Namaz Vakitleri

17 Zilhicce 1446
13 June 2025
İmsak
03:24
Güneş
05:24
Öğle
13:09
İkindi
17:09
Akşam
20:44
Yatsı
22:35
Detaylı Arama

Verâ ve Zühd

Mehmed Zahid KOTKU

3 Zilhicce 1392 / 07.01.1973
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Verâ ve Zühd

Mehmed Zahid KOTKU

3 Zilhicce 1392 / 07.01.1973
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm.Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. el-Hamdülillahi rabbilâlemin

el-Hamdülillahi rabbilâlemin
ve'l-âkibetü li'l-müttekîn.ve'l-âkibetü li'l-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâVessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. İ'lemû eyyühe'l-ihvân

İ'lemû eyyühe'l-ihvân
enne efdale'l-kitâbi kitâbullahenne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedinve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemsallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ahve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri.ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhiVe bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:ve selleme ennehû kâl: Ca’ferun eşbehe halkî ve hulukî,

Ca’ferun eşbehe halkî ve hulukî,
ve emmâ ente yâ ‘Abdellâhive emmâ ente yâ ‘Abdellâhi feeşbehû halkıllâhi biebîke.feeşbehû halkıllâhi biebîke. Revaihu an İbn-i Asakir an Abdullah İbn Cafer.

Revaihu an İbn-i Asakir an Abdullah İbn Cafer.
Bu Cafer, Hazreti Ali Efendimiz ‘in kardeşi.Bu Cafer, Hazreti Ali Efendimiz ‘in kardeşi. Cenâb-ı Peygamber hususunda en çokCenâb-ı Peygamber hususunda en çok gerek ahlâkta gerek hilkatte en çok benzeyen buymuş.gerek ahlâkta gerek hilkatte en çok benzeyen buymuş. Diyor ki: eşbehe halkî ve hulukî.

Diyor ki: eşbehe halkî ve hulukî.
Senin bana hem huyun, ahlâkın,Senin bana hem huyun, ahlâkın, hem de kendinin siyreti ve şemâlin,hem de kendinin siyreti ve şemâlin, bana benzeyenlerin en iyi şeyisin sen, yakınısın.bana benzeyenlerin en iyi şeyisin sen, yakınısın. Bu Cafer'in oğlunun ismi ve emmâ enteyyâ Abdallâh.Bu Cafer'in oğlunun ismi ve emmâ enteyyâ Abdallâh. Bu da Cafer'in oğlu.Bu da Cafer'in oğlu. Feeşbehû halkıllâhi bi ebîke.Feeşbehû halkıllâhi bi ebîke. Sen de babana çok benzeyenlerdensin buyurmuş.Sen de babana çok benzeyenlerdensin buyurmuş. Cenâb-ı Hakk'ın şeysi, ikramı.Cenâb-ı Hakk'ın şeysi, ikramı. Ce’alellâhu’r-rahmete miete cüz’in.

Ce’alellâhu’r-rahmete miete cüz’in.
Allahu TeâlâAllahu Teâlâ bize teşbih miktarı ile yani bu kadar değil rahmet ile.bize teşbih miktarı ile yani bu kadar değil rahmet ile. Şu anlatmak için.Şu anlatmak için. Yüz, yüz, yüz yapmış rahmetini.Yüz, yüz, yüz yapmış rahmetini. Yüz parça yani.Yüz parça yani. Feemseke ‘ındehû tis’aten ve tis’îne.

Feemseke ‘ındehû tis’aten ve tis’îne.
99 cüzünü,99 cüzünü, yüzden 99'unu kendi indinde alıkoymuş, emseke.yüzden 99'unu kendi indinde alıkoymuş, emseke. Ve enzele fi’l-ardi cüz’en vâhiden.Ve enzele fi’l-ardi cüz’en vâhiden. Bize de bir cüzünü, yüz rahmetten bir cüzünü yollamış.Bize de bir cüzünü, yüz rahmetten bir cüzünü yollamış. Âdem aleyhisselam'ın devrinden yahut daha evvelki devirden,Âdem aleyhisselam'ın devrinden yahut daha evvelki devirden, kıyametin devrine kadar, o bir cüz rahmet ilekıyametin devrine kadar, o bir cüz rahmet ile bütün beşeriyet, mahlûkat, bütün ne varsa,bütün beşeriyet, mahlûkat, bütün ne varsa, hep o bir cüz rahmete nâil olacak.hep o bir cüz rahmete nâil olacak. Femin zâlike’l-cüz’i.

Femin zâlike’l-cüz’i.
Şimdi bu bir parçadandır ki, yeterâhamü’l-halku.Şimdi bu bir parçadandır ki, yeterâhamü’l-halku. Halkın arasında birbirlerine merhamet.Halkın arasında birbirlerine merhamet. Gerek anaya babaya olsun, gerek eşe dostu olsun,Gerek anaya babaya olsun, gerek eşe dostu olsun, konu komşu olsun, hayvanlara olsun.konu komşu olsun, hayvanlara olsun. Bir merhamet insanların içinden kopuyor yaBir merhamet insanların içinden kopuyor ya bu merhamet cüzden bir parçadır.bu merhamet cüzden bir parçadır. Taksimden.Taksimden. Hattâ terfe’a’l-ferasü hâfirahâ an veledihâ.

Hattâ terfe’a’l-ferasü hâfirahâ an veledihâ.
Hatta şu hayvanı görüyorsunuz ki, hayvandır deriz.Hatta şu hayvanı görüyorsunuz ki, hayvandır deriz. Fakat yavrusunu çiğnemek için, ayağını kaldırır, basmamak için,Fakat yavrusunu çiğnemek için, ayağını kaldırır, basmamak için, emsin diyerekten ona kolaylık gösterir.emsin diyerekten ona kolaylık gösterir. O, hakkaten emsi lehu.O, hakkaten emsi lehu. Hayvana basmasın, çiğnemesin, ezilmesin diyerekten.Hayvana basmasın, çiğnemesin, ezilmesin diyerekten. Onda da o merhamet, o yüz parçadan biri olan birin içerisinde.Onda da o merhamet, o yüz parçadan biri olan birin içerisinde. O bir bize yetip artıyor yani.O bir bize yetip artıyor yani. Şimdi bu bir yetip artıncaŞimdi bu bir yetip artınca kıyamette doksan dokuz da buna eklenecek.kıyamette doksan dokuz da buna eklenecek. Olacak yüz.Olacak yüz. Artık o rahmetin hududunu anlamanın imkânı yok.Artık o rahmetin hududunu anlamanın imkânı yok. Onun için şeytan da başını kaldıracak.Onun için şeytan da başını kaldıracak. Acaba buradan bana da bir isabet olur mu diyerekten.Acaba buradan bana da bir isabet olur mu diyerekten. Fakat bunların hepsi ehli imana verilecek.Fakat bunların hepsi ehli imana verilecek. İmansızlığa bir şey yok.İmansızlığa bir şey yok. Şimdi bunun altında bir ders gelecek.Şimdi bunun altında bir ders gelecek. Bunu unutmayın.Bunu unutmayın. Şimdi dünyanın etrafını cehennem çevirmiş.

Şimdi dünyanın etrafını cehennem çevirmiş.
Bunun etrafını da cennet çevirmiş.Bunun etrafını da cennet çevirmiş. Dünyadan cennete gitmek için cehennemden geçmek lazım.Dünyadan cennete gitmek için cehennemden geçmek lazım. Cehennem köprü.Cehennem köprü. Cehennemden gitmeden cennete gitmenin yolu yok.Cehennemden gitmeden cennete gitmenin yolu yok. Yolu kesen cehennem.Yolu kesen cehennem. Bu cehennemde Cenâb-ı Hak bu yüz rahmetli olduktan sonraBu cehennemde Cenâb-ı Hak bu yüz rahmetli olduktan sonra hiç kimse kalmaz affolmadık amahiç kimse kalmaz affolmadık ama bu cehennemi niçin yaratmış?bu cehennemi niçin yaratmış? İmansızların cezaevi burası.

İmansızların cezaevi burası.
İmansızların cezaevi.İmansızların cezaevi. Onun için Allah hepimizi muhafaza etsin.Onun için Allah hepimizi muhafaza etsin. Bu Buhâri'yle Müslim'inBu Buhâri'yle Müslim'in müttefiken Ebû Hüreyre'den rivayet ettikleri bir hadîstir.müttefiken Ebû Hüreyre'den rivayet ettikleri bir hadîstir. Merhameti İlahiye.Merhameti İlahiye. Fakat bu merhameti İlâhîye'denFakat bu merhameti İlâhîye'den nâşî insan şımarmaması.nâşî insan şımarmaması. Bu merhameti İlahiye’ye dayanıp da,

Bu merhameti İlahiye’ye dayanıp da,
Allah gafurdur, Allah rahimdir,Allah gafurdur, Allah rahimdir, bunu bugün yapıyorum ama yarın tövbe ederimbunu bugün yapıyorum ama yarın tövbe ederim diye bu şımarıklık Allah esirgeyediye bu şımarıklık Allah esirgeye insanı büyük felaketlere sevk edebilir.insanı büyük felaketlere sevk edebilir. Onun için bu rahmeti İlahi, merhameti İlahiOnun için bu rahmeti İlahi, merhameti İlahi insanları ibadete sevk etmeli.insanları ibadete sevk etmeli. Daha güzel büyük rahmetlere nail olacağına dairDaha güzel büyük rahmetlere nail olacağına dair Hak Celle ve Alânın yollarında daha ileri gitmeye çalışmalıdır.Hak Celle ve Alânın yollarında daha ileri gitmeye çalışmalıdır. Yoksa bazı Bektaşi hikâyeler vardır ki,Yoksa bazı Bektaşi hikâyeler vardır ki, masum olarak söylerler, bir annemasum olarak söylerler, bir anne çocuğunu ne kadar kötü doğursa ateşe atamaz.çocuğunu ne kadar kötü doğursa ateşe atamaz. Annedir.Annedir. Ne anne atabilir, ne baba atabilir.Ne anne atabilir, ne baba atabilir. İnsan da atamaz çocuğu ateşe,

İnsan da atamaz çocuğu ateşe,
o evladı olmasa bile atamaz ateşe.o evladı olmasa bile atamaz ateşe. Atamayacağı için o Bektaşiler derler ki,Atamayacağı için o Bektaşiler derler ki, Allah bizi cehenneme atar mı hiç?Allah bizi cehenneme atar mı hiç? Bir ana ki bir baba ki atamıyor,Bir ana ki bir baba ki atamıyor, Allah'ın yüz rahmeti var burada.Allah'ın yüz rahmeti var burada. Bir rahmete sahip olan insan bunu yapamıyor da,Bir rahmete sahip olan insan bunu yapamıyor da, yüz rahmeti olan Allah bunu yapar mı hiç?yüz rahmeti olan Allah bunu yapar mı hiç? Diye kendilerini karaya çıkarıverirler.Diye kendilerini karaya çıkarıverirler. Selamete çıkarıverirler.Selamete çıkarıverirler. Bu insanların nefsani ve şeytani vesveseler, hileler ve oyunlardır.Bu insanların nefsani ve şeytani vesveseler, hileler ve oyunlardır. İnsana lazım olan bu rahmeti İlahiye’den istifade etmek içinİnsana lazım olan bu rahmeti İlahiye’den istifade etmek için Allah'ın yasaklarından tamamıyla korunması ve kaçınması lazım.Allah'ın yasaklarından tamamıyla korunması ve kaçınması lazım. Ki insan imanında, İslâmiyet'inde sâdık olduğunu göstersin.Ki insan imanında, İslâmiyet'inde sâdık olduğunu göstersin. Onun için biliyor musun?

Onun için biliyor musun?
Ce’alellâhu’t-takvâ zâdeke.

Ce’alellâhu’t-takvâ zâdeke.
Cenâb-ı Hak, bir misafir gelmiş deCenâb-ı Hak, bir misafir gelmiş de misafire Cenâb-ı Peygamber dua ediyor.misafire Cenâb-ı Peygamber dua ediyor. Misafire yaptığı dua.Misafire yaptığı dua. Ce’alallâhu takvâ zâdek.Ce’alallâhu takvâ zâdek. Ey misafir!Ey misafir! Allah senin katığını,Allah senin katığını, katığını yani erzakını, yiyeceğini, içeceğini ki,katığını yani erzakını, yiyeceğini, içeceğini ki, takvan olsun.takvan olsun. Takva en güzel elbise, en güzel yiyecek bir şeydir.

Takva en güzel elbise, en güzel yiyecek bir şeydir.
Öteki yediklerimiz madde ve gıdalarıÖteki yediklerimiz madde ve gıdaları lezzetlidir ama sonra gider.lezzetlidir ama sonra gider. Ama takva öyle değil.Ama takva öyle değil. Yani Cenâb-ı Peygamber o adama dua ederken,Yani Cenâb-ı Peygamber o adama dua ederken, ce’alellâhu’t-takvâ zâdeke,ce’alellâhu’t-takvâ zâdeke, senin zâdığın takva olsun.senin zâdığın takva olsun. Zâd diyerekten insan bir yere giderken misafirliğe,Zâd diyerekten insan bir yere giderken misafirliğe, heybesine ekmek yemek kor bir parça şey.heybesine ekmek yemek kor bir parça şey. Bu onun katığıdır yolda.Bu onun katığıdır yolda. Birkaç gün gidecek mesela.Birkaç gün gidecek mesela. Yolda ne bulup da yiyecek.Yolda ne bulup da yiyecek. Bu onun zâdı, katığı yani yoldaki.Bu onun zâdı, katığı yani yoldaki. Şimdi senin katığın da Cenâb-ı PeygamberŞimdi senin katığın da Cenâb-ı Peygamber takvan olsun diyor.takvan olsun diyor. Ekmek ne de olsa bulunur.Ekmek ne de olsa bulunur. Fakat takva bulunmaz.Fakat takva bulunmaz. Takvayı sen kazan, heybeni onu doldur.Takvayı sen kazan, heybeni onu doldur. Heybene, ekmek yerine takva doldur yani.Heybene, ekmek yerine takva doldur yani. Ve ğafera zenbeke.

Ve ğafera zenbeke.
Yine o misafire dua ediyor.Yine o misafire dua ediyor. Allah senin günahlarını da mağfiret etsin.Allah senin günahlarını da mağfiret etsin. Ve vecceheke li’l-hayri haysümâ tekûnü.

