Namaz Vakitleri

24 Safer 1447
18 August 2025
İmsak
04:34
Güneş
06:10
Öğle
13:13
İkindi
17:00
Akşam
20:05
Yatsı
21:34
Detaylı Arama

Dünya Ziynetinden Yüz Çevirmek

Mehmed Zahid KOTKU

5 Cemâziye'l-Evvel 1394 / 26.05.1974
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Dünya Ziynetinden Yüz Çevirmek

Mehmed Zahid KOTKU

5 Cemâziye'l-Evvel 1394 / 26.05.1974
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm.Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. Senden yüz çevirdi.

Senden yüz çevirdi.
Sen nereye bakıyorsun?Sen nereye bakıyorsun? Niçin dedim?Niçin dedim? Niçin Allah benden yüz çevirdi, dedim babama.Niçin Allah benden yüz çevirdi, dedim babama. Bilmiyor musun, babasına Hz. Ebû Bekir diyor.Bilmiyor musun, babasına Hz. Ebû Bekir diyor. Bilmiyor musun, insan dünya ziynetine hayranlık duyunca,Bilmiyor musun, insan dünya ziynetine hayranlık duyunca, o duyguyu atıncaya kadar,o duyguyu atıncaya kadar, Allah kendisine gadab eder.Allah kendisine gadab eder. Şimdi, çok zor şey bunlar.Şimdi, çok zor şey bunlar. İnsan bir şeyi, gönlünü kaydırdı mı bir tarafa,İnsan bir şeyi, gönlünü kaydırdı mı bir tarafa, o kaydırdığı şeyden gönlünü çekip kurtarmak,o kaydırdığı şeyden gönlünü çekip kurtarmak, dağları devirmekten zordur.dağları devirmekten zordur. Dağları devirmekten zordur.Dağları devirmekten zordur. Gönül gider oraya, gider de gider.Gönül gider oraya, gider de gider. Binâenaleyh o duyguyu atıncaya kadar diyor.Binâenaleyh o duyguyu atıncaya kadar diyor. Nasıl atacaksın o duyguyu?Nasıl atacaksın o duyguyu? Kolay bir şey değil ki.Kolay bir şey değil ki. Bu el gibi olsa bağlarsın elini.Bu el gibi olsa bağlarsın elini. Gitme dersin fakat gönül bu.Gitme dersin fakat gönül bu. Her yere gider işte.Her yere gider işte. Ama Allah'ın razı olmadığı yerlerdenAma Allah'ın razı olmadığı yerlerden gönlü çevirebilmek kadar zor şey yoktur.gönlü çevirebilmek kadar zor şey yoktur. Binâenaleyh gönlü Allah'tan gayrıya vermemenin yoluna bak.Binâenaleyh gönlü Allah'tan gayrıya vermemenin yoluna bak. Gönlü Allah'tan gayrı başka yere kaptırdın mıydıGönlü Allah'tan gayrı başka yere kaptırdın mıydı bir daha onu oradan, nasıl makine elini kapar insanın,bir daha onu oradan, nasıl makine elini kapar insanın, kaptığı vakitte ne olur o el?kaptığı vakitte ne olur o el? Gitti artık o elin senden.Gitti artık o elin senden. Kurtarsan da hayrı kalmaz artık.Kurtarsan da hayrı kalmaz artık. Ezilmiştir çünkü makinenin altında.Ezilmiştir çünkü makinenin altında. Binâenaleyh dünyanın makinesi çok berbat bir makinedir.Binâenaleyh dünyanın makinesi çok berbat bir makinedir. Dedi, onun üzerine, bak bir insana,Dedi, onun üzerine, bak bir insana, onun üzerine ben de elbiseyi çıkardım ve tasadduk ettim.onun üzerine ben de elbiseyi çıkardım ve tasadduk ettim. Başka çare yok.Başka çare yok. Babası öyle dedi.Babası öyle dedi. Çıkardım ve tasadduk ettim.Çıkardım ve tasadduk ettim. Şimdi aziz kardeş

Şimdi aziz kardeş
Müslümanlığı biz bugün kendi bilgimiz üzerine yapıyoruz.Müslümanlığı biz bugün kendi bilgimiz üzerine yapıyoruz. Avrupa'ya geçelim diyerekten bütün gayretimizAvrupa'ya geçelim diyerekten bütün gayretimiz Avrupa'nın üstüne çıkalım.Avrupa'nın üstüne çıkalım. Her çeşidinde.Her çeşidinde. Avrupa'dan, Avrupalı’dan daha iyi giyinelim.Avrupa'dan, Avrupalı’dan daha iyi giyinelim. Avrupalı’dan daha güzel yiyelim içelim,Avrupalı’dan daha güzel yiyelim içelim, Avrupalı’dan daha iyi yaşayalım.Avrupalı’dan daha iyi yaşayalım. Gayeler buraya iniyor.Gayeler buraya iniyor. Buraya inince bunun altından çıkmanın imkânını nasıl bulacaksın sen?Buraya inince bunun altından çıkmanın imkânını nasıl bulacaksın sen? Nasıl bulacaksın?Nasıl bulacaksın? Orada yine şöyle bir şeye rast geldim.

Orada yine şöyle bir şeye rast geldim.
Bir adamın evladı yahut kimin olduğunu pek hatırlayamadım onu.Bir adamın evladı yahut kimin olduğunu pek hatırlayamadım onu. Elbise yapılmış.Elbise yapılmış. Yapıldığı elbise hoş, güzel elbise.Yapıldığı elbise hoş, güzel elbise. Görmüş babası veyahut kimin dediğini hatırımda tutamadım.Görmüş babası veyahut kimin dediğini hatırımda tutamadım. Demiş ki, çok yazık bu elbiseye vereceğin parayaDemiş ki, çok yazık bu elbiseye vereceğin paraya çok yazık etmişsin.çok yazık etmişsin. Ne yapayım baba?Ne yapayım baba? Sat bunu demiş, sat.Sat bunu demiş, sat. Bunun parasından köle azat et.Bunun parasından köle azat et. Köle al, azat et.Köle al, azat et. O senin için daha hayırlıdır demiş.O senin için daha hayırlıdır demiş. Böyle süslü elbiseyi giyip de çalım sataraktan,Böyle süslü elbiseyi giyip de çalım sataraktan, gezmektense bunun parasıyla köle al,gezmektense bunun parasıyla köle al, o köleleri hürriyetine kavuştur,o köleleri hürriyetine kavuştur, azat et onları, o senin için daha büyük hayırlıdır.azat et onları, o senin için daha büyük hayırlıdır. Satmış bin beş yüz dirheme.Satmış bin beş yüz dirheme. Paranın şeysi dirhemden ölçülüyor demek.Paranın şeysi dirhemden ölçülüyor demek. Beş tane köle aldım ben diyor.Beş tane köle aldım ben diyor. Bin beş yüz dirheme.Bin beş yüz dirheme. Demek üç yüz liraya bir adam veriyorlarmış.Demek üç yüz liraya bir adam veriyorlarmış. Bir adamın kıymeti üç yüz dirheme diyor yani.Bir adamın kıymeti üç yüz dirheme diyor yani. Üç yüzde beş, beş tane adım aldım.Üç yüzde beş, beş tane adım aldım. Ve siz Allah için hürsünüz.Ve siz Allah için hürsünüz. Hadi gidiniz artık.Hadi gidiniz artık. Serbestsiniz dedim.Serbestsiniz dedim. Onları hürriyetlerine kavuşturdum.Onları hürriyetlerine kavuşturdum. O adam bana dedi ki,O adam bana dedi ki, işte şimdi senin şu hareketin yok mu?işte şimdi senin şu hareketin yok mu? O güzel süslü elbiselerle kıvanmandan çok iyidir.O güzel süslü elbiselerle kıvanmandan çok iyidir. Çok iyisin, aferin.Çok iyisin, aferin. Ve tembih ediyorlar ki, elbisenizVe tembih ediyorlar ki, elbiseniz eskidiği vakitte hemen onu çıkarıp atmayın,eskidiği vakitte hemen onu çıkarıp atmayın, yamayın da öyle giyin.yamayın da öyle giyin. O giyinmeyecek hale gelirse,O giyinmeyecek hale gelirse, yamanmayacak hale gelirse o zaman yenisini alırsın.yamanmayacak hale gelirse o zaman yenisini alırsın. Fakat yamanacak yırtıklar olmuş,Fakat yamanacak yırtıklar olmuş, bunları yamarsın, dikersin.bunları yamarsın, dikersin. Bizim zamanımızda bize ders verirlerken,Bizim zamanımızda bize ders verirlerken, yırtık giymek ayıptıryırtık giymek ayıptır ama yamalı giymek ayıp değildir derlerdi.ama yamalı giymek ayıp değildir derlerdi. Kirli giymek ayıptır fakat temiz elbise, yıkanmış elbise,Kirli giymek ayıptır fakat temiz elbise, yıkanmış elbise, yamalı da olsa ayıp değildir diye bize öyle ders verirlerdi.yamalı da olsa ayıp değildir diye bize öyle ders verirlerdi. Mâ min şey'in yüsîbu.

