Namaz Vakitleri

29 Şevvâl 1446
27 April 2025
İmsak
04:26
Güneş
06:02
Öğle
13:07
İkindi
16:55
Akşam
20:02
Yatsı
21:32
Detaylı Arama

Zühd

Mehmed Zahid KOTKU

23 Cemâziye'l-Âhir 1391 / 15.08.1971
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Zühd

Mehmed Zahid KOTKU

23 Cemâziye'l-Âhir 1391 / 15.08.1971
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eùzü bi’llâhi mine’ş-şeytàni’r-racîm.Eùzü bi’llâhi mine’ş-şeytàni’r-racîm. Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm.Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm. El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn...

El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn...
Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn...Ve’l-àkıbetü li’l-müttakîn... Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâVe’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn...muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn... İ’lemû eyyühe’l-ihvân...

İ’lemû eyyühe’l-ihvân...
İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh...İnne efdale’l-kitâbi kitâbu’llàh... Ve enne efdale’l-hedyi hedyüVe enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem...muhammedin salla’llàhu aleyhi ve sellem... Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ...Ve şerre’l-umûri muhdesâtühâ... Ve külle muhdesin bid’ah...Ve külle muhdesin bid’ah... Ve külle bid’atin dalâleh...Ve külle bid’atin dalâleh... Ve külle dalâletin fi’n-nâr...Ve külle dalâletin fi’n-nâr... Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyiVe bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl:salla’llàhu aleyhi ve selleme ennehû kàl: RE. 212/3 Ez-zühdü en tuhibbe mâ yuhibbu hàlikuke,

RE. 212/3 Ez-zühdü en tuhibbe mâ yuhibbu hàlikuke,
ve en tubğıda mâ yubğıdu hàlikuke;ve en tubğıda mâ yubğıdu hàlikuke; ve en teteharrace min halâli’d-dünyâ,ve en teteharrace min halâli’d-dünyâ, kemâ teteharracü min haramihâ…kemâ teteharracü min haramihâ… İlâ âhiri’l-hadîs.İlâ âhiri’l-hadîs. Bu hadisi geçen defa okumuşsak da

Bu hadisi geçen defa okumuşsak da
ehemmiyetine binaen bugün de okumayı arzu ettik.ehemmiyetine binaen bugün de okumayı arzu ettik. Zühd tabiri zahidlik dediğimiz

Zühd tabiri zahidlik dediğimiz
dünyaya itibar etmeyip,dünyaya itibar etmeyip, ahireti tercih edenlere denir.ahireti tercih edenlere denir. “İbadât ü taatle vakitlerini geçirip,“İbadât ü taatle vakitlerini geçirip, dünya zevkleriyle meşgul olmayandünya zevkleriyle meşgul olmayan güruhtur.” diye tabir etmişler.güruhtur.” diye tabir etmişler. Bunun hakikatini Peygamberimiz SAS HazretleriBunun hakikatini Peygamberimiz SAS Hazretleri en güzelini bildirir.en güzelini bildirir. Bu zühd, haddizatında bir zümrenin malı değildir.

Bu zühd, haddizatında bir zümrenin malı değildir.
Yani içimizden bir zümre ayrılsın,Yani içimizden bir zümre ayrılsın, yemesin içmesin, dünyaya kulak asmasın;yemesin içmesin, dünyaya kulak asmasın; hatta biz onları besleyelim dehatta biz onları besleyelim de onlar ibadât ü taatleriyle meşgul olsunlar;onlar ibadât ü taatleriyle meşgul olsunlar; bu demek değildir.bu demek değildir. Bu hepimize lazım olan bir şeydir.Bu hepimize lazım olan bir şeydir. Çünkü zühd, Peygamberimiz SAS’in sıfatlarından bir sıfattır.Çünkü zühd, Peygamberimiz SAS’in sıfatlarından bir sıfattır. O, dünyaya iltifat etmemiştir.O, dünyaya iltifat etmemiştir. Her çeşit nimet elinde olduğu halde,Her çeşit nimet elinde olduğu halde, kendisinden başka başkalarını düşünmüş,kendisinden başka başkalarını düşünmüş, elindeki nimetleri onlara dağıtmıştır.elindeki nimetleri onlara dağıtmıştır. Binaen aleyh, müslümanın da böyle olması lazım gelir.

Binaen aleyh, müslümanın da böyle olması lazım gelir.
Hele haram şeyler hiçbir müslümana yakışmadığı halde,Hele haram şeyler hiçbir müslümana yakışmadığı halde, bugün müslümanlar haramlara boğulmuş şekildedir.bugün müslümanlar haramlara boğulmuş şekildedir. Haram diye ona artık hiç iltifat edilmemesi lazım gelirken,Haram diye ona artık hiç iltifat edilmemesi lazım gelirken, o haramların üzerinde titizlikle duruluyor.o haramların üzerinde titizlikle duruluyor. Onlar zühd diye değil, müslümana da yakışmaz.Onlar zühd diye değil, müslümana da yakışmaz. Onun için Efendimiz SAS’ sözlerinden birisi de:Onun için Efendimiz SAS’ sözlerinden birisi de: “—İnsanların içinde öyle şeytanlar vardır ki,
“—İnsanların içinde öyle şeytanlar vardır ki,
insanları baştan çıkarırlar.”insanları baştan çıkarırlar.” Meselâ “Şeytan var!” deriz.

Meselâ “Şeytan var!” deriz.
Var da şeytan da bir mahluk.Var da şeytan da bir mahluk. O şeytanın gücü yetmez bizi bir yerden bir yere sevk etmeye.O şeytanın gücü yetmez bizi bir yerden bir yere sevk etmeye. Mesela buradan kaldırıp da bir meyhaneyeMesela buradan kaldırıp da bir meyhaneye veya bir kötü yere götürmeye şeytanın gücü yetmez.veya bir kötü yere götürmeye şeytanın gücü yetmez. Şeytanın elinden gelen, ancak bir vesvesedir.Şeytanın elinden gelen, ancak bir vesvesedir. Git buraya filan diye içeriye laf düşürür.Git buraya filan diye içeriye laf düşürür. Ama çekip de elinden götüremez.Ama çekip de elinden götüremez. Sen dayanırsan;Sen dayanırsan; “—Orası haramdır, günahtır ben öyle yerlere gitmem!” dersen,
“—Orası haramdır, günahtır ben öyle yerlere gitmem!” dersen,
onun elinden kurtulursun.onun elinden kurtulursun. Fakat insan şeytanları vardır ki, seni zorla oraya sevk ederler.

Fakat insan şeytanları vardır ki, seni zorla oraya sevk ederler.
Seni zorla kandırır, alır, oraya götürür.Seni zorla kandırır, alır, oraya götürür. Binaen aleyh insanın şeytanıBinaen aleyh insanın şeytanı o yaratılan şeytandan daha tehlikelidir.o yaratılan şeytandan daha tehlikelidir. Onun için diyor ki:Onun için diyor ki: ez-Zühdü fî zemâni hâzâ.

ez-Zühdü fî zemâni hâzâ.
O zaman, Peygamber SAS’in zamanında şeytan oyun oynayamıyor.

O zaman, Peygamber SAS’in zamanında şeytan oyun oynayamıyor.
O zaman paralarla iş görülürmüş.O zaman paralarla iş görülürmüş. Paraları terk eden insan zâhid sayılırmış:Paraları terk eden insan zâhid sayılırmış: “Paraya iltifat etmiyor, dünyaya iltifat etmiyor.“Paraya iltifat etmiyor, dünyaya iltifat etmiyor. Hah, bu adam zâhid!” derlermiş.Hah, bu adam zâhid!” derlermiş. “Ama ümmetimin üzerine bir zaman gelecek ki,“Ama ümmetimin üzerine bir zaman gelecek ki, o zaman insanlardan kaçmako zaman insanlardan kaçmak paradan kaçmaktan daha faydalı olacak…paradan kaçmaktan daha faydalı olacak… Çünkü insanların şeytanları,Çünkü insanların şeytanları, insanları günahlara doğru sevk edecekler.” buyuruyor.insanları günahlara doğru sevk edecekler.” buyuruyor. Şimdi meselâ, tütün içmek.

Şimdi meselâ, tütün içmek.
Tabi buna çocukluktan alışılıyor.Tabi buna çocukluktan alışılıyor. Çocukluktan alışılırken,Çocukluktan alışılırken, işte emsaller birbirlerine ikram ediyorlar:işte emsaller birbirlerine ikram ediyorlar: “—Aptal bunu içmeyen!
“—Aptal bunu içmeyen!
Bunu içmemek de olur muymuş?Bunu içmemek de olur muymuş? Bu erkeklik şerefidir.” diyorlar.Bu erkeklik şerefidir.” diyorlar. Bunların böyle bir sürü beylik sözleri var.

Bunların böyle bir sürü beylik sözleri var.
Bu sözlerle birbirlerini iğfal ederek,Bu sözlerle birbirlerini iğfal ederek, daha küçük yaşlarında insanlar kandırılıp buna alıştırılıyor.daha küçük yaşlarında insanlar kandırılıp buna alıştırılıyor. Faydalı mı?Faydalı mı? Hiç de faydalı değil.Hiç de faydalı değil. Baştan aşağı hepsi zarar.Baştan aşağı hepsi zarar. Çok acaiptir ki bakınız:

Çok acaiptir ki bakınız:
Zamanın uleması,Zamanın uleması, bu sigara çıktığı zamanki ulemalar,bu sigara çıktığı zamanki ulemalar, müttefikun aleyh,müttefikun aleyh, hepsi ittifak ile,hepsi ittifak ile, Arabistan’daki, buradaki, başka yerlerdeki ulemalar,Arabistan’daki, buradaki, başka yerlerdeki ulemalar, bunun haramlığına hüküm vermişler, “Haramdır!” demişler.bunun haramlığına hüküm vermişler, “Haramdır!” demişler. Bugünün insanı ise, buna helâl diyecek kadar

Bugünün insanı ise, buna helâl diyecek kadar
kndisini yüceltmiştir.kndisini yüceltmiştir. Herkes de bunlara hürmet eder, saygı gösterir.Herkes de bunlara hürmet eder, saygı gösterir. “—Filan efendi böyle diyor.
“—Filan efendi böyle diyor.
Kitabında yazıyor, gazetesinde yazıyor, mecmuasında yazıyor.”Kitabında yazıyor, gazetesinde yazıyor, mecmuasında yazıyor.” Nerdeyse helâlliğine hükmedecek.

Nerdeyse helâlliğine hükmedecek.
Bak insanları kandıran şeytana bak!Bak insanları kandıran şeytana bak! Şeytan, bunu zorla ağzına tıkıp da içiremez.Şeytan, bunu zorla ağzına tıkıp da içiremez. Fakat öteki; sana faydasından bahsedecek,Fakat öteki; sana faydasından bahsedecek, erkekliğinden bahsedecek, şecaatinden bahsedecek,erkekliğinden bahsedecek, şecaatinden bahsedecek, işte çeşitli şeylerden bahsederekten insanı kandıracak.işte çeşitli şeylerden bahsederekten insanı kandıracak. Binaen aleyh, “Ahir zamanda bu gibi insanlardan kaçmak,Binaen aleyh, “Ahir zamanda bu gibi insanlardan kaçmak, o eski zamanların sofularının paralarıo eski zamanların sofularının paraları terk etmelerinden daha efdaldir” diyor.terk etmelerinden daha efdaldir” diyor. Sonra bakınız, bugün ulemanın ittifakıyla haram denilen

Sonra bakınız, bugün ulemanın ittifakıyla haram denilen
sigaranın vücuda zararını inkâr edecek kimse çıkar mı? Çıkmaz.sigaranın vücuda zararını inkâr edecek kimse çıkar mı? Çıkmaz. “Bunun da şu faydası vardır.” diyen çıkmaz.“Bunun da şu faydası vardır.” diyen çıkmaz. Ağızdaki dişleri berbat eder,Ağızdaki dişleri berbat eder, boğaz yollarını berbat eder,boğaz yollarını berbat eder, ciğerin yollarını berbat eder,ciğerin yollarını berbat eder, içerde envai çeşit fesatlar yapar.içerde envai çeşit fesatlar yapar. Başı bulandırır.Başı bulandırır. İçkinin zaten haram olması başı döndürdüğü,

İçkinin zaten haram olması başı döndürdüğü,
aklı kaybettirdiği için denmiş.aklı kaybettirdiği için denmiş. Sigaraya da tedrici alıştırıldığı için vücutSigaraya da tedrici alıştırıldığı için vücut bunu fark edemiyor.bunu fark edemiyor. Birden çok iç bak nasıl sarhoş ediyor adamı.Birden çok iç bak nasıl sarhoş ediyor adamı. Fakat tedrici, birer birer içildiği, arada farklılıklar olduğu içinFakat tedrici, birer birer içildiği, arada farklılıklar olduğu için o tesirini gösteremiyor ama yapacağıo tesirini gösteremiyor ama yapacağı fenalığı yine vücuda yapmaktadır.fenalığı yine vücuda yapmaktadır. Onun için doktorlar bazı hastalarını tedavi ederlerken sorarlar:Onun için doktorlar bazı hastalarını tedavi ederlerken sorarlar: “—Sen sigara içiyor musun?” Bakıyor da anlıyor.
“—Sen sigara içiyor musun?” Bakıyor da anlıyor.
“—İçiyorum.”
“—İçiyorum.”
“—E onu terk edeceksin.”
“—E onu terk edeceksin.”
“—Edemem.”
“—Edemem.”
“—Hiç olmazsa azaltacaksın.
“—Hiç olmazsa azaltacaksın.
Çok azaltacaksın ve sonunda terk edeceksin” derler.Çok azaltacaksın ve sonunda terk edeceksin” derler. Demek ki faydalı bir şey olmadığına

Demek ki faydalı bir şey olmadığına
ve aleyhinde çok yazılarda yazılmış.ve aleyhinde çok yazılarda yazılmış. O dünya işi.

