmalarına vesile oluyor. Onun için dedikodu çok büyük günahtırOnun için dedikodu çok büyük günahtır ve insanları birbirinden soğutup ayırmakve insanları birbirinden soğutup ayırmak çok menem bir hatadır.çok menem bir hatadır. Allah bu dertten ümmeti-i MuhammediAllah bu dertten ümmeti-i Muhammedi ve bizleri de korusun inşallah.ve bizleri de korusun inşallah. Hakku’r-racüli alâ zevcetihî.Hakku’r-racüli alâ zevcetihî. Erkeğin karı üzerindeki hakkı,Erkeğin karı üzerindeki hakkı, hanımının üzerindeki, erkeğin hanımı üzerindeki hakkı.hanımının üzerindeki, erkeğin hanımı üzerindeki hakkı. En tüti’a emrahû.En tüti’a emrahû. Kadının da erkeğine karşı olan hakkı.Kadının da erkeğine karşı olan hakkı. Kadının erkeğine karşı olan hakkı.Kadının erkeğine karşı olan hakkı. En tüti’a emrahû.En tüti’a emrahû. Erkeğinin emrine itaat.Erkeğinin emrine itaat. En tüti’a emrahû.En tüti’a emrahû. Şer'a muhalif olmadıkça.Şer'a muhalif olmadıkça. Şer'a muhalif diyor.Şer'a muhalif diyor. Şer'a muhalif olmadıkça, onun sözlerine itaat edeceksin.Şer'a muhalif olmadıkça, onun sözlerine itaat edeceksin. Ve en tebirra kasemehû.Ve en tebirra kasemehû. Dediklerini tutacaksın.Dediklerini tutacaksın. Ve en lâ tehcüra firâşehû.

Ve en lâ tehcüra firâşehû.
Yatağını bırakıp kaçmayacaksın.Yatağını bırakıp kaçmayacaksın. Ve en lâ tehruce illâ bi iznihî.Ve en lâ tehruce illâ bi iznihî. Evinden ancak kocasının izniyle çıkacaktır.Evinden ancak kocasının izniyle çıkacaktır. İzin almadan çıkmayacaktır.İzin almadan çıkmayacaktır. Ve en lâ tüdhile aleyhi men yekrahü.Ve en lâ tüdhile aleyhi men yekrahü. Kocasının sevmediği, hoşlanmadığı insanları da evine almayacaktır.Kocasının sevmediği, hoşlanmadığı insanları da evine almayacaktır. İsterse akraba-u taallukatından da olsaİsterse akraba-u taallukatından da olsa mademki kocası onların gelmesinden hoşnut değil evine,mademki kocası onların gelmesinden hoşnut değil evine, onları kocası olmadığı zaman daonları kocası olmadığı zaman da evine almamak kadının vazifesidir.evine almamak kadının vazifesidir. Hakkun alellâhi avnü men nekeha’l-timâse’l-afâfi ammâ harramallâh.

Hakkun alellâhi avnü men nekeha’l-timâse’l-afâfi ammâ harramallâh.
Haramdan korunmak için, iffetini muhafaza içinHaramdan korunmak için, iffetini muhafaza için evlenen insanlara Allah'ın yardımı vardır.evlenen insanlara Allah'ın yardımı vardır. Onun için ev yapanın, evlenenin yardımcısı Allah'tır dediklerinden,Onun için ev yapanın, evlenenin yardımcısı Allah'tır dediklerinden, Allahu Teâlâ ona yardım edecek, rızkına kolaylık verecek.Allahu Teâlâ ona yardım edecek, rızkına kolaylık verecek. Şunu yapacak, bunu yapacak.Şunu yapacak, bunu yapacak. Sen korkma ki ben evlenirsem bunu geçindiremem,Sen korkma ki ben evlenirsem bunu geçindiremem, yapamam, edemem.yapamam, edemem. Yardım eder Allah.Yardım eder Allah. İhlâsın olduğu takdirde.İhlâsın olduğu takdirde. Kur'an-ı Azimuşşan'da bir âyet var.Kur'an-ı Azimuşşan'da bir âyet var. Estâizubillah:Estâizubillah: Yâ eyyuhâ-llezîne âmenû’ttekû(A)llâhe hakka tukâtihi.

Yâ eyyuhâ-llezîne âmenû’ttekû(A)llâhe hakka tukâtihi.
Bu âyet-i kerîmenin tefsirindeBu âyet-i kerîmenin tefsirinde Cenâb-ı Peygamber buyuruyorlar ki:Cenâb-ı Peygamber buyuruyorlar ki: Hakku tukâtihi ne demek?

Hakku tukâtihi ne demek?
En yütâ’a fe lâ yü’sâ.En yütâ’a fe lâ yü’sâ. Günah işlemeden olan itaat.Günah işlemeden olan itaat. İtaatimiz var ama ara sıra da günahlarımız var yani.İtaatimiz var ama ara sıra da günahlarımız var yani. Bu itaat değil.Bu itaat değil. Hakku tükâtih değil.Hakku tükâtih değil. Hakku tükâtih, Allah'tan tam manası korkmak,Hakku tükâtih, Allah'tan tam manası korkmak, isyansız korkudur.isyansız korkudur. Fe lâ yü’sâ.Fe lâ yü’sâ. Ve en yüzkera fe lâ yünsâ.