Mâ min şey'in yüsîbu.
Onun için bu ilk İslâm devrindeki fütuhata bakarsanız,Onun için bu ilk İslâm devrindeki fütuhata bakarsanız, bu ilk İslâm devrindeki fütuhata bakarsanız,bu ilk İslâm devrindeki fütuhata bakarsanız, neden bu fütuhat bu kadar çabuk çabuk ilerledi.neden bu fütuhat bu kadar çabuk çabuk ilerledi. Karşılarında muazzam devletler var.Karşılarında muazzam devletler var. O muazzam devletleri yokluk içerisinde olan o insanlarO muazzam devletleri yokluk içerisinde olan o insanlar nasıl mahkûm ettiler kendilerine?nasıl mahkûm ettiler kendilerine? Nasıl esir ettiler?Nasıl esir ettiler? Nasıl onları perişan ettiler?Nasıl onları perişan ettiler? Burayı insan biraz şöyle düşünsün.

Burayı insan biraz şöyle düşünsün.
Bu kuvvetle olan bir şey değil çünkü.Bu kuvvetle olan bir şey değil çünkü. Kuvvetle olan bir şey değil.Kuvvetle olan bir şey değil. Mesela Acem ordusunun karşısında yirmi bin asker çıkmışMesela Acem ordusunun karşısında yirmi bin asker çıkmış iki yüz bin askere karşı.iki yüz bin askere karşı. Yirmi bin askerin topu yok, tüfengi yok,Yirmi bin askerin topu yok, tüfengi yok, atı yok, bir şeysi yok.atı yok, bir şeysi yok. Adam gelmiş fillerle.Adam gelmiş fillerle. O zaman filler var, tank yerinde.O zaman filler var, tank yerinde. O fillerle gelmiş.O fillerle gelmiş. Arap atları korkmuş, kaçmış Arap atları.Arap atları korkmuş, kaçmış Arap atları. Durmuyor filin karşısında.Durmuyor filin karşısında. Asker ne yapsın?Asker ne yapsın? Atlarını bağlamışlar geride bir tarafa.Atlarını bağlamışlar geride bir tarafa. Piyade olaraktan düşmanın fillerinin üzerine doğru yürümüşler.Piyade olaraktan düşmanın fillerinin üzerine doğru yürümüşler. Uzaktan atıcı insanlar demek.Uzaktan atıcı insanlar demek. Fillerin gözlerini nişanlayaraktan vurmuşlar.Fillerin gözlerini nişanlayaraktan vurmuşlar. Bir kısmı da yanaşıp, fillerin kolonlarını keserektenBir kısmı da yanaşıp, fillerin kolonlarını keserekten üstündeki tank diyeceğiz bir alet yapılmışüstündeki tank diyeceğiz bir alet yapılmış deriden mamul ki içine ok işlemiyor.deriden mamul ki içine ok işlemiyor. İçinde asker var.İçinde asker var. O da asker oradan ateş ediyor.O da asker oradan ateş ediyor. Onun kayışlarını kesince onlar da devriliyor tabi.Onun kayışlarını kesince onlar da devriliyor tabi. O suretle de filler de kaçıyor, onlar da kaçıyor derkenO suretle de filler de kaçıyor, onlar da kaçıyor derken iki yüz bin kişilik ordu altından girilip üstünden çıkılıyor.iki yüz bin kişilik ordu altından girilip üstünden çıkılıyor. Buna sebep?Buna sebep? Bu işte kanaatkâr insanların,Bu işte kanaatkâr insanların, Allah'ın rızasını kazanmaya çalışıyor,Allah'ın rızasını kazanmaya çalışıyor, şehadeti kendisine en büyük devlet sayıyor.şehadeti kendisine en büyük devlet sayıyor. Kaçmak onun için ar.Kaçmak onun için ar. Öyle olunca onun karşısında ne ordu dayanır, ne bir şey dayanır.Öyle olunca onun karşısında ne ordu dayanır, ne bir şey dayanır. Mâ min şey'in yüsîbu min zer'i ehadiküm

Mâ min şey'in yüsîbu min zer'i ehadiküm
ve lâ semeratin, min tayrin velâ sebu'in,ve lâ semeratin, min tayrin velâ sebu'in, illâ ve lehû fîhi ecrun.illâ ve lehû fîhi ecrun. Uzun birtakım raviler var.

Uzun birtakım raviler var.
Tarlalarınızı ekersiniz.Tarlalarınızı ekersiniz. Ağaçlar dikersiniz.Ağaçlar dikersiniz. Bu ektiğiniz mahsulattan ve diktiğiniz ağaçlardan,Bu ektiğiniz mahsulattan ve diktiğiniz ağaçlardan, kuşlar yer.kuşlar yer. Hayvanlar da yer.Hayvanlar da yer. Büyük hayvanlar.Büyük hayvanlar. Affedersiniz mesela kurt gibi,Affedersiniz mesela kurt gibi, ayı gibi gelir onlar da yer.ayı gibi gelir onlar da yer. Bunların hepsi, ve lehû fîhi ecrun sana bunda ecir vardır.Bunların hepsi, ve lehû fîhi ecrun sana bunda ecir vardır. Yedirmezsin başka amaYedirmezsin başka ama yediklerinden dolayı sana da ecir vardır bunda.yediklerinden dolayı sana da ecir vardır bunda. Binâenaleyh, eskiden köylümüz ekerken,

Binâenaleyh, eskiden köylümüz ekerken,
bu da kuşların hakkı için, bu da kurtların hakkı için diyebu da kuşların hakkı için, bu da kurtların hakkı için diye bolca serpermiş.bolca serpermiş. Mahsulü ki, onlar da istifade etsinler diyerekten.Mahsulü ki, onlar da istifade etsinler diyerekten. Şimdi tabi yerden birtakım mahlûklar da çıkıyor,Şimdi tabi yerden birtakım mahlûklar da çıkıyor, onların köklerini kırıyor, mahsulünü yiyor,onların köklerini kırıyor, mahsulünü yiyor, çıkmasına mâni oluyor.çıkmasına mâni oluyor. Bunlar, onların haklarına biz tamamıyla vermediğimiz içinBunlar, onların haklarına biz tamamıyla vermediğimiz için bizim haklarımızdan onlarda istifade etmeye çalışıyorlar.bizim haklarımızdan onlarda istifade etmeye çalışıyorlar. Biz bol bol versek bizim hakkımıza elleşmenin lüzumu kalmayacak.Biz bol bol versek bizim hakkımıza elleşmenin lüzumu kalmayacak. Bu sefer ne yapıyoruz?Bu sefer ne yapıyoruz? Onları yok etmeye çalışıyoruz.Onları yok etmeye çalışıyoruz. Zehirli mikroplar döküyoruz yerlere.Zehirli mikroplar döküyoruz yerlere. Onları yok edelim derken,Onları yok edelim derken, başka zararlar da oluyor ortada tabi.başka zararlar da oluyor ortada tabi. Mâ min şey'in yûda'u fi'l-mîzâni eskale min husni'l-hulüki.

Mâ min şey'in yûda'u fi'l-mîzâni eskale min husni'l-hulüki.
Bak aziz kardeş.