Ve vecceheke li’l-hayri haysümâ tekûnü.
Nerede olursan ol, senin yüzünü Allah hayırlara çevirsin.Nerede olursan ol, senin yüzünü Allah hayırlara çevirsin. Daima hayır işleyesin yani.Daima hayır işleyesin yani. Hayırlarla meşgul ol.Hayırlarla meşgul ol. Çünkü Allah'a şükür, insanın dünyada hem hayır var hem şer var.Çünkü Allah'a şükür, insanın dünyada hem hayır var hem şer var. İkisi de var.İkisi de var. İnsanoğlu da ikisinin arasında bocalıyor.İnsanoğlu da ikisinin arasında bocalıyor. Bazen hayra kaçar, bazen şerre kaçar.Bazen hayra kaçar, bazen şerre kaçar. Ama şerre kaçtığı vakitte cehennem ateşi.Ama şerre kaçtığı vakitte cehennem ateşi. Hayra kaçarsa arkası cennet ve Allah'ın rızasıdır.Hayra kaçarsa arkası cennet ve Allah'ın rızasıdır. Onun için duasını Cenâb-ı Hakk’aOnun için duasını Cenâb-ı Hakk’a ve vecceheke li’l-hayri haysümâ tekûnü.ve vecceheke li’l-hayri haysümâ tekûnü. Orada bir hayrı unutulmuş,Orada bir hayrı unutulmuş, buraya bir hayrı koymak lazım.buraya bir hayrı koymak lazım. Ce’alellâhu’l-hasenete bi ‘aşrati emsâlihâ.

Ce’alellâhu’l-hasenete bi ‘aşrati emsâlihâ.
Cenâb-ı Hak haseneye, bir haseneye yani bir iyiliğeCenâb-ı Hak haseneye, bir haseneye yani bir iyiliğe on mükâfat veriyor, on küsur fazla ikramda bulunuyor.on mükâfat veriyor, on küsur fazla ikramda bulunuyor. İkramda bulunuyor.İkramda bulunuyor. Bu takdirde eşşehrü bi aşre.Bu takdirde eşşehrü bi aşre. Şimdi Ramazan ayı bir ay.Şimdi Ramazan ayı bir ay. Fakat bire karşı on oluyor, on ayın sevabını alıyoruz.Fakat bire karşı on oluyor, on ayın sevabını alıyoruz. Ve sıyâmü sitteti eyyâmin.

Ve sıyâmü sitteti eyyâmin.
Şevval de de 6 gün oruç tutuyoruz ya,Şevval de de 6 gün oruç tutuyoruz ya, bu 6 günde onardan,bu 6 günde onardan, 60 günde o öder, 2 ay eder.60 günde o öder, 2 ay eder. Oldu 12 ay.Oldu 12 ay. Demek ki bir insan ramazanı tutar,Demek ki bir insan ramazanı tutar, arkasından da 6 günü ekledi miydi,arkasından da 6 günü ekledi miydi, tam senin orucu olmuş oluyor ona göre.tam senin orucu olmuş oluyor ona göre. Yılın tamamını tutuyoruz o zaman.Yılın tamamını tutuyoruz o zaman. Devam ediyor.Devam ediyor. Ce’alellâhu aleyküm.Ce’alellâhu aleyküm. Bir şeyi unuttum diyeyim.Bir şeyi unuttum diyeyim. Salatu selam.Salatu selam. Esselâtü vesselâmu aleyke ya resûlallah.Esselâtü vesselâmu aleyke ya resûlallah. Esselâtü vesselâmu aleyke ya habîballah.Esselâtü vesselâmu aleyke ya habîballah. Esselâtü vesselâmu aleyke ya seyyidel evveline ve’l ahîrin.Esselâtü vesselâmu aleyke ya seyyidel evveline ve’l ahîrin. Bir imam, adı aklıma gelmedi.

Bir imam, adı aklıma gelmedi.
Bir salât ü selâm ezbere duası hoşuma gitti de.Bir salât ü selâm ezbere duası hoşuma gitti de. Onu cuma günleri bin kere okuyun diyor.Onu cuma günleri bin kere okuyun diyor. Hâlid el-Bağdâdî Hazretleri.Hâlid el-Bağdâdî Hazretleri. Kolaydır, kısada.Kolaydır, kısada. Ben okuyayım, siz de beraber.Ben okuyayım, siz de beraber. Allahümme sâlli ve sellîm.Allahümme sâlli ve sellîm. Allahümme sâlli ve sellîm.Allahümme sâlli ve sellîm. Buyurun beraber.Buyurun beraber. Salat ve selam beraber yani.Salat ve selam beraber yani. Allahümme sâlli ve sellîm ala şefiine,

Allahümme sâlli ve sellîm ala şefiine,
Allahümme sâlli ve sellîm ala şefiineAllahümme sâlli ve sellîm ala şefiine Muhammedin ve âlihî ve sahbihi ecmain.Muhammedin ve âlihî ve sahbihi ecmain. Allahümme salli ve sellim ala şefiineAllahümme salli ve sellim ala şefiine Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Bir daha okuyalım.Bir daha okuyalım. Allahümme salli ve sellim ala şefiineAllahümme salli ve sellim ala şefiine Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. İnşallah bu salât ü selâmlarla şefaat Peygamberi'ne de nâil oluruz.

İnşallah bu salât ü selâmlarla şefaat Peygamberi'ne de nâil oluruz.
Bunu her cuma gününde ve gecesindeBunu her cuma gününde ve gecesinde bin kere okumayı tavsiye buyurmuşlar.bin kere okumayı tavsiye buyurmuşlar. Bunun bin keresi güzel okuyanlar içinBunun bin keresi güzel okuyanlar için 40 ve 50 dakikalık bir şey.40 ve 50 dakikalık bir şey. Bu sabahtan akşama kadardır.Bu sabahtan akşama kadardır. Mesela namazların arkasında da olur,Mesela namazların arkasında da olur, yolda giderken de olur, dükkânda oturduğun yerde de olur,yolda giderken de olur, dükkânda oturduğun yerde de olur, dairelerde de olur, her yerde de olur.dairelerde de olur, her yerde de olur. Namaz gibi abdestsiz de muhtaç değildir ama

Namaz gibi abdestsiz de muhtaç değildir ama
Müslüman da abdestsiz gezmez.Müslüman da abdestsiz gezmez. Buradaki Cenâb-ı Peygamber yine dua ediyor?Buradaki Cenâb-ı Peygamber yine dua ediyor? Ce’alellâhu aleyküm salâte kavmin.

Ce’alellâhu aleyküm salâte kavmin.
Buradaki salâtın beş manası vardır.Buradaki salâtın beş manası vardır. Bu beş manadan buradaki bir manası dua.Bu beş manadan buradaki bir manası dua. Salâte kavmin ebrârin.Salâte kavmin ebrârin. Cenâb-ı Hak size salîh,Cenâb-ı Hak size salîh, ebrar olan bir kavmin duası gibi dualar nasip etsin.ebrar olan bir kavmin duası gibi dualar nasip etsin. Öyle dua edin.Öyle dua edin. Bu sâlih ebrar kimseler de,Bu sâlih ebrar kimseler de, yekûmûne’l-leyle.yekûmûne’l-leyle. Geceleri kalkarlar, tüm gece ibadet ederler.Geceleri kalkarlar, tüm gece ibadet ederler. Kimisi iki bin rekât kılar,Kimisi iki bin rekât kılar, kimisi beş yüz, kimisi üç yüz, kimisi iki yüz.kimisi beş yüz, kimisi üç yüz, kimisi iki yüz. Herkes gücü yettiği kadar böyleHerkes gücü yettiği kadar böyle geceyi ibadetle geçirirler.geceyi ibadetle geçirirler. Yekûmûne’l-leyle.Yekûmûne’l-leyle. Ve yesûmûne’n-nehâra.

Ve yesûmûne’n-nehâra.
Gündüzleri de bütün oruçludurlar.Gündüzleri de bütün oruçludurlar. Gündüz oruçlu, geceleri böyle kâim olanGündüz oruçlu, geceleri böyle kâim olan kimselerin duaları gibi Cenâb-ı Hak sizlere dualar nasip etsin.kimselerin duaları gibi Cenâb-ı Hak sizlere dualar nasip etsin. Dualarınız öyle makbul olan dualardan olsun yani.Dualarınız öyle makbul olan dualardan olsun yani. Kâbe-i Muazzama'daki dualara bizim dualarımıza ilave ediyoruz ya,Kâbe-i Muazzama'daki dualara bizim dualarımıza ilave ediyoruz ya, bu Kâbe-i Muazzama'da tabi Allah'ın velileri,bu Kâbe-i Muazzama'da tabi Allah'ın velileri, sevgilileri dolu.sevgilileri dolu. Ama bu bahtiyarlar ayrıdır.Ama bu bahtiyarlar ayrıdır. Yekûmûne’l-leyle ve yesûmûne’n-nehâra.Yekûmûne’l-leyle ve yesûmûne’n-nehâra. Talha radıyallahu anh tabilerindendir.

Talha radıyallahu anh tabilerindendir.
Uhud muhaberesindeUhud muhaberesinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem önüne gerilmiş,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem önüne gerilmiş, fedâke ebî ve ümmî diyor.fedâke ebî ve ümmî diyor. Canım sana kurban olsun.Canım sana kurban olsun. Oklar yağıyor oraya,Oklar yağıyor oraya, yağan oklara karşı önüne kendini siper etmiş,yağan oklara karşı önüne kendini siper etmiş, yetmiş seksen yerinden yara aldığı halde kımıldamıyor yerinden.yetmiş seksen yerinden yara aldığı halde kımıldamıyor yerinden. Bu zat her gün oruç tutarmış.Bu zat her gün oruç tutarmış. Senin bayramlar müstesna her gün oruç tutarmış.Senin bayramlar müstesna her gün oruç tutarmış. Bunların duasıyla,Bunların duasıyla, duasına karışabilmekte ne kadar büyük bahtiyarlıktır.duasına karışabilmekte ne kadar büyük bahtiyarlıktır. Cenâb-ı Peygamberin duası üzerine.Cenâb-ı Peygamberin duası üzerine. Leysû biesemetin ve lâ füccârin.

Leysû biesemetin ve lâ füccârin.
Bunlarda günah yok.Bunlarda günah yok. Eseme. Artık içinde günahsız oluyorlar bunlar.Eseme. Artık içinde günahsız oluyorlar bunlar. Sonra füccar, füccârı da.Sonra füccar, füccârı da. Onlar da günahkârlar.Onlar da günahkârlar. Facirler demek.Facirler demek. Daha da büyük fenalıklar yapanların hepsiDaha da büyük fenalıklar yapanların hepsi o füccar kelimesinin içine giriyor.o füccar kelimesinin içine giriyor. Küfre kadar gider bu füccar kelimesi.Küfre kadar gider bu füccar kelimesi. Binâenaleyh ne küfür, ne günah,Binâenaleyh ne küfür, ne günah, ne isyan, ne kabahat kendilerinde olmayan,ne isyan, ne kabahat kendilerinde olmayan, gündüzleri sâim, geceleri kâim olan kimseleringündüzleri sâim, geceleri kâim olan kimselerin duaları gibi Cenâb-ı Hak sizlere de dualar nasip etsin.duaları gibi Cenâb-ı Hak sizlere de dualar nasip etsin. Duaları, Kâbe-i muazzamayı da görürken,

Duaları, Kâbe-i muazzamayı da görürken,
hacca gidiyoruz ya ilk yapacağımız duanın dahacca gidiyoruz ya ilk yapacağımız duanın da şöyle olması lazımmış:şöyle olması lazımmış: Ya Rabbi! Beni duası kabul olan insanlardan et.Ya Rabbi! Beni duası kabul olan insanlardan et. Bu ilk görüşte yaptığımız dua da makbul imiş.Bu ilk görüşte yaptığımız dua da makbul imiş. Ya Rab! Benim kusurlarıma bakma daYa Rab! Benim kusurlarıma bakma da beni duası kabul olunan kimselerden et dedi mibeni duası kabul olunan kimselerden et dedi mi artık ondan sonra tüm duaların kabul.artık ondan sonra tüm duaların kabul. Çok uzun duayı yapamazsın tabii.Çok uzun duayı yapamazsın tabii. Kısacık bunu yaptın mı diğer duaların kabul olununca,Kısacık bunu yaptın mı diğer duaların kabul olununca, ondan sonra işin güzel olur.ondan sonra işin güzel olur. Kâne Rasûlüllâhi sallallâhü aleyhi ve selleme.

Kâne Rasûlüllâhi sallallâhü aleyhi ve selleme.
Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem hazretleriEfendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem hazretleri dua yapmaya başladığı vakitte,dua yapmaya başladığı vakitte, kâle fezekerahû.kâle fezekerahû. Bunu söylermiş.Bunu söylermiş. Dua edermiş.Dua edermiş. Yani bize numune ve tavsiyedir yani.Yani bize numune ve tavsiyedir yani. Biz de böyle dua edelim.Biz de böyle dua edelim. Ce’alellâhu azâbe hâzihi’l-ümmeti fî dünyâhâ.

Ce’alellâhu azâbe hâzihi’l-ümmeti fî dünyâhâ.
Bunun azabını Cenâb-ı Hak dünyada veriyor.Bunun azabını Cenâb-ı Hak dünyada veriyor. Ahirete bırakmıyor, dünya da veriyor.Ahirete bırakmıyor, dünya da veriyor. Fî dünyâ. Nedir bunlar?Fî dünyâ. Nedir bunlar? İhtilaflar, kavgalar, gürültüler, şunlar bunlar,

İhtilaflar, kavgalar, gürültüler, şunlar bunlar,
bunlar da dünyada olan biten şeyler,bunlar da dünyada olan biten şeyler, bu ihtilaflar sebebiyle olan gürültüler içerisinde,bu ihtilaflar sebebiyle olan gürültüler içerisinde, ölen de olur, kalan da olur,ölen de olur, kalan da olur, filan olur ama azaplar bu sırada tamamlanmış olur, ödenmiş olur.filan olur ama azaplar bu sırada tamamlanmış olur, ödenmiş olur. Ahirete bir şey kalmaz.Ahirete bir şey kalmaz. Cenâb-ı Hakk'ın çok hikmetleri vardır.Cenâb-ı Hakk'ın çok hikmetleri vardır. Siz daha ashâb-ı güzin zamanından beri,Siz daha ashâb-ı güzin zamanından beri, bu fitneler ortada devam eder gider.bu fitneler ortada devam eder gider. Demek ki bunların hikmeti azabı bu dünyadaDemek ki bunların hikmeti azabı bu dünyada bitirip ahirete temiz olaraktan geçmemiz oluyor.bitirip ahirete temiz olaraktan geçmemiz oluyor. Cu’ilet liye küllü ardin

Cu’ilet liye küllü ardin
tayyibetin mesciden ve tahûran.tayyibetin mesciden ve tahûran. Bunlar ne güzel şeylerdir ki.

Bunlar ne güzel şeylerdir ki.
Hiç bir din İslâm dini kadar güzel bir din yok.Hiç bir din İslâm dini kadar güzel bir din yok. En güzel din.En güzel din. Çünkü yerin sağı solu her tarafı bizim içinÇünkü yerin sağı solu her tarafı bizim için emre amade muheyyâ.emre amade muheyyâ. Her taraf mesciddir.Her taraf mesciddir. Her taraf bizim için mesciddir.Her taraf bizim için mesciddir. Her taraf bizim için tuhurdur.Her taraf bizim için tuhurdur. Temizdir, toprağı ile teyemmüm eder,Temizdir, toprağı ile teyemmüm eder, suyuyla abdest alabiliriz.suyuyla abdest alabiliriz. Öyle kilise aramayız, cami aramayız,Öyle kilise aramayız, cami aramayız, havlu aramayız.havlu aramayız. Varsa ne âla? Yoksa her yer bizim için mescid.Varsa ne âla? Yoksa her yer bizim için mescid. Hemen kıbleyi bulduk mu, Allahu Ekber deriz.Hemen kıbleyi bulduk mu, Allahu Ekber deriz. Hakka döneriz.Hakka döneriz. Hakka gönlümüzü döneriz.Hakka gönlümüzü döneriz. Şimdi Cülesâullâhi ğaden.