Ve en yüzkera fe lâ yünsâ.
Allah'ı öyle anacak ki unutmak yok.Allah'ı öyle anacak ki unutmak yok. Unutmak yok.Unutmak yok. Her an, yirmi dört saat Allah hatırında.Her an, yirmi dört saat Allah hatırında. Zikir, hatırda tutmak.Zikir, hatırda tutmak. Allah'ın Teâlâ'yı hatırından çıkarmıyor hiç.Allah'ın Teâlâ'yı hatırından çıkarmıyor hiç. Bu büyük zikir.Bu büyük zikir. Daima Allahu Teâlâ hatırında ki görüyor, biliyor,Daima Allahu Teâlâ hatırında ki görüyor, biliyor, benim nâzırım, şahidim, gözlemciyim,benim nâzırım, şahidim, gözlemciyim, daima benimle beraber olan,daima benimle beraber olan, zât- ı Celle Alâ, benim Allah'ım görüyor ve biliyor.zât- ı Celle Alâ, benim Allah'ım görüyor ve biliyor. Bu itikad içeriye ilişmeli ki Allah beni nerede olsa görüyor,Bu itikad içeriye ilişmeli ki Allah beni nerede olsa görüyor, nerede olsa biliyor.nerede olsa biliyor. Her harekâtımda.Her harekâtımda. Öyleyse insan ufacık bir hata yaparken,Öyleyse insan ufacık bir hata yaparken, düşünsün ki Allah'ın huzurundadır.düşünsün ki Allah'ın huzurundadır. Allah'ın görmesi kâfi değil mi?Allah'ın görmesi kâfi değil mi? Polis yok, jandarma da yok,

Polis yok, jandarma da yok,
başkası da yok, görecek şahit de yok, ispat da yok amabaşkası da yok, görecek şahit de yok, ispat da yok ama Allah'ın görmesi kâfi değil mi?Allah'ın görmesi kâfi değil mi? Bunu unutmayacaksın.Bunu unutmayacaksın. Beni görüyor ve defterime de yazılıyor melekler tarafından.Beni görüyor ve defterime de yazılıyor melekler tarafından. Yarın önüme konulacak.Yarın önüme konulacak. İkrâ kitabek diyecekler bana.İkrâ kitabek diyecekler bana. Canım o nasıl olur?Canım o nasıl olur? Ben toz toprak olacağım da.Ben toz toprak olacağım da. Canım elinde bir teyp var.Canım elinde bir teyp var. Makineyi ne kadar kırarlarsa kırsınlar.Makineyi ne kadar kırarlarsa kırsınlar. Elindeki teybin içerisinde bir olan bir,Elindeki teybin içerisinde bir olan bir, ne diyorlar, şerit var.ne diyorlar, şerit var. O şerit burada dolapta durdukçaO şerit burada dolapta durdukça başka makineyi korsun yine söyleyeceğini söyler.başka makineyi korsun yine söyleyeceğini söyler. Almış içerisine.Almış içerisine. Bu gönül içeriye alıyor ne yapsan.

Bu gönül içeriye alıyor ne yapsan.
Aldıktan sonra bu beden yıkılmış gitmiş, yıkılsın gitsin ne olacak?Aldıktan sonra bu beden yıkılmış gitmiş, yıkılsın gitsin ne olacak? O teyp duruyor ama.O teyp duruyor ama. Teyp ikrâ dedikleri vakit, ikrâ kitabek, hepsini okuyacak.Teyp ikrâ dedikleri vakit, ikrâ kitabek, hepsini okuyacak. Şerit cır cır cır dönüp söyleyecek hepsini.Şerit cır cır cır dönüp söyleyecek hepsini. Bu gözümüzün önünde bugün.Bu gözümüzün önünde bugün. Gözümüzün önündeyken bunu inkâra gücümüz yetmez.Gözümüzün önündeyken bunu inkâra gücümüz yetmez. Öyleyse Allah'a teslim olmaktan başka çaremiz yok.Öyleyse Allah'a teslim olmaktan başka çaremiz yok. Öylesine Allah'a dönecek ki zikret ki unutmayasın şunu.Öylesine Allah'a dönecek ki zikret ki unutmayasın şunu. Her zaman Allah bizimle bitti.

Her zaman Allah bizimle bitti.
Ve huve meaküm diyor.Ve huve meaküm diyor. Ben sizinleyim ve size sizden daha yakınım.Ben sizinleyim ve size sizden daha yakınım. Daha ne diyeceksin?Daha ne diyeceksin? Size sizden yakınım ve sizin her harekâtınızı biliyor ve görüyorum.Size sizden yakınım ve sizin her harekâtınızı biliyor ve görüyorum. Kaçamak yolunuz yok.Kaçamak yolunuz yok. Öyleyse harekâtınızı buna göre düzeltin.Öyleyse harekâtınızı buna göre düzeltin. Geldiğiniz vakitte de ahirette,Geldiğiniz vakitte de ahirette, cennetin en güzel yerlerine nâil olursunuz.cennetin en güzel yerlerine nâil olursunuz. Cennetin sekiz kapısı var.