Bak aziz kardeş.
Yarın mizan var.Yarın mizan var. Yani mizan, Allahu Teâlâ'nın terazisi var yarın.Yani mizan, Allahu Teâlâ'nın terazisi var yarın. Terazi ilâhi.Terazi ilâhi. Femen ya’mel miskâle zerratin hayran yerah.

Femen ya’mel miskâle zerratin hayran yerah.
Ve men ya’mel miskâle zerratin şerran yerah.Ve men ya’mel miskâle zerratin şerran yerah. Öyle ki miskalle, en ufak bir şeyle, terazi,

Öyle ki miskalle, en ufak bir şeyle, terazi,
yani altın tartılan teraziler gibi en ufak bir şeyler,yani altın tartılan teraziler gibi en ufak bir şeyler, hangi taraf ağır gelirse ona görehangi taraf ağır gelirse ona göre muamele görecek oradaki insan.muamele görecek oradaki insan. Binâenaleyh, orada terazide, mesela şimdi pamuk var.Binâenaleyh, orada terazide, mesela şimdi pamuk var. Pamuk koca bir yığın.Pamuk koca bir yığın. Pamuğu korsun, kocaman bir yığındır amaPamuğu korsun, kocaman bir yığındır ama kıymeti mesela beş okkadır, on okkadır.kıymeti mesela beş okkadır, on okkadır. Ama ufacık bir demir parçası korsun,Ama ufacık bir demir parçası korsun, onun kıymeti belki elli okkadır, yüz okkadır.onun kıymeti belki elli okkadır, yüz okkadır. Şimdi teraziye konarken, konan şeylerin,Şimdi teraziye konarken, konan şeylerin, bu kadar namazım var, bu kadar orucum var, bu kadar sadakam var,bu kadar namazım var, bu kadar orucum var, bu kadar sadakam var, işte bu kadar hayratu hasenatım var, var, var, var.işte bu kadar hayratu hasenatım var, var, var, var. Bunları getirdiler teraziye, koydular.Bunları getirdiler teraziye, koydular. Karşısına da kötülüklerim var.Karşısına da kötülüklerim var. O kötülükleri de getirdiler, karşısına koydular.O kötülükleri de getirdiler, karşısına koydular. Bakalım iyiliklerin mi çok gelecek,Bakalım iyiliklerin mi çok gelecek, kötülüklerin mi çok gelecek orada tartılacak yani.kötülüklerin mi çok gelecek orada tartılacak yani. Ahirette mizan var.Ahirette mizan var. Bu mizana imanımız vardır bizim.Bu mizana imanımız vardır bizim. Bu mizana imanı olmayanın İslâmiyet'te yeri yoktur.Bu mizana imanı olmayanın İslâmiyet'te yeri yoktur. Bunlara gayb âlemi diyorlar.Bunlara gayb âlemi diyorlar. Bu gayb âlemlerine iman şarttır.Bu gayb âlemlerine iman şarttır. Burada tartılacak amellerimiz.Burada tartılacak amellerimiz. Bu tartıya inancımız vardır.Bu tartıya inancımız vardır. Burada en ağır gelecek nesne?Burada en ağır gelecek nesne? En ağır gelecek nesne?En ağır gelecek nesne? Min husni'l-hulüki.

Min husni'l-hulüki.
Ah güzel ahlâktan daha ağır bir şey yok.Ah güzel ahlâktan daha ağır bir şey yok. Bilmiyorum, hatırımda kalmadı ama bir madde söylediler.

Bilmiyorum, hatırımda kalmadı ama bir madde söylediler.
O madde mi?O madde mi? Madde.Madde. Çok ağırmış ama ufacık bir şeymiş ama çok ağır geliyormuş.Çok ağırmış ama ufacık bir şeymiş ama çok ağır geliyormuş. Şimdi demek ki bu ahlâk hasenedeŞimdi demek ki bu ahlâk hasenede manevi bir şey orada amamanevi bir şey orada ama madde itibarıyla hepsinden ağır gelecek.madde itibarıyla hepsinden ağır gelecek. Onun için ahlâklarınızı güzelleştirmeye çalışınız demektir bu.Onun için ahlâklarınızı güzelleştirmeye çalışınız demektir bu. Bu ahlâklarınızı güzelleştirmeye çalıştırınız.Bu ahlâklarınızı güzelleştirmeye çalıştırınız. Çünkü mizandaki karşılığa gelen kötülüklerleÇünkü mizandaki karşılığa gelen kötülüklerle iyilikleri denk tutarsınız, bir şeye yaramaz.iyilikleri denk tutarsınız, bir şeye yaramaz. Yani iyilik tarafının ağır gelmesi içinYani iyilik tarafının ağır gelmesi için güzel ahlâkın oraya girmesi lazım.güzel ahlâkın oraya girmesi lazım. Güzel ahlâk girmediyse bir netice hâsıl olmaz sana.Güzel ahlâk girmediyse bir netice hâsıl olmaz sana. Ve inne sâhibe husni'l-hulüki.

Ve inne sâhibe husni'l-hulüki.
Güzel ahlâkın sahibi.Güzel ahlâkın sahibi. Le yeblüğa bihî deracete sâhibi's-savmi ve's-salâti.

Le yeblüğa bihî deracete sâhibi's-savmi ve's-salâti.
Öteki ahlâkı düzgünleştirememiş, ahlâkını düzeltememiş.Öteki ahlâkı düzgünleştirememiş, ahlâkını düzeltememiş. Gadup, haris, bahil,Gadup, haris, bahil, çeşitli huylar var ama namazı çok, niyazı çok,çeşitli huylar var ama namazı çok, niyazı çok, Kur'an okuması çok ama ahlâkı yok.Kur'an okuması çok ama ahlâkı yok. Her şeye kızıyor, bağırıyor.Her şeye kızıyor, bağırıyor. Birçok eksiklikleri var.Birçok eksiklikleri var. Şehveti galip, şu bu.Şehveti galip, şu bu. Ha işte bu adam bunları da yapamıyor ama.Ha işte bu adam bunları da yapamıyor ama. Böyle çok namaz kılsın, geceleri kalksın,Böyle çok namaz kılsın, geceleri kalksın, sabahlara kadar namaz kılsın,sabahlara kadar namaz kılsın, işte gündüzleri boyuna oruç tutsun, bunları da yapamıyor.işte gündüzleri boyuna oruç tutsun, bunları da yapamıyor. Yapamıyor ama bu güzelliğin,Yapamıyor ama bu güzelliğin, güzel ahlâkının sebebiyle o çok namaz kılıp, çok oruç tutanlarıngüzel ahlâkının sebebiyle o çok namaz kılıp, çok oruç tutanların derecesine Cenâb-ı Hak bunları da eleştiriyor.derecesine Cenâb-ı Hak bunları da eleştiriyor. Ahlâkın güzel olması şarttır.Ahlâkın güzel olması şarttır. Müslümanlık onun için güzel ahlâklara bize çok teşvik eder.Müslümanlık onun için güzel ahlâklara bize çok teşvik eder. Allah cümlemizi o güzel ahlâkların sahiplerinden eylesin.Allah cümlemizi o güzel ahlâkların sahiplerinden eylesin. Mâ min şey'in yüsîbü'l-mü'mine

Mâ min şey'in yüsîbü'l-mü'mine
min nasabin velâ hazenin velâ vasabin,min nasabin velâ hazenin velâ vasabin, hattâ’l-hemmü yehümmühû illâhattâ’l-hemmü yehümmühû illâ keffera'llâhu bihî anhü seyyi'âtihî.keffera'llâhu bihî anhü seyyi'âtihî. Eh, dünya bu.

Eh, dünya bu.
Bu dünyada hiç kimse yok ki,Bu dünyada hiç kimse yok ki, öyle cennette yaşadığı gibi dertsiz,öyle cennette yaşadığı gibi dertsiz, kasavetsiz, gamsız yaşasın.kasavetsiz, gamsız yaşasın. Olmaz, her gün çeşit çeşit iptilaların içerisine,Olmaz, her gün çeşit çeşit iptilaların içerisine, hüsnü düçar olmaktayız.hüsnü düçar olmaktayız. Bugün herkes öyledir.Bugün herkes öyledir. Bu musibet insana isabet eder.Bu musibet insana isabet eder. Ne çeşit olursa olsun.Ne çeşit olursa olsun. Yorgunluktan, meşakkatten, kötü sözlerden,Yorgunluktan, meşakkatten, kötü sözlerden, şunun bunun dedikodusundan, filan filan.şunun bunun dedikodusundan, filan filan. Velâ vasabin.