Şimdi Cülesâullâhi ğaden.
Yarın Allah'ın yakınları,Yarın Allah'ın yakınları, Allah'ın yakınlarında olacak insanlar,Allah'ın yakınlarında olacak insanlar, kimlerdir bilir misiniz?kimlerdir bilir misiniz? Allahu Teâlâ'ya yakın olan,

Allahu Teâlâ'ya yakın olan,
yani rızasını kazanmaya, yakınlık olunca,yani rızasını kazanmaya, yakınlık olunca, seninle benim aramdaki yakınlık gibi bir yakınlık anlaşılmaz daseninle benim aramdaki yakınlık gibi bir yakınlık anlaşılmaz da Allahu Teâlâ'nın rızasını kazanmaya yakın olan insanlar,Allahu Teâlâ'nın rızasını kazanmaya yakın olan insanlar, garip olan insanlar, kimlerdir?garip olan insanlar, kimlerdir? Ehlü’l-vera’i ve’z-zühdi fi’d-dünyâ.

Ehlü’l-vera’i ve’z-zühdi fi’d-dünyâ.
Verâ sahipleri, takvadan daha inceleyen,Verâ sahipleri, takvadan daha inceleyen, inceleyici ve takva sahipleriinceleyici ve takva sahipleri ve verâ sahipleri, rütbe-i dünyaya iltifat etmeyen,ve verâ sahipleri, rütbe-i dünyaya iltifat etmeyen, dünyaya iltifat etmeyen,dünyaya iltifat etmeyen, dünyanın ancak ahireti kazanmak içindünyanın ancak ahireti kazanmak için bir mahal olduğunu biliyorbir mahal olduğunu biliyor ve dünyaya başka türlü iltifat etmiyor.ve dünyaya başka türlü iltifat etmiyor. Bu gibi insanlar Allahu Teâlâ'nın yakınları olacaklar.Bu gibi insanlar Allahu Teâlâ'nın yakınları olacaklar. Yakınları, garipleri, rıza-yı ilâhiye yi kazanmış olan insanlar.Yakınları, garipleri, rıza-yı ilâhiye yi kazanmış olan insanlar. Cenâb-ı Hak cümlemiziCenâb-ı Hak cümlemizi bu zümreye dâhil olan kullarının arasına ilhak kılsın inşallah.bu zümreye dâhil olan kullarının arasına ilhak kılsın inşallah. Cemâlü’r-raculi.

Cemâlü’r-raculi.
Kişinin cemâli, güzelliği yani.Kişinin cemâli, güzelliği yani. Kişinin güzelliği.Kişinin güzelliği. Endamında değil.Endamında değil. Boyu, postu güzel.Boyu, postu güzel. Aklı, fikri güzel.Aklı, fikri güzel. Şusu busu güzel, çok güzel yani.Şusu busu güzel, çok güzel yani. Dünya güzeli diyelim, ama bu değil.Dünya güzeli diyelim, ama bu değil. Cemâlü’r-raculi.Cemâlü’r-raculi. Kişinin güzelliği, fesâhatü lisânihîdir.Kişinin güzelliği, fesâhatü lisânihîdir. Dilinin güzelliğidir.Dilinin güzelliğidir. Dili güzelse o adamın, kara da olsa,Dili güzelse o adamın, kara da olsa, yüzü gözü bozuk da olsa,yüzü gözü bozuk da olsa, kambur, çolak, topal, ne olursa olsun.kambur, çolak, topal, ne olursa olsun. Dili güzel mi? Güzel.Dili güzel mi? Güzel. Çok güzelsin.Çok güzelsin. Bulunmaz insan. Fakat dili bozuk.Bulunmaz insan. Fakat dili bozuk. On para etmez.On para etmez. Onun için fesâhatü lisân, güzel konuşmak yani.

Onun için fesâhatü lisân, güzel konuşmak yani.
Terbiye, edep dâhilinde konuşmak.Terbiye, edep dâhilinde konuşmak. Kimseyi incitmemek, kırmamak.Kimseyi incitmemek, kırmamak. Buradaki fesâhattan murad da şairlik değil yani.Buradaki fesâhattan murad da şairlik değil yani. Şair ki edebiyat üzerine fesâhatü lisân-ı malik,Şair ki edebiyat üzerine fesâhatü lisân-ı malik, güzel konuşur, o değil bu.güzel konuşur, o değil bu. Buradaki fesâhattan murad,Buradaki fesâhattan murad, herkesi tatmin edici şekilde güzel konuşuyor.herkesi tatmin edici şekilde güzel konuşuyor. Doğru söylüyor, incitmiyor kimseyi.Doğru söylüyor, incitmiyor kimseyi. Acı sözü yok.Acı sözü yok. Bakınız bunlar cim harfleri de.Bakınız bunlar cim harfleri de. Câlisü’l-ulemâe.

Câlisü’l-ulemâe.
Geçen bir derste bir daha geçmiş galiba.Geçen bir derste bir daha geçmiş galiba. Câlisü’l-ulemâe.Câlisü’l-ulemâe. Burada müsrif olan kişi,Burada müsrif olan kişi, burada cimri olan kişi.burada cimri olan kişi. Câlisü’l oturunuz.Câlisü’l oturunuz. Hep beraber, orada câlis dedi,Hep beraber, orada câlis dedi, burada câlisü’l diyoruz.burada câlisü’l diyoruz. Hep beraber oturunuz.Hep beraber oturunuz. Niye? el-ulemâe.Niye? el-ulemâe. Ulemaların etrafında oturun.Ulemaların etrafında oturun. Ulemalarla beraber oturun.Ulemalarla beraber oturun. Ve zâhimûhüm birukebiküm.

Ve zâhimûhüm birukebiküm.
Zahim, dizlerinize dizlerinizi dayayarak sıkıştırınız.Zahim, dizlerinize dizlerinizi dayayarak sıkıştırınız. Yani aranızda boşluk kalmasın.Yani aranızda boşluk kalmasın. Bundan, bu sıkıştırmadan maksat,Bundan, bu sıkıştırmadan maksat, onu rahatsız etmek için gitmek değil deonu rahatsız etmek için gitmek değil de onun sözlerinden istifade edebilecek şekildeonun sözlerinden istifade edebilecek şekilde ona kendinizi tamamıyla verin demek.ona kendinizi tamamıyla verin demek. Ve zâhimûhüm birukebiküm.Ve zâhimûhüm birukebiküm. Bunda ne var dedi?Bunda ne var dedi? Şöyle ben orada da dururum,Şöyle ben orada da dururum, daha ötede dururum.daha ötede dururum. Şimdilik şeyler de var, hoparlörler de var.Şimdilik şeyler de var, hoparlörler de var. Başka yerden de dinlerim bu sesleri.Başka yerden de dinlerim bu sesleri. Ama o değil, bak ne diyor?Ama o değil, bak ne diyor? Câlisü’l-ulemâe ve zâhimûhüm birukebiküm,

Câlisü’l-ulemâe ve zâhimûhüm birukebiküm,
feinnellâhe yuhyi’l-kulûbe’l-meytete.feinnellâhe yuhyi’l-kulûbe’l-meytete. Kış geldi bak, her şey sarardı, soldu.Kış geldi bak, her şey sarardı, soldu. Hiçbir şey yok, kurak her tarafta.Hiçbir şey yok, kurak her tarafta. Fakat nasıl ki Cenâb-ı Hak bu kuru yeri yazınFakat nasıl ki Cenâb-ı Hak bu kuru yeri yazın rahmetlerini göndererek yeşertiyor, haa.rahmetlerini göndererek yeşertiyor, haa. Binûri’l-hikmeti kemâ yuhyi’l-arda bivâbili’s-semâi.

Binûri’l-hikmeti kemâ yuhyi’l-arda bivâbili’s-semâi.
Gökten yağan yağmurlarıylaGökten yağan yağmurlarıyla bizi nasıl şenlendirdiysebizi nasıl şenlendirdiyse ulemalarla beraber oturduğunuz takdirdeulemalarla beraber oturduğunuz takdirde ölü gönüllerinizle böylece hayat bulur.ölü gönüllerinizle böylece hayat bulur. Kalp diyor, cesedin hayatı değil.Kalp diyor, cesedin hayatı değil. Kalbin hayatı, onların sözlerini dinlemekKalbin hayatı, onların sözlerini dinlemek ve dinlemekle kâfi değil, sözleriyle amel etmekle olur.ve dinlemekle kâfi değil, sözleriyle amel etmekle olur. Onun için şimdi burada câlisul ulema deyince,Onun için şimdi burada câlisul ulema deyince, her âlim değildir burada.her âlim değildir burada. Âlim çok.Âlim çok. Bize mesela elifba'yı öğreten de âlimdir.Bize mesela elifba'yı öğreten de âlimdir. Ve çeşitli bilgiler var.Ve çeşitli bilgiler var. Bunların hepsini öğretenler de âlimdirler.Bunların hepsini öğretenler de âlimdirler. Fakat bu değil.Fakat bu değil. Bu âlim ki seni dünyadan ahirete götürüyor.

Bu âlim ki seni dünyadan ahirete götürüyor.
Dünyadayken seni ahirete çeken,Dünyadayken seni ahirete çeken, dünyadan Allah'a seni çeken,dünyadan Allah'a seni çeken, Allah yollarını gösteren,Allah yollarını gösteren, takvaya ve verâya çekentakvaya ve verâya çeken gibi âlimlerle oturunuz demektir bu.gibi âlimlerle oturunuz demektir bu. Yoksa mesela dinsiz âlimlerde var,Yoksa mesela dinsiz âlimlerde var, dinsiz âlimlerle oturduğunuz vakitte,dinsiz âlimlerle oturduğunuz vakitte, o da seni dinsizliğe çeker.o da seni dinsizliğe çeker. İnsan bir acayip mahlûk yani,İnsan bir acayip mahlûk yani, kimin şeysi altında, tesiri altında olursakimin şeysi altında, tesiri altında olursa onun tesirini kendisini kaptırıyor.onun tesirini kendisini kaptırıyor. Kaptırmayacak, kafaya malik değil,Kaptırmayacak, kafaya malik değil, herkes kapılmaz ama ekseriyetle insanlarherkes kapılmaz ama ekseriyetle insanlar zayıf olduklarından bu kimin sözünü dinliyorsazayıf olduklarından bu kimin sözünü dinliyorsa onun tesiri altında kafa yıkamak diyorlarmış,onun tesiri altında kafa yıkamak diyorlarmış, beyin yıkamak diyorlarmış.beyin yıkamak diyorlarmış. Bu beyin yıkanmaz, herkesin beynini yıkayamazsın.Bu beyin yıkanmaz, herkesin beynini yıkayamazsın. Fakat zayıf beyinler yıkanır.Fakat zayıf beyinler yıkanır. Yani o, sözlerin tesiri altında kaldırır.Yani o, sözlerin tesiri altında kaldırır. Binâenaleyh ulamalarla oturduğunuz vakitte,Binâenaleyh ulamalarla oturduğunuz vakitte, sizi dünyadan ahirete çeken ulemalar,sizi dünyadan ahirete çeken ulemalar, dünyayı bağlayan değil,dünyayı bağlayan değil, dünyadan ahirete çeken ulemalarla oturduğunuz vakitte,dünyadan ahirete çeken ulemalarla oturduğunuz vakitte, sizin ölü kalpleriniz,sizin ölü kalpleriniz, ölü gönüllerinizölü gönülleriniz yağmurların altında yeşeren yer gibi hayat bulur.yağmurların altında yeşeren yer gibi hayat bulur. Hayata erişirsin.Hayata erişirsin. Bu, gönül işi ayrı bir iş.

Bu, gönül işi ayrı bir iş.
Şimdi bizim bu dünyada bir müddetimiz var.Şimdi bizim bu dünyada bir müddetimiz var. Bu müddet bitince cesetlerimizi götürüp mezara koyuyorlar.Bu müddet bitince cesetlerimizi götürüp mezara koyuyorlar. Bitti vazifen diyorlar.Bitti vazifen diyorlar. Çünkü ceset bu madde denilen,Çünkü ceset bu madde denilen, etten kemikten hâsıl olan bir şey, yeri toprak olan.etten kemikten hâsıl olan bir şey, yeri toprak olan. Oradan geldi, oraya gitti.Oradan geldi, oraya gitti. Bir de bakınız, şimdi bu beden, buBir de bakınız, şimdi bu beden, bu gönül dediğimiz bir ruhtur, candır.gönül dediğimiz bir ruhtur, candır. Bu candan ayrılınca işe yaramıyor.Bu candan ayrılınca işe yaramıyor. Bitiyor artık vazifesi.Bitiyor artık vazifesi. İşe yaramaz oluyor.İşe yaramaz oluyor. Odun parçası, ha odun ha o.Odun parçası, ha odun ha o. Hani biraz evvel konuşuyordu amaHani biraz evvel konuşuyordu ama bakıyorsunuz şimdi hiçbir şey kalmamış.bakıyorsunuz şimdi hiçbir şey kalmamış. Artık gömülmeye mahkûm.Artık gömülmeye mahkûm. Öldü diyoruz, götürüp gömüyoruz.Öldü diyoruz, götürüp gömüyoruz. Binâenaleyh Cenâb-ı HakBinâenaleyh Cenâb-ı Hak bu ruhla bu cesedi öyle kaynatmış kibu ruhla bu cesedi öyle kaynatmış ki ruhla cesedi öyle kaynatmış kiruhla cesedi öyle kaynatmış ki bunu görmekte imkânı yok.bunu görmekte imkânı yok. Yalnız ölünce alışılıyor ki,Yalnız ölünce alışılıyor ki, bu çekilip gidiyor içinden, ceset kalıyor.bu çekilip gidiyor içinden, ceset kalıyor. Ceset ruhsuz kalınca, gömülmeye mahkûm oluyorlar.Ceset ruhsuz kalınca, gömülmeye mahkûm oluyorlar. Binâenaleyh, demek ki kıymet cesette değil,

Binâenaleyh, demek ki kıymet cesette değil,
cesedi gezdiren, dolaştıran, candadır kıymet.cesedi gezdiren, dolaştıran, candadır kıymet. Binâenaleyh besleyeceksen o canı besleyeceksin.Binâenaleyh besleyeceksen o canı besleyeceksin. Binâenaleyh ölü kalpleri diriltiyoruz,Binâenaleyh ölü kalpleri diriltiyoruz, işte ölmüş cesettekiişte ölmüş cesetteki kalp gönülleri dirilince ya sen de diri oluyorsun.kalp gönülleri dirilince ya sen de diri oluyorsun. Cesedin gömülsün varsınCesedin gömülsün varsın ceset tabiatıyla gömülecek,ceset tabiatıyla gömülecek, Peygamberlerin cesetleri de gömülmüştür.Peygamberlerin cesetleri de gömülmüştür. Herkesin cesediyle gömülecek amaHerkesin cesediyle gömülecek ama ruhun muazzam olması lazım.ruhun muazzam olması lazım. Elhamdülillah güzel bir âleme gidersin.Elhamdülillah güzel bir âleme gidersin. Rahat bir âleme gidersin, rahat olursun.Rahat bir âleme gidersin, rahat olursun. Şimdi bunu bize bakınız nasıl izah ediyor?Şimdi bunu bize bakınız nasıl izah ediyor? Ce’alellâhu mâ yahrucu min ibn âdeme

Ce’alellâhu mâ yahrucu min ibn âdeme
meselen li’d-dünyâ.meselen li’d-dünyâ. Bu Peygamber'in sözü burada bitiyor.Bu Peygamber'in sözü burada bitiyor. Arkası râvinin izahlarıdır.Arkası râvinin izahlarıdır. Hadîs buraya kadardır, Taberânî'nin hadîsi.Hadîs buraya kadardır, Taberânî'nin hadîsi. Ce’alellâhu mâ yahrucu min ibn âdeme meselen li’d-dünyâ.