Cennetin sekiz kapısı var.
Sekiz kapısıSekiz kapısı muttakilere açılacak benle gir içeriye diyerekten.muttakilere açılacak benle gir içeriye diyerekten. Bir insan da 8 kapıdan da girecek.Bir insan da 8 kapıdan da girecek. Bir insan 8 kapıdan girebilir mi?Bir insan 8 kapıdan girebilir mi? Bir insan bir kapıdan girer.Bir insan bir kapıdan girer. Fakat Allahu Teâlâ Celle ve AlâFakat Allahu Teâlâ Celle ve Alâ insana verdiği kudret ve kuvvet hiçbir şeyde yok.insana verdiği kudret ve kuvvet hiçbir şeyde yok. Onun için onu 8 kapıdan geçirir gibi geçirecek.Onun için onu 8 kapıdan geçirir gibi geçirecek. Numarası dünyada da var işte.

Numarası dünyada da var işte.
Bizim Bursa'da Somuncu Baba derler bir zat var.Bizim Bursa'da Somuncu Baba derler bir zat var. Hutbeye çıkmış, güzel bir hutbe okumuş.Hutbeye çıkmış, güzel bir hutbe okumuş. Evliyâullah'tan bir zat imiş.Evliyâullah'tan bir zat imiş. Camiden çıkınca, vaaz edip bitip çıkınca,Camiden çıkınca, vaaz edip bitip çıkınca, caminin üç kapısını da tutmuş cemaat,caminin üç kapısını da tutmuş cemaat, elini öpelim bu zatın diyerekten,elini öpelim bu zatın diyerekten, her üç kapıda biz onun elini öptük diyor.her üç kapıda biz onun elini öptük diyor. Biz onun elini öptüydük.Biz onun elini öptüydük. Zahiri ulemâsı yok mu, ya böyle şey olmaz, inanmayın bunlara diyor.Zahiri ulemâsı yok mu, ya böyle şey olmaz, inanmayın bunlara diyor. Zahiriler.Zahiriler. Fakat batıniler diyor ki,Fakat batıniler diyor ki, Allah bir kulunu kırk kapıda da çıkarır,Allah bir kulunu kırk kapıda da çıkarır, her kapıdan da geçirir, niçin?her kapıdan da geçirir, niçin? Sen şeytana inanıyor musun, cine inanıyor musun?

Sen şeytana inanıyor musun, cine inanıyor musun?
Cin çeşit kılıklara giriyor.Cin çeşit kılıklara giriyor. Âdi mahlûktur.Âdi mahlûktur. İnsan eşref-i mahlûk.İnsan eşref-i mahlûk. Niçin onun yaptığını yapamayacak?Niçin onun yaptığını yapamayacak? Kudret Allah'ındır.Kudret Allah'ındır. Bir anda Mekke'ye gider, bir anda dünyayı dolaşır gelir.Bir anda Mekke'ye gider, bir anda dünyayı dolaşır gelir. O taa makinesini kuruncaya kadar mümin dünyayı dolaşır.O taa makinesini kuruncaya kadar mümin dünyayı dolaşır. Demek ki Allah'ı unutmamak suretiyle zikredecek.Demek ki Allah'ı unutmamak suretiyle zikredecek. Ve en yüşkera fe lâ yükfer.

Ve en yüşkera fe lâ yükfer.
Hiçbir suretle de Allah'ın nimetlerine,Hiçbir suretle de Allah'ın nimetlerine, küfran-ı nimet etmediği suretiyle elhamdülillah,küfran-ı nimet etmediği suretiyle elhamdülillah, şükür elhamdülillah diyecek.şükür elhamdülillah diyecek. Büyük kardeşlerin hakkı,Büyük kardeşlerin hakkı, küçüklere karşı valide hakkı gibiymiş.küçüklere karşı valide hakkı gibiymiş. Kehakki’l-vâlidi alâ veledihî.

Kehakki’l-vâlidi alâ veledihî.
Ananın evladına karşı hakkı nasılsa,Ananın evladına karşı hakkı nasılsa, büyük ağabeyinin de küçük ağabeye karşı hakkı öyle.büyük ağabeyinin de küçük ağabeye karşı hakkı öyle. Küçük büyüğe karşı hürmetkâr durack.Küçük büyüğe karşı hürmetkâr durack. Anasına karşı nasıl hürmetkârsa,Anasına karşı nasıl hürmetkârsa, babasına karşı nasıl hürmetkârsa,babasına karşı nasıl hürmetkârsa, ağabeysine karşı da böyle hürmetkâr olmasıağabeysine karşı da böyle hürmetkâr olması Müslümanlığın vazifelerinden birisi.Müslümanlığın vazifelerinden birisi. Birisi de:Birisi de: Hakkun alâ men kâme min meclisin

Hakkun alâ men kâme min meclisin
en yüsellime aleyhim.en yüsellime aleyhim. Bir meclisten çıkıyorsunuz, ayrılıyorsunuz, esselamu Aleyküm.Bir meclisten çıkıyorsunuz, ayrılıyorsunuz, esselamu Aleyküm. Esselamu aleyküm diyerek çıkmak müslümanın borcudur.Esselamu aleyküm diyerek çıkmak müslümanın borcudur. Çıkacağınız vakitte gideceksiniz, insanın bir ihtiyacı olur,Çıkacağınız vakitte gideceksiniz, insanın bir ihtiyacı olur, ayrılmak ister meclisten.ayrılmak ister meclisten. O zaman Allah'a ısmarladık demek kâfi değil.O zaman Allah'a ısmarladık demek kâfi değil. Esselamu Aleyküm.Esselamu Aleyküm. Cenâb-ı Peygamber'in tarifi.Cenâb-ı Peygamber'in tarifi. Ve hakkun alâ men etâ meclisen.Ve hakkun alâ men etâ meclisen. Birisi de geldi.Birisi de geldi. Hemen oturuvermeyecek.Hemen oturuvermeyecek. Esselamu aleyküm.Esselamu aleyküm. Öyle oturacak.Öyle oturacak. Yine, birkaç tane var zararı yok onları da okuyuvereyim.Yine, birkaç tane var zararı yok onları da okuyuvereyim. Hakku’l-veledi ale’l-vâlid.