O dünya işi.
Şimdi bizim bir de iktisat işimiz var.Şimdi bizim bir de iktisat işimiz var. İktisaden biz ufak bir milletiz.İktisaden biz ufak bir milletiz. Bugün zorlukla yaşayan milletiz.Bugün zorlukla yaşayan milletiz. Her şeyi kendimiz yapamıyoruz, edemiyoruz,Her şeyi kendimiz yapamıyoruz, edemiyoruz, aczimiz var her tarafta.aczimiz var her tarafta. Hatta buğdayımızı bile bugün,Hatta buğdayımızı bile bugün, yediğimiz buğdayımızı bileyediğimiz buğdayımızı bile dışardan getirme mecburiyetinde kalıyoruz.dışardan getirme mecburiyetinde kalıyoruz. Bu kadar aciz haldeyiz.Bu kadar aciz haldeyiz. Şimdi biliyor musunuz bir günde içilen

Şimdi biliyor musunuz bir günde içilen
sigara parasının ne kadar tuttuğunu?sigara parasının ne kadar tuttuğunu? Hepiniz bilirsiniz.Hepiniz bilirsiniz. Çok kolay bir hesap.Çok kolay bir hesap. Bugün “36 milyonuz!” diyoruz.Bugün “36 milyonuz!” diyoruz. En aşağı bunun yarısından fazlası içiyor herhalde.En aşağı bunun yarısından fazlası içiyor herhalde. Biz 15 milyonunu içer farz edelimBiz 15 milyonunu içer farz edelim yahut 20 milyonunu içer farz edelim.yahut 20 milyonunu içer farz edelim. Bugün 4-5 liradan ne tutar?Bugün 4-5 liradan ne tutar? Ne tutar 15 milyondan?Ne tutar 15 milyondan? Ya… 45-50 milyon bir güç olur.Ya… 45-50 milyon bir güç olur. Bir günde.Bir günde. Bunu 365 günle çarparsan ne büyük rakam tutar.Bunu 365 günle çarparsan ne büyük rakam tutar. Ama diyeceksiniz ki:Ama diyeceksiniz ki: “—Tekel İdaresi’nin kârına mal olur bu iş Hocaefendi öyle dersin ama.”
“—Tekel İdaresi’nin kârına mal olur bu iş Hocaefendi öyle dersin ama.”
Hayır, biz bunu satalım Avrupalılara,

Hayır, biz bunu satalım Avrupalılara,
dış memleketlere satalım.dış memleketlere satalım. Bu paralarımızı da memleketin ihtiyacına verelim.Bu paralarımızı da memleketin ihtiyacına verelim. Cebimize koymayalım bir daha, yani bunu iktisat ettikCebimize koymayalım bir daha, yani bunu iktisat ettik 5 lirayı arttırdık mı cebimize koyalım değil.5 lirayı arttırdık mı cebimize koyalım değil. Bugün memleketimizin ihtiyacına bunu da harcayıverelim.Bugün memleketimizin ihtiyacına bunu da harcayıverelim. Günlük 50 milyon yapar, sene de bilmem şu kadarGünlük 50 milyon yapar, sene de bilmem şu kadar yüz milyon yapar, milyarlar yapar.yüz milyon yapar, milyarlar yapar. Eee! Bu bizim için şart değil mi, lazım değil mi?Eee! Bu bizim için şart değil mi, lazım değil mi? Binaen aleyh, zühd denilen şey keyfine mâni olmak.

Binaen aleyh, zühd denilen şey keyfine mâni olmak.
Helâl olan ekmeğini az yiyor efendi,Helâl olan ekmeğini az yiyor efendi, helâl olan ekmeğini az yiyor.helâl olan ekmeğini az yiyor. Helâl olan ete iltifat etmiyor her zaman.Helâl olan ete iltifat etmiyor her zaman. Helâl olan tavuğuna, şusuna busuna iltifat etmiyor,Helâl olan tavuğuna, şusuna busuna iltifat etmiyor, azıcık bir şeyle idare ediyor,azıcık bir şeyle idare ediyor, gerisini Allah yolunda harcıyor.gerisini Allah yolunda harcıyor. Haramlardan değil helalinden kesiyor.Haramlardan değil helalinden kesiyor. Ama bugün bizim halimiz çok acınacak durumda.

Ama bugün bizim halimiz çok acınacak durumda.
Bugün yaz mevsimi, kimseninBugün yaz mevsimi, kimsenin hürriyetine karışacak değiliz.hürriyetine karışacak değiliz. Fakat bizim için hakikaten çok acıdır.Fakat bizim için hakikaten çok acıdır. Bugün deniz alemlerine,Bugün deniz alemlerine, yazlıklara giden zavallı kardeşlerimizinyazlıklara giden zavallı kardeşlerimizin en aşağı bir kişiye zannedersem 10 bin liradan aşağıya mal olmaz.en aşağı bir kişiye zannedersem 10 bin liradan aşağıya mal olmaz. Sayfiye dediğimiz bir yazlıkSayfiye dediğimiz bir yazlık 10 bin liradan aşağıya mal olmaz.10 bin liradan aşağıya mal olmaz. Bir sürü kardeşlerimiz bu 10 bin liralarıBir sürü kardeşlerimiz bu 10 bin liraları senenin iki ayı için feda ediyor.senenin iki ayı için feda ediyor. Memleket hesabına gelince, kıyamıyor.Memleket hesabına gelince, kıyamıyor. Vatan hesabına gelince, kıyamıyor.Vatan hesabına gelince, kıyamıyor. Allah hepimizi affetsin, mağfiret eylesin…Allah hepimizi affetsin, mağfiret eylesin… Sonra hac mevsimi gelince

Sonra hac mevsimi gelince
hacılarımızın harcadığı 5 bine kıyametler kopuyor.hacılarımızın harcadığı 5 bine kıyametler kopuyor. Canım, 5 bin harcıyor çok değil.Canım, 5 bin harcıyor çok değil. Bugün sayfiyelere 10 bin liradan aşağı gidilmez.Bugün sayfiyelere 10 bin liradan aşağı gidilmez. Ama diyeceksin ki:Ama diyeceksin ki: “—Onun parası burada kalıyor.”
“—Onun parası burada kalıyor.”
Hacının parası da burada kalıyor.

Hacının parası da burada kalıyor.
Devletin tayyaresine veriyor,Devletin tayyaresine veriyor, şusuna veriyor, busuna veriyor,şusuna veriyor, busuna veriyor, ancak bin lirası dışarıya ya gider ya gitmez.ancak bin lirası dışarıya ya gider ya gitmez. Onun için sen zühdünü nasıl bileceksin?

Onun için sen zühdünü nasıl bileceksin?
Zühd hepimize lazım.Zühd hepimize lazım. Peygamber SAS Hazretleri niçin yememiş,Peygamber SAS Hazretleri niçin yememiş, niçin karnına taş bağlamış,niçin karnına taş bağlamış, niçin dünyaya iltifat etmemiş,niçin dünyaya iltifat etmemiş, niçin bir konak yapmamış?niçin bir konak yapmamış? O Peygamber olduğu haldeO Peygamber olduğu halde kayserlerin mükemmel konakları olsun da,kayserlerin mükemmel konakları olsun da, sarayları olsun da Peygamber SAS neden yerde yatsın?sarayları olsun da Peygamber SAS neden yerde yatsın? Biz bile bugün yerde yatmıyoruz.Biz bile bugün yerde yatmıyoruz. Terğîb ve Terhib’de görmüştüm.

Terğîb ve Terhib’de görmüştüm.
Peygamber SAS’in hanımlarından birisinin evi çitten örülmüş.Peygamber SAS’in hanımlarından birisinin evi çitten örülmüş. Böyle çit, mâlûm çubuklarla örülmüş.Böyle çit, mâlûm çubuklarla örülmüş. “İçeriden bakılınca dışarısı görülüyordu.” diyor.“İçeriden bakılınca dışarısı görülüyordu.” diyor. Dışarıdan bakılınca da içerisi görülebiliyordu.Dışarıdan bakılınca da içerisi görülebiliyordu. Çit malum işte.Çit malum işte. Efendimiz SAS bir gazaya gittikleri vakit,Efendimiz SAS bir gazaya gittikleri vakit, bu validemiz sıvatmış.bu validemiz sıvatmış. Dışarıdan içerisi görülmesin,Dışarıdan içerisi görülmesin, içeriden de dışarısı görülmesin diye bir sıva vurdurmuş.içeriden de dışarısı görülmesin diye bir sıva vurdurmuş. Rasûl-ü Ekrem SAS Efendimiz gelince onu tenkit etmişler:

Rasûl-ü Ekrem SAS Efendimiz gelince onu tenkit etmişler:
“—Neden bunu böyle yaptın?” demişler.
“—Neden bunu böyle yaptın?” demişler.
Allah hepimizi affetsin…

Allah hepimizi affetsin…
Onun için zühd, yalnız sofulara mahsus değil,Onun için zühd, yalnız sofulara mahsus değil, bütün Ümmet-i Muhammed’in hepsine lâzım.bütün Ümmet-i Muhammed’in hepsine lâzım. Bu zühdü takınmadıkça biz,Bu zühdü takınmadıkça biz, salâh ve felâh yolunu bulamayız.salâh ve felâh yolunu bulamayız. Aziz kardeş, dünyada yaşayacağız.

Aziz kardeş, dünyada yaşayacağız.
Pekiyi yaşayalım istediğimiz kadar, ne kadar yaşayacağız?Pekiyi yaşayalım istediğimiz kadar, ne kadar yaşayacağız? Bir kere 20 yaşına kadar çocuklukla geçiyor ömür.Bir kere 20 yaşına kadar çocuklukla geçiyor ömür. Gençlik, çocukluk, okumak mokumak gidiyor.Gençlik, çocukluk, okumak mokumak gidiyor. Ondan sonra işte hayata atılıyor insan.Ondan sonra işte hayata atılıyor insan. Derken 50’den sonra yıkılıyor kendisi aşağıya.Derken 50’den sonra yıkılıyor kendisi aşağıya. Ondan sonra da ihtiyarlık devri başlıyor.Ondan sonra da ihtiyarlık devri başlıyor. Aa! Ondan sonra da alıp götürüyorlar vesselam.Aa! Ondan sonra da alıp götürüyorlar vesselam. Bu 20-30 senelik geçici bir hayat,

Bu 20-30 senelik geçici bir hayat,
bu da herkes için muayyen değil.bu da herkes için muayyen değil. Bu o kadar yorulmaya, üzülmeye değer mi ya?Bu o kadar yorulmaya, üzülmeye değer mi ya? Asıl bizim gayemiz ahiretimizdir ki, ebediyet alemidir.Asıl bizim gayemiz ahiretimizdir ki, ebediyet alemidir. Fâniyi bırakırsan, ebediyeti bulursun.Fâniyi bırakırsan, ebediyeti bulursun. Fâniye itibar ettikçe, ebediyeti ele geçiremezsin.Fâniye itibar ettikçe, ebediyeti ele geçiremezsin. Onun için Peygamber SAS, zühdü ihtiyar etmiş.Onun için Peygamber SAS, zühdü ihtiyar etmiş. O, zühdü ihtiyar edince,O, zühdü ihtiyar edince, onun ümmeti olan bizlere de zühd düşer.onun ümmeti olan bizlere de zühd düşer. Onu bırak efendi!

Onu bırak efendi!
Şimdi bugün dünyamızda, dünyaya meydan okuyanŞimdi bugün dünyamızda, dünyaya meydan okuyan “Japon” denen bir devlet var ortada.“Japon” denen bir devlet var ortada. İşte Japon.İşte Japon. Bugün iktisâden çok yükselmiş bir devlet.Bugün iktisâden çok yükselmiş bir devlet. Buradan edindiğimiz intibalar da,Buradan edindiğimiz intibalar da, bu adamların, yani eski Japon ailesininbu adamların, yani eski Japon ailesinin dünyaya kat’iyyen iltifatlarının olmadığıdır.dünyaya kat’iyyen iltifatlarının olmadığıdır. Japonluk iktisadı.Japonluk iktisadı. İktisatlı heriflerin yükselmek gayretiyle,İktisatlı heriflerin yükselmek gayretiyle, evlerinde süse, saltanata ait bir şeyler yoktur.evlerinde süse, saltanata ait bir şeyler yoktur. Hepsi eski ana babalardan gördükleri,Hepsi eski ana babalardan gördükleri, kaşıkları bile yok, iki sopayla yiyorlar.kaşıkları bile yok, iki sopayla yiyorlar. İki çubukla yiyorlar yediklerini.İki çubukla yiyorlar yediklerini. Çatala, kaşığa, tabağa da iltifat etmiyorlar.Çatala, kaşığa, tabağa da iltifat etmiyorlar. Sebebi; hep istiyorlar kiSebebi; hep istiyorlar ki dünyada başka milletlere üstün olsunlar.dünyada başka milletlere üstün olsunlar. “—Böyle sefahata dökülürsek,
“—Böyle sefahata dökülürsek,
diğer devletlerle aşık atamayız, meydan okuyamayız!”diğer devletlerle aşık atamayız, meydan okuyamayız!” zihniyeti onlarda galip.zihniyeti onlarda galip. Bizde ise;Bizde ise; “—Borç gırtlağı geçtikten sonra ne olursa olsun!” derler.
“—Borç gırtlağı geçtikten sonra ne olursa olsun!” derler.
Onlarla kıyaslarsak, halimiz haraptır.Onlarla kıyaslarsak, halimiz haraptır. Onun için bize Peygamberimizin yolundan başka yol yoktur.

Onun için bize Peygamberimizin yolundan başka yol yoktur.
En güzel yol Peygamber SASin bıraktığı yoldur.En güzel yol Peygamber SASin bıraktığı yoldur. O, önümüzde rehberimizdir.O, önümüzde rehberimizdir. Rehber başkası değil Peygamber SAS’dir.Rehber başkası değil Peygamber SAS’dir. Allah-u Taala onu bize onun için rehber yollamıştır.Allah-u Taala onu bize onun için rehber yollamıştır. Yoksa onun boyuna posune değil ki.Yoksa onun boyuna posune değil ki. Onun huyu, ahlakı, gidişatıdır müslümanlara örnek olacak.Onun huyu, ahlakı, gidişatıdır müslümanlara örnek olacak. Boyu posu Allah herkese ayrı ayrı verir.Boyu posu Allah herkese ayrı ayrı verir. Boyda posta iş yok.Boyda posta iş yok. Fakat iş, örneklik onun ahlakı, onun gidişatı, onun izi.Fakat iş, örneklik onun ahlakı, onun gidişatı, onun izi. Onun izini bıraktın mı saadeti, selâmeti arama.Onun izini bıraktın mı saadeti, selâmeti arama. Ama insanlar kıymet itibariyle çeşitlidir tabii.