Velâ vasabin.
Ağrılar, sızılar, dertler,Ağrılar, sızılar, dertler, karın ağrısı, bel ağrısı, diz ağrısı şu.karın ağrısı, bel ağrısı, diz ağrısı şu. Hattâ el-hemmü.Hattâ el-hemmü. Kaygılar, kasıtlar, bunlar da dâhil olmak üzere hepsi,Kaygılar, kasıtlar, bunlar da dâhil olmak üzere hepsi, illâ keffera'llâhu bihî anhü seyyi'âtihî.illâ keffera'llâhu bihî anhü seyyi'âtihî. Cenâb-ı Hak bunlarla, o kimsenin günahlarınınCenâb-ı Hak bunlarla, o kimsenin günahlarının affına vesile ediyor.affına vesile ediyor. Şimdi günahların affolunması iki şeylen olur.Şimdi günahların affolunması iki şeylen olur. Birisi ibadet-i taati çok,Birisi ibadet-i taati çok, o ibadet-i taatlar onun günahlarını döküyor.o ibadet-i taatlar onun günahlarını döküyor. Bunun ibadet-i taati çok değil,Bunun ibadet-i taati çok değil, günahlar da birikiyor.günahlar da birikiyor. Bu birikince ona Allah bir musibet veriyor,Bu birikince ona Allah bir musibet veriyor, bir hüzün veriyor, bir keder veriyor.bir hüzün veriyor, bir keder veriyor. O da ne yapacak mecburi ona katlanıyor.O da ne yapacak mecburi ona katlanıyor. Bu katlanması dolayısıylaBu katlanması dolayısıyla keffera'llâhu anhü seyyi'âtihî.keffera'llâhu anhü seyyi'âtihî. Cenâb-ı Hak onun seyyiatına kefferat veriyor.Cenâb-ı Hak onun seyyiatına kefferat veriyor. Lütf-i İlahi bunlar.Lütf-i İlahi bunlar. Ötekine cennet, hac sevabı veriyor.Ötekine cennet, hac sevabı veriyor. Bu da hac sevabını alacak hali yok.Bu da hac sevabını alacak hali yok. Binâenaleyh buna da bu hüzünleri, kederleri vererek deBinâenaleyh buna da bu hüzünleri, kederleri vererek de bugün ekmek parasını kazanamadım akşama diyor yahu.bugün ekmek parasını kazanamadım akşama diyor yahu. Şimdi ben eve nasıl gideceğim?Şimdi ben eve nasıl gideceğim? Ekmek parasını kazanmamış.

Ekmek parasını kazanmamış.
Şunu da ısmarladılar, bunu da ısmarladılar amaŞunu da ısmarladılar, bunu da ısmarladılar ama bugün de denk gelmedi işte.bugün de denk gelmedi işte. Olmadı da.Olmadı da. Şimdi ben bu eli boş nasıl giderim eve derken bir kederi var içerisinde.Şimdi ben bu eli boş nasıl giderim eve derken bir kederi var içerisinde. Bu kederiyle günahları dökülüyor.Bu kederiyle günahları dökülüyor. Hem de en büyük günahları döken şeylerin birisi deHem de en büyük günahları döken şeylerin birisi de evinin rızkını, rızkı için çektiği kaygı.evinin rızkını, rızkı için çektiği kaygı. Ya ben bu çocukların rızkını temin edemedim bugün.Ya ben bu çocukların rızkını temin edemedim bugün. Bunların benim halim ne olacak diyeBunların benim halim ne olacak diye kiracı gelir, kira parası ister.kiracı gelir, kira parası ister. Dükkâncı gelir, dükkân parası ister.Dükkâncı gelir, dükkân parası ister. Çöpçü gelir, çöp parası ister.Çöpçü gelir, çöp parası ister. Kapıcı, kapı parası ister.Kapıcı, kapı parası ister. Bunları da temin edemeyince insan çok üzülür.Bunları da temin edemeyince insan çok üzülür. Üzülünce, işte bu üzüntü günahlarına keffare oluyor.Üzülünce, işte bu üzüntü günahlarına keffare oluyor. Hazreti Tirmizî'nin hasen hadîslerindenHazreti Tirmizî'nin hasen hadîslerinden Ebî Seyyid'in rivayetidir.Ebî Seyyid'in rivayetidir. Bakın şimdi bunu iyi dinleyin.Bakın şimdi bunu iyi dinleyin. Mâ min şey'in ehabbü ilellâhi teâlâ

Mâ min şey'in ehabbü ilellâhi teâlâ
min idhâli's-sürûri alâ ehîke'l-müslimi.min idhâli's-sürûri alâ ehîke'l-müslimi. Mâ min şey'in.

Mâ min şey'in.
Hiçbir şey yoktur ki, ehabbü ilellâh,Hiçbir şey yoktur ki, ehabbü ilellâh, Allah'a çok sevgili.Allah'a çok sevgili. Allah çok seviyor o işi.Allah çok seviyor o işi. O Allahu Teâlâ'nın en çok sevdiği şeylerden birisi.O Allahu Teâlâ'nın en çok sevdiği şeylerden birisi. Min idhâli's-sürûri alâ ehîke'l-müslimi.

Min idhâli's-sürûri alâ ehîke'l-müslimi.
Müslüman bir kardeşine sevinç, sürur verecek bir hareketin.Müslüman bir kardeşine sevinç, sürur verecek bir hareketin. Müslüman kardeşini sevindirecek,Müslüman kardeşini sevindirecek, hoşlandıracak bir hareketinhoşlandıracak bir hareketin Allahu Teâlâ'nın çok hoşuna gidiyor.Allahu Teâlâ'nın çok hoşuna gidiyor. Maddi, manevi.Maddi, manevi. O kardeşini memnun edecek, sevindirecek bir halO kardeşini memnun edecek, sevindirecek bir hal Allahu Teâlâ'nın çok hoşuna gidiyor.Allahu Teâlâ'nın çok hoşuna gidiyor. Ama Allahu Teâlâ hepimizi affetsin.Ama Allahu Teâlâ hepimizi affetsin. Şimdi bugün insanları böyle mükemmel hepsi evliya olmuş

Şimdi bugün insanları böyle mükemmel hepsi evliya olmuş
derecede olsa ne güzel insanlar amaderecede olsa ne güzel insanlar ama insanların içinde fitnesi var, fesadı var,insanların içinde fitnesi var, fesadı var, ahlâksızı var, dinsizi var, imansızı var,ahlâksızı var, dinsizi var, imansızı var, her çeşidi var yani.her çeşidi var yani. Şimdi bu varların içerisinde efendim senin sürur yerine gam getirenŞimdi bu varların içerisinde efendim senin sürur yerine gam getiren hadiseler doğuruyor arada.hadiseler doğuruyor arada. Sürur verecek yerine gam getiren hadiseleri doğuruyor.Sürur verecek yerine gam getiren hadiseleri doğuruyor. Yazısıyla, sözüyle, şusuyuyla, busuyuyla.Yazısıyla, sözüyle, şusuyuyla, busuyuyla. E bunların hali, bu Allah'ın sevgilisi olunca

E bunların hali, bu Allah'ın sevgilisi olunca
öteki de nesi oluyor?öteki de nesi oluyor? Allah'ın en sevmediği mebğuz bir kulu oluyor.Allah'ın en sevmediği mebğuz bir kulu oluyor. Yine Müslüman kardeşinin aleyhinde ona gam verecek,Yine Müslüman kardeşinin aleyhinde ona gam verecek, keder verecek her şey Allah'ın Teâlâ'nın gadabına uğramayakeder verecek her şey Allah'ın Teâlâ'nın gadabına uğramaya istihkak getirecek insana kiistihkak getirecek insana ki insanların bunlardan sakınması çok lazım, çok şeydir,insanların bunlardan sakınması çok lazım, çok şeydir, Bakınız şimdi.Bakınız şimdi. Mâ min şey'in tahduruhü’l-melâikeh.