Hakku’l-veledi ale’l-vâlid.
Çocuğun hakkı var anası üzerinde,Çocuğun hakkı var anası üzerinde, babası üzerinde, nedir?babası üzerinde, nedir? En yüallimehü’l-kitâbete.

En yüallimehü’l-kitâbete.
Çocuğa okumayı, yazmayı öğretmek.Çocuğa okumayı, yazmayı öğretmek. Okumayı öğretmek.Okumayı öğretmek. Bugün yalnız, yani basit okumalar kâfi gelmiyor.Bugün yalnız, yani basit okumalar kâfi gelmiyor. Okumadan murad, kemâl derecesi.Okumadan murad, kemâl derecesi. Üstün bir dereceye kadar çocuğu okutacaksın.Üstün bir dereceye kadar çocuğu okutacaksın. Çünkü faydası umumadır.Çünkü faydası umumadır. İkincisi, yüzmeyi öğreteceksin.

İkincisi, yüzmeyi öğreteceksin.
Denizde, havuzda, nerede yüzmesini öğrenecek çocuk.Denizde, havuzda, nerede yüzmesini öğrenecek çocuk. Babanın vazifesi, ananın vazifesi.Babanın vazifesi, ananın vazifesi. Ve’r-rimâyete.

Ve’r-rimâyete.
Atmayı öğreteceksin.Atmayı öğreteceksin. Atmayı öğreteceksin.Atmayı öğreteceksin. Geçenlerde duydum da şaştım.Geçenlerde duydum da şaştım. Gavur kızlarına, çocuklarına boyuna bol cephaneGavur kızlarına, çocuklarına boyuna bol cephane atın diye onları alıştırıyormuş atmaya.atın diye onları alıştırıyormuş atmaya. Bu Müslümanın vazifesi.Bu Müslümanın vazifesi. Müslüman yapacak bunu.Müslüman yapacak bunu. Evladına atışı öğretecek.Evladına atışı öğretecek. Bir köyde bulunuyordum da başladı tak tak tak silahlar atılıyor.Bir köyde bulunuyordum da başladı tak tak tak silahlar atılıyor. Çerkez köyüydü.Çerkez köyüydü. Ne oluyor dedim.Ne oluyor dedim. Çocuk askere gidiyor dedi.Çocuk askere gidiyor dedi. Onu uğurluyoruz.Onu uğurluyoruz. Böyle şey mi olur?Böyle şey mi olur? Çocuk kurşun sesine alışsın diye atarlar bunu dedi.Çocuk kurşun sesine alışsın diye atarlar bunu dedi. Düşmanın karşısına çıktığı vakitte korkmasın.Düşmanın karşısına çıktığı vakitte korkmasın. Kurşun sesine alışsın diyerekten bu takırtı yaparlar işte.Kurşun sesine alışsın diyerekten bu takırtı yaparlar işte. Ve en lâ yerzükahû illâ tayyiben.

Ve en lâ yerzükahû illâ tayyiben.
Çocuğa ancak helal yedirsin.Çocuğa ancak helal yedirsin. Çocuğuna yedireceği lokma helal olsun.Çocuğuna yedireceği lokma helal olsun. Ki anaya babaya da faydalı olur,Ki anaya babaya da faydalı olur, cemiyete de faydalı olur, her şeye faydalı olur.cemiyete de faydalı olur, her şeye faydalı olur. Hameletül’l-ilmi fi’d-dünyâ hulâfâü’l-enbiyâi,

Hameletül’l-ilmi fi’d-dünyâ hulâfâü’l-enbiyâi,
ve fi’l-âhirati mine’ş-şühedâi.ve fi’l-âhirati mine’ş-şühedâi. Bakınız. Hameletül’l-ilmi.Bakınız. Hameletül’l-ilmi. İlmi hamil olan insanlar.İlmi hamil olan insanlar. Bu ilimden maksat fizik ilmi değil.Bu ilimden maksat fizik ilmi değil. Hesap ilmi değil.Hesap ilmi değil. Ticaret ilmi değil.Ticaret ilmi değil. Çeşitli ilimler.Çeşitli ilimler. Bu ilimden murad, ilm-i Kur'an ve ilm-i Hadîstir.Bu ilimden murad, ilm-i Kur'an ve ilm-i Hadîstir. Bu ilimleri öğrenmek Hulafaü'l Enbiya,Bu ilimleri öğrenmek Hulafaü'l Enbiya, peygamberlerin halifesi olmakpeygamberlerin halifesi olmak salahiyetine insanları eriştirir.salahiyetine insanları eriştirir. Ve fi’l-âhirati mine’ş-şühedâi.Ve fi’l-âhirati mine’ş-şühedâi. Yatağında ölmüşsündür ama şehitler meyanındadır.Yatağında ölmüşsündür ama şehitler meyanındadır. Yine bakınız:Yine bakınız: Hameletü’l-kur’âni hümü’l-müallimûne kelâmellâhi.