Ama insanlar kıymet itibariyle çeşitlidir tabii.
Bir takım insan var ki hiç buna kulak asmaz,Bir takım insan var ki hiç buna kulak asmaz, zevkinde sefasında.zevkinde sefasında. Bu zevkinde, sefasında olan insanlar diğer insanların da gözüne batıyor,Bu zevkinde, sefasında olan insanlar diğer insanların da gözüne batıyor, “Ya bu yaşasın da ben niye böyle perişan yaşayayım”“Ya bu yaşasın da ben niye böyle perişan yaşayayım” diyerek onunla aşık atmaya kalkıyor.diyerek onunla aşık atmaya kalkıyor. İşte “insanlardan kaç!” dediği bu.İşte “insanlardan kaç!” dediği bu. İmam-ı Azam’ın çocuğuna vasiyetinde de bu var,

İmam-ı Azam’ın çocuğuna vasiyetinde de bu var,
Abdü’l-hàlik-ı Gücdevânî Hazretleri’nin vasiyetinde de bu var:Abdü’l-hàlik-ı Gücdevânî Hazretleri’nin vasiyetinde de bu var: “—İnsandan yılandan kaçar gibi, aslandan kaçar gibi kaç!”
“—İnsandan yılandan kaçar gibi, aslandan kaçar gibi kaç!”
dedikleri seni aldatırlar, felakete sürüklerler,dedikleri seni aldatırlar, felakete sürüklerler, dünyayı sana sevdirirler.dünyayı sana sevdirirler. Sen de dünya için geceni gündüzüne katarsın,

Sen de dünya için geceni gündüzüne katarsın,
derken bir gün Azrail AS gelir, alır gider vesselam.derken bir gün Azrail AS gelir, alır gider vesselam. Onun için demin de arz etmiştim,

Onun için demin de arz etmiştim,
bu dünyaya çok Cenab-ı Hakk’ın çeşitli kulları gelmiştir.bu dünyaya çok Cenab-ı Hakk’ın çeşitli kulları gelmiştir. Ne Firavunlar, ne Şeddatlar, ne Nemrutlar, ne hükümdarlar gelmiş,Ne Firavunlar, ne Şeddatlar, ne Nemrutlar, ne hükümdarlar gelmiş, ama hepsi gitmiştir.ama hepsi gitmiştir. Hiçbirisine bu dünya kalmamıştır.Hiçbirisine bu dünya kalmamıştır. Hatta bunların içinden birisi —Şeddat olsa gerek—

Hatta bunların içinden birisi —Şeddat olsa gerek—
bir cennet yapıyor.bir cennet yapıyor. Peygamberlerden duyuyor cennetin vasıflarını,Peygamberlerden duyuyor cennetin vasıflarını, “Ben de yaparım!” diyor.“Ben de yaparım!” diyor. Paralar çok herifte...Paralar çok herifte... Bir mıntıka ayırmış, gayet güzel ağaçlarla,Bir mıntıka ayırmış, gayet güzel ağaçlarla, sularla, envai çeşit köşklerle süslerlesularla, envai çeşit köşklerle süslerle süslemiş, püslemiş, düzenlemiş.süslemiş, püslemiş, düzenlemiş. Efrad-ı ailesine de demiş ki kim bilir kaç senede yaptıysa onu:Efrad-ı ailesine de demiş ki kim bilir kaç senede yaptıysa onu: “—Gelin benim cennetimi görün!” demiş.
“—Gelin benim cennetimi görün!” demiş.
Toplamış hepsini, tabii bir hududu var içeri girecekler.

Toplamış hepsini, tabii bir hududu var içeri girecekler.
Bu huduttan içeri girerlerkenBu huduttan içeri girerlerken Allah-u Teàla Azrail’e demiş ki:Allah-u Teàla Azrail’e demiş ki: “—Al canını!”
“—Al canını!”
Ayağının birini atmış,

Ayağının birini atmış,
ötekini atmadan cehennemi boylamış.ötekini atmadan cehennemi boylamış. Bu dünya işte! Yapsan da içine girsen ne olacak?

Bu dünya işte! Yapsan da içine girsen ne olacak?
Ölüme mahkûm değil misin?Ölüme mahkûm değil misin? Bırakıp gideceksin en nihayetinde.Bırakıp gideceksin en nihayetinde. Binaen aleyh, bırakıp gideceğinBinaen aleyh, bırakıp gideceğin bir şeye bu kadar tamah etmek,bir şeye bu kadar tamah etmek, bu kadar üzerinde saplanıp kalmak,bu kadar üzerinde saplanıp kalmak, elbette akıllı insanların işi değildir.elbette akıllı insanların işi değildir. Onun için zâhidlik, akıllılıktır.

Onun için zâhidlik, akıllılıktır.
Zühd, aklın alâmetidir.Zühd, aklın alâmetidir. Akıl ister ki dünyanın arkasında olan ahiretin ebediyetini.Akıl ister ki dünyanın arkasında olan ahiretin ebediyetini. Oradaki saadet, oradaki selâmet hiçbir yerde bulunmaz.Oradaki saadet, oradaki selâmet hiçbir yerde bulunmaz. Hepsi hazırlanmış nimetler; zorluğu yok,Hepsi hazırlanmış nimetler; zorluğu yok, sıkıntısı yok, derdi yok, meşakkati yok bir âlem...sıkıntısı yok, derdi yok, meşakkati yok bir âlem... Böyle alemi tabii herkes ister.Böyle alemi tabii herkes ister. Onun için zühdün tercihi aklın iktizasıdır.

Onun için zühdün tercihi aklın iktizasıdır.
Dünyaya iltifat da akılsızlığın alâmetidir.Dünyaya iltifat da akılsızlığın alâmetidir. Çünkü ne kendine faydası var,Çünkü ne kendine faydası var, ne başkasına faydası var.ne başkasına faydası var. Onun için asıl zühdlük:

Onun için asıl zühdlük:
“Halikının sevdiğini sevmen,“Halikının sevdiğini sevmen, Halikının sevmediğini sevmemendir.Halikının sevmediğini sevmemendir. Bu eldeki en güzel terazidir.

Bu eldeki en güzel terazidir.
Hiç bozulmaz.Hiç bozulmaz. Altın bir terazi, koy kendini o teraziye bak bakalım!Altın bir terazi, koy kendini o teraziye bak bakalım! Halikının sevdiklerini seviyor musun?Halikının sevdiklerini seviyor musun? Halikının sevmediklerini sevmiyor musun?Halikının sevmediklerini sevmiyor musun? Eğer bu sıfat sende varsa, ne mutlu sana!Eğer bu sıfat sende varsa, ne mutlu sana! Ne bahtiyar insansın.Ne bahtiyar insansın. Yoksa; bu sıfatı kazanmak içinYoksa; bu sıfatı kazanmak için elinden geleni yapmaya çalışırsan, yine ne mutlu sana!elinden geleni yapmaya çalışırsan, yine ne mutlu sana! Teteharrace demek, teba'ade ...

Teteharrace demek, teba'ade ...
Yâni dünyanın helâlinden sakın.Yâni dünyanın helâlinden sakın. RE. 212/3 ... kemâ teteharracü min haramihâ ...

RE. 212/3 ... kemâ teteharracü min haramihâ ...
Haramından nasıl sakınıyorsun, korunuyorsun,Haramından nasıl sakınıyorsun, korunuyorsun, “Aman! Haramdır yemeyeyim” diyorsun,“Aman! Haramdır yemeyeyim” diyorsun, helaline de böyle de.helaline de böyle de. Ne zaman ki helaline de böyle diyebilirsenNe zaman ki helaline de böyle diyebilirsen o zühd sahibi olursun.o zühd sahibi olursun. Dünyada da, ahirette de mes’ud olursun.Dünyada da, ahirette de mes’ud olursun. Zühd demek aç kalıp ölmek demek değil,Zühd demek aç kalıp ölmek demek değil, dünyaya iltifat etmeyeceksin o kadar.dünyaya iltifat etmeyeceksin o kadar. RE. 212/3 ... feinne halâlehâ hisàbün

RE. 212/3 ... feinne halâlehâ hisàbün
ve en terhame cemîa’l-müslimîne kemâ terhamü li-nefsike ...ve en terhame cemîa’l-müslimîne kemâ terhamü li-nefsike ... Kendine nasıl acıyorsan veya acıyabiliyorsan

Kendine nasıl acıyorsan veya acıyabiliyorsan
bütün Ümmet-i Muhammed’e de böyle acımadıkça,bütün Ümmet-i Muhammed’e de böyle acımadıkça, merhamet sahibi olmadıkça zâhid olamazsın.merhamet sahibi olmadıkça zâhid olamazsın. “—E ben yaşayayım, denize giderim,
“—E ben yaşayayım, denize giderim,
işte şuraya giderim, buraya giderim, param da çok yaşarım.işte şuraya giderim, buraya giderim, param da çok yaşarım. Avrupa’ya da giderim, her yere giderim.Avrupa’ya da giderim, her yere giderim. Aman memlekettekiler kıvranıyormuş, bana ne be!”Aman memlekettekiler kıvranıyormuş, bana ne be!” Bana ne be dediğin vakitteBana ne be dediğin vakitte senin müslümanlığın bu kadarmış.senin müslümanlığın bu kadarmış. RE. 212/3 ... ve en teteharrace ani’l-kelâmi

RE. 212/3 ... ve en teteharrace ani’l-kelâmi
fîmâ lâ ya’nîke ...fîmâ lâ ya’nîke ... Faydası olmayan boş laflardan da çok sakın!

Faydası olmayan boş laflardan da çok sakın!
Nasıl?Nasıl? RE. 212/3 ... kemâ teteharracü mine’lharâm ...

RE. 212/3 ... kemâ teteharracü mine’lharâm ...
Haramdan nasıl sakınıyorsun, faydasızHaramdan nasıl sakınıyorsun, faydasız boş lafı söylemekten de öyle sakın!boş lafı söylemekten de öyle sakın! Gevezelik dediğimiz bizim, faydasız söz.Gevezelik dediğimiz bizim, faydasız söz. Bunların içine gıybetler girer, nemimeler girer,Bunların içine gıybetler girer, nemimeler girer, hasetlikler girer, birçok şeyler girer.hasetlikler girer, birçok şeyler girer. Bunlardan uzak dur!Bunlardan uzak dur! Alıştı mı bir kere insan çok konuşmaya,Alıştı mı bir kere insan çok konuşmaya, gevezelikle her türlü şeyi yapar.gevezelikle her türlü şeyi yapar. Şimdi bak bak, Peygamber efendimizin beyanı bu:Şimdi bak bak, Peygamber efendimizin beyanı bu: RE. 212/3 ... ve en teteharrace min kesretü’l-ekli,

RE. 212/3 ... ve en teteharrace min kesretü’l-ekli,
kemâ teteharrecü mine’l-meyteti’lletikemâ teteharrecü mine’l-meyteti’lleti kadi’ştedde netnühâ ...kadi’ştedde netnühâ ... Kokmuş bir et var, kokmuş.

Kokmuş bir et var, kokmuş.
Bunları insan yiyor mu?Bunları insan yiyor mu? Ne kadar güzel de olsa kokmuştur diyor, atıyor onu.Ne kadar güzel de olsa kokmuştur diyor, atıyor onu. Ama kıymetliymiş, mıymetliymiş bakmıyor,Ama kıymetliymiş, mıymetliymiş bakmıyor, “Kokmuş, yersem zararı olur bana!” diyor ve kaçıyor ondan.“Kokmuş, yersem zararı olur bana!” diyor ve kaçıyor ondan. Ölü hayvandan, ölü etten, ölü şeylerden.Ölü hayvandan, ölü etten, ölü şeylerden. Ha! Sen onun için çok yemekten böyle kaç!

Ha! Sen onun için çok yemekten böyle kaç!
Ama biz bugün hep nefsin esiri, kölesi haline gelmişiz kiAma biz bugün hep nefsin esiri, kölesi haline gelmişiz ki en güzel yemekleri adeta karınlarımız şişinceye kadar,en güzel yemekleri adeta karınlarımız şişinceye kadar, hatta nefes alamayıncaya kadar adeta mecburiyetindeyiz.hatta nefes alamayıncaya kadar adeta mecburiyetindeyiz. Hele öyle sevdiğimiz bir şeyler oldu muHele öyle sevdiğimiz bir şeyler oldu mu bir türlü elimizi çekemeyiz ondan.bir türlü elimizi çekemeyiz ondan. Ve bunun için de paralarımızı harcamaktan sakınmayız.Ve bunun için de paralarımızı harcamaktan sakınmayız. “—Yiyelim, kuvvetli olalım!”
“—Yiyelim, kuvvetli olalım!”
Vücudun kuvvetli olmuş olmamış ne olacak!

Vücudun kuvvetli olmuş olmamış ne olacak!
Aslanlar en kuvvetli ama hayvandır.Aslanlar en kuvvetli ama hayvandır. Sen vücudunu besleme, aklını kuvvetlendir,Sen vücudunu besleme, aklını kuvvetlendir, ruhunu kuvvetlendir!ruhunu kuvvetlendir! İşe yarayacak akılla ruhtur.İşe yarayacak akılla ruhtur. Zaten akıl deyince yine bir manada ruhu murad etmişlerdir.Zaten akıl deyince yine bir manada ruhu murad etmişlerdir. RE. 212/3 ... ve en teteharrace min hutàmi’d-dünya ve zînetihâ ...

RE. 212/3 ... ve en teteharrace min hutàmi’d-dünya ve zînetihâ ...
Şimdi bak dünyanın ziynetleri var.

Şimdi bak dünyanın ziynetleri var.
Güzel evler, güzel mobilyalı evler, güzel saltanatlı evler.Güzel evler, güzel mobilyalı evler, güzel saltanatlı evler. Hepimiz bayılıyoruz bugün bunlara…Hepimiz bayılıyoruz bugün bunlara… O yaz sayfiyelerindeki güzel bahçeli evler.O yaz sayfiyelerindeki güzel bahçeli evler. Hep bunların kurbanıyız.Hep bunların kurbanıyız. Ama Peygamber SAS diyor ki;Ama Peygamber SAS diyor ki; “—Bunlardan uzak ol, bunlardan sakın!” diyor.
“—Bunlardan uzak ol, bunlardan sakın!” diyor.
Müslüman, ateşten nasıl sakınıyorsa,

Müslüman, ateşten nasıl sakınıyorsa,
böylece sakın, bu dünyaya iltifat etme!böylece sakın, bu dünyaya iltifat etme! Bu dünyaya kendini kaptırma, ahiretini unutma!Bu dünyaya kendini kaptırma, ahiretini unutma! Sen Allah’ın kulusun, senin için ahiret var.Sen Allah’ın kulusun, senin için ahiret var. Ve emelinide mümkün mertebe azalt.Ve emelinide mümkün mertebe azalt. Ve heze hüvez-zühd.Ve heze hüvez-zühd. İşte bu zühdür ki, aklın kemalinin alâmetidir.