Mâ min şey'in tahduruhü’l-melâikeh.
Meleklerin bulunduğu üç yer vardır.Meleklerin bulunduğu üç yer vardır. Melekler üç yere gelir, toplanır.Melekler üç yere gelir, toplanır. Mine’l-lehv.Mine’l-lehv. Oyun yerlerine.Oyun yerlerine. Üç oyun yerine melekler gelir.Üç oyun yerine melekler gelir. Üç oyun yerine.Üç oyun yerine. Mine’l-lehv.Mine’l-lehv. Er-racülü me’a imraetihî.

Er-racülü me’a imraetihî.
Bey hanımıyla muhabbet ediyor, şakalaşıyor, eğleniyorlar.Bey hanımıyla muhabbet ediyor, şakalaşıyor, eğleniyorlar. Orada melekler de hazırdır.Orada melekler de hazırdır. Erkeğin, hanımıyla olan muhabbet latifelerinin arasındaErkeğin, hanımıyla olan muhabbet latifelerinin arasında melekler de hazırdır.melekler de hazırdır. Bunlara iştirak ederler.Bunlara iştirak ederler. Ve icrâü'l-hayli.

Ve icrâü'l-hayli.
At koşturuyorlar.At koşturuyorlar. O at koşturmada da melekler hazırdır.O at koşturmada da melekler hazırdır. Yarın muharebede benim atım böyle oynayacak,Yarın muharebede benim atım böyle oynayacak, böyle atacağız, böyle varacağız diyerekten at yetiştiriyor.böyle atacağız, böyle varacağız diyerekten at yetiştiriyor. At yetiştirmeye teşvik.At yetiştirmeye teşvik. Bu zaman şimdi böyle tank devri değil deBu zaman şimdi böyle tank devri değil de tabi atların çok iş gördüğü bir devir.tabi atların çok iş gördüğü bir devir. Bu atların iş gördüğü devirde atların yetiştirilmesi içinBu atların iş gördüğü devirde atların yetiştirilmesi için böyle at koşuları tertip ediyorlar.böyle at koşuları tertip ediyorlar. O koşullarda at para almak için değil deO koşullarda at para almak için değil de at koşularında atının hünerini meydana koymak için yapılıyor.at koşularında atının hünerini meydana koymak için yapılıyor. Ve’n-nidâlü.

Ve’n-nidâlü.
Atıcılık.Atıcılık. Bakalım kim vuracak?Bakalım kim vuracak? Atıcılığa teşvik, biniciliğe teşvik,Atıcılığa teşvik, biniciliğe teşvik, hanımlarla iyi geçinebilmeye teşvik.hanımlarla iyi geçinebilmeye teşvik. Üç şey var.Üç şey var. Hanımıyla iyi geçinebilmek,Hanımıyla iyi geçinebilmek, atıcılığa teşvik, biniciliğe teşvik.atıcılığa teşvik, biniciliğe teşvik. Binici ol, atı iyi sürmek.Binici ol, atı iyi sürmek. Binicilik işi.Binicilik işi. Atı süremezsen düşman seni yakalar sonra.Atı süremezsen düşman seni yakalar sonra. Onun karşısında iş yapamazsın.Onun karşısında iş yapamazsın. Allah Allah.Allah Allah. Bir de yüzücülük vardır ama burada o geçmedi.Bir de yüzücülük vardır ama burada o geçmedi. Bir de yüzücülük vardır, o da başka yerde geçer.Bir de yüzücülük vardır, o da başka yerde geçer. Yüzücülük de Müslümanlığa lazım bir vazifedir.Yüzücülük de Müslümanlığa lazım bir vazifedir. Yüzücülüğü öğrenmeli, atıcılığı öğrenmeli,Yüzücülüğü öğrenmeli, atıcılığı öğrenmeli, biniciliği de öğrenmeli.biniciliği de öğrenmeli. Mâ min şey'in illâ ya’lemü ennî Rasûlüllâhi.

Mâ min şey'in illâ ya’lemü ennî Rasûlüllâhi.
Kâinatta hiçbir şey yoktur ki.Kâinatta hiçbir şey yoktur ki. Dağı taşı, ağacı mağacı.Dağı taşı, ağacı mağacı. İllâ ya’lemü ennî Rasûlüllâh.İllâ ya’lemü ennî Rasûlüllâh. Herkes bilir ki ben Allah'ın Resulüyüm.Herkes bilir ki ben Allah'ın Resulüyüm. Bütün eşya bilirler benim Resûlullah olduğumu.Bütün eşya bilirler benim Resûlullah olduğumu. İllâ keferatü'l-cinni ve’l-insi.

İllâ keferatü'l-cinni ve’l-insi.
Ancak insanların kâfirleriyle cinnilerin kâfirleri bilmezler.Ancak insanların kâfirleriyle cinnilerin kâfirleri bilmezler. Allah o güruhtan bizi uzak etsin.Allah o güruhtan bizi uzak etsin. Mâ min şey'in ehabbü ilellâhi azze ve celle

Mâ min şey'in ehabbü ilellâhi azze ve celle
min şâbbin tâibin.min şâbbin tâibin. Yine yukarıdan geçen hadîsin

Yine yukarıdan geçen hadîsin
bir aynını başka bir tabiriyle, ibareyle söylüyor ki,bir aynını başka bir tabiriyle, ibareyle söylüyor ki, Allahu Teâlâ azze ve celle HazretlerineAllahu Teâlâ azze ve celle Hazretlerine en sevgili şey,en sevgili şey, günahlarından tövbe eden genç.günahlarından tövbe eden genç. İhtiyara demiyor, genç.İhtiyara demiyor, genç. Gençlikte tövbekâr oluyor.Gençlikte tövbekâr oluyor. Min şâbbin.Min şâbbin. Ve mâ min şey'in ebğadu ilellâhi

Ve mâ min şey'in ebğadu ilellâhi
min şeyhin mukîmin alâ me'âsîhi.min şeyhin mukîmin alâ me'âsîhi. En Allahu Teâlâ'nın buğz ettiği sevmediği şey de,En Allahu Teâlâ'nın buğz ettiği sevmediği şey de, yaşı başı kemâle gelmiş, hâlâ me'âsî peşinde,yaşı başı kemâle gelmiş, hâlâ me'âsî peşinde, isyan peşinde, günah peşinde.isyan peşinde, günah peşinde. Nerdeyse ayağı çukurda yani.Nerdeyse ayağı çukurda yani. Ayağı çukurda, bugün yarın derken amaAyağı çukurda, bugün yarın derken ama me'âsîden kendi elini çektiği yok adamın.me'âsîden kendi elini çektiği yok adamın. Kahvede tavla başında, orada iskambil başında,Kahvede tavla başında, orada iskambil başında, ötede bilmem deniz boyunda,ötede bilmem deniz boyunda, beride bilmem nerede, dansta, balodaberide bilmem nerede, dansta, baloda hâlâ zevk ve sefa peşinde.hâlâ zevk ve sefa peşinde. Bu da Allahu Teâlâ en mebğut, gadaba olan kimse.Bu da Allahu Teâlâ en mebğut, gadaba olan kimse. Şeyhin mukîmin.Şeyhin mukîmin. Ve mâ fi'l-hasânâti hasenatün