Ce’alellâhu mâ yahrucu min ibn âdeme meselen li’d-dünyâ.
İnsanoğlunun çıkardığı,İnsanoğlunun çıkardığı, yaptığımız nesne dünyanın misalidir.yaptığımız nesne dünyanın misalidir. Tabaklarda gayet güzel, nefis yemekler yiyoruz.Tabaklarda gayet güzel, nefis yemekler yiyoruz. Leziz, ağzımızda tatlı tatlı.Leziz, ağzımızda tatlı tatlı. Fakat ne hale geliyorsa akıbetli oluyor.Fakat ne hale geliyorsa akıbetli oluyor. Dünya tıpkı bunun gibi işte.Dünya tıpkı bunun gibi işte. Önü çok güzel.Önü çok güzel. Fakat arkası çok çirkin.Fakat arkası çok çirkin. Rahmeti İlahi çok geniş ama.Rahmeti İlahi çok geniş ama. Biz onun içerisinde böyle korunuyoruz.Biz onun içerisinde böyle korunuyoruz. Şimdi bunu Kâ'b Hazretleri İbn Kâ'b izah ediyor yani.

Şimdi bunu Kâ'b Hazretleri İbn Kâ'b izah ediyor yani.
Hüve kinayetün anil gaitı ve’l bevl.Hüve kinayetün anil gaitı ve’l bevl. Çıkardıklarından murad, def-i hacetlerdeki olan haiseler.Çıkardıklarından murad, def-i hacetlerdeki olan haiseler. Ya’nî mâ yahrucu minhü.Ya’nî mâ yahrucu minhü. İnsanın çıkardığı şeyler.İnsanın çıkardığı şeyler. Kable zâlike, kâne kable zâlike.Kable zâlike, kâne kable zâlike. Çıkarmadan evvelki zamanda,Çıkarmadan evvelki zamanda, elvânen mine’t-ta’âmi.elvânen mine’t-ta’âmi. Çok güzel, bayılıyoruz.Çok güzel, bayılıyoruz. Nefisleri galip olan insanlar imrenir derler.Nefisleri galip olan insanlar imrenir derler. Elvânen mine’t-ta’âmi.

Elvânen mine’t-ta’âmi.
Tayyibeten nâ’imeten.Tayyibeten nâ’imeten. Gayet güzel, tayyibe, çok güzel.Gayet güzel, tayyibe, çok güzel. Ve şerâben sâiğan meriyyen.Ve şerâben sâiğan meriyyen. Çok güzel boğazımızdan gidiyor.Çok güzel boğazımızdan gidiyor. Hiç yormuyor.Hiç yormuyor. Güzelce halloluyor.Güzelce halloluyor. Hiç haberimiz de olmuyor.Hiç haberimiz de olmuyor. İçeride neler oluyor, neler bitiyor, hiç haberimiz yok.İçeride neler oluyor, neler bitiyor, hiç haberimiz yok. Biz ancak yemesini biliyoruz.Biz ancak yemesini biliyoruz. Ağzımızdaki de lezzetten bir şey alıyoruz.Ağzımızdaki de lezzetten bir şey alıyoruz. Yoksa içimize girdikten sonraYoksa içimize girdikten sonra bunun içerisinde neler olup nasıl hallolupbunun içerisinde neler olup nasıl hallolup kanlara, etlere, köşelere, berelere ne olduğundan haberimiz olmuyor.kanlara, etlere, köşelere, berelere ne olduğundan haberimiz olmuyor. Şimdi diyor ki;Şimdi diyor ki; Bu biraz evvel böyleydi.Bu biraz evvel böyleydi. Gayet güzel güzel yiyordun, faydalanıyordun.Gayet güzel güzel yiyordun, faydalanıyordun. Fesâra ‘âkabtü zâlike mâ teravne.

Fesâra ‘âkabtü zâlike mâ teravne.
Fakat bunun sonu ne oldu?Fakat bunun sonu ne oldu? O güzel güzel yemekleri getirdik,O güzel güzel yemekleri getirdik, pişirdiler, güzel nefis tabaklara koydular,pişirdiler, güzel nefis tabaklara koydular, önümüze getirdiler, yedik, yedik amaönümüze getirdiler, yedik, yedik ama biraz sonra da dışarıya çıkmak mecburiyeti hâsıl oldu.biraz sonra da dışarıya çıkmak mecburiyeti hâsıl oldu. İşte sonu da bu oluyor.İşte sonu da bu oluyor. Yani dünya önden şimdi böyle gayet güzel,Yani dünya önden şimdi böyle gayet güzel, yeşillikler, güzellikler, para kazanmalar, apartmanlar,yeşillikler, güzellikler, para kazanmalar, apartmanlar, televizyonlar, her şeyler var.televizyonlar, her şeyler var. Yaşamak iyi.Yaşamak iyi. Fakat arkası ne olacak?Fakat arkası ne olacak? Tıpkı arkası çıkarttıklarımız gibi olacak.Tıpkı arkası çıkarttıklarımız gibi olacak. Çok fena.Çok fena. Onun için sen dünyayı buna göre tanı.Onun için sen dünyayı buna göre tanı. Şimdi dünyayı anlatıyor bize.

Şimdi dünyayı anlatıyor bize.
Fe’d-dünyâ.Fe’d-dünyâ. Dünya. Hulvetün hadiratün.Dünya. Hulvetün hadiratün. Gayet güzel, yeşilli, cazip bir şey.Gayet güzel, yeşilli, cazip bir şey. Cazip, insanlar bayılır böyle içinde.Cazip, insanlar bayılır böyle içinde. Ve’n-nüfûs.Ve’n-nüfûs. İnsanların refleksleri de temîlü ileyhâ.İnsanların refleksleri de temîlü ileyhâ. Apartmanını görürsün, gayet süslenmiş, güzel.Apartmanını görürsün, gayet süslenmiş, güzel. Avizelerle süslenmiş, güzel.Avizelerle süslenmiş, güzel. Döşemeleri, her şeysi yerinde.Döşemeleri, her şeysi yerinde. Halılarla müzeyyen.Halılarla müzeyyen. Boyalar, çeşit tablolar yapılmış.Boyalar, çeşit tablolar yapılmış. İçeriye giriyorsun ooh, ne kadar güzel.İçeriye giriyorsun ooh, ne kadar güzel. Koltuklar da pamuk gibi yumuşak.Koltuklar da pamuk gibi yumuşak. Bayılıyor insan, ah benim de böyle bir evim olsa der insan.Bayılıyor insan, ah benim de böyle bir evim olsa der insan. Fakat ve’n-nüfûsü temîlü ileyhâ, nefisler meylediyor.Fakat ve’n-nüfûsü temîlü ileyhâ, nefisler meylediyor. Ve’l-câhilü bi-‘âkitebihâ.

Ve’l-câhilü bi-‘âkitebihâ.
Fakat onun sonunu bilmeyen cahil.Fakat onun sonunu bilmeyen cahil. Yedikten sonra ne olduğunu bilmeyen cahil,Yedikten sonra ne olduğunu bilmeyen cahil, ve’l-câhilü bi-‘âkitebihâİ yünâfisü fî zînetihâ.ve’l-câhilü bi-‘âkitebihâİ yünâfisü fî zînetihâ. Bunun ziynetine rağbet eder.Bunun ziynetine rağbet eder. Gördü güzelliklerini.Gördü güzelliklerini. Deniz kıyısında bir dünya, denizin manzarası güzel,Deniz kıyısında bir dünya, denizin manzarası güzel, ovası güzel, ormanı güzel, yedikleri içtikleri güzel, her şeyi güzel.ovası güzel, ormanı güzel, yedikleri içtikleri güzel, her şeyi güzel. Buna insan rağbet etmemek elden gelmez.Buna insan rağbet etmemek elden gelmez. Rağbet eder.Rağbet eder. Kim eder?

Kim eder?
Cahiller eder ama.Cahiller eder ama. Kendisini bilmeyen, bilir ki bunun sonu yok.Kendisini bilmeyen, bilir ki bunun sonu yok. Hiç itibar etmez zaten.Hiç itibar etmez zaten. Ve zührufihâ.Ve zührufihâ. Bu ziynetlerin hiçbirisineBu ziynetlerin hiçbirisine altından gümüşten yapılmış çeşit çeşit şeyler.altından gümüşten yapılmış çeşit çeşit şeyler. Bunların hiçbirisine itibar etmez.Bunların hiçbirisine itibar etmez. Zânnen ennehâ tebkâ lehû,Zânnen ennehâ tebkâ lehû, ev hüve yebkâ lehâ.ev hüve yebkâ lehâ. Böyle diyor ki ya bu bana kalacak, ya ben onunla kalacağım.Böyle diyor ki ya bu bana kalacak, ya ben onunla kalacağım. Hâlbuki ne sen onunla kalacaksın ne de o seninle kalacak.Hâlbuki ne sen onunla kalacaksın ne de o seninle kalacak. Herkes burada nöbetini savurup gidiyor.Herkes burada nöbetini savurup gidiyor. Kimseye kalmamış.Kimseye kalmamış. Kaç bin senelerden beri.Kaç bin senelerden beri. Gelen nöbetini savmış, gitmiş.Gelen nöbetini savmış, gitmiş. Fakat insanda böyle bir zaman işte,Fakat insanda böyle bir zaman işte, bu benim olsun, benim elimde kalsın.bu benim olsun, benim elimde kalsın. Eh, kaldığı kadar.Eh, kaldığı kadar. Yahut o benimle kalsın.Yahut o benimle kalsın. Ve’l-‘âkilü, akıllı olan insan,

Ve’l-‘âkilü, akıllı olan insan,
lâ yetmeinnü ileyhâ,lâ yetmeinnü ileyhâ, katiyen buna gönül vermez.katiyen buna gönül vermez. Sükûnet bulmaz, rahatlık bulmaz.Sükûnet bulmaz, rahatlık bulmaz. Dünya ne kadar güzel olursa olsun.Dünya ne kadar güzel olursa olsun. Demek ki muvakkat, şimdi hacca gidiyor hacılar.Demek ki muvakkat, şimdi hacca gidiyor hacılar. Bindi güzel bir tayyareye.Bindi güzel bir tayyareye. Gayet güzel ama.Gayet güzel ama. Süslenmiş, süslenmiş.Süslenmiş, süslenmiş. Ben buradan çıkmam, der misin?Ben buradan çıkmam, der misin? Geldin Hacı Efendi, in aşağı derler.

Geldin Hacı Efendi, in aşağı derler.
Canım çok güzel, burada rahatlık da iyi.Canım çok güzel, burada rahatlık da iyi. İnmeyeyim ben burada oturayım.İnmeyeyim ben burada oturayım. Yooo hadi bakalım in aşağı. Bitti.Yooo hadi bakalım in aşağı. Bitti. E canım buradaki güzellikteki,E canım buradaki güzellikteki, buradaki rahatlıklar ne anlaşıldıysa,buradaki rahatlıklar ne anlaşıldıysa, iki üç saat şey oldu, arkası yoktu.iki üç saat şey oldu, arkası yoktu. E o iki üç saat rahatlıkta,E o iki üç saat rahatlıkta, sen Allah'ın rızasını kazanmak için yapacağın ameller var.sen Allah'ın rızasını kazanmak için yapacağın ameller var. O amelleri yapamıyorsan yazık sana işte.O amelleri yapamıyorsan yazık sana işte. İki üç saat sonra indirecekler aşağıya.İki üç saat sonra indirecekler aşağıya. İster istemez.İster istemez. Binâenaleyh dünya tıpkı bunun gibi işte.Binâenaleyh dünya tıpkı bunun gibi işte. Lâ yetmeinnü ileyhâ.

Lâ yetmeinnü ileyhâ.
En nihayet ki buradan iki üç saat sonra ineceğim ben.En nihayet ki buradan iki üç saat sonra ineceğim ben. Onun için onun güzelliğine hiç alakadar olmuyor.Onun için onun güzelliğine hiç alakadar olmuyor. Ya onun elinde tesbihi,Ya onun elinde tesbihi, elinde tesbihi, gönlünde zikir, onunla meşgul olur.elinde tesbihi, gönlünde zikir, onunla meşgul olur. Ve lâ yağterru bihâ.Ve lâ yağterru bihâ. Onunla katiyen, e benim de güzel bir tayyare.Onunla katiyen, e benim de güzel bir tayyare. Kim bilir mesela, kimi tayyare ile gider, kimi yayan gide.Kim bilir mesela, kimi tayyare ile gider, kimi yayan gide. Bu dünya bizim mi? Değil. Allah'ın mülkü.Bu dünya bizim mi? Değil. Allah'ın mülkü. Ilmen biennehâ zâiletün müstehîletün.