İşte bu zühdür ki, aklın kemalinin alâmetidir.
Akıldaki kemâlin alâmeti saraylarda oturmak değil,Akıldaki kemâlin alâmeti saraylarda oturmak değil, sarayları bina edip de onların içinde saltanat sürmek değil;sarayları bina edip de onların içinde saltanat sürmek değil; asıl akıl, saltanatı terk etmektir.asıl akıl, saltanatı terk etmektir. Çünkü bunun arkasında ahiret var.Çünkü bunun arkasında ahiret var. Dünya nimetlerine, saltanatlarına kapılanların akılları olmadığı için,Dünya nimetlerine, saltanatlarına kapılanların akılları olmadığı için, ahireti feda ediyorlar, dünyalarını elde etmek için, onun için:ahireti feda ediyorlar, dünyalarını elde etmek için, onun için: RE. 212/4 Es-sâî ale’l-ermeleti ve’l-miskîn ...

RE. 212/4 Es-sâî ale’l-ermeleti ve’l-miskîn ...
Şimdi iki sınıf insan var:

Şimdi iki sınıf insan var:
Birisi kadınlar içerisinde dullar.

Birisi kadınlar içerisinde dullar.
İnsanlar içerisinde iş göremeyecek aciz mahluklar vardır.İnsanlar içerisinde iş göremeyecek aciz mahluklar vardır. Sağlamdır fakat ya aklında bir zafiyeti vardır,Sağlamdır fakat ya aklında bir zafiyeti vardır, ya vücudunda bir zafiyeti vardır.ya vücudunda bir zafiyeti vardır. Çalışamaz miskin bir haldedir.Çalışamaz miskin bir haldedir. Binaen aleyh, gerek bu dul kadınların böyle

Binaen aleyh, gerek bu dul kadınların böyle
ve gerek de bu miskinlerin idame-i hayatları için çalışan insanlar.ve gerek de bu miskinlerin idame-i hayatları için çalışan insanlar. RE. 212/4 Es-sâî ke’l-mücâhidi fî sebîli’llâh ...

RE. 212/4 Es-sâî ke’l-mücâhidi fî sebîli’llâh ...
Allah yolunda, düşman karşısında

Allah yolunda, düşman karşısında
göğüs gerip dövüşen insanların sevabını alır.göğüs gerip dövüşen insanların sevabını alır. Şimdi bak aziz kardeş ne büyük acı.

Şimdi bak aziz kardeş ne büyük acı.
Kadın dediği mahlûk bir demet güle benzer.Kadın dediği mahlûk bir demet güle benzer. Onu Allah’u Teàla bir evin idaresi için yaratmıştır.Onu Allah’u Teàla bir evin idaresi için yaratmıştır. Oradan nesil gelecek,Oradan nesil gelecek, o ev hayatını o vasıtayla idare edecek.o ev hayatını o vasıtayla idare edecek. Erkek yalnız çalışsın da, akşam evine gelinceErkek yalnız çalışsın da, akşam evine gelince sıcacık bir çorbası olmazsa, üstü başı yıkanmazsa,sıcacık bir çorbası olmazsa, üstü başı yıkanmazsa, o hayat olmaz. .o hayat olmaz. . Onun için, onları Cenab-ı Hak ev hanımı olarak yaratmış,Onun için, onları Cenab-ı Hak ev hanımı olarak yaratmış, bir de neslin idamesine vesile kılmıştırbir de neslin idamesine vesile kılmıştır Bunu böyle lalettayin başıboş olarak bırakmak,

Bunu böyle lalettayin başıboş olarak bırakmak,
hristiyan hanımları gibi başıboş bırakmakhristiyan hanımları gibi başıboş bırakmak veya şurada burada çalıştırmakveya şurada burada çalıştırmak müslüman erkek için bir züldür.müslüman erkek için bir züldür. Müslüman erkeğe hanımını fabrikada,Müslüman erkeğe hanımını fabrikada, veya şurada burada çalıştırmaya razı olması,veya şurada burada çalıştırmaya razı olması, onun erkekliğinin yokluğuna alâmettir.onun erkekliğinin yokluğuna alâmettir. Müslüman erkeği hanımının üzerine kanat germiştir.Müslüman erkeği hanımının üzerine kanat germiştir. Böyle o kokuyu, o erkeğin koklaması içinBöyle o kokuyu, o erkeğin koklaması için Cenab-ı Hak ona vermiştir.Cenab-ı Hak ona vermiştir. Onu öyle başıboş her yere salmak caiz görülmemiştir.Onu öyle başıboş her yere salmak caiz görülmemiştir. Bunlar mesela kocasız da kalıyor şimdi kocasız da kadın kalır.Bunlar mesela kocasız da kalıyor şimdi kocasız da kadın kalır. Kocasız bir kadın, hadi kocalıyı kocası himaye edecek bakacak.Kocasız bir kadın, hadi kocalıyı kocası himaye edecek bakacak. Kocasız olunca ne yapsın?Kocasız olunca ne yapsın? Bu fabrikaya gitmesin de ne yapsın şimdi?Bu fabrikaya gitmesin de ne yapsın şimdi? Onun için bize diyor ki:Onun için bize diyor ki: “—Bu kocasız hanımı da siz muhafaza edecek,

“—Bu kocasız hanımı da siz muhafaza edecek,
onu evinde oturtacak, ev hanımı olarakonu evinde oturtacak, ev hanımı olarak kocalıdan daha güzel bakmak suretiyle uğraşırsanız,kocalıdan daha güzel bakmak suretiyle uğraşırsanız, harp meydanında göğsünü gerip düşmanla mücâhede edenharp meydanında göğsünü gerip düşmanla mücâhede eden askerin aldığı sevabı siz de alırsınız!” diyor.askerin aldığı sevabı siz de alırsınız!” diyor. Ermile dedikleri dullar.

Ermile dedikleri dullar.
Bu dullara kızlar da dahildir.Bu dullara kızlar da dahildir. Kıza da ermile derler,Kıza da ermile derler, kocası yok çünkü,kocası yok çünkü, evlendikten sonra şey olur.evlendikten sonra şey olur. Binaen aleyh bu gibi insanlarınBinaen aleyh bu gibi insanların himayesini de bize bırakmıştır Cenab-ı Hak.himayesini de bize bırakmıştır Cenab-ı Hak. Onları da biz gözetmek mecburiyetindeyiz.Onları da biz gözetmek mecburiyetindeyiz. Ama zevk ü sefaya dalınca;

Ama zevk ü sefaya dalınca;
“—Gitsin çalışsın efendim,
“—Gitsin çalışsın efendim,
bana ne, ben mi uğraşacağım onlarla?” diyor.bana ne, ben mi uğraşacağım onlarla?” diyor. Tabii cemiyetimiz yok, teşkilatımız da yok.

Tabii cemiyetimiz yok, teşkilatımız da yok.
Ne yapacak zavallı.Ne yapacak zavallı. Kapının önüne geliyor açıyor orada avucunu,Kapının önüne geliyor açıyor orada avucunu, beş-on kuruş vereceksen ver,beş-on kuruş vereceksen ver, onunla karnını doyuracak, ekmek parası alacak.onunla karnını doyuracak, ekmek parası alacak. Bu müslümanın vicdanına yakışır mı?Bu müslümanın vicdanına yakışır mı? Bunu müslüman yapabilir mi?Bunu müslüman yapabilir mi? Onun için feryad ediyor, bağırıyor,Onun için feryad ediyor, bağırıyor, “Böyle idare, iş olmaz!” diyor.“Böyle idare, iş olmaz!” diyor. Niçin? Müslümanlığı tatbik etmiyoruz da ondan dolayı.Niçin? Müslümanlığı tatbik etmiyoruz da ondan dolayı. Onunla beraber yine valideyni için, çocukları için, hanımı için;Onunla beraber yine valideyni için, çocukları için, hanımı için; onları başkalarının eline muhtaç etmemek suretiyle çalışıp,onları başkalarının eline muhtaç etmemek suretiyle çalışıp, onların nafakalarını tedarik ederek onları besleyenler de fî sebîli’llâh’tır.onların nafakalarını tedarik ederek onları besleyenler de fî sebîli’llâh’tır. Onlar da mücahitlerdir.Onlar da mücahitlerdir. Kendisini de başkalarına el açmayacak şekilde

Kendisini de başkalarına el açmayacak şekilde
çalışıp kazanma yoluna teşvik eder.çalışıp kazanma yoluna teşvik eder. Bu kazanma, çalışma yolları memleketimizde elhamdü lillah vardır.Bu kazanma, çalışma yolları memleketimizde elhamdü lillah vardır. Ufacık aklı olan insan aç kalmaz bu memlekette...Ufacık aklı olan insan aç kalmaz bu memlekette... Su satar, soğan satar, tuz satar, gıda satarSu satar, soğan satar, tuz satar, gıda satar ekmeğini kazanır yine.ekmeğini kazanır yine. Mutlaka bir fabrikanın fabrikatörü olmak,Mutlaka bir fabrikanın fabrikatörü olmak, bir dairenin müdürü olmak şart değil ya.bir dairenin müdürü olmak şart değil ya. Ekmek parasını kazanmak için çeşitli yollar var,Ekmek parasını kazanmak için çeşitli yollar var, hangisinden olursa olsun Cenab-ı Hak sana bir kazanç yolu verir.hangisinden olursa olsun Cenab-ı Hak sana bir kazanç yolu verir. Bak şimdi bak.Bak şimdi bak. Bunların hepsi fî sebilillahtır.Bunların hepsi fî sebilillahtır. RE. 212/4 ... ve’s-sâì mükâedeten fî sebîli’ş-şeytàn ...

RE. 212/4 ... ve’s-sâì mükâedeten fî sebîli’ş-şeytàn ...
Ve’s-sâì yine çalışıyor, gayret ediyor, niçin?

Ve’s-sâì yine çalışıyor, gayret ediyor, niçin?
“Hile için fesad için, zulm için,“Hile için fesad için, zulm için, etrafındakilere gurur kibir satmaketrafındakilere gurur kibir satmak malının çokluğu için vs. birçok böylemalının çokluğu için vs. birçok böyle fiili yollarıyla uğraşanlar da fî sebîli’ş-şeytàn.fiili yollarıyla uğraşanlar da fî sebîli’ş-şeytàn. “—E çalışmayalım mı?”
“—E çalışmayalım mı?”
Allah için doğru çalış, hileli değil…

Allah için doğru çalış, hileli değil…
Onun için, Allah hepimizi affetsin,

Onun için, Allah hepimizi affetsin,
zühd yolunu bıraktın mı öteki yol açılır.zühd yolunu bıraktın mı öteki yol açılır. Zühd yolunu bıraktın mı, tasavvuf yolunu,Zühd yolunu bıraktın mı, tasavvuf yolunu, tarikat yolunu, Hak yolunu, Allah yolunu,tarikat yolunu, Hak yolunu, Allah yolunu, Peygamber yolunu bırakınca şeytan yolu açılıyor.Peygamber yolunu bırakınca şeytan yolu açılıyor. Binaen aleyh sen şeytanın yolunu kapayarak,Binaen aleyh sen şeytanın yolunu kapayarak, Peygamberin gittiği yola bak!Peygamberin gittiği yola bak! Onun hayatını örnek al,Onun hayatını örnek al, onun hayatına imren!onun hayatına imren! Sen bu kadar çok çalışıyorsun da, ben bu kadar çok çalışıyorum da,

Sen bu kadar çok çalışıyorsun da, ben bu kadar çok çalışıyorum da,
kaç gece kalkıp da gece namazı kılabiliyoruz?kaç gece kalkıp da gece namazı kılabiliyoruz? Teheccüd denilen namaz, farz namazlarından sonraTeheccüd denilen namaz, farz namazlarından sonra müslümanın en kıymetli namazıdır.müslümanın en kıymetli namazıdır. Fakat gece hangimiz kalkıyoruz daFakat gece hangimiz kalkıyoruz da Allah için iki rekât, dört rekât bir namaz kılabiliyoruz?Allah için iki rekât, dört rekât bir namaz kılabiliyoruz? Uykumuz az geliyor diye kıyamet koparıyoruz.Uykumuz az geliyor diye kıyamet koparıyoruz. Değil ki kalkacağız da bir de gece namazı kılacağız.Değil ki kalkacağız da bir de gece namazı kılacağız. Ama gece yarılarına kadar,Ama gece yarılarına kadar, gece yarılarından daha fazla oturup da çene çalmak,gece yarılarından daha fazla oturup da çene çalmak, o bizim için en büyük şeref.o bizim için en büyük şeref. “—Bu gece 2’ye kadar oturduk,
“—Bu gece 2’ye kadar oturduk,
1’e kadar oturduk!” diye övünürüz de.1’e kadar oturduk!” diye övünürüz de. “—Ne yaptın sabah namazını?”
“—Ne yaptın sabah namazını?”
“—Zoru zoruna, darı darına kalktım da kıldım.”
“—Zoru zoruna, darı darına kalktım da kıldım.”
“—Olur mu ya! Müslümanın sabahleyin camiye gelmesi,
“—Olur mu ya! Müslümanın sabahleyin camiye gelmesi,
namazını camide kılması Allah-u Tealâ’nınnamazını camide kılması Allah-u Tealâ’nın ve Peygamber SAS’in emridir.ve Peygamber SAS’in emridir. Ve’rkeû mea’r-râkiîne. (Bakara, 2/43)

Ve’rkeû mea’r-râkiîne. (Bakara, 2/43)
“—Namazı evde yalnız kılın!” demiyor, ve’rkeû diyor.
“—Namazı evde yalnız kılın!” demiyor, ve’rkeû diyor.
“Toptan kılın namazı, beraber kılın namazı!” buyruluyor.“Toptan kılın namazı, beraber kılın namazı!” buyruluyor. Niçin? Sular toplanıyor, dereler oluyor,

Niçin? Sular toplanıyor, dereler oluyor,
çarkları döndürüyor, dere yapıyor.çarkları döndürüyor, dere yapıyor. Suların topluluğu sayesinde oluyor.Suların topluluğu sayesinde oluyor. Toplanmasalar daneler yerlerinde kaybolurlar,Toplanmasalar daneler yerlerinde kaybolurlar, hiçbir şeye yaramazlar.hiçbir şeye yaramazlar. Müslümanlar da toplandıkları vakit dağları aşarlar.