Hameletü’l-kur’âni hümü’l-müallimûne kelâmellâhi.
Hamele-il-kur’ân şimdi ilmi hamil,

Hamele-il-kur’ân şimdi ilmi hamil,
Kur'an'ı hamil, ilmi hamil demektir.Kur'an'ı hamil, ilmi hamil demektir. Kur'an'ı yüklenen insanlar, gerek hafız olsunKur'an'ı yüklenen insanlar, gerek hafız olsun gerek hoca olsun.gerek hoca olsun. Hümü’l-müallimûne kelâmellâh.Hümü’l-müallimûne kelâmellâh. Kurra' dan maksat lafzını değil,Kurra' dan maksat lafzını değil, lafzıyla beraber manasını da yüklenen insanlar demektir.lafzıyla beraber manasını da yüklenen insanlar demektir. Bunlar, hümü’l-müallimûne kelâmellâh.Bunlar, hümü’l-müallimûne kelâmellâh. Allahu Teâlâ Hazretlerinin kelâmınıAllahu Teâlâ Hazretlerinin kelâmını yüklenmiş olan insanlardır kiyüklenmiş olan insanlardır ki el-mütelebbisûne bi nûrillâhiel-mütelebbisûne bi nûrillâhi Allah'ın nurundan nur alırlar.Allah'ın nurundan nur alırlar. Aynayı güneşe tuttuğu vakitte,Aynayı güneşe tuttuğu vakitte, nasıl onun ışığını alıp da başka tarafa naklediyor?nasıl onun ışığını alıp da başka tarafa naklediyor? Kur'an'ın ilmi de böyle arkadaş.Kur'an'ın ilmi de böyle arkadaş. Alır, verir.Alır, verir. Kim onları korursa,

Kim onları korursa,
fe kad vâlellâhe, ve men âdâhüm fe kad âdallâhe.fe kad vâlellâhe, ve men âdâhüm fe kad âdallâhe. Onlara dost olanlar Allah'ın dostu,Onlara dost olanlar Allah'ın dostu, onlara düşman olanlar Allah'ın da düşmanıdır.onlara düşman olanlar Allah'ın da düşmanıdır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e, şimdi onun şeysini söyleyeceğim.şimdi onun şeysini söyleyeceğim. Hep beraber bir salât ü selâm okuyalım.Hep beraber bir salât ü selâm okuyalım. Allahümme salli alâ

Allahümme salli alâ
seyyidinâ Muhammedîni’n-nebiyyi’l-ümmiyyiseyyidinâ Muhammedîni’n-nebiyyi’l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim. Allahümme salli alâAllahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedîni’n-nebiyyi’l-ümmiyyi ve alâseyyidinâ Muhammedîni’n-nebiyyi’l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.âlihî ve sahbihî ve sellim. Allahümme salli alâ seyyidinâAllahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedîni’n-nebiyyi’l-ümmiyyiMuhammedîni’n-nebiyyi’l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim. Hayâti, Cenâb-ı Peygamber diyor.

Hayâti, Cenâb-ı Peygamber diyor.
Hayâti, benim hayatım,Hayâti, benim hayatım, o devirdeki bulunduğu hayatım.o devirdeki bulunduğu hayatım. Hayrun lekum.Hayrun lekum. Peygamber içinizde, sizin için en hayırlı bir şeyPeygamber içinizde, sizin için en hayırlı bir şey benim aranızda bulunmaklığımdır hayatım.benim aranızda bulunmaklığımdır hayatım. Sizin için hayırlıdır, niçin?Sizin için hayırlıdır, niçin? Tühaddisûn.

Tühaddisûn.
Söylersiniz.Söylersiniz. Dinlerim, cevaplandırırım.Dinlerim, cevaplandırırım. İstediklerinizi öğrenirsiniz, müşküllerinizi hallederiz.İstediklerinizi öğrenirsiniz, müşküllerinizi hallederiz. Ve yühaddesü leküm.Ve yühaddesü leküm. Size birçok şeyleri haber veririm.Size birçok şeyleri haber veririm. Kur'an manalarını olsun, bütün verdiği buKur'an manalarını olsun, bütün verdiği bu hadîs kitaplarındaki birçok malumatlar,hadîs kitaplarındaki birçok malumatlar, işte hayatımdayken size verilmiş hediyelerimdir benim.işte hayatımdayken size verilmiş hediyelerimdir benim. Bugün bu dinlediklerinizden,

Bugün bu dinlediklerinizden,
onun hediyelerinden birer hediyedir bize.onun hediyelerinden birer hediyedir bize. Fe izâ ene mittü.Fe izâ ene mittü. Fakat herkes muvakkat dünyada.Fakat herkes muvakkat dünyada. Herkes muvakkat.Herkes muvakkat. O Peygamber olmakla.O Peygamber olmakla. O da bize veda etti, gitti.O da bize veda etti, gitti. Fe izâ ene mittü.

