Namaz Vakitleri
İstanbul
16 Zilhicce 1446
12 June 2025
İmsak
03:25
Güneş
05:24
Öğle
13:09
İkindi
17:09
Akşam
20:44
Yatsı
22:35
Detaylı Arama

Namazda Safların Düzeni

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Namazda Safların Düzeni

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm.Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdülillahi rabbilâlemin

Elhamdülillahi rabbilâlemin
ve’l-âkibetü li’l-müttekîn.ve’l-âkibetü li’l-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedinVessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. İ’lemû eyyühe’l-ihvân

İ’lemû eyyühe’l-ihvân
enne efdale’l-kitâbi kitâbullahenne efdale’l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedinve enne efdale’l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemsallallahu aleyhi ve sellem ve şerra’l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid’ahve şerra’l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid’ah ve külle bid’atin dalâleh ve külle dalâletin fi’n-nâri.ve külle bid’atin dalâleh ve külle dalâletin fi’n-nâri. Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyiVe bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl.sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl. Zâdekallâhu hırsan ve lâ te’ud.

Zâdekallâhu hırsan ve lâ te’ud.
Birçok ravileriyle beraber.

Birçok ravileriyle beraber.
Ebû Bekre isminde bir zât namaza gelmiş,

Ebû Bekre isminde bir zât namaza gelmiş,
Resûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem deResûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem de Allahu Ekber diyerekten namaza durmuş.Allahu Ekber diyerekten namaza durmuş. Tabii o dışarıdan, hemen kapıdan girer girmezTabii o dışarıdan, hemen kapıdan girer girmez Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e uyuvermiş,Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e uyuvermiş, yani safa erişmeden uymuş.yani safa erişmeden uymuş. Uyunca Cenâb-ı Peygamber;Uyunca Cenâb-ı Peygamber; “Allah sana hırsını artırsın,

“Allah sana hırsını artırsın,
ama bir daha bunu yapma.” demiş.ama bir daha bunu yapma.” demiş. Cemaatin dikkatini kaçırmamak için

Cemaatin dikkatini kaçırmamak için
buradan uymuş, arada boşluk kalmış.buradan uymuş, arada boşluk kalmış. Safa kadar yetişeyim dese,Safa kadar yetişeyim dese, belki rükûya yahut secdeye gidecek,belki rükûya yahut secdeye gidecek, yetişemeyecek cemaate.yetişemeyecek cemaate. O bir rekâtı kaçırmamak içinO bir rekâtı kaçırmamak için orada iken uyuvermiş.orada iken uyuvermiş. Cenâb-ı Peygamber;Cenâb-ı Peygamber; “Senin Allah hırsını artırsın ama

“Senin Allah hırsını artırsın ama
bir daha bunu böyle yapma.”bir daha bunu böyle yapma.” Tabii cemaate yetişmek iyi, iyi ama

Tabii cemaate yetişmek iyi, iyi ama
namaza giderken vakar ile girmek;namaza giderken vakar ile girmek; vakar ile, sekîne ile, huzû ile girmekvakar ile, sekîne ile, huzû ile girmek ve safları muntazam olaraktan doldurmak.ve safları muntazam olaraktan doldurmak. Saflarda boş yer varken geride durmak caiz değil.Saflarda boş yer varken geride durmak caiz değil. Bu boşluğu doldurmak şarttır.Bu boşluğu doldurmak şarttır. Binâenaleyh bu zavallı o rekâtı kaçırmamak için

Binâenaleyh bu zavallı o rekâtı kaçırmamak için
oradan durmuş ama Cenâb-ı Peygamber deoradan durmuş ama Cenâb-ı Peygamber de hepimize uyandırmak maksadı ile;hepimize uyandırmak maksadı ile; “Allah hırsını artırsın ama bir daha bunu yapma.”