Ilmen biennehâ zâiletün müstehîletün.
Biliyoruz, biz zahiriz, biz.Biliyoruz, biz zahiriz, biz. Ve in sâ’adet müddeten.Ve in sâ’adet müddeten. Bir zaman müsaade edilmiş,Bir zaman müsaade edilmiş, biz de orada oturup kalkıyoruz amabiz de orada oturup kalkıyoruz ama fe’l-mevtü lâ mahâlete.fe’l-mevtü lâ mahâlete. Onun elinden kurtulmaya imkân yok.Onun elinden kurtulmaya imkân yok. Ve en nihayet herkesi bulunduğu hal üzerine yakalayacak.Ve en nihayet herkesi bulunduğu hal üzerine yakalayacak. Lâ mahâlete yüdrikü sâhibehâ ve yahterimühû.Lâ mahâlete yüdrikü sâhibehâ ve yahterimühû. Bu kolay bir şey değil ki.Bu kolay bir şey değil ki. Canlan ceset kaynaşmış birbirine.Canlan ceset kaynaşmış birbirine. Bu kaynaşan cesedin içerisinden canı çekiyor.Bu kaynaşan cesedin içerisinden canı çekiyor. Kaynayan cesedin içerisinden can çekiliyor.Kaynayan cesedin içerisinden can çekiliyor. Ruh ve can veriyor diyorsun yaRuh ve can veriyor diyorsun ya can vermek kolay bir şey değil ki.can vermek kolay bir şey değil ki. Doktorun ayağına şöyle iğneyi dürtüyor, bakalım ayağındaDoktorun ayağına şöyle iğneyi dürtüyor, bakalım ayağında daha can var mı bunun diyerekten.daha can var mı bunun diyerekten. Ayaktan itibaren çekiliyor yavaş yavaş can.Ayaktan itibaren çekiliyor yavaş yavaş can. Canın çekildiği yerlerde iğneyi dürt,Canın çekildiği yerlerde iğneyi dürt, hiç haberi olmuyor, neden?hiç haberi olmuyor, neden? Çekildi, oradan can.

Çekildi, oradan can.
Demek ki acıyı oradan can aldı.Demek ki acıyı oradan can aldı. Şimdi mesela birçok yaralar oluyor.Şimdi mesela birçok yaralar oluyor. Düşüyorsun kırılıyor.Düşüyorsun kırılıyor. Bunun acıyacağı yok. Bu acımaz.Bunun acıyacağı yok. Bu acımaz. Acı hissini duymaz.Acı hissini duymaz. Bu odun parçasıdır.Bu odun parçasıdır. Fakat o acıyı duyan, hissi duyan ruhtur.Fakat o acıyı duyan, hissi duyan ruhtur. Candır.Candır. Bu can vasıtasıyla duyuyor.Bu can vasıtasıyla duyuyor. Can olmayınca istediğin şeyden kes orasını at.Can olmayınca istediğin şeyden kes orasını at. Hiçbir şey olmaz.Hiçbir şey olmaz. Onun için sökülüyoruz da.Onun için sökülüyoruz da. Birisi dermiş, ah birisi olsa da bana

Birisi dermiş, ah birisi olsa da bana
şu canı çıkarken söylese ki şu canın nasılşu canı çıkarken söylese ki şu canın nasıl çıktığını bana tarif etse memnun olacağım.çıktığını bana tarif etse memnun olacağım. Bazı havadisler var.Bazı havadisler var. Fakat o adam bir de dua ile duymak istiyor.Fakat o adam bir de dua ile duymak istiyor. Kendisinin eceli gelmiş.Kendisinin eceli gelmiş. Çocuk babasını başına dikilmiş.Çocuk babasını başına dikilmiş. Baba demiş. Sen böyle böyle diyordun ya,Baba demiş. Sen böyle böyle diyordun ya, şimdi sen söyle bakayım can nasıl çıkıyor insandan.şimdi sen söyle bakayım can nasıl çıkıyor insandan. Ah evladım.Ah evladım. Göç göçmüş sefere.Göç göçmüş sefere. İkisinin arasında ezilmekteyim şimdi.İkisinin arasında ezilmekteyim şimdi. Bu ezikliğin içerisindeBu ezikliğin içerisinde gayet dikenli bir şey tutmuşlar boğazından aşağıya.gayet dikenli bir şey tutmuşlar boğazından aşağıya. Çekiyorlar içerisini, içini çekiyorlar yani.Çekiyorlar içerisini, içini çekiyorlar yani. Şimdi o halde içerisi çekilen buŞimdi o halde içerisi çekilen bu dikenli bir şeyle yırta yırta çıkıyor.dikenli bir şeyle yırta yırta çıkıyor. Yırta yırta çıkarkenYırta yırta çıkarken olan acıyı sen duy da anladın işte ölümün ne olduğunu.olan acıyı sen duy da anladın işte ölümün ne olduğunu. Öyleyse oğluna böyle bir şey söylemiş derler.Öyleyse oğluna böyle bir şey söylemiş derler. Bu yahtilimdeBu yahtilimde bir insandan can çıkarken nasıl kopuyor yani?bir insandan can çıkarken nasıl kopuyor yani? Bir ağacı köklüyorsun, yerinden çıkarıyorsun,

Bir ağacı köklüyorsun, yerinden çıkarıyorsun,
ne kadar zorlukla çıkıyor ya,ne kadar zorlukla çıkıyor ya, o çıkarken o ağacı sormalı,o çıkarken o ağacı sormalı, o köklerin yerden ayrılırken olan acısını.o köklerin yerden ayrılırken olan acısını. E insanın içinden bu kökleşmiş ruh,E insanın içinden bu kökleşmiş ruh, senelerce beraber, beraber yaşadık,senelerce beraber, beraber yaşadık, şimdi onu alıyorlar elimizden, ceset kalacak, bomboş.şimdi onu alıyorlar elimizden, ceset kalacak, bomboş. Binâenaleyh bu acıyı tarife imkân yok.Binâenaleyh bu acıyı tarife imkân yok. Onun için sekerat-ı mevt diyorlar.Onun için sekerat-ı mevt diyorlar. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'dePeygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'de bu sekerat-ı mevtten Cenâb-ı Hakk'abu sekerat-ı mevtten Cenâb-ı Hakk'a istiaze etmişler ve duaya buyurmuşlar.istiaze etmişler ve duaya buyurmuşlar. Hafif demişler Ya Rabbi!

Hafif demişler Ya Rabbi!
Hafif eyle, kolay çıksın.Hafif eyle, kolay çıksın. Onun için dünyaya dalanların canı çok zor çıkar.Onun için dünyaya dalanların canı çok zor çıkar. Güzel, tatlı dünya ama dünyaya daldığın nispetleGüzel, tatlı dünya ama dünyaya daldığın nispetle canın çıkması da o kadar zor olacak.canın çıkması da o kadar zor olacak. Çünkü her birinin alakası var.Çünkü her birinin alakası var. Çıktıktan sonra bile rahat etmez insan.Çıktıktan sonra bile rahat etmez insan. Çünkü akıl, ruh akılda beraber,

Çünkü akıl, ruh akılda beraber,
bunlar işte o işin şöyle oldu, bu işin böyle oldu,bunlar işte o işin şöyle oldu, bu işin böyle oldu, şu şöyle oldu, bu böyle oldu diyeşu şöyle oldu, bu böyle oldu diye cesetten ayrıldıktan sonra da muazzeftirler yani.cesetten ayrıldıktan sonra da muazzeftirler yani. Ama Allah ile meşgul olan insan,Ama Allah ile meşgul olan insan, cesedinden ruha ayrıldığı vakit,cesedinden ruha ayrıldığı vakit, oh Ya Rabbi! çok şükür,oh Ya Rabbi! çok şükür, o ceset beni ne kadar sıkıntılara sokuyor diye,o ceset beni ne kadar sıkıntılara sokuyor diye, aç dayanamıyor, yemek mecburiyetiyle insan yiyecek,aç dayanamıyor, yemek mecburiyetiyle insan yiyecek, soğuğa karşı dayanamayıp ısınmak mecburiyetindeyiz, sıkıntı.soğuğa karşı dayanamayıp ısınmak mecburiyetindeyiz, sıkıntı. E şimdi o sıkıntıdan kurtuldun artıkE şimdi o sıkıntıdan kurtuldun artık ne soğuk tesir eder ne sıcak tesir ederne soğuk tesir eder ne sıcak tesir eder ne de açlık tesir eder.ne de açlık tesir eder. Şimdi kurtuldu işte.Şimdi kurtuldu işte. Onun için Allah'la meşgul olan insanlar

Onun için Allah'la meşgul olan insanlar
öldükten sonra da el mevt, ölür.öldükten sonra da el mevt, ölür. Çok üstün bir mümin.Çok üstün bir mümin. Mümine en büyük hediye ölüm.Mümine en büyük hediye ölüm. Çünkü öldükten sonra kurtuluyor.Çünkü öldükten sonra kurtuluyor. Bu bedenin meşakkatlerinden, zahmetlerinden, her şeyden kurtuluyor.Bu bedenin meşakkatlerinden, zahmetlerinden, her şeyden kurtuluyor. Rahata kavuşuyor.Rahata kavuşuyor. Haaa şimdi sırası gelmişken onu da söyleyeyim.

Haaa şimdi sırası gelmişken onu da söyleyeyim.
Cenâb-ı Hak insanı çok büyük mahlûk yaratmış.Cenâb-ı Hak insanı çok büyük mahlûk yaratmış. İnsan kadar büyük bir mahlûk yok yani.İnsan kadar büyük bir mahlûk yok yani. Ne ay, ne güneş,Ne ay, ne güneş, daha geniş, daha büyük bir yıldızlarda var diyorlar ya,daha geniş, daha büyük bir yıldızlarda var diyorlar ya, hiç birisi insan kadar değildir yani.hiç birisi insan kadar değildir yani. İnsan ufacıktır fakat hepsine hâkimdir.İnsan ufacıktır fakat hepsine hâkimdir. Hepsinin üstündedir.Hepsinin üstündedir. İmâm-ı Ali, kerremalah ise bunu kısacık iki beyt ile

İmâm-ı Ali, kerremalah ise bunu kısacık iki beyt ile
çok güzel izah etmiş.çok güzel izah etmiş. Sen kendini ufacık bir cürüm zannedersin amaSen kendini ufacık bir cürüm zannedersin ama şefikel alemü’l ekber.şefikel alemü’l ekber. Sende bütün âlemler doldurulmuşSende bütün âlemler doldurulmuş toplum olarak ortaya konulmuşsun sen.toplum olarak ortaya konulmuşsun sen. Bir bakıyorsun dünya sende mevcut.Bir bakıyorsun dünya sende mevcut. Kâinat sende mevcut yani.Kâinat sende mevcut yani. Dünya, kâinat sende mevcut.Dünya, kâinat sende mevcut. Bu kadar büyük mahlûkatsın.Bu kadar büyük mahlûkatsın. Şimdi bu kadar büyük mahlûkluğunla beraberŞimdi bu kadar büyük mahlûkluğunla beraber sen Allah'ın düşmanı olarak buradan gidersensen Allah'ın düşmanı olarak buradan gidersen vay halini düşün şimdi.vay halini düşün şimdi. Allah'a düşman olmak mı diyorsun?Allah'a düşman olmak mı diyorsun? Allah nedir diyorsun?Allah nedir diyorsun? Ben görmediğime inanır mıyım diyorsun?Ben görmediğime inanır mıyım diyorsun? A gözü kör olasıca sen nesin ortada?A gözü kör olasıca sen nesin ortada? Sen nereden geldin bu âleme?Sen nereden geldin bu âleme? Seni bu âlemde kim yarattı yani?Seni bu âlemde kim yarattı yani? İşte anamın babamın birleşmesiyle oldu.İşte anamın babamın birleşmesiyle oldu. Öyle iş olur mu hiç?Öyle iş olur mu hiç? Akıl var, fikir var.Akıl var, fikir var. Allah hepimizi iyi akıllar versin, iyi fikirler versin.Allah hepimizi iyi akıllar versin, iyi fikirler versin. Onun için dünyada gönül denilen o şeyi zapt etmek.

Onun için dünyada gönül denilen o şeyi zapt etmek.
Gönül denilen şeyi zapt edin.Gönül denilen şeyi zapt edin. Ona hâkim olabildiğin gün,Ona hâkim olabildiğin gün, en büyük haccı yapmış olursun.en büyük haccı yapmış olursun. Şimdi herkes haccı yapmak için koşuyor işte.Şimdi herkes haccı yapmak için koşuyor işte. Gidiyoruz, bir sürü meşakkat, zahmetler,Gidiyoruz, bir sürü meşakkat, zahmetler, kavgalar, gürültüler,kavgalar, gürültüler, telaşelerin içerisinde dönüp geliyoruz.telaşelerin içerisinde dönüp geliyoruz. Ne oldu? Hacı olduk diyoruz.Ne oldu? Hacı olduk diyoruz. İyi ama gönlün nerede, sen nerede bakalım.İyi ama gönlün nerede, sen nerede bakalım. Oraya gittin, gönül hepsinden buradaki işlerde demek ki.Oraya gittin, gönül hepsinden buradaki işlerde demek ki. Bir günde o Medine’ye gitti, üç günde haccını yaptı,

Bir günde o Medine’ye gitti, üç günde haccını yaptı,
dört günde İstanbul'da aldı soluğu.dört günde İstanbul'da aldı soluğu. Hacı oldu.Hacı oldu. Fakat bütün zihni, fikri burada yine işleriyle meşgul yani.Fakat bütün zihni, fikri burada yine işleriyle meşgul yani. Bu, dağınıklık diyorlar buna.Bu, dağınıklık diyorlar buna. Allahu Teâlâ bir kulunu severseAllahu Teâlâ bir kulunu severse onun işlerine toplu kılar.onun işlerine toplu kılar. Toplu olur.Toplu olur. Sevmediği kulların işi dağınık olur.Sevmediği kulların işi dağınık olur. Orda parça, orda, orda.Orda parça, orda, orda. Akıl yetmez buna.Akıl yetmez buna. Kâfi gelmez.Kâfi gelmez. Kâfi gelmeyince insana perişanlık getirir.Kâfi gelmeyince insana perişanlık getirir. Şimdi bakınız, güneş ziyası iniyor yeryüzüne değil mi?

Şimdi bakınız, güneş ziyası iniyor yeryüzüne değil mi?
Ama her şey mahsulatından istifasını alıyor,Ama her şey mahsulatından istifasını alıyor, her şey nasibini alıyor.her şey nasibini alıyor. Bir tahtayı tutuyorsunuz, güneşe karşı tutuyorsunuz.Bir tahtayı tutuyorsunuz, güneşe karşı tutuyorsunuz. Buna tutarsanız bu çuhayı yakar.Buna tutarsanız bu çuhayı yakar. Elini tutarsanız dayanamazsınız çekersiniz yanar.Elini tutarsanız dayanamazsınız çekersiniz yanar. Silahınızı, kavanozu tutarsanız bunlar da yakar, biliyorsunuz.Silahınızı, kavanozu tutarsanız bunlar da yakar, biliyorsunuz. Neden yapıyor bu?Neden yapıyor bu? Oradaki, o sahadaki güneş bir noktaya toplandı,

Oradaki, o sahadaki güneş bir noktaya toplandı,
o noktadan ışığı deviriyor ve yakıyor.o noktadan ışığı deviriyor ve yakıyor. Sen de gönlünü bir noktaya topla,Sen de gönlünü bir noktaya topla, bak nasıl yakıyorsun kâinatı.bak nasıl yakıyorsun kâinatı. Onun için bu sahip demiş ki,Onun için bu sahip demiş ki, sen gönlüne hâkim ol,sen gönlüne hâkim ol, gönlünü Allah ile et.gönlünü Allah ile et. Haccı-ı Ekber'e tam senin hakkındır.Haccı-ı Ekber'e tam senin hakkındır. Haccı-ı Ekber tam senin hakkındır.Haccı-ı Ekber tam senin hakkındır. Şimdi cuma günü olacak da Hacca-ı Ekber,Şimdi cuma günü olacak da Hacca-ı Ekber, hayır öyle bir şey yok.hayır öyle bir şey yok. Hacc-i Ekber diye bir şey yok.Hacc-i Ekber diye bir şey yok. Bütün hac iki kısımdır.