Fe izâ ene mittü.
Ben gittim ama tü’radu aleyye e’mâlüküm,Ben gittim ama tü’radu aleyye e’mâlüküm, iyi biliniz ki sizin amelleriniz bana arz olunmuş.iyi biliniz ki sizin amelleriniz bana arz olunmuş. Siz nerede olursanız olun, dünyanın her köşesinde olun.Siz nerede olursanız olun, dünyanın her köşesinde olun. Sizin amelleriniz bana arz olunur.Sizin amelleriniz bana arz olunur. Yani bugün dünya içerisindeki hükümetler arasındaYani bugün dünya içerisindeki hükümetler arasında bir vasıta var, telli telsiz.bir vasıta var, telli telsiz. Memleketlerin haberlerini derhal yetiştiriyorlar merkeze.Memleketlerin haberlerini derhal yetiştiriyorlar merkeze. Olan biten vakaları derhal yetiştiriyorlar.Olan biten vakaları derhal yetiştiriyorlar. Şurada şunları yakaladık, burada bunları yakaladık,Şurada şunları yakaladık, burada bunları yakaladık, şurada şu oldu, burada bu oldu diyerektenşurada şu oldu, burada bu oldu diyerekten merkez derhal haberdar oluyor.merkez derhal haberdar oluyor. Ee bu Allah'ın peygamberi aziz kardeş.Ee bu Allah'ın peygamberi aziz kardeş. Allah'ın peygamberi.Allah'ın peygamberi. Arada öyle vasıtalar var, senin gözün görmez bunları.Arada öyle vasıtalar var, senin gözün görmez bunları. Onlara biz melekler deriz.Onlara biz melekler deriz. O melekler imanımızdandır ki.

O melekler imanımızdandır ki.
Amentü billahi ve melaiketihi diyoruz.Amentü billahi ve melaiketihi diyoruz. Canım görmediğime inanayım mı?Canım görmediğime inanayım mı? Görmediğine inanmıyorsan gelme buralara.Görmediğine inanmıyorsan gelme buralara. Müslüman olmalısın.Müslüman olmalısın. Sen aklını göster bana.Sen aklını göster bana. Çıkar aklını.Çıkar aklını. Ben de ki benim aklım şudur deyip gösterebilir misin?Ben de ki benim aklım şudur deyip gösterebilir misin? Ruhunu gösterebilir misin?Ruhunu gösterebilir misin? Bunlar hep şeylerle anlaşılır.Bunlar hep şeylerle anlaşılır. Zahirleriyle anlaşılır.Zahirleriyle anlaşılır. Tezahüratla.Tezahüratla. Akıllı iş yaparsan akıllı derler.Akıllı iş yaparsan akıllı derler. Delice iş yaparsan akılsız adam derler.Delice iş yaparsan akılsız adam derler. Binaenaleyh Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem diyor ki,

Binaenaleyh Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem diyor ki,
ben ahirete göçtükten sonraben ahirete göçtükten sonra sizin amelleriniz bana arz olunacak.sizin amelleriniz bana arz olunacak. Neyle arz olanacak deme.Neyle arz olanacak deme. Allah bize öyle vasıtalar vermiş kiAllah bize öyle vasıtalar vermiş ki şu kafatasındaki aklınşu kafatasındaki aklın bir zerresinin gidiş hesabını yapacak makine yok dünyada.bir zerresinin gidiş hesabını yapacak makine yok dünyada. Bir anda dünyayı dolaşıyor.Bir anda dünyayı dolaşıyor. Zerresi kafamızdaki.Zerresi kafamızdaki. Allahu Teâlâ'nın öyle melekleri de var ki,Allahu Teâlâ'nın öyle melekleri de var ki, bu ağızlarımızdan çıkan lafları,bu ağızlarımızdan çıkan lafları, yaptığımız bütün harekâtları,yaptığımız bütün harekâtları, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e arz ediyor.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e arz ediyor. Fe in raeytü.

Fe in raeytü.
Ben gördüğüm vakitte, hayran,Ben gördüğüm vakitte, hayran, bu geliyor, falan memleketteki kulunbu geliyor, falan memleketteki kulun böyle namaz kılıyor, böyle okuyor, böyle salât ü selâm getiriyor.böyle namaz kılıyor, böyle okuyor, böyle salât ü selâm getiriyor. Hamidtüllâh.Hamidtüllâh. Allah'a hamd ediyor.Allah'a hamd ediyor. Ya Rabbi çok şükür.Ya Rabbi çok şükür. Ne güzel kullarım, ümidim var, derim.Ne güzel kullarım, ümidim var, derim. Allah insanları şaşırtmasın.Allah insanları şaşırtmasın. Geçen gün bir Arap vaazı dinledim.