“Allah hırsını artırsın ama bir daha bunu yapma.”
Safa gel, bir rekât kaçarsa sonra o rekâtı [tamamlarsın.]Safa gel, bir rekât kaçarsa sonra o rekâtı [tamamlarsın.] Kaçarsa kaçar kaçmazsaKaçarsa kaçar kaçmazsa nerede kaldıysan o tamam olur,nerede kaldıysan o tamam olur, bir rekât bir kılarsın, iki kaçtıysa iki kılarsın.bir rekât bir kılarsın, iki kaçtıysa iki kılarsın. Ama safı boş bırakma yani geride tek kalma.Ama safı boş bırakma yani geride tek kalma. Namaz bakın çok dikkatli!

Namaz bakın çok dikkatli!
Tek kalma, cemaate uy, cemaatle kaynaş, birleş.Tek kalma, cemaate uy, cemaatle kaynaş, birleş. Evet namazın orada da olur, yani olmaz değil.Evet namazın orada da olur, yani olmaz değil. Şimdi orada müezzinliklerde namaza duruluyor,Şimdi orada müezzinliklerde namaza duruluyor, bu da doğru değil.bu da doğru değil. Müezzin efendinin vazifesi, belki hırsız girer,Müezzin efendinin vazifesi, belki hırsız girer, bir pabuç çalar, bir şey çalar.bir pabuç çalar, bir şey çalar. O gözetlemek için duracak orada.O gözetlemek için duracak orada. Fakat cemaat mutlaka safa iltihak etmesi lazım.Fakat cemaat mutlaka safa iltihak etmesi lazım. Ama müezzini de yalnız bırakmamak içinAma müezzini de yalnız bırakmamak için onun yanına da bir iki kişi durur amaonun yanına da bir iki kişi durur ama yani zaruret oluyor burada da.yani zaruret oluyor burada da. Onların da safa uyması, girmesi lazım,Onların da safa uyması, girmesi lazım, orada kalmamaları lazım.orada kalmamaları lazım. Ayrılık iyi bir şey değil yani.Ayrılık iyi bir şey değil yani. Safta bile ayrılık, namazda bile ayrılıkSafta bile ayrılık, namazda bile ayrılık iyi bir şey olmadığını bu sebeple Cenâb-ı Peygamberiyi bir şey olmadığını bu sebeple Cenâb-ı Peygamber bizlere de duyurmuş oluyor.bizlere de duyurmuş oluyor. Allah hepimizin kusurunu affetsin.Allah hepimizin kusurunu affetsin. Daha mühimleri çok da...Daha mühimleri çok da... Ve hüve râkiun.

Ve hüve râkiun.
“Sallallahu aleyhi ve sellem rükûya girmiş,“Sallallahu aleyhi ve sellem rükûya girmiş, rükûya eğilmiş, rükûda.”rükûya eğilmiş, rükûda.” Rükûda olunca rükûdan çabuk kalkılır, secdeye gidilir.Rükûda olunca rükûdan çabuk kalkılır, secdeye gidilir. Fe-reke’a kable en yasile ile’s-saffi.Fe-reke’a kable en yasile ile’s-saffi. “Safa kavuşmadan oradan hemen uyuvermiş.”“Safa kavuşmadan oradan hemen uyuvermiş.” Buna da Cenâb-ı Peygamber razı olmamış.Buna da Cenâb-ı Peygamber razı olmamış. Cenâb-ı Peygamber buna da razı olmamış.Cenâb-ı Peygamber buna da razı olmamış. Dikkat ederseniz incelikleri çok, uzatmaya lüzum yok.Dikkat ederseniz incelikleri çok, uzatmaya lüzum yok. Züri’l-kubûre tezekker bihe’l-âhirete

Züri’l-kubûre tezekker bihe’l-âhirete
va’ğsili’l-mevtâ fe-inne muâlecete cesedin hâvinva’ğsili’l-mevtâ fe-inne muâlecete cesedin hâvin mev’izetün belîğatün.mev’izetün belîğatün. Kubûr, kabirler, mezarlar.