Müslümanlar da toplandıkları vakit dağları aşarlar.
Toplanmazlarsa, istediğin kadar evinde namaz kılsın,Toplanmazlarsa, istediğin kadar evinde namaz kılsın, camide kıldığın iki rekat namazın sevabını alamaz!camide kıldığın iki rekat namazın sevabını alamaz! Sabaha kadar namaz kılsan,Sabaha kadar namaz kılsan, camide kıldığın iki rek’at namazın sevabını alamazsın.camide kıldığın iki rek’at namazın sevabını alamazsın. Bu kadar mühimdir.Bu kadar mühimdir. Ama ne uykuyu terk edebiliyoruz,Ama ne uykuyu terk edebiliyoruz, ne zevki terk edebiliyoruz.ne zevki terk edebiliyoruz. Git deniz kıyılarında, ezan sesini duyamazsın, yaşarsan yaşa.Git deniz kıyılarında, ezan sesini duyamazsın, yaşarsan yaşa. Onun için buyrulmuş ki:Onun için buyrulmuş ki: RE. 212/10 Es-sücûdü alâ seb’ati a’dàin ...

RE. 212/10 Es-sücûdü alâ seb’ati a’dàin ...
Şimdi bakın, bazen insanın nazar-ı dikkatini celb ediyor.

Şimdi bakın, bazen insanın nazar-ı dikkatini celb ediyor.
Namaz kılan insanlar; on seneden, yirmi senedenNamaz kılan insanlar; on seneden, yirmi seneden belki otuz-kırk seneden beri namaz kılan insanlar,belki otuz-kırk seneden beri namaz kılan insanlar, secde azalarının nasıl olduğunun farkında değil.secde azalarının nasıl olduğunun farkında değil. Ekseriyetle secdeye yatan adamEkseriyetle secdeye yatan adam bazen ayağını böyle ters koyar.bazen ayağını böyle ters koyar. Bunun secdesi olmaz.Bunun secdesi olmaz. Secde yedi aza üzerine olacak.

Secde yedi aza üzerine olacak.
Ayağını ters koyan adamın arkası üzerine yatırıyor ayağınıAyağını ters koyan adamın arkası üzerine yatırıyor ayağını onun secdesi tamam değil.onun secdesi tamam değil. Secdede ayak parmaklarının altı kıbleye dönecek.Secdede ayak parmaklarının altı kıbleye dönecek. Parmakların altı kıbleye dönecek.Parmakların altı kıbleye dönecek. Buna secde derler.Buna secde derler. Yoksa olduğu gibi yatırılmış,Yoksa olduğu gibi yatırılmış, yürüdüğümüz gibi öyle konmuş ayaklar secde yapmamıştır.yürüdüğümüz gibi öyle konmuş ayaklar secde yapmamıştır. Onun için:Onun için: RE. 212/10 Es-sücûdü alâ seb’ati a’dàin ...RE. 212/10 Es-sücûdü alâ seb’ati a’dàin ... Yedi a’za üzerine olur:Yedi a’za üzerine olur: RE. 212/10 ... el-yedeyn ...

RE. 212/10 ... el-yedeyn ...
Şu iki el şöyle konacak.Şu iki el şöyle konacak. Bunları koymazsan olmaz.Bunları koymazsan olmaz. RE. 212/10 ... ve’l-kademeyn ...

RE. 212/10 ... ve’l-kademeyn ...
Şu iki ayakla ki ayaklarımız parmaklarımızla beraber.Şu iki ayakla ki ayaklarımız parmaklarımızla beraber. RE. 212/10 ... ve’l-kademeyn ve’r-rukbeteyn ...

RE. 212/10 ... ve’l-kademeyn ve’r-rukbeteyn ...
Dizlerimiz. İki el, iki diz, dört, iki de ayaklar; altı…Dizlerimiz. İki el, iki diz, dört, iki de ayaklar; altı… RE. 212/10 .. ve’l-cebheti.

RE. 212/10 .. ve’l-cebheti.
“Bir de alın; yedi.”“Bir de alın; yedi.” Bu yediyle secde olur.Bu yediyle secde olur. Elimizi koymadığımız vakit nasıl namaz...

Elimizi koymadığımız vakit nasıl namaz...
Kolu olmaz, yahut bir hastalığı olur müstesna…Kolu olmaz, yahut bir hastalığı olur müstesna… Fakat başka zamanda, mutlaka ellerin yere konması lazım!Fakat başka zamanda, mutlaka ellerin yere konması lazım! Alın nasıl yere konuyorsa, ayaklar da yere konacak.

Alın nasıl yere konuyorsa, ayaklar da yere konacak.
Bazen hatta ayaklarını kaldıranlar da oluyor.Bazen hatta ayaklarını kaldıranlar da oluyor. Secdeye vardığı vakitte ayakları yere değmeyenler de oluyor.Secdeye vardığı vakitte ayakları yere değmeyenler de oluyor. Bunun farkına da varmıyorlar alışmadıkları için.Bunun farkına da varmıyorlar alışmadıkları için. Bunlara dikkat edilmesi lazım!Bunlara dikkat edilmesi lazım! Ve böyle arada bir namaz kılana

Ve böyle arada bir namaz kılana
insana belki bir şey denmez ama,insana belki bir şey denmez ama, her gün bunu vazife edinmiş müslümanınher gün bunu vazife edinmiş müslümanın fark etmemesi hatalı oluyor.fark etmemesi hatalı oluyor. Ellerin kaldırılması da yedi yerdedir namaza başlarken.

Ellerin kaldırılması da yedi yerdedir namaza başlarken.
(İzâ raeyte’l-beyte)(İzâ raeyte’l-beyte) Kâbe-i Muazzama’yı gittik. Beyti gördük.Kâbe-i Muazzama’yı gittik. Beyti gördük. “Allahu ekber, Allahu ekber!” diyerek“Allahu ekber, Allahu ekber!” diyerek el kaldırılıp tekbir getirilir.el kaldırılıp tekbir getirilir. Safa ile Merve denilen bir yer var,Safa ile Merve denilen bir yer var, orada Safa’ya çıkılıncaorada Safa’ya çıkılınca orada Kâbe-i Muazzama’ya karşı dönülür,orada Kâbe-i Muazzama’ya karşı dönülür, Allahu ekber, Allahu ekber denilir.Allahu ekber, Allahu ekber denilir. Merve’ye gelince de eller kaldırılır,Merve’ye gelince de eller kaldırılır, Kabe’ye karşı dönülür, orada da eller kaldırılır.Kabe’ye karşı dönülür, orada da eller kaldırılır. Bir de arafede rahmet dağına karşı eller kaldırılıp dua yapılır.Bir de arafede rahmet dağına karşı eller kaldırılıp dua yapılır. Müzdelife’de de öyledir.Müzdelife’de de öyledir. Ve bir de şeytan taşlarken o taşların arkasından el kaldırılır dua edilir.Ve bir de şeytan taşlarken o taşların arkasından el kaldırılır dua edilir. Bir de namaza başlanırken.Bir de namaza başlanırken. Şafilere göre bir de namaz aralarındaki tekbirlerle, şimdi:Şafilere göre bir de namaz aralarındaki tekbirlerle, şimdi: RE. 213/1 Es-sahùru bereketün,

RE. 213/1 Es-sahùru bereketün,
felâ ted’ùhu velev en yecrea ehadükümfelâ ted’ùhu velev en yecrea ehadüküm cür’aten mim mâin ...cür’aten mim mâin ... Oruç tutacağız.

Oruç tutacağız.
Fakat tembellik yapıp daFakat tembellik yapıp da kalkmamak için akşamdan yer yatarsak bu sahur olmaz.kalkmamak için akşamdan yer yatarsak bu sahur olmaz. Bu sahur değildir.Bu sahur değildir. Sahur; gecenin yarısından sonra,Sahur; gecenin yarısından sonra, sabahın şafağı sökmezden evvelki olan vakittedir.sabahın şafağı sökmezden evvelki olan vakittedir. O vakit kalkar da abdest alır,

O vakit kalkar da abdest alır,
birkaç rekât namaz kılar, yalvarır eder,birkaç rekât namaz kılar, yalvarır eder, arkasından da birkaç lokma yersen, velev ki bir yudum su olsunarkasından da birkaç lokma yersen, velev ki bir yudum su olsun bunu içmek berekettir.bunu içmek berekettir. Sana ertesi günkü orucunda kuvvet verir, metanet verir.Sana ertesi günkü orucunda kuvvet verir, metanet verir. İnnallahe ve melaiketehu yusallune alen...İnnallahe ve melaiketehu yusallune alen... Hem Allah hem melekleri, geceleyin böyleHem Allah hem melekleri, geceleyin böyle bir iki lokma yemek için sahura kalkanlarabir iki lokma yemek için sahura kalkanlara ve o vakitte kalkıp yalvaranlara salât ederler.ve o vakitte kalkıp yalvaranlara salât ederler. Cenab-ı Hak onlara mağfiret eder, rahmet eder.Cenab-ı Hak onlara mağfiret eder, rahmet eder. Onlardaki sevap, yusallüne dediği onlardan rahmet.Onlardaki sevap, yusallüne dediği onlardan rahmet. Meleklerden istiğfar, bizden de dua.Meleklerden istiğfar, bizden de dua. RE. 313/2 Es-sehàü hulüku’llàhi’l-a’zamü.

RE. 313/2 Es-sehàü hulüku’llàhi’l-a’zamü.
“Cömertlik, sehâ, cömertlik,

“Cömertlik, sehâ, cömertlik,
Allah-u Teàlâ’nın huylarının en büyüğüdür.”Allah-u Teàlâ’nın huylarının en büyüğüdür.” Huylarının hepsi büyük de,

Huylarının hepsi büyük de,
bu sehanın büyüklüğünü bize duyurmak için.bu sehanın büyüklüğünü bize duyurmak için. Şimdi nefsini besleyen,

Şimdi nefsini besleyen,
nefsinin heva ve arzularına tabi olan insanlarnefsinin heva ve arzularına tabi olan insanlar bu seha nimetinden mahrumdurlar.bu seha nimetinden mahrumdurlar. Mesela bazen beş-on kuruş şu fakire bu fakire,Mesela bazen beş-on kuruş şu fakire bu fakire, yahut şu yere bu yere biraz hediye filan verebilir amayahut şu yere bu yere biraz hediye filan verebilir ama bu seha sayılmaz ki, bu seha değildir.bu seha sayılmaz ki, bu seha değildir. Bunu herkes, hatta en fakir bir insan bile yapabiliyor.Bunu herkes, hatta en fakir bir insan bile yapabiliyor. Seha bu değildir.Seha bu değildir. Onun için, Peygamber SAS kendi yemedi, yedirdi;Onun için, Peygamber SAS kendi yemedi, yedirdi; kendi içmedi, içirdi.kendi içmedi, içirdi. Ashab-ı kiram’ın hali de bize örnektir.

Ashab-ı kiram’ın hali de bize örnektir.
Onlar dünyaya meydan okudular.Onlar dünyaya meydan okudular. Dünyanın bütün zenginlerine,Dünyanın bütün zenginlerine, zengin devletlerine karşı galebe çaldılar.zengin devletlerine karşı galebe çaldılar. O fakirlikleriyle beraber, yoksulluklarıyla beraber.O fakirlikleriyle beraber, yoksulluklarıyla beraber. Hiçbir şeyleri yoktu o mübareklerin.Hiçbir şeyleri yoktu o mübareklerin. Fakat imanları o kadar kuvvetli idi ki,Fakat imanları o kadar kuvvetli idi ki, dünyanın devletleri, hazineleri onların karşısında dayanamadı.dünyanın devletleri, hazineleri onların karşısında dayanamadı. İman bu.İman bu. Onun için bu seha denilen ahlak, cibillîdir bir kere.

Onun için bu seha denilen ahlak, cibillîdir bir kere.
İnsana daha Allah tarafından verilmişİnsana daha Allah tarafından verilmiş küçük yaştan itibaren, bu alıştırılmış kendisine.küçük yaştan itibaren, bu alıştırılmış kendisine. Niçin?Niçin? Biliyoruz ki Allah bire on verir.Biliyoruz ki Allah bire on verir. Evet bire on verir en aşağı.Evet bire on verir en aşağı. Onun için sehanın en güzel örneği köylülerimizdir.Onun için sehanın en güzel örneği köylülerimizdir. Eline buğday geçmiştir, ambarına koymuştur.Eline buğday geçmiştir, ambarına koymuştur. Onu saklasa da toprağa atmasa olur mu?Onu saklasa da toprağa atmasa olur mu? Avanaklık derler ona değil mi?Avanaklık derler ona değil mi? “—Aptal herif elinde tohumun da var,
“—Aptal herif elinde tohumun da var,
mevsimi de geldi, hala atmıyorsun onu toprağa.mevsimi de geldi, hala atmıyorsun onu toprağa. Ne sersem adamsın!” deriz.Ne sersem adamsın!” deriz. Dikkat ederseniz onu ektiğinde,

Dikkat ederseniz onu ektiğinde,
bire on alacaksın, bire yirmi alacaksın ve gelecekbire on alacaksın, bire yirmi alacaksın ve gelecek senenin mahsulünü de eline geçireceksin.senenin mahsulünü de eline geçireceksin. Ama ekmezsen gelecek sene açsın.Ama ekmezsen gelecek sene açsın. Yığdın bu sene çoktu yığdın,Yığdın bu sene çoktu yığdın, belki gelecek seneye de kalır ama bir daha bulamazsın sonra.belki gelecek seneye de kalır ama bir daha bulamazsın sonra. Seha da böyledir.

Seha da böyledir.
Elindeki parayı, bak şimdi burda bir şey daha var.Elindeki parayı, bak şimdi burda bir şey daha var. Elindeki mahsulü götürüp çakıllara atarsan,Elindeki mahsulü götürüp çakıllara atarsan, kumların içerisine atarsan,kumların içerisine atarsan, dağlara bayırlara atarsan mahvettin.dağlara bayırlara atarsan mahvettin. Sulara dökersen bir şeye yaramaz.Sulara dökersen bir şeye yaramaz. Ne sana ne başkasına bir şeye yaramaz. Ne sana ne başkasına bir şeye yaramaz. Ya! Onun yerini bulacaksınYa! Onun yerini bulacaksın ve yerini de hazırlayacaksın,ve yerini de hazırlayacaksın, öyle atarsan ondan fayda göreceksin.öyle atarsan ondan fayda göreceksin. Lalettayin atmak değil.Lalettayin atmak değil. Hazırlanmış, güvenilir yere atacaksın kiHazırlanmış, güvenilir yere atacaksın ki bire on, bire yirmi, bire otuz versin sana.bire on, bire yirmi, bire otuz versin sana. Bire elli versin.Bire elli versin. İşte bu paraları da harcamak,

İşte bu paraları da harcamak,
hayırlara harcamak da tıpkı böyledir.hayırlara harcamak da tıpkı böyledir. Ramazan ayı gelir, beş-on para zekâtımız vardır verecek,Ramazan ayı gelir, beş-on para zekâtımız vardır verecek, “—Ahmet gel! Mehmet gel! Ali al! Veli al!”
“—Ahmet gel! Mehmet gel! Ali al! Veli al!”
Olur mu bu ya!