Ve mâ fi'l-hasânâti hasenatün
ehabbü ilellâhi min hasenetinehabbü ilellâhi min hasenetin tü'melü fî leyleti cumu'atin.tü'melü fî leyleti cumu'atin. Hasenât, hasenât her zaman yapılır.Hasenât, hasenât her zaman yapılır. Fakat cuma günü, cuma gecesi,Fakat cuma günü, cuma gecesi, ev yevmi cumu'atin, cuma gecesi,ev yevmi cumu'atin, cuma gecesi, cuma günü yapılan hasenâttan dahacuma günü yapılan hasenâttan daha Cenâb-ı Hakk'a sevgili bir hasene yoktur.Cenâb-ı Hakk'a sevgili bir hasene yoktur. Hasene sevap yani.Hasene sevap yani. Sevapların en sevaplısı cuma günüSevapların en sevaplısı cuma günü ve cuma gecesi yapılan sevaplardır.ve cuma gecesi yapılan sevaplardır. Gerek Kur'an okumak suretiyle, gerek tasadduk,Gerek Kur'an okumak suretiyle, gerek tasadduk, sadakalar vermek suretiyle,sadakalar vermek suretiyle, gerek ikram hediyeler vermek suretiyle,gerek ikram hediyeler vermek suretiyle, gerek Müslüman kardeşlerini ziyaret etmek suretiyle,gerek Müslüman kardeşlerini ziyaret etmek suretiyle, gönüllerini hoş etmek suretiyle,gönüllerini hoş etmek suretiyle, çeşitli sevap yolları var.çeşitli sevap yolları var. Bu sevapların, mesela bugün bu akşam gidersen başka sevap,Bu sevapların, mesela bugün bu akşam gidersen başka sevap, cuma günü, cuma gecesi gidersen başka sevap.cuma günü, cuma gecesi gidersen başka sevap. Bunları cuma gecelerine tahsis edersen,Bunları cuma gecelerine tahsis edersen, mesela biz filan kişinin ziyaretine gideceğiz,mesela biz filan kişinin ziyaretine gideceğiz, cuma gecesinde git.cuma gecesinde git. Kat kat fazla sevap alacaksın.Kat kat fazla sevap alacaksın. Ve mâ fi'l-hasânâti hasenatün ehabbü ilellâhi.

Ve mâ fi'l-hasânâti hasenatün ehabbü ilellâhi.
Allah'a çok sevgili.Allah'a çok sevgili. Min hasenetin tü'melü fî leyleti cumu'atinMin hasenetin tü'melü fî leyleti cumu'atin ev yevmi cumu'atin.ev yevmi cumu'atin. Buna mukabil.Buna mukabil. Ve mâ mine’z-zünûbi zenbün

Ve mâ mine’z-zünûbi zenbün
ebğadu ilellâhi min zenbin yu'melü fî leyleti'l-cumu'atiebğadu ilellâhi min zenbin yu'melü fî leyleti'l-cumu'ati ev yevmi'l-cumu'ati.ev yevmi'l-cumu'ati. Günahların da Allahu Teâlâya en sevmediği, mebğuz,Günahların da Allahu Teâlâya en sevmediği, mebğuz, gadab ettiği günahlar cuma gecesi ilegadab ettiği günahlar cuma gecesi ile cuma günü yapılan günahlar oluyor.cuma günü yapılan günahlar oluyor. Onun için cuma günleri çok tedarikli olmak lazım.Onun için cuma günleri çok tedarikli olmak lazım. Cuma gecesinden guslünü hazırlamalı,Cuma gecesinden guslünü hazırlamalı, esbabını hazırlamalı, tıraşını hazırlamalı,esbabını hazırlamalı, tıraşını hazırlamalı, misvakını hazırlamalı.misvakını hazırlamalı. Cuma geceleri Sûre-i Kehf'i okumayı unutmamalı.Cuma geceleri Sûre-i Kehf'i okumayı unutmamalı. Sûre-i Duhân'ı okumayı unutmamalı.Sûre-i Duhân'ı okumayı unutmamalı. Sûre-i Yasin'i okumayı unutmamalı.Sûre-i Yasin'i okumayı unutmamalı. Sûre-i Feth'i okumayı unutmamalı.Sûre-i Feth'i okumayı unutmamalı. Tebârekeyi, ammeyi, izâ vâkıa'yı okumayı unutmamalı.Tebârekeyi, ammeyi, izâ vâkıa'yı okumayı unutmamalı. Bunları yapmalı ki sevap bugün çok.Bunları yapmalı ki sevap bugün çok. Hem gece oku bunu hem gündüz oku.Hem gece oku bunu hem gündüz oku. İki defa.İki defa. Cuma günlerinde, cuma ezanı okununcaya kadar sokaklarda kalma.Cuma günlerinde, cuma ezanı okununcaya kadar sokaklarda kalma. Erken vakitte camiye gir.Erken vakitte camiye gir. Vaaz varsa dinlersin,Vaaz varsa dinlersin, yoksa oturur teşbih çekersin, Kur'an okursun.yoksa oturur teşbih çekersin, Kur'an okursun. Erken vakitte camiye girenin sevabı çok büyük oluyor.Erken vakitte camiye girenin sevabı çok büyük oluyor. Mâ min şey'in ekta'a li zahri iblîse min 'âlimin

Mâ min şey'in ekta'a li zahri iblîse min 'âlimin
yahrucü fî kabîletin.yahrucü fî kabîletin. Şeytanın belini kıran şeylerin en şiddetlisi,Şeytanın belini kıran şeylerin en şiddetlisi, bir kabileden bir âlimin çıkışıymış.bir kabileden bir âlimin çıkışıymış. İki çıkarsa daha berbat.İki çıkarsa daha berbat. Üç olursa daha fena.Üç olursa daha fena. Şeytan bir âlimin çıkmasına hiç razı olmuyor.Şeytan bir âlimin çıkmasına hiç razı olmuyor. Onun için âlimlerin yetişmemesi için elinden gelen fırsatı şeytan geri bırakmaz.Onun için âlimlerin yetişmemesi için elinden gelen fırsatı şeytan geri bırakmaz. Şu âlimi bir ortadan yok etsem deŞu âlimi bir ortadan yok etsem de ondan sonra bu millet zaten nasıl olsa ben onları önümdeki sürü gibiondan sonra bu millet zaten nasıl olsa ben onları önümdeki sürü gibi koyunu koyduğu gibi kovalarım diyor.koyunu koyduğu gibi kovalarım diyor. Ama bu âlimler yok mu?Ama bu âlimler yok mu? Ah, onlar mani oluyor.Ah, onlar mani oluyor. Onun için onun bellini, kemiğini kıran o oluyor.Onun için onun bellini, kemiğini kıran o oluyor. Onun için herkes âlim olmağa çok dikkat etmek lazım.Onun için herkes âlim olmağa çok dikkat etmek lazım. Hani geçen bir ders geçti de hatırıma sonradan geldi.

Hani geçen bir ders geçti de hatırıma sonradan geldi.
Şimdi biz Müslümanız elhamdülillah.Şimdi biz Müslümanız elhamdülillah. Herkes, biz namaz kıldırıyoruzHerkes, biz namaz kıldırıyoruz mesela Allahu Ekber diyoruz, namaza duruyoruz.mesela Allahu Ekber diyoruz, namaza duruyoruz. Namazı, bizim kıldığımız namazı her MüslümanınNamazı, bizim kıldığımız namazı her Müslümanın benim kıldığım kadar bilmesi lazım.benim kıldığım kadar bilmesi lazım. Namazın hangisi farzdır?Namazın hangisi farzdır? Hangisi vaciptir?Hangisi vaciptir? Hangisi sünnettir?Hangisi sünnettir? Hangi şey eksik olursa namaz olmaz.Hangi şey eksik olursa namaz olmaz. Hangi şey eksik olursa secde-i tilavetle,Hangi şey eksik olursa secde-i tilavetle, secde-i sehivle tamam olur.secde-i sehivle tamam olur. Hangi şey eksik olursa bir şeye lazım gelmez.Hangi şey eksik olursa bir şeye lazım gelmez. Bunu her Müslümanın bilmesi lazım.Bunu her Müslümanın bilmesi lazım. E imam kıldırsın, ben de arkasında kılayım.E imam kıldırsın, ben de arkasında kılayım. Olmaz, her zaman imam bulsak iyi amaOlmaz, her zaman imam bulsak iyi ama her zaman imamda olmaz ki.her zaman imamda olmaz ki. Bazen de evimizde yalnız kılacağımız olur.Bazen de evimizde yalnız kılacağımız olur. Binâenaleyh bütün namaz meselelerini,Binâenaleyh bütün namaz meselelerini, diğer sair meseleleri dediğer sair meseleleri de her Müslümanın bir hoca kadar bilmesi lazım.her Müslümanın bir hoca kadar bilmesi lazım. Şimdi elhamdülillah bu kitaplarda bol çok, oku oku öğren.Şimdi elhamdülillah bu kitaplarda bol çok, oku oku öğren. İkincisi, tıp meselesine gelmişti.