Kubûr, kabirler, mezarlar.
“Siz bunları ziyaret ediniz.”“Siz bunları ziyaret ediniz.” Kabirlerinizi, ecdatlarınızı, akraba-i taallukâtınızı,Kabirlerinizi, ecdatlarınızı, akraba-i taallukâtınızı, ana babalarınızı...ana babalarınızı... Ahirete göçmüş olan ana babalarınızı da,Ahirete göçmüş olan ana babalarınızı da, hayattayken nasıl ziyaretlerine gidiyorsanızhayattayken nasıl ziyaretlerine gidiyorsanız öldükten sonra da onların mezarlarını ziyaret ediniz.öldükten sonra da onların mezarlarını ziyaret ediniz. Bunda tabii yine ders var bize.

Bunda tabii yine ders var bize.
Hayat ölmekle bitmiyor.Hayat ölmekle bitmiyor. Mesela babamızı buraya gömdük,Mesela babamızı buraya gömdük, çürüdü gitti tabii tabiatiyle.çürüdü gitti tabii tabiatiyle. Şimdi oraya artık gitmekte ne var yani?

Şimdi oraya artık gitmekte ne var yani?
Oraya gidip de “ben geldim baba,Oraya gidip de “ben geldim baba, esselamü aleyküm” demekte ne manâ var?esselamü aleyküm” demekte ne manâ var? Demek ki ölmekle hayat bitmiş değil.Demek ki ölmekle hayat bitmiş değil. Ölümle hayat bir merhaleden ikinci merhaleye,Ölümle hayat bir merhaleden ikinci merhaleye, geçmiş oluyor bir hayattan diğer bir hayata.geçmiş oluyor bir hayattan diğer bir hayata. O hayattan bizim haberimiz yok.O hayattan bizim haberimiz yok. O hayattan haberimiz olmadığı içinO hayattan haberimiz olmadığı için biz büyüklerimizin dediklerine itaat ederektenbiz büyüklerimizin dediklerine itaat ederekten mezarlarımızı ziyaret etmekle memuruz.mezarlarımızı ziyaret etmekle memuruz. Evvela ana babalarımız gelir,Evvela ana babalarımız gelir, akraba-i taallukâtımız gelir, büyüklerimiz gelir,akraba-i taallukâtımız gelir, büyüklerimiz gelir, onların da ayağına gider [okuruz.]onların da ayağına gider [okuruz.] Şimdi buradan okursak olur, olmaz değil.Şimdi buradan okursak olur, olmaz değil. Fakat başına gittiğiniz vakit de;Fakat başına gittiğiniz vakit de; “Baba ben geldim, selamün aleyküm.

“Baba ben geldim, selamün aleyküm.
Esselamü aleyküm, ben geldim.” diyoruz.Esselamü aleyküm, ben geldim.” diyoruz. Derhal onun ruhu ona selam verilmekleDerhal onun ruhu ona selam verilmekle oraya yetişiyor.oraya yetişiyor. Bir bakıyor ki oğlum gelmiş, amaBir bakıyor ki oğlum gelmiş, ama biz şimdi göremiyoruz.biz şimdi göremiyoruz. Nasıl bundan evvel şu televizyon dediğimizNasıl bundan evvel şu televizyon dediğimiz makinalardaki resimleri göremiyorduk.makinalardaki resimleri göremiyorduk. Bunlar yok değildi vardı da,Bunlar yok değildi vardı da, bunların henüz icat edilmemişti göremiyorduk,bunların henüz icat edilmemişti göremiyorduk, ama şimdi görüyoruz ya.ama şimdi görüyoruz ya. İşte onların görüşleri de tıpkı,