Olur mu bu ya!
Bu sana nerede fayda verecekse orasını ara bul!Bu sana nerede fayda verecekse orasını ara bul! “—-Yoo! Dağıtayım da gitsin benden de nereye giderse gitsin!”
“—-Yoo! Dağıtayım da gitsin benden de nereye giderse gitsin!”
Sanki kurtuluyormuş gibi.Sanki kurtuluyormuş gibi. Onun için seha, Allah-u Teàlâ’nın huylarından, büyük bir huydur,

Onun için seha, Allah-u Teàlâ’nın huylarından, büyük bir huydur,
ahlâkından bir büyük ahlâktır.ahlâkından bir büyük ahlâktır. Yani sen,Yani sen, tehallaku bi-ahlakillah.tehallaku bi-ahlakillah. Allah’ın ahlâkıyla ahlâklan ki müslüman olasın.Allah’ın ahlâkıyla ahlâklan ki müslüman olasın. Kâmil olasın, olgun olasın.Kâmil olasın, olgun olasın. Peygamberin de önünde canım.Peygamberin de önünde canım. Hiç iltifat etmemiş, geleni geldiği gibi dağıtmış.Hiç iltifat etmemiş, geleni geldiği gibi dağıtmış. Hatta bir gün Bilal-i Habeşi’nin RA’ın ziyaretine gitti

Hatta bir gün Bilal-i Habeşi’nin RA’ın ziyaretine gitti
Rasûl-i Ekrem Efendimiz SAS.Rasûl-i Ekrem Efendimiz SAS. Bilal-i Habeşi müezzinlerin başı ya.Bilal-i Habeşi müezzinlerin başı ya. Onun ziyaretine gitti.Onun ziyaretine gitti. Peygamber Efendimiz çok alçak gönüllü idi.Peygamber Efendimiz çok alçak gönüllü idi. Onun için İbrahim Hakkı Hazretleri;Onun için İbrahim Hakkı Hazretleri; “—Toprak gibi alçak gönüllüydü.” diyor.
“—Toprak gibi alçak gönüllüydü.” diyor.
Sen de alçal ki, Allah seni yükseltsin.

Sen de alçal ki, Allah seni yükseltsin.
Sen büyüklendikçe Allah seni düşürür aşağıya…Sen büyüklendikçe Allah seni düşürür aşağıya… Allah büyüklenenleri sevmez, mağrurları sevmez Allah.Allah büyüklenenleri sevmez, mağrurları sevmez Allah. Mütevazı ol Peygamber SAS gibi.

Mütevazı ol Peygamber SAS gibi.
O Peygamberken bileO Peygamberken bile ashabının ziyaretine gidiyor,ashabının ziyaretine gidiyor, Bilal-i Habeşi gibi bir zavallıyı ziyaret ediyor.Bilal-i Habeşi gibi bir zavallıyı ziyaret ediyor. Baktı ki Bilal fakir, baktı ki öbek öbek hurmalar var.Baktı ki Bilal fakir, baktı ki öbek öbek hurmalar var. Bilal, şunun bunun bahçesinden hani bizde

Bilal, şunun bunun bahçesinden hani bizde
böyle tarlalar sürüldükten sonra başak toplama derler,böyle tarlalar sürüldükten sonra başak toplama derler, dökülenleri toplama…dökülenleri toplama… Sahibi bırakmış gitmiş de artık kendisi almış.Sahibi bırakmış gitmiş de artık kendisi almış. O tarlada dökülenler vardı.O tarlada dökülenler vardı. O dökülenleri toplamaya başak toplayıcıları derler.O dökülenleri toplamaya başak toplayıcıları derler. Hurmalarını adam ağaçtan alıyor,Hurmalarını adam ağaçtan alıyor, döküntüleri kalıyor aşağıdadöküntüleri kalıyor aşağıda o döküntüleri toplamak suretiyle,o döküntüleri toplamak suretiyle, fakirler de bununla idare ediniyorlar.fakirler de bununla idare ediniyorlar. Bilal de böyle bir miktar bir şeyler toplamış.Bilal de böyle bir miktar bir şeyler toplamış. Getirmiş evinde birkaç öbek yapmış.Getirmiş evinde birkaç öbek yapmış. Peygamber SAS onun evine gidince;Peygamber SAS onun evine gidince; “—Ya Bilal! Ne bunlar?
“—Ya Bilal! Ne bunlar?
Niye saklıyorsun bunları? Bu bize yakışır mı hiç?”Niye saklıyorsun bunları? Bu bize yakışır mı hiç?” “—Yâ Rasûlallah, size gelecek misafirlere ikram etmek için hazırladım.
“—Yâ Rasûlallah, size gelecek misafirlere ikram etmek için hazırladım.
Yâ Rasûlallah, size gelecek misafirlereYâ Rasûlallah, size gelecek misafirlere belki hane-i saadette bazen bir şey bulunmayıverir debelki hane-i saadette bazen bir şey bulunmayıverir de mahrum kalmasın onların yanında diyerektenmahrum kalmasın onların yanında diyerekten onun için hazırladım.”onun için hazırladım.” “—Yâ Bilâl, enfik enfik!
“—Yâ Bilâl, enfik enfik!
Dağıt, dağıt!Dağıt, dağıt! Bana gelen misafirlerin rızkını Allah verir.” buyurdu.Bana gelen misafirlerin rızkını Allah verir.” buyurdu. Dağıt! Onların dışında boş laflar bunlar.

Dağıt! Onların dışında boş laflar bunlar.
Eyy Allah bizi affetsin.Eyy Allah bizi affetsin. Onun için sen çok oku Peygamber SASin menkıbelerini,Onun için sen çok oku Peygamber SASin menkıbelerini, hayatını, onu örnek edinmek için gayret et!hayatını, onu örnek edinmek için gayret et! Yeni yeni maşaallah çalışan arkadaşlar var,

Yeni yeni maşaallah çalışan arkadaşlar var,
güzel güzel eserler tertip ediyorlar.güzel güzel eserler tertip ediyorlar. Şimdi İmam-ı Şa’rani’nin bir kitabını birisi tercüme etmiş.Şimdi İmam-ı Şa’rani’nin bir kitabını birisi tercüme etmiş. Duydum da orda Peygamberin adabını güzel bahseder.Duydum da orda Peygamberin adabını güzel bahseder. “—Aziz kardeş, nasıl yemek yiyordu o Peygamber SAS?”
“—Aziz kardeş, nasıl yemek yiyordu o Peygamber SAS?”
Affet yâ Rabbi!

Affet yâ Rabbi!
Bizim bu saltanatımızın önüne geçilir mi acaba,Bizim bu saltanatımızın önüne geçilir mi acaba, masalar, envai çeşit tabaklar, kaşıklar, bıçaklar önümüzde.masalar, envai çeşit tabaklar, kaşıklar, bıçaklar önümüzde. Bayılır insan o şekilde.Bayılır insan o şekilde. O Peygamber SAS'in bir gün önüne

O Peygamber SAS'in bir gün önüne
bizim kasnak dediğimiz sofranın altına konulanbizim kasnak dediğimiz sofranın altına konulan bir şey getirdiler ki, azıcık şöyle yüksekte olsun dabir şey getirdiler ki, azıcık şöyle yüksekte olsun da Rasul-i Ekrem biraz zahmet çekmesin,Rasul-i Ekrem biraz zahmet çekmesin, daha rahat yer diyerekten.daha rahat yer diyerekten. Rasul-i Ekrem kaldırttı onu;

Rasul-i Ekrem kaldırttı onu;
“—Benim (soframı) getirin, yere koyun!” dedi.
“—Benim (soframı) getirin, yere koyun!” dedi.
RE. 4/7 Âkilü kema ye’külü’l-abd.

RE. 4/7 Âkilü kema ye’külü’l-abd.
“Kulun yediği nasılsa, ben de bir kulum öyle yerim!” dedi.

“Kulun yediği nasılsa, ben de bir kulum öyle yerim!” dedi.
Böyle saltanata, saltanat da değil de

Böyle saltanata, saltanat da değil de
önemsiz bir şey ama, ona bile iltifat etmiyor Rasul-i Ekrem SAS.önemsiz bir şey ama, ona bile iltifat etmiyor Rasul-i Ekrem SAS. Şimdi burada gelecek dersimizde gelecek ama,Şimdi burada gelecek dersimizde gelecek ama, bir ders daha sonra gelecek.bir ders daha sonra gelecek. Şimdi bugün okuduğum ayet-i kerimenin manasını okurken.Şimdi bugün okuduğum ayet-i kerimenin manasını okurken. Tefsiri çok okuyun!

Tefsiri çok okuyun!
Hele Hamdi Efendi’nin tefsiri geniştir,Hele Hamdi Efendi’nin tefsiri geniştir, çok malumat var içerisinde...çok malumat var içerisinde... O gecelerinizde hiç olmazsa yarım saat, bir saat ayırın daO gecelerinizde hiç olmazsa yarım saat, bir saat ayırın da bu tefsirleri okuyun.bu tefsirleri okuyun. Çok güzel malumatlara rast geliyor insan.Çok güzel malumatlara rast geliyor insan. Bugün okuduğum Hamdi Efendi’nin, küçük Hamdi Efendi’ninBugün okuduğum Hamdi Efendi’nin, küçük Hamdi Efendi’nin tefsirinin, Kur’an tefsirinintefsirinin, Kur’an tefsirinin 1472’nci ve 1473’üncü sahifeleri1472’nci ve 1473’üncü sahifeleri ve evveli ve ahiri de daha lüzumlu,ve evveli ve ahiri de daha lüzumlu, şimdi ahirindekini okuyayım.şimdi ahirindekini okuyayım. Orada "Âkilü kema ye’külü’l-abd." tabiri...Orada "Âkilü kema ye’külü’l-abd." tabiri... Şimdi hristiyanlar bize karşı övünüyorlar;

Şimdi hristiyanlar bize karşı övünüyorlar;
“—Bizim dinimiz çok yüksek,
“—Bizim dinimiz çok yüksek,
çünkü bizim Peygamberimiz Allah’ın oğlu.çünkü bizim Peygamberimiz Allah’ın oğlu. Allah’ın oğlu elbette Allah’ın kulundan a’lâdır.” diyorlar.Allah’ın oğlu elbette Allah’ın kulundan a’lâdır.” diyorlar. Çünkü Cenab-ı Hak Peygamber, "Sübhâne'llezî esrâ bi-abdihî"

Çünkü Cenab-ı Hak Peygamber, "Sübhâne'llezî esrâ bi-abdihî"
“Allah’ın kulu” diye bahsediyor.“Allah’ın kulu” diye bahsediyor. Çünkü Peygamber SAS öyle istedi.Çünkü Peygamber SAS öyle istedi. “—Seni nasıl öveyim?” dedi.
“—Seni nasıl öveyim?” dedi.
“—Kulunum yâ Rabbi, kulluğumla öv beni!” dedi.
“—Kulunum yâ Rabbi, kulluğumla öv beni!” dedi.
Cenab-ı Hak'da "esrâ bi-abdihî" bununla övdüm dedi.Cenab-ı Hak'da "esrâ bi-abdihî" bununla övdüm dedi. Şimdi diyor ki Hristiyan:

Şimdi diyor ki Hristiyan:
“—Sizin Peygamberiniz Allah’ın kulu.

“—Sizin Peygamberiniz Allah’ın kulu.
Kitabınız da diyor.Kitabınız da diyor. Bizim Peygamberimiz de Allah’ın oğlu.Bizim Peygamberimiz de Allah’ın oğlu. Tabi ki Allah’ın oğlu Allah’ın kulundan üstündür.” diyor.Tabi ki Allah’ın oğlu Allah’ın kulundan üstündür.” diyor. Bir kere o kitabına uydurma konmuş.

Bir kere o kitabına uydurma konmuş.
İncil’in kendisinde bu yok.İncil’in kendisinde bu yok. Onu sonradan içine katmışlar, fakat aldanmışlar.Onu sonradan içine katmışlar, fakat aldanmışlar. Çünkü Allah’ın oğlu olması,Çünkü Allah’ın oğlu olması, Allah’ı Allahlıktan çıkarır,Allah’ı Allahlıktan çıkarır, Allah olamaz.Allah olamaz. Demek ki kula ihtiyacı var.Demek ki kula ihtiyacı var. Kul olunca babasının da olması lazım, kul babasız gelmez dünyaya.Kul olunca babasının da olması lazım, kul babasız gelmez dünyaya. Babasının da olması lazım.Babasının da olması lazım. Şirkin ta kendisidir.Şirkin ta kendisidir. Allah'ı Allah'lıktan çıkardı ve şirkin taa içine girdi.Allah'ı Allah'lıktan çıkardı ve şirkin taa içine girdi. Binaen aleyh senin idda ettiğin şekilde değil.Binaen aleyh senin idda ettiğin şekilde değil. Çünkü bütün mülk, İsa’sı da Musa’sı daÇünkü bütün mülk, İsa’sı da Musa’sı da hepsi içine dahil olmak üzere Allah-u Teàlâ’nındır.hepsi içine dahil olmak üzere Allah-u Teàlâ’nındır. Kimsenin değil.Kimsenin değil. Li’llâhi mâ fi’s-semâvâti vemâ fi’l-ardı. (Bakara, 2/284)

Li’llâhi mâ fi’s-semâvâti vemâ fi’l-ardı. (Bakara, 2/284)
Yerde gökte ne varsa hepsi Allah'ındır.Yerde gökte ne varsa hepsi Allah'ındır. Binaen aleyh, Allah ne kul ittihaz etmiştir,

Binaen aleyh, Allah ne kul ittihaz etmiştir,
ne evlat ittihaz etmiştir.ne evlat ittihaz etmiştir. Ne anası vardır, ne babası vardır.Ne anası vardır, ne babası vardır. Kul huvallah’ımız yeter artar bize…Kul huvallah’ımız yeter artar bize… Öyleyse sen sakın aldanma bu sözlere!Öyleyse sen sakın aldanma bu sözlere! Bu cilveli sözlerle, hatta, Hamdi Efendi diyor ki:

Bu cilveli sözlerle, hatta, Hamdi Efendi diyor ki:
Bu İncili Türkçe’ye çevirmişlerBu İncili Türkçe’ye çevirmişler 15’inci mi dedi 115’inci mi maddesinde15’inci mi dedi 115’inci mi maddesinde bunu böyle yazarlarken ne büyük gaflete düştüklerinibunu böyle yazarlarken ne büyük gaflete düştüklerini kendisi güzelce izah ediyor orada.kendisi güzelce izah ediyor orada. Onu uzun boylu izah etmiş, ben şimdi onu yapamayacağım.Onu uzun boylu izah etmiş, ben şimdi onu yapamayacağım. Okumanızı tavsiye ederim, bir.Okumanızı tavsiye ederim, bir. İkincisi; sünnet bahsinde ki,

İkincisi; sünnet bahsinde ki,
gelecek dersimizde gelecektir inşaallahgelecek dersimizde gelecektir inşaallah yahut birkaç ders sonra; sünneti izah ederken;yahut birkaç ders sonra; sünneti izah ederken; “—Sünnet iki kısımdır; diyor.
“—Sünnet iki kısımdır; diyor.
Bir sünnet vardır ki, bir peygamberden gelmiştir.Bir sünnet vardır ki, bir peygamberden gelmiştir. Hangi peygamber olursa olsun

Hangi peygamber olursa olsun
gönderilen peygamberlerden birisiningönderilen peygamberlerden birisinin bize bıraktığı sünnettir.bize bıraktığı sünnettir. İbrahim AS’dan sünnet olmak bize kaldığı gibi.İbrahim AS’dan sünnet olmak bize kaldığı gibi. "Ve sünnetü min imâmi âdem."