Geçen gün bir Arap vaazı dinledim.
Mekke-i Mükerreme'de bir Arap hocası vaaz ediyor.Mekke-i Mükerreme'de bir Arap hocası vaaz ediyor. Vaaz ederken diyor ki buraya geldiniz,Vaaz ederken diyor ki buraya geldiniz, haccınızı da yaptınız, Allah kabul etsin.haccınızı da yaptınız, Allah kabul etsin. Medine'ye gitmeye lüzum yok diyor.Medine'ye gitmeye lüzum yok diyor. Dağılın evlerinize, gidin memleketlerinize.Dağılın evlerinize, gidin memleketlerinize. Oraya gidip salât ü selâm okuyacaksınız ya,Oraya gidip salât ü selâm okuyacaksınız ya, onu evinizden yaparsanız yine o salât ü selâmınız sizinonu evinizden yaparsanız yine o salât ü selâmınız sizin Medine'deki yatan peygambere vasıl olur.Medine'deki yatan peygambere vasıl olur. Oraya kadar ihtiyar-ı zahmet etmeyin diyerektenOraya kadar ihtiyar-ı zahmet etmeyin diyerekten mezheplerin itikadınca Müslümanları o yoldan çevirmeye çalışıyorlar.mezheplerin itikadınca Müslümanları o yoldan çevirmeye çalışıyorlar. Hâlbuki Cenâb-ı Peygamber'in huzurundaHâlbuki Cenâb-ı Peygamber'in huzurunda bir an durabilmek devleti kâinata değmez yani.bir an durabilmek devleti kâinata değmez yani. Ne demek efendi, insan deli olması lazım ki bu sözü söylesin.Ne demek efendi, insan deli olması lazım ki bu sözü söylesin. Deli olması lazım ki bu sözü söylesin deDeli olması lazım ki bu sözü söylesin de Müslümanın peygamberinin huzurundaMüslümanın peygamberinin huzurunda el bağlayıp boyun bükmesine engel olsun.el bağlayıp boyun bükmesine engel olsun. Bu olur şey değil.Bu olur şey değil. Onun huzurunda çeşit bugün şeyler var efendim,Onun huzurunda çeşit bugün şeyler var efendim, görüyoruz hepimizin önünde işte televizyonlar.görüyoruz hepimizin önünde işte televizyonlar. Ta Amerika'dakinin, şuradakinin, buradakininTa Amerika'dakinin, şuradakinin, buradakinin şekillerini, şemaillerini karşımıza gösteriyor daşekillerini, şemaillerini karşımıza gösteriyor da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in karşısında duran televizyonunPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in karşısında duran televizyonun gücünü kimse bilmez.gücünü kimse bilmez. O güç orada hepimizin böyle fotoğraflarını alıp Resûlullah'ınO güç orada hepimizin böyle fotoğraflarını alıp Resûlullah'ın huzuruna koyuveriyor.huzuruna koyuveriyor. Buna mani olmak delillikten başka bir şey değildir.Buna mani olmak delillikten başka bir şey değildir. Allah bana kuvvet vermiş, ben Mekke'ye gitmişim, haccımı yapmışım daAllah bana kuvvet vermiş, ben Mekke'ye gitmişim, haccımı yapmışım da bu şeriatın sahibi olan,bu şeriatın sahibi olan, o peygamberimin gidip de ziyaretini yapmayacağım,o peygamberimin gidip de ziyaretini yapmayacağım, bundan daha büyük ahmaklık mı olur dersin?bundan daha büyük ahmaklık mı olur dersin? İşte hayâti hayrun leküm.

İşte hayâti hayrun leküm.
Olduğu gibi.Olduğu gibi. Memati, o da ahireti göçüp o da hayatım çünküMemati, o da ahireti göçüp o da hayatım çünkü amelleriniz bana arz olunur.amelleriniz bana arz olunur. Binaenaleyh biz Resûlullah'ın karşısına gittiğimiz vakit

Binaenaleyh biz Resûlullah'ın karşısına gittiğimiz vakit
''Es salatu ves selamu aleyke ya Resûlullah''''Es salatu ves selamu aleyke ya Resûlullah'' iki karşı muhatap var.iki karşı muhatap var. Karşındadır Resûlullah yani.Karşındadır Resûlullah yani. Gözünü aç görürsün.Gözünü aç görürsün. Gözünü aç görürsün.Gözünü aç görürsün. Zannetme ki o şebekenin içerisinde.Zannetme ki o şebekenin içerisinde. ''Niçin yahu olur mu hoca efendi bin üç yüz sene evvel

''Niçin yahu olur mu hoca efendi bin üç yüz sene evvel
ahirete göçen insan da hayat olur mu?''ahirete göçen insan da hayat olur mu?'' Sen hayatı bilmezsin, ben de bilmem kardeşim.Sen hayatı bilmezsin, ben de bilmem kardeşim. Allah kusurumuzu affetsin.Allah kusurumuzu affetsin. Hayat senin benim bildiğim gibi değil.Hayat senin benim bildiğim gibi değil. Hayat, asıl gözleri yumduktan sonra olan hayattır.Hayat, asıl gözleri yumduktan sonra olan hayattır. Onun için Cenâb-ı Hak:Onun için Cenâb-ı Hak: Velâ tekûlû limen yuktelu fî sebîlil(A)llâhi emvât.

Velâ tekûlû limen yuktelu fî sebîlil(A)llâhi emvât.
“Siz şehid olan şühedaya öldü demeyin”, diyor Allah.“Siz şehid olan şühedaya öldü demeyin”, diyor Allah. Şüheda nerede kalır Peygamber’in yanında arkadaşım?