İkincisi, tıp meselesine gelmişti.
Tıp da bir ilimdir.Tıp da bir ilimdir. O tıp ilmi de her Müslüman için lazımdır.O tıp ilmi de her Müslüman için lazımdır. Yani bir hocanın namaz kılmasıyla iş bitmiyor,Yani bir hocanın namaz kılmasıyla iş bitmiyor, bir doktorun bulunmasıyla da iş bitmez yine.bir doktorun bulunmasıyla da iş bitmez yine. Herkes doktorlukta mahma imkan,Herkes doktorlukta mahma imkan, mühim olan ihtiyaçlarının hangi şeyler faydalıdır,mühim olan ihtiyaçlarının hangi şeyler faydalıdır, hangi şeyler zararlıdır,hangi şeyler zararlıdır, hangi şeyler iyidir, hangi şeyler kötüdür bunları bilmesi lazım.hangi şeyler iyidir, hangi şeyler kötüdür bunları bilmesi lazım. Sıhhatin icaplarını bir doktora, hiç olmazsa doktordan öğren,Sıhhatin icaplarını bir doktora, hiç olmazsa doktordan öğren, kitaplardan öğren, nereden öğrenirsen öğren.kitaplardan öğren, nereden öğrenirsen öğren. Hocanın dinini bildiği gibi, herkesin bilmesi lazım olduğu gibi,Hocanın dinini bildiği gibi, herkesin bilmesi lazım olduğu gibi, doktorluğu da herkesin az çok bilmesi lazım.doktorluğu da herkesin az çok bilmesi lazım. Ama inceliklerini bilemeyiz başka.Ama inceliklerini bilemeyiz başka. E incelikleri ayrı.E incelikleri ayrı. Fakat kabaca doktorluğu herkesin bilmesi lazım, az çok.Fakat kabaca doktorluğu herkesin bilmesi lazım, az çok. Mâ min sabâhin.

Mâ min sabâhin.
Burada iki tane, iki, üç tane kaldı.Burada iki tane, iki, üç tane kaldı. Mâ min sabâhin yusbihuhu’l-‘ibâdü illâ ve sârihun yesruhu:Mâ min sabâhin yusbihuhu’l-‘ibâdü illâ ve sârihun yesruhu: Yâ eyyühe’n-nâsü, lidû li’t-türâbi,Yâ eyyühe’n-nâsü, lidû li’t-türâbi, ve’cme’û li’l-fenâ, ve’bnû li’l-harâbi.ve’cme’û li’l-fenâ, ve’bnû li’l-harâbi. Hiçbir sabah yok ki her sabah bir melek nida ediyor.

Hiçbir sabah yok ki her sabah bir melek nida ediyor.
Fakat hani gönül olsa o nidaları duyacak, hepimiz duyacağız.Fakat hani gönül olsa o nidaları duyacak, hepimiz duyacağız. Ama gönüllerimiz olmadığı için bu nidaları hiçbirimiz duyamıyoruz.Ama gönüllerimiz olmadığı için bu nidaları hiçbirimiz duyamıyoruz. Bu nidalar mevcut.Bu nidalar mevcut. Binâenaleyh bu nidalar sesleniyor bize.Binâenaleyh bu nidalar sesleniyor bize. Ey insanlar!

Ey insanlar!
Lidû li’t-türâbi, ve’cme’û li’l-fenâ, ve’bnû li’l-harâbi.

Lidû li’t-türâbi, ve’cme’û li’l-fenâ, ve’bnû li’l-harâbi.
Ve’bnu yapın.Ve’bnu yapın. Fakat o yaptıklarınız bilin ki harap olacak.Fakat o yaptıklarınız bilin ki harap olacak. Toplayın.Toplayın. Topladıklarınızın hepsi yok olacak bir gün.Topladıklarınızın hepsi yok olacak bir gün. Yaşayın, fakat bir gün toprağa mal olacaksınız.Yaşayın, fakat bir gün toprağa mal olacaksınız. Onun için yine o seslenen münadi diyor ki;Onun için yine o seslenen münadi diyor ki; Eyyühe’l-halâik.

Eyyühe’l-halâik.
Ey mahlûklar!Ey mahlûklar! "Sebbihu'l-melike'l-guddûs."

"Sebbihu'l-melike'l-guddûs."
Allahu Teâlâ'yı tesbih ediniz.Allahu Teâlâ'yı tesbih ediniz. Melekler tarafından bize ihbar olunuyor.Melekler tarafından bize ihbar olunuyor. Şimdi radyo söylüyordu da Kuveyt'te bir sekiz katlı bina yapıyorlarmış.

Şimdi radyo söylüyordu da Kuveyt'te bir sekiz katlı bina yapıyorlarmış.
Yaparken binanın işte nesini eksik yaptıysa, göçmüş bina.Yaparken binanın işte nesini eksik yaptıysa, göçmüş bina. Daha yapılırken, yapım halinde.Daha yapılırken, yapım halinde. Göçmüş, Türk parasıyla 500 milyon para tutuyor diyor.Göçmüş, Türk parasıyla 500 milyon para tutuyor diyor. Şimdi bu göçecek.Şimdi bu göçecek. Bugün göçmezse yarın göçecek.Bugün göçmezse yarın göçecek. Şimdi o okuduğum kitapta çok güzel nasihatler var.Şimdi o okuduğum kitapta çok güzel nasihatler var. Adamcağızın birisi taştan ev yaptırıyormuş.Adamcağızın birisi taştan ev yaptırıyormuş. Yaptırırken öteden ashabın birisi görmüş demiş ki,Yaptırırken öteden ashabın birisi görmüş demiş ki, bu insanları şu evin için hizmetkâr mı yaptın demiş.bu insanları şu evin için hizmetkâr mı yaptın demiş. Halâik mi?Halâik mi? Halâik.

Halâik.
Hizmetkâr yaptın yani.Hizmetkâr yaptın yani. Bak bu yükü arkasında taşıttırıyorsun bunlara.Bak bu yükü arkasında taşıttırıyorsun bunlara. Ne olacak, içinde sen yaşayacaksın.Ne olacak, içinde sen yaşayacaksın. Senin bunlara bu eziyete sokmandanSenin bunlara bu eziyete sokmandan senin bir çadır içerisinde, bir mezbelelik içerisindesenin bir çadır içerisinde, bir mezbelelik içerisinde oturman daha hayırlıdır demişoturman daha hayırlıdır demiş bu insanları bu eziyete sokmandan.bu insanları bu eziyete sokmandan. Yani Müslümanlık kısmında çok titiz davranmışlarYani Müslümanlık kısmında çok titiz davranmışlar israftan kaçmak için.israftan kaçmak için. İsraftan kaçmak için ellerinden ne geliyorsa o gün yapmışlar.İsraftan kaçmak için ellerinden ne geliyorsa o gün yapmışlar. Bugün de israf için elimizden ne geliyorsa onu yapıyoruz.Bugün de israf için elimizden ne geliyorsa onu yapıyoruz. Bugün de israf için elimizden ne geliyorsa.Bugün de israf için elimizden ne geliyorsa. O gün yükseldik israfın önüne geçmek suretiyle.O gün yükseldik israfın önüne geçmek suretiyle. Bugün de korkuyorum ki şimdi boyuna para dağıtıyorlar.Bugün de korkuyorum ki şimdi boyuna para dağıtıyorlar. Senin mahsulüne şu kadar zam, senin mahsulüne bu kadar zam.Senin mahsulüne şu kadar zam, senin mahsulüne bu kadar zam. Hazreti Ömer demiş ki,

Hazreti Ömer demiş ki,
yakında bu memleketler çok fetholuyor.yakında bu memleketler çok fetholuyor. Çok büyük genişliklere nail olacaksınız.Çok büyük genişliklere nail olacaksınız. Fakat çok korkuyorum ki bu gelirlerin arkasındanFakat çok korkuyorum ki bu gelirlerin arkasından büyük zararlar gelmesin.büyük zararlar gelmesin. Ki, taşkınlık ve huysuzluklar, çünkü:Ki, taşkınlık ve huysuzluklar, çünkü: İnne’l-insâne leyatğâ.