Bütün hac iki kısımdır.
Birisi hacc-ı asgar, birisi hacc-ı ekber.Birisi hacc-ı asgar, birisi hacc-ı ekber. Hacca-i asgar umreye derler.Hacca-i asgar umreye derler. Bir umre yaparsın, bir hacc-ı asgar olur o.Bir umre yaparsın, bir hacc-ı asgar olur o. Hacc-ı ekber, Arafat'a çıktılar, hacc-ı ekberdir o.Hacc-ı ekber, Arafat'a çıktılar, hacc-ı ekberdir o. Yalnız cumaya denk gelirse,Yalnız cumaya denk gelirse, yetmiş defa artık olur fazileti.yetmiş defa artık olur fazileti. Cuma'ya denk geldiği vakitte, yetmiş hac fazileti olur.Cuma'ya denk geldiği vakitte, yetmiş hac fazileti olur. Binâenaleyh, senin gönlün Allah'a döndükten sonraBinâenaleyh, senin gönlün Allah'a döndükten sonra ve orada da durduktan sonra,ve orada da durduktan sonra, sen ona hâkim olduktan sonra, sen her gün hacısın.sen ona hâkim olduktan sonra, sen her gün hacısın. En iyisi, en güzel hacısın.En iyisi, en güzel hacısın. Elhamdülillah, Cenâb-ı Peygamber'in güzel şeyleri var,

Elhamdülillah, Cenâb-ı Peygamber'in güzel şeyleri var,
izahları varya, sabah namazından sonraizahları varya, sabah namazından sonra işrak vaktine kadar camide oturur,işrak vaktine kadar camide oturur, camide oturun, yarım saat oturursancamide oturun, yarım saat oturursan ne olacak güneş doğduktan sonra,ne olacak güneş doğduktan sonra, işrak namazını kılarsanız,işrak namazını kılarsanız, “haccaten, muhammeten, tammaten”“haccaten, muhammeten, tammaten” diye beş tane hadîsi var Peygamber Efendimizin.diye beş tane hadîsi var Peygamber Efendimizin. Tam bir hacılık, sevabını ihsan ediyor Cenâb-ı Hak.

Tam bir hacılık, sevabını ihsan ediyor Cenâb-ı Hak.
Demek orada birçok masrafla olacak.Demek orada birçok masrafla olacak. Onun sevabını şu yarım saat içerisindeOnun sevabını şu yarım saat içerisinde Allahu Teâlâ vermeye kadirdir kuluna.Allahu Teâlâ vermeye kadirdir kuluna. Yalnız sen gönlünü Allah'a döndür, yeter böyle.Yalnız sen gönlünü Allah'a döndür, yeter böyle. Şimdi Cüz’ün min seb’îne cüz’en mine’n-nübüvveti.

Şimdi Cüz’ün min seb’îne cüz’en mine’n-nübüvveti.
Bak, bak, dikkat et.Bak, bak, dikkat et. Nübüvvetin yetmiş parçasından bir parçadır.Nübüvvetin yetmiş parçasından bir parçadır. Nübüvvet yani peygamberlik yetmiş parçası.Nübüvvet yani peygamberlik yetmiş parçası. Bize temsili olarak söylüyorum.Bize temsili olarak söylüyorum. O yetmişten bir tanesidir. Ne?O yetmişten bir tanesidir. Ne? Ta’cîlü’l-iftâri.

Ta’cîlü’l-iftâri.
Ramazan'da orucu bozmakta acele etmek.Ramazan'da orucu bozmakta acele etmek. Şu namazı da kılayım, bu namazı da kılayım,Şu namazı da kılayım, bu namazı da kılayım, şu işi de göreyim, bu işi de göreyim daşu işi de göreyim, bu işi de göreyim da sonra iftar ederim.sonra iftar ederim. Daha pek acıkmadım da.Daha pek acıkmadım da. Demek caiz değil.Demek caiz değil. Top atıldı, hemen Bismillahirrahmanirrahim deyipTop atıldı, hemen Bismillahirrahmanirrahim deyip orucu boz ama yeme, orucu boz bir kere.orucu boz ama yeme, orucu boz bir kere. Ve te’hîru’s-suhûri.Ve te’hîru’s-suhûri. Bazı adamlar da geceleri kalkmak zor gelir,Bazı adamlar da geceleri kalkmak zor gelir, akşamdan yedikleriyle,akşamdan yedikleriyle, niyet ettim yarınki ramazan orucuna der, olmaz.niyet ettim yarınki ramazan orucuna der, olmaz. Olur, ama yani makbul olan değildir.Olur, ama yani makbul olan değildir. Sahuru hem erken vakitte yemeyeceksin.Sahuru hem erken vakitte yemeyeceksin. Ta şafağın sökmesine yakın zamana kadar yemeğimizi yeriz.Ta şafağın sökmesine yakın zamana kadar yemeğimizi yeriz. Takvimlerimiz elimizde.Takvimlerimiz elimizde. Bir dakika kalıncaya kadar ye.Bir dakika kalıncaya kadar ye. Dakika bitince bu zamana kadarDakika bitince bu zamana kadar sahurunu tehir ediyorsun.sahurunu tehir ediyorsun. Ve işâratü’r-racüli bi isbe’ıhî fi’s-salâti.

Ve işâratü’r-racüli bi isbe’ıhî fi’s-salâti.
Namaz kılarken tahiyyata oturuyoruz yaNamaz kılarken tahiyyata oturuyoruz ya oturduğumuz vakitte.oturduğumuz vakitte. Ettehiyyâtu lillâhi ve's-salâvâtu ve't-tayyibâtu

Ettehiyyâtu lillâhi ve's-salâvâtu ve't-tayyibâtu
esselâmu 'aleyke eyyuhe'n-nebiyyu ve rahmetullâhi ve berakâtuhûesselâmu 'aleyke eyyuhe'n-nebiyyu ve rahmetullâhi ve berakâtuhû esselâmu 'aleynâ ve 'alâ 'ıbâdillâhi's-salihîn.esselâmu 'aleynâ ve 'alâ 'ıbâdillâhi's-salihîn. Elimiz dizimizin üzerinde durur.Elimiz dizimizin üzerinde durur. Eşhedü en lâ ilâhe illallâh diye böyle iner.Eşhedü en lâ ilâhe illallâh diye böyle iner. Eşhedü en lâ ilâhe derken kalkar,Eşhedü en lâ ilâhe derken kalkar, illallâh derken iner.illallâh derken iner. Bu işaret de peygamberliğin yetmiş cüzünden bir cüz oluyor.Bu işaret de peygamberliğin yetmiş cüzünden bir cüz oluyor. İftarı acele, sahuru tehir,

İftarı acele, sahuru tehir,
namazda ettahiyâtüyü okurken de parmağımızlanamazda ettahiyâtüyü okurken de parmağımızla şu işaret yapmak, yani Eşhedü en lâ diyoruz,şu işaret yapmak, yani Eşhedü en lâ diyoruz, Allah'a inkâr var orada.Allah'a inkâr var orada. En lâ. Lâ harfi, inkâr harfidir.En lâ. Lâ harfi, inkâr harfidir. Cenâb-ı Hakk'ın yokluğuna, önde geliyor bu kelam da.Cenâb-ı Hakk'ın yokluğuna, önde geliyor bu kelam da. Onun için bu eliyle diyor ki, hayır hayır, var olan bir Allah.Onun için bu eliyle diyor ki, hayır hayır, var olan bir Allah. Sen ağzından öyle diyorsan ama bu bir var.Sen ağzından öyle diyorsan ama bu bir var. İllallah diyerekten illallah ispat ediyor birliği.İllallah diyerekten illallah ispat ediyor birliği. O zaman bunun durmasına lüzum kalmıyor artık.O zaman bunun durmasına lüzum kalmıyor artık. Bu da yerine konuyor.Bu da yerine konuyor. Eşhedü en lâ ilâhe derken ayakta,Eşhedü en lâ ilâhe derken ayakta, illallah derken yerine konması lazım.illallah derken yerine konması lazım. Bu bu üç şey nübüvvetin yetmiş cüzünden bir parçası oluyor.Bu bu üç şey nübüvvetin yetmiş cüzünden bir parçası oluyor. Şimdi burada işaret demiş.Şimdi burada işaret demiş. İndirmeyi söylememiş buradaİndirmeyi söylememiş burada ve işâratü’r-racüli bi isbe’ıhî fi’s-salâti.ve işâratü’r-racüli bi isbe’ıhî fi’s-salâti. Kimisi böyle böyle yapıyor.Kimisi böyle böyle yapıyor. İşaret budur işaret.İşaret budur işaret. Mâliki ve Hanbelide.Mâliki ve Hanbelide. Bunlar parmaklarını böyle böyle böyle yapıyorlar.Bunlar parmaklarını böyle böyle böyle yapıyorlar. Budur işarettir.Budur işarettir. E bizim ulemamız da bize

E bizim ulemamız da bize
Eşhedü en lâ ilâhe derken kaldırıpEşhedü en lâ ilâhe derken kaldırıp illallâh da indirmeyi göstermişler.illallâh da indirmeyi göstermişler. Cennibû mesâcidenâ sıbyâneküm.

Cennibû mesâcidenâ sıbyâneküm.
Uzak ediniz bizim mescitlerimizden çocuklarınızı.Uzak ediniz bizim mescitlerimizden çocuklarınızı. Sıbyan çocukları, ufak çocukları mescitlere getirmeyin.Sıbyan çocukları, ufak çocukları mescitlere getirmeyin. Bazı babalar özeniyor,Bazı babalar özeniyor, torununu veya çocuğunu yanında alıp camiye getiriyor.torununu veya çocuğunu yanında alıp camiye getiriyor. Fakat o çocuk ki ağlar veya çişini kaçırır, dilini tutamaz,Fakat o çocuk ki ağlar veya çişini kaçırır, dilini tutamaz, bağırır, çağırır, cemaatin de huzurunu kaybeder.bağırır, çağırır, cemaatin de huzurunu kaybeder. Onun için çocuklarınızı camiye getirmeyin.Onun için çocuklarınızı camiye getirmeyin. Uzak edin.Uzak edin. Ve mecânîneküm.

Ve mecânîneküm.
Akıl bazı şuursuz, akılsız çocuklar, insanlar da oluyor.Akıl bazı şuursuz, akılsız çocuklar, insanlar da oluyor. Bunları da camiye sokmayın.Bunları da camiye sokmayın. Şuursuz insanları.Şuursuz insanları. Daha, ve şirâeküm ve bey’aküm.Daha, ve şirâeküm ve bey’aküm. Alışverişte yapmayınız camide.Alışverişte yapmayınız camide. Alış, verişle müteallik bir şey de yapmayınız.Alış, verişle müteallik bir şey de yapmayınız. Ve husûmâtikum.Ve husûmâtikum. Kavga, gürültüde olur ya insan birbirine dargındır.Kavga, gürültüde olur ya insan birbirine dargındır. Şöyle yaptın, böyle yaptı diye bir şeyler konuşmak isterse,Şöyle yaptın, böyle yaptı diye bir şeyler konuşmak isterse, söylemek isterse buna da izin vermiyor camide.söylemek isterse buna da izin vermiyor camide. Ve ref’a esvâtiküm.Ve ref’a esvâtiküm. Seslerinizi de yükseltmeyin.Seslerinizi de yükseltmeyin. Yüksek seslerle konuşmayın.Yüksek seslerle konuşmayın. Mesela camiye girerken, "neve-i küllü-itikâf" diye girer insan,

Mesela camiye girerken, "neve-i küllü-itikâf" diye girer insan,
itikâfa niyet ettim diyerekten yarım saat, bir saat itikâf, daha fazla da oturur.itikâfa niyet ettim diyerekten yarım saat, bir saat itikâf, daha fazla da oturur. Oturduğu vakitte bunun konuşmasına izin vardır ammaOturduğu vakitte bunun konuşmasına izin vardır amma yüksek sesle değil.yüksek sesle değil. Yanında namaz kılan olur, oruç başka,Yanında namaz kılan olur, oruç başka, zikrullah yapan olur, Kur'an okuyan olur.zikrullah yapan olur, Kur'an okuyan olur. Onları meşgul etmemek lazım.Onları meşgul etmemek lazım. Hatta bizim Kulhuvallah okumalarımız var ya,Hatta bizim Kulhuvallah okumalarımız var ya, namazdan evvel okuyoruz.namazdan evvel okuyoruz. Bu da makbul bir şey değildir yani.Bu da makbul bir şey değildir yani. Çünkü cemaat bir kısım daha namazda duruyor.Çünkü cemaat bir kısım daha namazda duruyor. Namazda dururken müezzin efendi oradanNamazda dururken müezzin efendi oradan Kulhuvallah diyerekten başlıyor.Kulhuvallah diyerekten başlıyor. Başlıyor ama o zavallı namazında ben hiç yapamam.Başlıyor ama o zavallı namazında ben hiç yapamam. Böyle bir ses olduğumu kesiliveririm ben.Böyle bir ses olduğumu kesiliveririm ben. O da kesiliverecek tabi.O da kesiliverecek tabi. Zorlanacak veyahut.Zorlanacak veyahut. Bunun için hafif sesle okuyup bitirmek daha doğru.Bunun için hafif sesle okuyup bitirmek daha doğru. Ve ref’a esvâtiküm.

Ve ref’a esvâtiküm.
Saflarınızı da yükseltmeyiniz.Saflarınızı da yükseltmeyiniz. Ve ikâmete hudûdiküm.Ve ikâmete hudûdiküm. Kabahat yapmışlar, ceza vurulacak, sopa vurulacak camide.Kabahat yapmışlar, ceza vurulacak, sopa vurulacak camide. Hayır, sakın ha, camide öyle bir şey olmaz.Hayır, sakın ha, camide öyle bir şey olmaz. Suç icra edilmez.Suç icra edilmez. Ve selle suyûfiküm.Ve selle suyûfiküm. Kılıç çekmek. Bu da olmaz.Kılıç çekmek. Bu da olmaz. Kılıçlar kınlarında duracak.Kılıçlar kınlarında duracak. Ve’t-tehîzû alâ ebvâbihe’l.