İşte onların görüşleri de tıpkı,
göremezsek göremeyiz,göremezsek göremeyiz, bizim gözümüz noksan.bizim gözümüz noksan. Ama onlar bizi muhakkak görüyorlar.Ama onlar bizi muhakkak görüyorlar. Onun için Cenâb-ı Peygamber;

Onun için Cenâb-ı Peygamber;
“Siz onları ziyaret ediniz.” [buyurdu.]“Siz onları ziyaret ediniz.” [buyurdu.] Bu ziyarette birçok fevâid var.Bu ziyarette birçok fevâid var. E herkesin tabii anası babası bulunduğu memlekette olmaz.E herkesin tabii anası babası bulunduğu memlekette olmaz. Uzak memleketlerde ise buradan okuruz.Uzak memleketlerde ise buradan okuruz. Yakınımızda ise her zaman gidip ziyaretleriniYakınımızda ise her zaman gidip ziyaretlerini yapmamız lazım, ne olur?yapmamız lazım, ne olur? Tezekker bihe’l-âhirate.

Tezekker bihe’l-âhirate.
“Bunu yapmakla sen de ahireti hatırlamış olursun.”“Bunu yapmakla sen de ahireti hatırlamış olursun.” Haa, bu da sağlam bir adamdı,

Haa, bu da sağlam bir adamdı,
varlıklı bir insan idi, bilgili bir insan idi,varlıklı bir insan idi, bilgili bir insan idi, fakat burada bugün bak sessiz sedasız yatıyor işte!fakat burada bugün bak sessiz sedasız yatıyor işte! Süzülmüş, tozlara topraklara karışmış,Süzülmüş, tozlara topraklara karışmış, bu canım gözler gitmiş, bu canım yüzler gitmiş,bu canım gözler gitmiş, bu canım yüzler gitmiş, bu canım vücut gitmiş, helak olmuş bir şey kalmamış.bu canım vücut gitmiş, helak olmuş bir şey kalmamış. Hele o ilk devirlerde çürüyüp de dağıldığı vakitte o vücudun,Hele o ilk devirlerde çürüyüp de dağıldığı vakitte o vücudun, bu kurtların üzerine hücum ettiği, onları yediği vakittebu kurtların üzerine hücum ettiği, onları yediği vakitte ne acı bir âlem!ne acı bir âlem! İşte bugün çok besliyoruz, dikkat ediyoruz,İşte bugün çok besliyoruz, dikkat ediyoruz, son derece ihtimam ediyoruz!son derece ihtimam ediyoruz! Deniz hamamlarını,Deniz hamamlarını, sıcak suları hiç ihmal etmiyoruz.sıcak suları hiç ihmal etmiyoruz. Vücudumuz rahat olsun diyerektenVücudumuz rahat olsun diyerekten neler neler yapıyoruz!neler neler yapıyoruz! Şimdi hele yaz geldi, çok acınılacak hadiseler!

Şimdi hele yaz geldi, çok acınılacak hadiseler!
Bugün insanlar yazlıklara taşınmak mecburiyeti hissetmektedirler.Bugün insanlar yazlıklara taşınmak mecburiyeti hissetmektedirler. Fakat bu mecburiyeti hisseden insanlarFakat bu mecburiyeti hisseden insanlar artık sayı itibariyle villaların yüzde kaçı tutar.artık sayı itibariyle villaların yüzde kaçı tutar. Varlıklı insanlar bu şehrinVarlıklı insanlar bu şehrin sıkıntılarından kendilerini kurtarmak içinsıkıntılarından kendilerini kurtarmak için yazlık denilen uzak yerlereyazlık denilen uzak yerlere tebdil-i mekân ediyorlar;tebdil-i mekân ediyorlar; “Hiç olmazsa iki üç ay rahat ederiz.“Hiç olmazsa iki üç ay rahat ederiz. Kulağımızı dinlendiririz.Kulağımızı dinlendiririz. Denizin havasından,Denizin havasından, ormanların havasından istifade ederiz.”ormanların havasından istifade ederiz.” derler, haklıdırlar.derler, haklıdırlar. Kimsenin de kimsenin şeyineKimsenin de kimsenin şeyine karışmaya hakkı yoktur.karışmaya hakkı yoktur. Fakat dün ben bir böyle dostlardan birisini ziyaret ettim de,