İnne’l-insâne leyatğâ.
En raâhu’stağnâ.En raâhu’stağnâ. İnsan parayı gördükçe şımarıyor.İnsan parayı gördükçe şımarıyor. Parayı gördükçe şımarıyor.Parayı gördükçe şımarıyor. O para arkasında bir dağ gibi ona dayamış kendisini.O para arkasında bir dağ gibi ona dayamış kendisini. Artık ne büyük tanır ne küçük tanır.Artık ne büyük tanır ne küçük tanır. Mâ min sadekatin efdalu min sadekatin

Mâ min sadekatin efdalu min sadekatin
tüsaddiku bihâ alâ memlûkin inde meliki su’in.tüsaddiku bihâ alâ memlûkin inde meliki su’in. En güzel sadaka, efdal sadaka,En güzel sadaka, efdal sadaka, kötü huylu bir hükümdarın yanındakötü huylu bir hükümdarın yanında bir köleye verilen sadakaymış.bir köleye verilen sadakaymış. Mâ min sadekatin efdale min kavli’l-hakki.

Mâ min sadekatin efdale min kavli’l-hakki.
Doğru sözü söylemekten daha efdal sadaka olmaz.Doğru sözü söylemekten daha efdal sadaka olmaz. En efdal sadaka da odur.En efdal sadaka da odur. İkinci, mâ min sadekatin

İkinci, mâ min sadekatin
yetesaddeku bihâ racülün âlâ ahîhiyetesaddeku bihâ racülün âlâ ahîhi efdale min ‘ılmin yu’allimuhû iyyâhu.efdale min ‘ılmin yu’allimuhû iyyâhu. Yine, bir kimsenin tasadduk edeceği, bir adama vereceği sadakanın

Yine, bir kimsenin tasadduk edeceği, bir adama vereceği sadakanın
en hayırlısı, en efdali, en güzeli.en hayırlısı, en efdali, en güzeli. Ona bir ilim talim etmek.Ona bir ilim talim etmek. Onun bilmediği bir ilmi,Onun bilmediği bir ilmi, ona öğretmekten daha efdal bir sadaka olmaz.ona öğretmekten daha efdal bir sadaka olmaz. Çünkü verirseniz bin beş yüz lira, bin lira ver, o biter akşama.Çünkü verirseniz bin beş yüz lira, bin lira ver, o biter akşama. Fakat onun ihtiyacı olan dini meselelerdenFakat onun ihtiyacı olan dini meselelerden bir meseleyi ona öğretebilirse ne mutlu.bir meseleyi ona öğretebilirse ne mutlu. Binâenaleyh Müslümanlık çok iyi, hoş şey de şimdi bizimBinâenaleyh Müslümanlık çok iyi, hoş şey de şimdi bizim elli iki tane haftamız var senede, elli iki mi, elli dört mü.elli iki tane haftamız var senede, elli iki mi, elli dört mü. Her cuma bir meseleyi dini öğrense,Her cuma bir meseleyi dini öğrense, 10 senede şu kadar mesele öğrendi insanlar.10 senede şu kadar mesele öğrendi insanlar. Fakat ben şimdi bakıyorum da,Fakat ben şimdi bakıyorum da, bu cuma hatip ne dedi kulağımda kalmıyor benim.bu cuma hatip ne dedi kulağımda kalmıyor benim. Ertesi cuma, hiçbir şey yok kulağımda, niçin?Ertesi cuma, hiçbir şey yok kulağımda, niçin? Ne onun söylediği benim kulağıma giriyor,

Ne onun söylediği benim kulağıma giriyor,
ne benim söylediğim onun kulağına giriyor, niçin?ne benim söylediğim onun kulağına giriyor, niçin? Kulak vermiyor o söylediğine.

Kulak vermiyor o söylediğine.
Kulak verip de üzerinde dursam, ne iyi.Kulak verip de üzerinde dursam, ne iyi. Bu hafta bak, cihad hakkında güzel şeyler,Bu hafta bak, cihad hakkında güzel şeyler, adam eziyet yapmış, toplamış, bir şeyler yapmış, söylemiş.adam eziyet yapmış, toplamış, bir şeyler yapmış, söylemiş. Ama hiç aklımda bir şey yok.Ama hiç aklımda bir şey yok. Niçin üzerine duramıyoruz?

Niçin üzerine duramıyoruz?
O zaman Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellem bir tane söylüyordu.O zaman Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellem bir tane söylüyordu. O bir tanenin üzerinde ashab böyleO bir tanenin üzerinde ashab böyle demire yapışır gibi yapışıyordu yani.demire yapışır gibi yapışıyordu yani. Kaynak birbirine nasıl kaynıyordu o sözün üzerine öyleKaynak birbirine nasıl kaynıyordu o sözün üzerine öyle kaynaşıp yapışıp kalıyorlardı.kaynaşıp yapışıp kalıyorlardı. Onun dışına bir daha çıkmak yok.Onun dışına bir daha çıkmak yok. Hatta yine orada okudum.

Hatta yine orada okudum.
Resûlu Ekrem giderken,Resûlu Ekrem giderken, hanımlar için demiş yalnız hanımlar hacca gitmesin demiş.hanımlar için demiş yalnız hanımlar hacca gitmesin demiş. Ertesi sene efendinin birisi ashabtan birisi yine,Ertesi sene efendinin birisi ashabtan birisi yine, demiş Ya Resulallah, geçen sefer böyle söylediniz,demiş Ya Resulallah, geçen sefer böyle söylediniz, hanımlar hacca erkeksiz gitmesin,hanımlar hacca erkeksiz gitmesin, benim hanım bu sene hacca gitmek istiyor.benim hanım bu sene hacca gitmek istiyor. Bunlar da cihada gidiyorlar yahut cihaddan dönüyorlar.Bunlar da cihada gidiyorlar yahut cihaddan dönüyorlar. Sen demiş koş hanımın yanına,Sen demiş koş hanımın yanına, hanımınla beraber haccına eda et demiş.hanımınla beraber haccına eda et demiş. Şimdi öyle, bu sene benim hanım da gidiversin diyerekten.Şimdi öyle, bu sene benim hanım da gidiversin diyerekten. Şimdi seferililik de kaldırdı diyorlar, ne olacak?Şimdi seferililik de kaldırdı diyorlar, ne olacak? Üç saate gidiyoruz, üç saate de geliyoruz diyorlar.

Üç saate gidiyoruz, üç saate de geliyoruz diyorlar.
İnsanlara laf anlatmak, hani deveye hendek atlatmaktan zor.İnsanlara laf anlatmak, hani deveye hendek atlatmaktan zor. Şimdi aziz kardeş!

Şimdi aziz kardeş!
Elin harama gitmemesinin amiri kalptir.

Elin harama gitmemesinin amiri kalptir.
Bir yere giderken kalptir, yok ne yapıyorsun?Bir yere giderken kalptir, yok ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun?Ne yapıyorsun? Tutar o eli.Tutar o eli. Ayak harama gidecekken, ooo oraya gidilmez der, ne der?Ayak harama gidecekken, ooo oraya gidilmez der, ne der? Gönül der onu.Gönül der onu. Ne zaman der?Ne zaman der? Gönül Allah ile meşgulse der.Gönül Allah ile meşgulse der. Gönül Allah ile meşgul değilse, hadi git gideceğin yere der.Gönül Allah ile meşgul değilse, hadi git gideceğin yere der. Binâenaleyh gönlü, gönlü Allah'ın zikriyle doldurmanınBinâenaleyh gönlü, gönlü Allah'ın zikriyle doldurmanın nasıl lüzumu var bak gör aziz kardeş.nasıl lüzumu var bak gör aziz kardeş. Demek ki bu tarikatı nereden çıkardın diyerekten.Demek ki bu tarikatı nereden çıkardın diyerekten. Tarikat değil, Allah'ın, Resulü'nün emri.Tarikat değil, Allah'ın, Resulü'nün emri. Allah'ın emri bu.Allah'ın emri bu. El-Fâtiha.

El-Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2