Ve’t-tehîzû alâ ebvâbihe’l.
Camilerinizin kapısında matâhira.Camilerinizin kapısında matâhira. Abdest almak için ibrikler bulundurunuz.Abdest almak için ibrikler bulundurunuz. Mesela su olmaz her camide, şadırvan olmaz.Mesela su olmaz her camide, şadırvan olmaz. Binâenaleyh burada 5-10 tane ibrikBinâenaleyh burada 5-10 tane ibrik suyu içlerinde dolu duracak.suyu içlerinde dolu duracak. Siz bu caminin hadimi onu temin edecekler,Siz bu caminin hadimi onu temin edecekler, birisi dışarıdan abdestsiz geldiği vakittebirisi dışarıdan abdestsiz geldiği vakitte ondan istifade edip abdestini alıp camiye girecek.ondan istifade edip abdestini alıp camiye girecek. Bunu Çin memleketinin gezen bir seyyah tarif ediyor.Bunu Çin memleketinin gezen bir seyyah tarif ediyor. Çin'deki camilerde, Çin Müslümanlarının camilerindeÇin'deki camilerde, Çin Müslümanlarının camilerinde buna çok dikkat edilmiş,buna çok dikkat edilmiş, buraları belki daha soğuk,buraları belki daha soğuk, camilerin önlerine sıcak sulu havuzlar yapmışlar.camilerin önlerine sıcak sulu havuzlar yapmışlar. Sıcak sular akıyor havuzlarından.Sıcak sular akıyor havuzlarından. Sular sıcacık, havlular asılı cami kenarında.Sular sıcacık, havlular asılı cami kenarında. Takunyaları öyle.Takunyaları öyle. Gelen misafir güzel sıcak suyu ile abdest alıyor.Gelen misafir güzel sıcak suyu ile abdest alıyor. Havlusuyla da kuruluyor.Havlusuyla da kuruluyor. Camide namazını kılıyor.Camide namazını kılıyor. Bize de Cenâb-ı Peygamberimiz'in emri.Bize de Cenâb-ı Peygamberimiz'in emri. Onlar bu sözlerde onlar intibak etmişler.Onlar bu sözlerde onlar intibak etmişler. Şimdi böyle yapanımız da mümkün.Şimdi böyle yapanımız da mümkün. Ve cemmirûhâ fi’l-cüma’ı.

Ve cemmirûhâ fi’l-cüma’ı.
Cumaları da buhur yakılır camilerde.Cumaları da buhur yakılır camilerde. Koku.Koku. Koku yakılır da bu koku melekleri celbeder.Koku yakılır da bu koku melekleri celbeder. Kokular, nasıl paratonerler yıldırımı çekiyor.Kokular, nasıl paratonerler yıldırımı çekiyor. Elektrikleri çekiyor.Elektrikleri çekiyor. Televizyonlar vs. ondan haber alıyor.Televizyonlar vs. ondan haber alıyor. Bu kokular da melekleri çeker.Bu kokular da melekleri çeker. Güzel kokuya meleklerde dayanamaz.Güzel kokuya meleklerde dayanamaz. Güzel kokuların olduğu yere,Güzel kokuların olduğu yere, onlar da birbirine haberdar ederler.onlar da birbirine haberdar ederler. Nasıl bir arı gidiyor,Nasıl bir arı gidiyor, bir bal bulduğu vakit de bütün arılar oraya üşüşüyor.bir bal bulduğu vakit de bütün arılar oraya üşüşüyor. Haber veriyorlar birbirlerine.Haber veriyorlar birbirlerine. Nereden, nasıl böyle haber verilir bilmiyoruz işte.Nereden, nasıl böyle haber verilir bilmiyoruz işte. Meleklerin de kendilerine göre haber şeyleri var.Meleklerin de kendilerine göre haber şeyleri var. Çabucak da bütün melekler orayı dolduruverirler böyle.Çabucak da bütün melekler orayı dolduruverirler böyle. Rahmet iner meleklerin olduğu yere diyor.Rahmet iner meleklerin olduğu yere diyor. Rahmeti İlahi tabii.Rahmeti İlahi tabii. Çok bol olur, çok iyi olur.Çok bol olur, çok iyi olur. Meçhul denilen bir ashabı tabiinden bir muhaddis,Meçhul denilen bir ashabı tabiinden bir muhaddis, işte bir muhacir rivayet ediyor.işte bir muhacir rivayet ediyor. Celîsü’l-mescidi alâ selâsi hısâlin:

Celîsü’l-mescidi alâ selâsi hısâlin:
Mescitte oturanlar üç büyük devletten birisinden faydalanırlar.Mescitte oturanlar üç büyük devletten birisinden faydalanırlar. Birisi, Ahin müstefâdin.Birisi, Ahin müstefâdin. Bir kardeşin vardır ki, ya sen ondan istifade edersin,Bir kardeşin vardır ki, ya sen ondan istifade edersin, ya o senden istifade eder.ya o senden istifade eder. Bir şeyler söyler.Bir şeyler söyler. Ev kelimetin muhkemetin.Ev kelimetin muhkemetin. Yahut bir Kur'an okunur, onu dinlersin.Yahut bir Kur'an okunur, onu dinlersin. Yahut bir vaaz, bir şey vardır,Yahut bir vaaz, bir şey vardır, ondan istifade edersin.ondan istifade edersin. Ev rahmetin müntezaratin.Ev rahmetin müntezaratin. Hiçbir şey yoksa rahmet-i ilahiye vardır orada.Hiçbir şey yoksa rahmet-i ilahiye vardır orada. Onu bekler.Onu bekler. Camide oturmanın fazailerindendir.Camide oturmanın fazailerindendir. Bu üç şey, camide oturmanın fazailerindendir.Bu üç şey, camide oturmanın fazailerindendir. Cinânü’l-firdevsi erba’un.

Cinânü’l-firdevsi erba’un.
Cennetler sekiz tanedir.Cennetler sekiz tanedir. Her birisinin ayrı ayrı adları vardır.Her birisinin ayrı ayrı adları vardır. Firdevs, güzel cennettir.Firdevs, güzel cennettir. Adn güzel cennettir.Adn güzel cennettir. İsterken cenneti, cennet’ül firdevs ve cennet-ü adn ı isteyin.İsterken cenneti, cennet’ül firdevs ve cennet-ü adn ı isteyin. Bu dört tanedir diyor.Bu dört tanedir diyor. Cinânü’l-firdevsi erba’un.Cinânü’l-firdevsi erba’un. Dört. Yani bir cennet, dört bölük.Dört. Yani bir cennet, dört bölük. Cennetâni min zehebin.Cennetâni min zehebin. İkisi altından.İkisi altından. Hilyetühümâ ve âniyetühümâ.Hilyetühümâ ve âniyetühümâ. İçinde neleri varsa, bütün ziynetleri hep altından.İçinde neleri varsa, bütün ziynetleri hep altından. Ve mâ fîhimâ.Ve mâ fîhimâ. Neler varsa işte, yatağı, yorganı,Neler varsa işte, yatağı, yorganı, kapları, yiyecekleri, içecekleri her şeyleri hep altından.kapları, yiyecekleri, içecekleri her şeyleri hep altından. Sen diyeceksin ki dünyada altın haramdı ya?Sen diyeceksin ki dünyada altın haramdı ya? Ama dünyada haram.Ama dünyada haram. Çünkü altına dünyada ihtiyaç var.Çünkü altına dünyada ihtiyaç var. Ama orada makbul bir şey değil.Ama orada makbul bir şey değil. Evlerinin duvarları da altından yapılacak, bol Allah'ın izniyle.Evlerinin duvarları da altından yapılacak, bol Allah'ın izniyle. Ve cennetâni min fiddatin.Ve cennetâni min fiddatin. Birisi de cennetin gümüşten.Birisi de cennetin gümüşten. İçindeki her şeyi de gümüşten.İçindeki her şeyi de gümüşten. Duvarından tut, döşemesinden, tavanından,Duvarından tut, döşemesinden, tavanından, her yeri gümüşten.her yeri gümüşten. Bu kadar bol mu? Bu kadar bol.Bu kadar bol mu? Bu kadar bol. Allah'ın izniyle.Allah'ın izniyle. Ve mâ beyne’l-kavmi ve beyne en yenzurû ilâ rabbihim

Ve mâ beyne’l-kavmi ve beyne en yenzurû ilâ rabbihim
Şimdi sen cennettesin.Şimdi sen cennettesin. Gider oturursun köşkünde, konağında, karyolanda.Gider oturursun köşkünde, konağında, karyolanda. Cenâb-ı Hakk'ı da görmek istiyorsun.Cenâb-ı Hakk'ı da görmek istiyorsun. Orada onunla senin aranda hiçbir engel yok.Orada onunla senin aranda hiçbir engel yok. Oturduğun yerden yani ne bu duvar engel oluyor,Oturduğun yerden yani ne bu duvar engel oluyor, ne bir şey oluyor, altın, gümüş ne olursa olsun açık daima.ne bir şey oluyor, altın, gümüş ne olursa olsun açık daima. Yani oturduğun yerden istediğin gibi görüyorsun.Yani oturduğun yerden istediğin gibi görüyorsun. İllâ ridâe (ridâü)’-kibriyâi.İllâ ridâe (ridâü)’-kibriyâi. Ancak Cenâb-ı Hakk'ın büyüklük azametininAncak Cenâb-ı Hakk'ın büyüklük azametinin tesiriyle mani olur.tesiriyle mani olur. Bundaki azamet yani.Bundaki azamet yani. Şimdi güneşe bakmaya gözümüz yetmiyor.Şimdi güneşe bakmaya gözümüz yetmiyor. Az bir bakarsak daha göz gözlerimiz kamaşıyor,Az bir bakarsak daha göz gözlerimiz kamaşıyor, fazla bakamıyoruz.fazla bakamıyoruz. Bu Cenâb-ı Hakk'a bakmaya hangi göz tahammül edebilir.Bu Cenâb-ı Hakk'a bakmaya hangi göz tahammül edebilir. Alâ vechihî fî cenneti ‘adnin.

Alâ vechihî fî cenneti ‘adnin.
Ve hâzihi’l-enhâru ve teşhabü min cenneti ‘adnin.Ve hâzihi’l-enhâru ve teşhabü min cenneti ‘adnin. Bütün sular, hepsi cenneti adn den çıkıyor.Bütün sular, hepsi cenneti adn den çıkıyor. Bir su var, bir kısmı gayet beyaz, güzel su.Bir su var, bir kısmı gayet beyaz, güzel su. Bir kısmı gayet süt.Bir kısmı gayet süt. Hepsi bir ama tek bir.Hepsi bir ama tek bir. Süt, su, şarap, biri neydi?Süt, su, şarap, biri neydi? Bal. O dördü de bir kaynaktan çıkıyor.Bal. O dördü de bir kaynaktan çıkıyor. Aynı kaynak ama dörde bölünüyor.Aynı kaynak ama dörde bölünüyor. Birisi su, birisi şarap, birisi bal, birisi süt.Birisi su, birisi şarap, birisi bal, birisi süt. İstediğin o kadar da güzel ki.İstediğin o kadar da güzel ki. Kudretullah.Kudretullah. Sümme tasadde’u ba’de zâlike enhâran.

Sümme tasadde’u ba’de zâlike enhâran.
Ondan sonra diğer cennetlere dağılıyor.Ondan sonra diğer cennetlere dağılıyor. Çıkış, cenneti adnden.Çıkış, cenneti adnden. Ondan sonra diğer taraflara dağılıyor.Ondan sonra diğer taraflara dağılıyor. Bunu Bismillâhirrahmânirrahîm'deki

Bunu Bismillâhirrahmânirrahîm'deki
Besmele-i Şerîfe'ye verdim.Besmele-i Şerîfe'ye verdim. Besmele-i Şerîfe'deki mimlerdendir diyor çıkışları.Besmele-i Şerîfe'deki mimlerdendir diyor çıkışları. Yani bütün nimetlerin başı Besmele-i Şerîfe.Yani bütün nimetlerin başı Besmele-i Şerîfe. Otururken Besmele-i Şerîf'ten otur,Otururken Besmele-i Şerîf'ten otur, kalkarken Besmele-i Şerîf'ten kalk,kalkarken Besmele-i Şerîf'ten kalk, yerken Besmele-i Şerîf'ten ye,yerken Besmele-i Şerîf'ten ye, elinden gelirse her lokmada o Besmele-i Şerîf'len başla.elinden gelirse her lokmada o Besmele-i Şerîf'len başla. Cihâdükünne’l-haccü.

Cihâdükünne’l-haccü.
Bir hadîs kaldı.Bir hadîs kaldı. Cihâdükünne’l-haccü.Cihâdükünne’l-haccü. Kadınlar demişler ki, Ya Resûlullah!Kadınlar demişler ki, Ya Resûlullah! Bak erkekler gidiyorlar muharebelere,Bak erkekler gidiyorlar muharebelere, çok sevap alıp dönüyorlar.çok sevap alıp dönüyorlar. Gazi oluyorlar, şehit oluyorlar işte.Gazi oluyorlar, şehit oluyorlar işte. Çok mükâfatları var.Çok mükâfatları var. E biz, kadınız diye alamıyoruz.E biz, kadınız diye alamıyoruz. Biz de istiyoruz.Biz de istiyoruz. Demiş ki: cihâdükünne’l-haccü.

Demiş ki: cihâdükünne’l-haccü.
Sizin cihadınız hac.Sizin cihadınız hac. Hac demiş.Hac demiş. Onun için gücünüz yeterse hanımlarınızı götürün artık.Onun için gücünüz yeterse hanımlarınızı götürün artık. Hanıma ne lazım demeyelim.Hanıma ne lazım demeyelim. Bu onun cihadıdır.Bu onun cihadıdır. O da orada bu sevabı alacak.O da orada bu sevabı alacak. Bu kalabalıktan o da istifade edecek.Bu kalabalıktan o da istifade edecek. Haccın menafii çok büyük.Haccın menafii çok büyük. Menafii çok büyük.Menafii çok büyük. Yalnız o gönlü Allah bize ihsan buyursun.Yalnız o gönlü Allah bize ihsan buyursun. Onun için avcı, kolayca avcı olmuyor.Onun için avcı, kolayca avcı olmuyor. Bir atıyorsun, sağa kaçmış.Bir atıyorsun, sağa kaçmış. Bir atıyorsun, sola kaçmış.Bir atıyorsun, sola kaçmış. Bir atıyorsun, yukarıya kaçıyor.Bir atıyorsun, yukarıya kaçıyor. Bir atıyorsun, aşağıya kaçmış.Bir atıyorsun, aşağıya kaçmış. Vuramıyorsun bir türlü.Vuramıyorsun bir türlü. Ama ata ata, bu kadar mahir olur ki tak diye vuruyor.Ama ata ata, bu kadar mahir olur ki tak diye vuruyor. Bu sefer gidersin, bir şey yok.Bu sefer gidersin, bir şey yok. Bir daha gidersin, yine bir şey yok.Bir daha gidersin, yine bir şey yok. Bir daha gidersin, yine bir şey yok.Bir daha gidersin, yine bir şey yok. Git ama.Git ama. Elbette bir gün tak diye sende vuracaksın.Elbette bir gün tak diye sende vuracaksın. Allah nasip etsin cümlemize.Allah nasip etsin cümlemize. Bunun için yalnız o gönülleri

Bunun için yalnız o gönülleri
uyanık kullarından etsin Cenâb-ı Hak cümlemize.uyanık kullarından etsin Cenâb-ı Hak cümlemize. Oraya kuzu gibi gitmeli, kuzu gibi gelmeli.Oraya kuzu gibi gitmeli, kuzu gibi gelmeli. Öyle kavga, gürültü, sen çok yedin, ben az yedim,Öyle kavga, gürültü, sen çok yedin, ben az yedim, sen çok para verdin, ben az para verdim.sen çok para verdin, ben az para verdim. Senin yerin güzeldi, benim yerim kötüydü diyerekten.Senin yerin güzeldi, benim yerim kötüydü diyerekten. Kavga, gürültü yapacaksan geç otur yerinde.Kavga, gürültü yapacaksan geç otur yerinde. Cehennemü tühîtu bi’d-dünyâ.