"Ve sünnetü min imâmi âdem."
Bir de zamanın hükümdarlarının yahut meşayihının,Bir de zamanın hükümdarlarının yahut meşayihının, büyük kimselerin bıraktıkları adetler vardır ki,büyük kimselerin bıraktıkları adetler vardır ki, onlar da onların sünnetidir.onlar da onların sünnetidir. Binâenaleyh; sünnet eğer "Fî farîdatin ve sünnetin fî ğayri farîdatin"

Binâenaleyh; sünnet eğer "Fî farîdatin ve sünnetin fî ğayri farîdatin"
Bir sünnet vardır ki, farza dahildir.Bir sünnet vardır ki, farza dahildir. Bir sünnet vardır ki, farza dahil değildir.Bir sünnet vardır ki, farza dahil değildir. Dikkat ediniz.Dikkat ediniz. Bir sünnet vardır ki, farza dahildir.Bir sünnet vardır ki, farza dahildir. Bir sünnet vardır ki, farza dahil değildir.Bir sünnet vardır ki, farza dahil değildir. O sünnet ki farza dahildir,O sünnet ki farza dahildir, onun Kitabullah’ta aslı vardır.onun Kitabullah’ta aslı vardır. O sünneti almak hidayettir, terki dalâlettir.O sünneti almak hidayettir, terki dalâlettir. Bakalım tefsire dedik.

Bakalım tefsire dedik.
Bu sünnetlerin kökü nereden geliyor?Bu sünnetlerin kökü nereden geliyor? Sure-i Nisâ’da, ayetini hatırlayamadım.Sure-i Nisâ’da, ayetini hatırlayamadım. Fakat Sure-i Nisâ'nın altıncı cüzüne yakın,Fakat Sure-i Nisâ'nın altıncı cüzüne yakın, iki sayfa aralığında.iki sayfa aralığında. Orada şeytanı aleyhillanenin Cenab-ı Hakk'a karşı bir konuşması var.Orada şeytanı aleyhillanenin Cenab-ı Hakk'a karşı bir konuşması var. Sen beni lanetledin fakat bende bu işleri yapacağım diye.Sen beni lanetledin fakat bende bu işleri yapacağım diye. Diyor ki; ''Ve leamu-rannehüm feleyübettikünne âzâne’l-en’àmi,Diyor ki; ''Ve leamu-rannehüm feleyübettikünne âzâne’l-en’àmi, feleyugayyirunne halka’llàhi.''feleyugayyirunne halka’llàhi.'' Şimdi feleyugayyirunne ben onları değiştireceğim.Şimdi feleyugayyirunne ben onları değiştireceğim. “—Halka’llàhi. Allah-u Teàlâ’nın verdiği hilkati
“—Halka’llàhi. Allah-u Teàlâ’nın verdiği hilkati
değiştirmek için onları kandıracağım.değiştirmek için onları kandıracağım. Onları kandıracağım, Allah-u Teàlâ’nınOnları kandıracağım, Allah-u Teàlâ’nın verdiği hilkati değiştireceğim diyerekten.verdiği hilkati değiştireceğim diyerekten. Süsleyeceğim, püsleyeceğim,Süsleyeceğim, püsleyeceğim, o hayatı onlara daha güzel göstereceğim.o hayatı onlara daha güzel göstereceğim. Senin yarattığın hilkati onlara değiştireceğim.” diyor.Senin yarattığın hilkati onlara değiştireceğim.” diyor. Acaba nedir bunlar, filan diye tefsirini okumaya başladık.

Acaba nedir bunlar, filan diye tefsirini okumaya başladık.
1472 ve 1473’üncü sahifelerinde.1472 ve 1473’üncü sahifelerinde. İkinci cilt. Hamdi Efendi’nin tefsirinde.İkinci cilt. Hamdi Efendi’nin tefsirinde. Orada birçok şeyler saymış.Orada birçok şeyler saymış. Tağyir.Tağyir. Şimdi hilkat var ya Cenab-ı Hakk’ın bizi anadan doğma bir kılığımız var.

Şimdi hilkat var ya Cenab-ı Hakk’ın bizi anadan doğma bir kılığımız var.
Boyumuz, posumuz.Boyumuz, posumuz. Kulağımızı kessek…Kulağımızı kessek… “Bu burada fazladır!” diyerekten.“Bu burada fazladır!” diyerekten. Buna hilkati değiştirmek derler.Buna hilkati değiştirmek derler. “Burnumuz burada pek yakışmıyor, bunu“Burnumuz burada pek yakışmıyor, bunu buradan kaldırsak!” desek.buradan kaldırsak!” desek. Bu hilkate mugayirdir.Bu hilkate mugayirdir. “—Bu parmaklarımız fazladır.” diye
“—Bu parmaklarımız fazladır.” diye
kessek bu da hilkate mugayirdir.kessek bu da hilkate mugayirdir. Bunların bir lüzumu var ki,Bunların bir lüzumu var ki, Cenab-ı Hak bunu böyle yaratmış.Cenab-ı Hak bunu böyle yaratmış. Bak ne güzel tutuyor, kıvrılıyor,Bak ne güzel tutuyor, kıvrılıyor, her şeye imkânı olan bir şey.her şeye imkânı olan bir şey. Yapamayız.Yapamayız. Bizim için yapmamızı ön gösteren Halil İbrahim AS var.

Bizim için yapmamızı ön gösteren Halil İbrahim AS var.
İbrahim AS, bizim peygamberimiz.İbrahim AS, bizim peygamberimiz. Şşimdi sünnet oluyoruz.Şşimdi sünnet oluyoruz. “—Niye kesiyoruz bu sünnetliği?
“—Niye kesiyoruz bu sünnetliği?
O da hilkattır işte, Cenab-ı Hakk bu hilkatı öyle yaratmış.O da hilkattır işte, Cenab-ı Hakk bu hilkatı öyle yaratmış. Bak gâvurlar kesmiyor.Bak gâvurlar kesmiyor. Biz neden kesiyoruz onu?Biz neden kesiyoruz onu? O da değişiklik oluyor, kesme var.O da değişiklik oluyor, kesme var. Atıyor onu oradan, eksiltiyoruz.”Atıyor onu oradan, eksiltiyoruz.” Ha buna İbrâhim AS bize öncülük etti.

Ha buna İbrâhim AS bize öncülük etti.
“Bu kesilmesi lazımdır!” dedi.“Bu kesilmesi lazımdır!” dedi. Onun sünnetine ittibâen kesiyoruz.Onun sünnetine ittibâen kesiyoruz. Bu hilkati onun için değiştiriyoruz.Bu hilkati onun için değiştiriyoruz. Peygamberimiz ilk peygamber.

Peygamberimiz ilk peygamber.
Halîlü'llâh olan peygamber...Halîlü'llâh olan peygamber... O güzel îzahatlar da Halîlü'llâh'ta, tefsirde...O güzel îzahatlar da Halîlü'llâh'ta, tefsirde... Halîlü'llâh kime derler diyerekten.Halîlü'llâh kime derler diyerekten. Meselâ, tırnaklarımızı kesiyoruz.

Meselâ, tırnaklarımızı kesiyoruz.
O da Peygamber SAS Efendimiz’den kalma bir sünnet.O da Peygamber SAS Efendimiz’den kalma bir sünnet. Avret yerlerimizdeki tüyleri kesiyoruz,Avret yerlerimizdeki tüyleri kesiyoruz, koltuklarımızın altındaki tüyleri kesiyoruz.koltuklarımızın altındaki tüyleri kesiyoruz. Bunlar Peygamber Efendimiz’den kalma sünnetler.Bunlar Peygamber Efendimiz’den kalma sünnetler. Dişlerimizi misvaklıyoruz.Dişlerimizi misvaklıyoruz. Bu da ondan kalma sünnetlerdir.Bu da ondan kalma sünnetlerdir. Bunların her birinin ayrı ayrı hikmeti var.Bunların her birinin ayrı ayrı hikmeti var. Bu tıraşsızlık tabiri 40 günü geçerse günah olur.

Bu tıraşsızlık tabiri 40 günü geçerse günah olur.
Yani 40 günü, bir arpa boyunu geçti miydiYani 40 günü, bir arpa boyunu geçti miydi edep yerlerindeki tüyler, kesilmezseedep yerlerindeki tüyler, kesilmezse haram olur, günah olur.haram olur, günah olur. 40 güne bırakmamalı.40 güne bırakmamalı. En aşağı 15 günde, 20 günde,En aşağı 15 günde, 20 günde, hiç olmazsa bir ayda onlar temizlenmelidir.hiç olmazsa bir ayda onlar temizlenmelidir. Onların temizlenmesinde çok faydalar vardır.Onların temizlenmesinde çok faydalar vardır. Onlar pislik yerleri oluyor,Onlar pislik yerleri oluyor, mikrop yerleri oluyor.mikrop yerleri oluyor. Onların temizlenmesi şart.Onların temizlenmesi şart. Çünkü saklı, gizli yerlerde kokular, taaffünler yapar.Çünkü saklı, gizli yerlerde kokular, taaffünler yapar. Hıristiyanlar yıkanmayı bilmedikleri için,

Hıristiyanlar yıkanmayı bilmedikleri için,
o kokuları giderecek koku icad etmişler.o kokuları giderecek koku icad etmişler. Kokunun icadı, kendi pis kokularınıKokunun icadı, kendi pis kokularını kaybetmek için yaptıkları icattır.kaybetmek için yaptıkları icattır. Müslümanın öyle şeye ihtiyacı yok.Müslümanın öyle şeye ihtiyacı yok. Onu kendisi güzelce temizler.Onu kendisi güzelce temizler. Bazen hamamlarda rast geliniyor.

Bazen hamamlarda rast geliniyor.
Bakıyorsun koskoca delikanlı koltukaltları hiç bıçak görmemiş,Bakıyorsun koskoca delikanlı koltukaltları hiç bıçak görmemiş, uzamış karış karış orası.uzamış karış karış orası. Ne çirkin şey.

Ne çirkin şey.
Hiç mi müslümanlıktan bir şey duymadın,Hiç mi müslümanlıktan bir şey duymadın, babandan-dedenden de mi hiçbir şey görmedin?babandan-dedenden de mi hiçbir şey görmedin? Görmediysen de insanın aklı temizliği ister.Görmediysen de insanın aklı temizliği ister. Bu temizliğe muhaliftir.Bu temizliğe muhaliftir. Bunu kesmek hem sünnettir,

Bunu kesmek hem sünnettir,
hem sevaptır hem de sıhhat iktizasındadır.hem sevaptır hem de sıhhat iktizasındadır. Ee bunları da keselim.Ee bunları da keselim. Yok, bunları bize peygamberler öncü oldu gösterdi, kesin dedi.Yok, bunları bize peygamberler öncü oldu gösterdi, kesin dedi. Bunları, bunları kesmeyin.Bunları, bunları kesmeyin. Hâlifü'l-müşrikîn...

Hâlifü'l-müşrikîn...
“—Bir kere müşriklere muhalefet ediniz.
“—Bir kere müşriklere muhalefet ediniz.
Sakallarınızı salınız, bıyıklarınızı da kırpınız.” buyurmuştur.Sakallarınızı salınız, bıyıklarınızı da kırpınız.” buyurmuştur. Binaen aleyh feleyugayyirunne halka’llàhi.

Binaen aleyh feleyugayyirunne halka’llàhi.
Şimdi şeytan size süsler ki:Şimdi şeytan size süsler ki: “—Sakallarınızı keserseniz yüzünüz temiz olur,
“—Sakallarınızı keserseniz yüzünüz temiz olur,
gençliğiniz güzel olur, şu olur bu olur” diye aldatır sizi.gençliğiniz güzel olur, şu olur bu olur” diye aldatır sizi. Sakallarınızı, bıyıklarınızı kestirir.

Sakallarınızı, bıyıklarınızı kestirir.
“—Sakalları, bıyıkları kesmek hilkati tağyirdir.” diyor.
“—Sakalları, bıyıkları kesmek hilkati tağyirdir.” diyor.
Ben demiyorum ha.