Şüheda nerede kalır Peygamber’in yanında arkadaşım?
Nerede kalır?Nerede kalır? Şühedaya ölü diyemiyoruz da Peygamber’e nasıl diyeceksin ölü?Şühedaya ölü diyemiyoruz da Peygamber’e nasıl diyeceksin ölü? O bir yerden bir yere geçmiş,O bir yerden bir yere geçmiş, şimdi orada bizim harekâtlarımızı gözlemekte.şimdi orada bizim harekâtlarımızı gözlemekte. Onun için karşısına gittiğimizdeOnun için karşısına gittiğimizde es-selâtu ve’s-selâmu aleyke ya Resûlullah deyişines-selâtu ve’s-selâmu aleyke ya Resûlullah deyişin şeysine paye yoktur yani.şeysine paye yoktur yani. Allah hepimize her sene gidip de O'nun karşısında durup

Allah hepimize her sene gidip de O'nun karşısında durup
saadet, selametlerlesaadet, selametlerle selamlar verebilmek nasibi müyyesser etsin.selamlar verebilmek nasibi müyyesser etsin. Ve in raeytü şerran.

Ve in raeytü şerran.
Bak şimdi, beşeriyet ya.Bak şimdi, beşeriyet ya. Kusursuz da olmuyoruz işte.Kusursuz da olmuyoruz işte. Ne yapalım, bazen de kusurlar oluyor.Ne yapalım, bazen de kusurlar oluyor. Baktım ki ümmetimden kötülükler görüyorum.Baktım ki ümmetimden kötülükler görüyorum. Fenalıklar görüyorum.Fenalıklar görüyorum. İsteğfertü leküm.İsteğfertü leküm. Peygamber bu.Peygamber bu. Allah sizi kahretsin demiyor.Allah sizi kahretsin demiyor. Nasıl ümmetsiniz demiyor.Nasıl ümmetsiniz demiyor. Ya Rab bunları mağfiret et, rahmetine kavuştur diyor o Peygamber.Ya Rab bunları mağfiret et, rahmetine kavuştur diyor o Peygamber. Ne güzel Peygamber.Ne güzel Peygamber. Allah böyle Peygamberin yolundan bizleri ayırmasın,Allah böyle Peygamberin yolundan bizleri ayırmasın, şefaatinden mahrum etmesin.şefaatinden mahrum etmesin. Bir tane daha okuyayım size.Bir tane daha okuyayım size. Hâbe abdün ve hasira

Hâbe abdün ve hasira
lem yec’alillâhü fî kalbihî rahmeten li’l-beşeri.lem yec’alillâhü fî kalbihî rahmeten li’l-beşeri. Bunu iyi belleyiniz.Bunu iyi belleyiniz. Amr İbn Habib'den rivayet olarak geliyor.Amr İbn Habib'den rivayet olarak geliyor. Hâbe, helâk manasında.Hâbe, helâk manasında. Ra’sûl-mâlini kaybetmiş.Ra’sûl-mâlini kaybetmiş. Servetini kaybetmiş.Servetini kaybetmiş. Ömrünü mahvetmiş.Ömrünü mahvetmiş. Çırılçıplak kalmış bir adam.Çırılçıplak kalmış bir adam. Hâbe.Hâbe. Bu adam ve hasir, hüsrandadır.Bu adam ve hasir, hüsrandadır. Hâbe ve hasir.Hâbe ve hasir. Lem yec’alillâhü fî kalbihî rahmeten li’l-beşer.

Lem yec’alillâhü fî kalbihî rahmeten li’l-beşer.
Beşer, mümin demiyor ha.Beşer, mümin demiyor ha. Li'l beşer.Li'l beşer. Bütün Allah'ın kullarına merhameti olmayan kalp,Bütün Allah'ın kullarına merhameti olmayan kalp, mahvolmuş, ömrünü zayi etmiş, iflas etmiş bir adamdır.mahvolmuş, ömrünü zayi etmiş, iflas etmiş bir adamdır. Müminin kalbinde beşere karşı bir merhamet olacak.

Müminin kalbinde beşere karşı bir merhamet olacak.
Gavur, Ermeni, Ermeni kim olursa olsun neyime lazım benim.Gavur, Ermeni, Ermeni kim olursa olsun neyime lazım benim. Ama ıstıraba düşen bir MüslümanınAma ıstıraba düşen bir Müslümanın bahusus Müslüman olacağı.bahusus Müslüman olacağı. Onun yardımına koşmak,Onun yardımına koşmak, onu kurtarmaya çalışmak bütün Müslümanların vazifesi.onu kurtarmaya çalışmak bütün Müslümanların vazifesi. Bundan mahrumsa o kalp, yazık olur o kalbin sahibine.Bundan mahrumsa o kalp, yazık olur o kalbin sahibine. Allah cümlemizi affetsin.

Allah cümlemizi affetsin.
Tevfikat-ı samedâniyesine mazhar etsin.Tevfikat-ı samedâniyesine mazhar etsin. Geçmişlerimizi de affetsin.Geçmişlerimizi de affetsin. Geleceklerimize de iyiliklerle gelmeler nasip etsin.Geleceklerimize de iyiliklerle gelmeler nasip etsin. Bizi de mağfirin zümresine ilhak eylesin.Bizi de mağfirin zümresine ilhak eylesin. Allah cümlemize iyi hayatlar sürüp

Allah cümlemize iyi hayatlar sürüp
iyi şekilde ahirete göçmeler nasip etsin.iyi şekilde ahirete göçmeler nasip etsin. El Fâtiha.

El Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2