Cehennemü tühîtu bi’d-dünyâ.
İhata etmiş.İhata etmiş. Dünyayı ihata etmiş cehennem.Dünyayı ihata etmiş cehennem. Yani şöyle bir yumruk, yahut bir karpuz desen,Yani şöyle bir yumruk, yahut bir karpuz desen, ortası dünya, etrafın üst kabuğu cehennem.ortası dünya, etrafın üst kabuğu cehennem. Ve’l-cennetü min verâihâ.Ve’l-cennetü min verâihâ. Yahut bunu iki kabuklu diyelim,Yahut bunu iki kabuklu diyelim, alt kabuğu cehennem, üst kabuğu cennet.alt kabuğu cehennem, üst kabuğu cennet. Cennette cehennemin üstünü ihata etmiş.Cennette cehennemin üstünü ihata etmiş. Felizâlike sâra’s-sırâtu ‘alâ cehenneme.

Felizâlike sâra’s-sırâtu ‘alâ cehenneme.
Onun için sırat, cehennemin üzerine kuruldu kiOnun için sırat, cehennemin üzerine kuruldu ki cennette gitmek için oradan mecburiyet var.cennette gitmek için oradan mecburiyet var. Tesbih çekiyoruz.Tesbih çekiyoruz. 33 tanesi yukarıya.33 tanesi yukarıya. 33 tanesi düzde, 33 cenneti üste.33 tanesi düzde, 33 cenneti üste. Yani dünya inişli yokuşlu.Yani dünya inişli yokuşlu. Onların inişine de sabredeceksin,Onların inişine de sabredeceksin, çıkışına da sabredeceksin,çıkışına da sabredeceksin, yüzüne de sabredeceksin, şükredeceksin kiyüzüne de sabredeceksin, şükredeceksin ki cennete girebilesin.cennete girebilesin. Tarîkan ile’l-cenneti.

Tarîkan ile’l-cenneti.
Demek cennetteki cehennemin üzerine kurulan sırat,Demek cennetteki cehennemin üzerine kurulan sırat, cennete giden yol.cennete giden yol. Cennetin yolu cehennemin üzerinden geçiyor.Cennetin yolu cehennemin üzerinden geçiyor. Demek ki herkes oradan geçecek.Demek ki herkes oradan geçecek. İyi kötü.İyi kötü. İyiler geçerken cehennem dedi ki, çabuk geç.İyiler geçerken cehennem dedi ki, çabuk geç. Söndüreceksin beni.Söndüreceksin beni. Onu söndüren bir şey var.Onu söndüren bir şey var. Cehennemi söndüren, dünyanın sularını akıtsan sönmez.Cehennemi söndüren, dünyanın sularını akıtsan sönmez. Söndüren, müminin gözünden akanSöndüren, müminin gözünden akan Allah korkusundan yaş.Allah korkusundan yaş. Yani bunun için dayanamıyorum.Yani bunun için dayanamıyorum. Allah hepinizi affetsin de o gözlerinden Allah korkusu için

Allah hepinizi affetsin de o gözlerinden Allah korkusu için
yaşlar akıtan kullarının arasında ilhak etsin bizi.yaşlar akıtan kullarının arasında ilhak etsin bizi. Cenâb-ı Peygamber'in ahirete göçerken,

Cenâb-ı Peygamber'in ahirete göçerken,
mübarek saadetlerinden, süzülen söz,mübarek saadetlerinden, süzülen söz, Celâlü rabbi’r-rafî’a fekad belleğtü."Celâlü rabbi’r-rafî’a fekad belleğtü." Ya Rab! Senin bana vermiş olduğun Risalet peygamberliğiniYa Rab! Senin bana vermiş olduğun Risalet peygamberliğini ben tebliğ ettim ümmetime.ben tebliğ ettim ümmetime. Diyelim, bi der.Diyelim, bi der. Kâne âhiru mâ tekelleme bi-hi’n-nebiyyüKâne âhiru mâ tekelleme bi-hi’n-nebiyyü sallallâhü aleyhi ve selleme.sallallâhü aleyhi ve selleme. En son ağzından, mübarek ağızlarından çıkan söz bu olmuş.En son ağzından, mübarek ağızlarından çıkan söz bu olmuş. Ondan sonra, "sümme uriye fiye." Allahu Teâlâ'ya.Ondan sonra, "sümme uriye fiye." Allahu Teâlâ'ya. Şimdi, ha harflerine geldik.

Şimdi, ha harflerine geldik.
Ha harflerinin peşinde, inşallah bakalım,Ha harflerinin peşinde, inşallah bakalım, Allahu Teâlâ hacdan geldikten sonra mı nasip eder?Allahu Teâlâ hacdan geldikten sonra mı nasip eder? O zamanlar onları da söylemeye çalışırız.O zamanlar onları da söylemeye çalışırız. Şunu da okuyuvereyim yalnız.

Şunu da okuyuvereyim yalnız.
Hâfizû ‘ale’s-salevâti.

Hâfizû ‘ale’s-salevâti.
İki namaza.İki namaza. Hâfizû ‘ale’s-salevâti ve hâfizû ‘ale’l-asrayni.Hâfizû ‘ale’s-salevâti ve hâfizû ‘ale’l-asrayni. Beş vakit namazı muhafaza ediniz diyor Cenâb-ı Peygamber.Beş vakit namazı muhafaza ediniz diyor Cenâb-ı Peygamber. Kur'an'da da var ya.Kur'an'da da var ya. Fakat ve hâfizû ‘ale’l-asrayni, iki asır.Fakat ve hâfizû ‘ale’l-asrayni, iki asır. Asrayni diyor iki asrı.Asrayni diyor iki asrı. Salâtin kable tulû’i’ş-şemsi.Salâtin kable tulû’i’ş-şemsi. Birisi güneş doğmadan evvel olan vakit.Birisi güneş doğmadan evvel olan vakit. Ve salâtin kable ğurûbihâ.Ve salâtin kable ğurûbihâ. Güneş batmadan evvel olan vakit.Güneş batmadan evvel olan vakit. Birisi ikindi vakti, birisi sabah vakti.Birisi ikindi vakti, birisi sabah vakti. Bu iki vakte çok dikkat edin.Bu iki vakte çok dikkat edin. Allah cümlemizi affetsin,

Allah cümlemizi affetsin,
tevfîkat-ı samedâniyesine mazhar etsin.tevfîkat-ı samedâniyesine mazhar etsin. Rıza-i İlâhi'siniRıza-i İlâhi'sini kazanmaya çalışan bahtiyarların zümresinekazanmaya çalışan bahtiyarların zümresine bizleri de ilhak eylesin.bizleri de ilhak eylesin. Beraberce bir salât ü selâm okuyalım.

Beraberce bir salât ü selâm okuyalım.
Allahümme salli salâten kâmileten

Allahümme salli salâten kâmileten
ve sellim selâmen tâmmenve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ Muhammedin'illezî tenhallu bihi'l-ukâdualâ seyyidinâ Muhammedin'illezî tenhallu bihi'l-ukâdu ve tenfericû bihi'l-kürâbüve tenfericû bihi'l-kürâbü ve tukdâ bihi'l-havâicüve tukdâ bihi'l-havâicü ve tünâlü bihi'r-rağâibüve tünâlü bihi'r-rağâibü ve hüsnü'l-havâtimi ve yüsteska'l-ğamâmüve hüsnü'l-havâtimi ve yüsteska'l-ğamâmü bi-vechihi'l-Kerîm.bi-vechihi'l-Kerîm. Ve alâ âlihî ve sahbihîVe alâ âlihî ve sahbihî fî-külli lemhatin ve nefesinfî-külli lemhatin ve nefesin bi-adedi külli ma'lûmin lek.bi-adedi külli ma'lûmin lek. Medine ile Mekke-i mükerreme’deki vazife ayrı.

Medine ile Mekke-i mükerreme’deki vazife ayrı.
Medine-i münevvereye gidiyoruz.Medine-i münevvereye gidiyoruz. Orası çok edep yeridir.

Orası çok edep yeridir.
Orada bütün zikrin salavât-ı selâmdan ibaret olması lazım.Orada bütün zikrin salavât-ı selâmdan ibaret olması lazım. Orada başka zikirlerle meşgul olmaktansaOrada başka zikirlerle meşgul olmaktansa bütün zikrini insan salavât-ı şerifelere tahsis edipbütün zikrini insan salavât-ı şerifelere tahsis edip daima salavât-ı şerife okumak suretiyledaima salavât-ı şerife okumak suretiyle Cenâb-ı Peygamberin ruhunu yükseltmek, tazim etmek,Cenâb-ı Peygamberin ruhunu yükseltmek, tazim etmek, bu en büyük kıymettir.bu en büyük kıymettir. Orada hepimizin kusurları çok işte.Orada hepimizin kusurları çok işte. İnşallah o hedefi vuran kulların arasına Cenâb-ı Hak bize de kabul eder.İnşallah o hedefi vuran kulların arasına Cenâb-ı Hak bize de kabul eder. Orada konuşmayı bırakmak lazım.Orada konuşmayı bırakmak lazım. Zevk-i ve sefayı bırakmak lazım.Zevk-i ve sefayı bırakmak lazım. Mescitten de çıkmaması lazım elinden gelirse insanın.Mescitten de çıkmaması lazım elinden gelirse insanın. Keşke Cenâb-ı Hakk bize orada itikâf nasip etse bizlere deKeşke Cenâb-ı Hakk bize orada itikâf nasip etse bizlere de hiç olmazsa on günlük böyle Cenâb-ı Peygamber'inhiç olmazsa on günlük böyle Cenâb-ı Peygamber'in evine misafir olup O'nun huzurundaevine misafir olup O'nun huzurunda oruçlar tutup itikâflarımızı yapabilmek nasip etsin.oruçlar tutup itikâflarımızı yapabilmek nasip etsin. Onun için çok güzel dualar tertip etmişler.Onun için çok güzel dualar tertip etmişler. Bu tertip edenlerden Allah cümlesinden razı olsun.Bu tertip edenlerden Allah cümlesinden razı olsun. Bir Arabi geliyor.Bir Arabi geliyor. Cahil adam.Cahil adam. Huzur-u Resûlullah'da duruyor.Huzur-u Resûlullah'da duruyor. "Ya hayra men dufinet fi’l kâi a’zamuhu" diyor.

"Ya hayra men dufinet fi’l kâi a’zamuhu" diyor.
Ya hayra men dufinet fi’l kâi a’zamuhu.Ya hayra men dufinet fi’l kâi a’zamuhu. Ey şu yerlerin üstüne günlerinin en yükseği.Ey şu yerlerin üstüne günlerinin en yükseği. Zavallı Arap, Arabic.Zavallı Arap, Arabic. Yani kendisini hiç kıymet vermediğimiz bir adam.Yani kendisini hiç kıymet vermediğimiz bir adam. Bunu da okuyun orada diyor.Bunu da okuyun orada diyor. O adamın ruhuna çağrılıyor.O adamın ruhuna çağrılıyor. Orayı da yazmışlar bunun böyle şeyle,Orayı da yazmışlar bunun böyle şeyle, baskılı bir yazıyla yazmışlar.baskılı bir yazıyla yazmışlar. Öyle orada durur kiÖyle orada durur ki bilmeyenler de oradan baksın da direklerde yazılı.bilmeyenler de oradan baksın da direklerde yazılı. Peygamber sallallahu aleyhi vessellemin önündeki direklerde.Peygamber sallallahu aleyhi vessellemin önündeki direklerde. Cenâb-ı Hak bizi de affetsin.

Cenâb-ı Hak bizi de affetsin.
Sizi de affetsin inşallah.Sizi de affetsin inşallah. Tevfîkat-ı samedâniyesine mazhar olanTevfîkat-ı samedâniyesine mazhar olan ve O'nun rızasını kazanmaya çalışan kullarının arasınave O'nun rızasını kazanmaya çalışan kullarının arasına cümlemizi ilhak eylesin.cümlemizi ilhak eylesin. Tabi dünyada bulunduğumuz müddetçe ihtiyaçlarımız var.Tabi dünyada bulunduğumuz müddetçe ihtiyaçlarımız var. Yiyeceğiz, içeceğiz, yatacağız ve uyuyacağız.Yiyeceğiz, içeceğiz, yatacağız ve uyuyacağız. Fakat bu zaruret kadar dünyaya çalışmalı.Fakat bu zaruret kadar dünyaya çalışmalı. Geri kalanını da Allah Teala’nın emirlerine imtisal,Geri kalanını da Allah Teala’nın emirlerine imtisal, bu dünyaya çalışırsan da kimsenin hukukuna tecavüz etmemek,bu dünyaya çalışırsan da kimsenin hukukuna tecavüz etmemek, kimsenin hakkına tecavüz etmemek,kimsenin hakkına tecavüz etmemek, kimseyi kırıp incitmemek en büyük vazifelerden biridir.kimseyi kırıp incitmemek en büyük vazifelerden biridir. Birini hor görür insan.Birini hor görür insan. Bilgisi yok, üstünde çamaşırı da yok mesela, bir adam.Bilgisi yok, üstünde çamaşırı da yok mesela, bir adam. Bu da adam mı denir.Bu da adam mı denir. Ama Allah’ın kuludur.Ama Allah’ın kuludur. Sakın şaşırma.Sakın şaşırma. Allah’ın kuludur.Allah’ın kuludur. Onu yaratan Allah öyle yaratmıştır.Onu yaratan Allah öyle yaratmıştır. Bunda sürülerle hikmetler vardır.Bunda sürülerle hikmetler vardır. Sen de ona bak.Sen de ona bak. Seni de öyle yaratsaydı ne yapardın sen?Seni de öyle yaratsaydı ne yapardın sen? Hiçbir şey yapamazdın.Hiçbir şey yapamazdın. Binaenaleyh o Allah’ın yarattığı kuluBinaenaleyh o Allah’ın yarattığı kulu katiyyen hâkir görme.katiyyen hâkir görme. En büyük günah Allah’ın yarattığı bir kulu hâkir görmektir.En büyük günah Allah’ın yarattığı bir kulu hâkir görmektir. Buna bir acı söz söylemenin ne kadar vebali olduğunuBuna bir acı söz söylemenin ne kadar vebali olduğunu her insan bilse ağzına kilit vurur da açmaz bir daha.her insan bilse ağzına kilit vurur da açmaz bir daha. El-Fatiha.

El-Fatiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2