Ben demiyorum ha.
Hamdi Efendi diyor.Hamdi Efendi diyor. İşte sayfasını da söylüyorum sana,İşte sayfasını da söylüyorum sana, 1473’üncü sayfasında bu söz aynen:1473’üncü sayfasında bu söz aynen: “Sakalını, bıyığını kazımak hilkati tağyirdir.”“Sakalını, bıyığını kazımak hilkati tağyirdir.” Ama bugün karılarımız bile

Ama bugün karılarımız bile
onlarda şeytana yardımcı olduklarındanonlarda şeytana yardımcı olduklarından sakallıları sevmezler.sakallıları sevmezler. Sakalını bırakmak istedin mi, geçen bir arkadaş şeye kadar varmışlar,Sakalını bırakmak istedin mi, geçen bir arkadaş şeye kadar varmışlar, boşanmaya kadar varmışlar. “Ben boşanırım senden!” demiş.boşanmaya kadar varmışlar. “Ben boşanırım senden!” demiş. Bilmiyorum o arkadaş geldi mi? Soruyor bana:Bilmiyorum o arkadaş geldi mi? Soruyor bana: “—Hocaefendi karı bana böyle diyor. Boşanacak benden. Ne yapalım?”
“—Hocaefendi karı bana böyle diyor. Boşanacak benden. Ne yapalım?”
“—Ben karışmam öyle şeylere…” deyip başımızdan savdık.
“—Ben karışmam öyle şeylere…” deyip başımızdan savdık.
Onun için şu ayeti kerime feleyugayyirunne halka’llàhi.Onun için şu ayeti kerime feleyugayyirunne halka’llàhi. Şimdi tabi şimdi vazife iktizası bazı kimseler için belki

Şimdi tabi şimdi vazife iktizası bazı kimseler için belki
tıraş olmaları mecburî ise de, zühdlük meselesine gelince,tıraş olmaları mecburî ise de, zühdlük meselesine gelince, insanların hepsi bugün eşit değildir.insanların hepsi bugün eşit değildir. Kendi çalışıyor, maiyetinde adamları var,Kendi çalışıyor, maiyetinde adamları var, serbest hayatta çalışıyor.serbest hayatta çalışıyor. Serbest hayatta olduğu içinSerbest hayatta olduğu için sakalını salmakta da serbesttir.sakalını salmakta da serbesttir. Kimse bir şey diyemez.Kimse bir şey diyemez. “Sen sakallısın gelme!” diyen olamaz.“Sen sakallısın gelme!” diyen olamaz. Serbest bir hayatın sahibidir.Serbest bir hayatın sahibidir. E bunun bırakmaması, onun da bid’atı,E bunun bırakmaması, onun da bid’atı, onu da bilmem.onu da bilmem. Allah affetsin…Allah affetsin… İşte onun için zühd ü takva

İşte onun için zühd ü takva
onun için bütün peygamberlerin tavsiyesidir.onun için bütün peygamberlerin tavsiyesidir. Allah’ın rızası takvadadır.Allah’ın rızası takvadadır. Takva, Allah’tan korkmaklaTakva, Allah’tan korkmakla ve Peygamber SAS’in yolunda gitmekle elde edilir.ve Peygamber SAS’in yolunda gitmekle elde edilir. Allah’tan korkan adam peygamberin yolunda gider.Allah’tan korkan adam peygamberin yolunda gider. Peygamberin yolunda giden de,Peygamberin yolunda giden de, peygamberin izinde giden depeygamberin izinde giden de peygamberin yaptığı gibi yapar.peygamberin yaptığı gibi yapar. Peygamber SAS’in izinde gitmek demek,

Peygamber SAS’in izinde gitmek demek,
Peygamber’in yaşadığı hayatı yaşayabilmek demektir.Peygamber’in yaşadığı hayatı yaşayabilmek demektir. O müslümanlığı nasıl yaşadıysa,O müslümanlığı nasıl yaşadıysa, onun devrindeki Ashab müslümanlığı nasıl yaşadıysaonun devrindeki Ashab müslümanlığı nasıl yaşadıysa bugünkü müslüman da aynı hayatı yaşamak mecburiyetindedir.bugünkü müslüman da aynı hayatı yaşamak mecburiyetindedir. Şimdi şu kağıdı şuraya koyuşlar,

Şimdi şu kağıdı şuraya koyuşlar,
bu dilsizlerimizin cemiyeti var.bu dilsizlerimizin cemiyeti var. Bu dilsizlerimizde işte onlara,Bu dilsizlerimizde işte onlara, sağırlara, dilsizlere bakıyorlar, öğretiyorlar.sağırlara, dilsizlere bakıyorlar, öğretiyorlar. Geçen hafta rast geldim.Geçen hafta rast geldim. Bir sürü çocuk böyle gidiyorlar.Bir sürü çocuk böyle gidiyorlar. Denize götürüyorlarmış.Denize götürüyorlarmış. “Ne bunlar?” dedim. “Bunlar dilsizlerdir” dediler.“Ne bunlar?” dedim. “Bunlar dilsizlerdir” dediler. Bir sürü ama arkasında da bir sürü kızBir sürü ama arkasında da bir sürü kız Bunlar da dilsiz, sağır dediler.Bunlar da dilsiz, sağır dediler. Banyoya götürüyorlarmış deniz banyosuna.Banyoya götürüyorlarmış deniz banyosuna. Çok şükür bunları da himaye edebilenÇok şükür bunları da himaye edebilen bir gurup, cemiyet var imiş.bir gurup, cemiyet var imiş. Bugün de bize iltica etmişler.

Bugün de bize iltica etmişler.
Şöyle bir mektup da yollamışlar:Şöyle bir mektup da yollamışlar: “—Bizim cemiyetimize de
“—Bizim cemiyetimize de
elinizden gelen bir yardımı yaparsanız, memnun oluruz...”elinizden gelen bir yardımı yaparsanız, memnun oluruz...” Onlar da Allah’ın kullarıdır.

Onlar da Allah’ın kullarıdır.
Allah onları da öyle yaratmış.Allah onları da öyle yaratmış. Bizi de öyle yaratsaydı ne yapardık?Bizi de öyle yaratsaydı ne yapardık? Hadi bul hangi doktor bizim kulağımızı açacak,Hadi bul hangi doktor bizim kulağımızı açacak, hangi doktor dilimizi açacak.hangi doktor dilimizi açacak. Bu Allah’ın kudretindedir.Bu Allah’ın kudretindedir. Onun için bu gibi zayıf, biçarelere ki,

Onun için bu gibi zayıf, biçarelere ki,
yukarıda da geçti ermile dedikleri bir muhtaç dul kadına,yukarıda da geçti ermile dedikleri bir muhtaç dul kadına, miskine yardım etmek lazım gelirken,miskine yardım etmek lazım gelirken, bugün bunların dili de kulağı da yok.bugün bunların dili de kulağı da yok. Biçaredirler yani.Biçaredirler yani. Orada az-çok bir şeyler öğretiyorlar,Orada az-çok bir şeyler öğretiyorlar, öğrettikleri sayesinde hayatlarını koruyabiliyorlar.öğrettikleri sayesinde hayatlarını koruyabiliyorlar. Dün bir hafız getirdiler.

Dün bir hafız getirdiler.
Şurada genç bir çocuk.Şurada genç bir çocuk. Unuttum adı da Mehmet’miş.Unuttum adı da Mehmet’miş. Burada bir kurs var orada okuyor.Burada bir kurs var orada okuyor. İki gözü görmüyor.İki gözü görmüyor. Ama iki gözü görmemesiyle beraber Kuran’ın hafızı olmuş.Ama iki gözü görmemesiyle beraber Kuran’ın hafızı olmuş. Ne güzel oluyor o.Ne güzel oluyor o. İşte hocası karşısında bir kere okuyor,İşte hocası karşısında bir kere okuyor, bir daha okurken onu yerleştiriyor içeriye.bir daha okurken onu yerleştiriyor içeriye. “Ben okuyayım sen dinle!” diyor.“Ben okuyayım sen dinle!” diyor. Belki bir hatası çıkıyorsa onu da düzeltiyor.Belki bir hatası çıkıyorsa onu da düzeltiyor. Bakıyorsun bir iki sene zarfında mükemmel bir hafız.Bakıyorsun bir iki sene zarfında mükemmel bir hafız. Artık öteki hafızlar gibi değil.Artık öteki hafızlar gibi değil. Unutmuyor da artık.Unutmuyor da artık. Çünkü gözlerini alınca Cenab-ı HakÇünkü gözlerini alınca Cenab-ı Hak gönlüne açıklık vermiş,gönlüne açıklık vermiş, gönlünün açıklığı sayesinde kazanıyor.gönlünün açıklığı sayesinde kazanıyor. Bunlara bakmak elbette müslümanların

Bunlara bakmak elbette müslümanların
müslümanlık iktizası vazifeleridir.müslümanlık iktizası vazifeleridir. E bunlar da az bir şeyle olmaz ki bugün.E bunlar da az bir şeyle olmaz ki bugün. Bizim kendi evladımız bir senede neye mal oluyor bize,Bizim kendi evladımız bir senede neye mal oluyor bize, herkes bilir bunu.herkes bilir bunu. E bunlar da cemiyetin malıdır.

E bunlar da cemiyetin malıdır.
Onun için cemiyetin bunu artık söyletmeye lüzum kalmadan halletmesi lâzım!Onun için cemiyetin bunu artık söyletmeye lüzum kalmadan halletmesi lâzım! Yalnız bu değil de her şeyimizde

Yalnız bu değil de her şeyimizde
elbirliği olmazsa, bu işlerin hiçbirisi olmaz.elbirliği olmazsa, bu işlerin hiçbirisi olmaz. Elbirliği olduğu takdirde Allah, Cenab-ı HakElbirliği olduğu takdirde Allah, Cenab-ı Hak hepimize yardım eder.hepimize yardım eder. Onun için sen şeytanın yolunu bırak da aziz kardeş,Onun için sen şeytanın yolunu bırak da aziz kardeş, Peygamber SAS’in yolunda,Peygamber SAS’in yolunda, onun ashabının yolunda gitmeye bak.onun ashabının yolunda gitmeye bak. O nasıl yaşadıysa öyle yaşamaya çalış.O nasıl yaşadıysa öyle yaşamaya çalış. Kusurlarımız için her gün yatmadan evvel

Kusurlarımız için her gün yatmadan evvel
hiç olmazsa 100 defa istiğfar edelim.hiç olmazsa 100 defa istiğfar edelim. Hiç olmazsa Peygamber SAS’eHiç olmazsa Peygamber SAS’e 10 az, 100 defa da salat ü selâm getirelim.10 az, 100 defa da salat ü selâm getirelim. Hiç olmazsa Kur’an-ı Azimüşşan’ı okumayı biliyorsak,Hiç olmazsa Kur’an-ı Azimüşşan’ı okumayı biliyorsak, biraz Kuran okuyalım.biraz Kuran okuyalım. Bilmiyorsak. Kulhuvallah’ı okuyalım.Bilmiyorsak. Kulhuvallah’ı okuyalım. Hiç olmazsa 100 defa da onu okuyalım.Hiç olmazsa 100 defa da onu okuyalım. Bir istihare gördüm, çok hoşuma gitti.

Bir istihare gördüm, çok hoşuma gitti.
Bazı insanlar sıkışıyor da rüyasına müracaat ediyor:Bazı insanlar sıkışıyor da rüyasına müracaat ediyor: “—Yâ Rabbi bana hayatımdaki şu işin nasıl olacağını rüyada göster” diyor.
“—Yâ Rabbi bana hayatımdaki şu işin nasıl olacağını rüyada göster” diyor.
Tabii bunun çeşitli yolları var.

Tabii bunun çeşitli yolları var.
Fakat bunda herkes muvaffak olamıyor.Fakat bunda herkes muvaffak olamıyor. Çünkü dünyaya o kadar dalmışız ki,Çünkü dünyaya o kadar dalmışız ki, bu ağzımız söylüyor fakat içimize bir şey geçmiyor.bu ağzımız söylüyor fakat içimize bir şey geçmiyor. Onun için demiş ki o zat;

Onun için demiş ki o zat;
100 kere istiğfar edecek ve istiğfarla beraber:100 kere istiğfar edecek ve istiğfarla beraber: Sübhàna’llàhi, ve’l-hamdü li’llâhi,

Sübhàna’llàhi, ve’l-hamdü li’llâhi,
ve lâ ilâhe illa’llàhu, va’llàhu ekber,ve lâ ilâhe illa’llàhu, va’llàhu ekber, ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ bi’llâhi’l-aliyyi’l-azîm.ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ bi’llâhi’l-aliyyi’l-azîm. Desin diyor 100 kere.Desin diyor 100 kere. Arkasından 100 kere de:

Arkasından 100 kere de:
Lâ ilâhe illa’llàhu vahdehû lâ şerike leh,

Lâ ilâhe illa’llàhu vahdehû lâ şerike leh,
lehü’lmülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr.lehü’lmülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr. 100 defa da Kulhuvallah’ı okusun:

100 defa da Kulhuvallah’ı okusun:
100 defa da;100 defa da; Allàhümme salli alâ seyyidinâ

Allàhümme salli alâ seyyidinâ
muhammedini’nnebiyyi’l-ümmiyyi ve alâ âlihîmuhammedini’nnebiyyi’l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim desin.ve sahbihî ve sellim desin. Oldu 4.Oldu 4. 505 kere de:505 kere de: Lâ havle ve lâ kuvvete illâ bi’llàhi’l-aliyyi’lazîm desin.

Lâ havle ve lâ kuvvete illâ bi’llàhi’l-aliyyi’lazîm desin.
İki rekât namaz kılsın.

İki rekât namaz kılsın.
İstiharenin bir duası var.İstiharenin bir duası var. O duasını da okusun.O duasını da okusun. O duayı beceremiyorsa kısa olaraktan:O duayı beceremiyorsa kısa olaraktan: “—Yarabbi! Ben bilmem ki işin sonunu, sen bilirsin.
“—Yarabbi! Ben bilmem ki işin sonunu, sen bilirsin.
Bu işim hayırlı ise bana göster,Bu işim hayırlı ise bana göster, hayırsızsa bunu benden uzak eyle!” diyehayırsızsa bunu benden uzak eyle!” diye bir de yalvarsın Cenab-ı Hakk’a…bir de yalvarsın Cenab-ı Hakk’a… Konuşmadan yatsın sağına…Konuşmadan yatsın sağına… İnşâallah, umulur ki Cenab-ı Hak ona bu işinİnşâallah, umulur ki Cenab-ı Hak ona bu işin hayırlı veya hayırsız olduğunu kendisine beyan eder.hayırlı veya hayırsız olduğunu kendisine beyan eder. Allah kusurlarımızı affetsin…

Allah kusurlarımızı affetsin…
Tevfikat-ı samedâniyyesine mazhar eylesin…Tevfikat-ı samedâniyyesine mazhar eylesin… Gelecek dersimizde yineGelecek dersimizde yine seha ve bahirlikle beraber bu sünnet meselesini deseha ve bahirlikle beraber bu sünnet meselesini de konuşuruz inşallah, Cenâb-ı Hak nasib ederse…konuşuruz inşallah, Cenâb-ı Hak nasib ederse… El-Fâtihah!

El-Fâtihah!
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2