Fakat dün ben bir böyle dostlardan birisini ziyaret ettim de,
sorduk; “Kaç para verdiniz?”sorduk; “Kaç para verdiniz?” “On bin lira verdim.” diyor. On bin lira!“On bin lira verdim.” diyor. On bin lira! Bu on bin lira yazlıkta [iki üç ay oturmak için.]Bu on bin lira yazlıkta [iki üç ay oturmak için.] Bana yani orasını on bin lira verse ben gidip oturmam orada.Bana yani orasını on bin lira verse ben gidip oturmam orada. Çünkü oturulacak bir yer de değil.Çünkü oturulacak bir yer de değil. Oturulacak bir yerde olmadığı halde on bin lira vermiş,Oturulacak bir yerde olmadığı halde on bin lira vermiş, güneşinden, kumundan ve denizinden istifade etmek için.güneşinden, kumundan ve denizinden istifade etmek için. Ve bunu vermekten de bıkmış da,Ve bunu vermekten de bıkmış da, bunun yerine yeni bir tane ev alayım da,bunun yerine yeni bir tane ev alayım da, buralarda, bu parayı da her sene vermeyeyim diyerektenburalarda, bu parayı da her sene vermeyeyim diyerekten bir kaç yüz bin lirayı da fedaya hazırlanmış.bir kaç yüz bin lirayı da fedaya hazırlanmış. Burada vücutlarımızın tabii istirahatini temin etmek için

Burada vücutlarımızın tabii istirahatini temin etmek için
bu fedakârlığı yapıyoruz.bu fedakârlığı yapıyoruz. Bu sabah iki kardeş geldi.

Bu sabah iki kardeş geldi.
Kardeşin birisi İstanbul’da bir müezzin,Kardeşin birisi İstanbul’da bir müezzin, altı tane çocuğu var, kirada oturuyor.altı tane çocuğu var, kirada oturuyor. Ev sahipleri, bunun çocuklarının çokluğundanEv sahipleri, bunun çocuklarının çokluğundan şikâyet ederekten evlerinden çıkarıyorlar.şikâyet ederekten evlerinden çıkarıyorlar. Öteki eve gidiyor, bana kirayı ver.Öteki eve gidiyor, bana kirayı ver. Çocukların var mı? Var, altı tane. Yok, ben veremem.Çocukların var mı? Var, altı tane. Yok, ben veremem. Ötekine gidiyor; Çocukların var mı? Var. Ben veremem.Ötekine gidiyor; Çocukların var mı? Var. Ben veremem. Ev bulamamış kiralık, eh ev alayım bari başıma demiş,Ev bulamamış kiralık, eh ev alayım bari başıma demiş, birisi de fedakârlık yapmış,birisi de fedakârlık yapmış, “Dört senede ödemek şartıyla,“Dört senede ödemek şartıyla, şu kadar da peşin verirsen,şu kadar da peşin verirsen, ben bu evi sana veririm.” demiş.ben bu evi sana veririm.” demiş. 30 bin lira mı verecekmiş.30 bin lira mı verecekmiş. 25 bin lirasını tarlası varmış, bahçesi varmış onu satmış,25 bin lirasını tarlası varmış, bahçesi varmış onu satmış, beş bin lira eksiği kalmış.beş bin lira eksiği kalmış. Acaba hoca efendiye gitsekAcaba hoca efendiye gitsek bana bulan veren olmaz mı ki?bana bulan veren olmaz mı ki? Ben dedim, “Ben kimseye bir şey diyemem.

Ben dedim, “Ben kimseye bir şey diyemem.
Adam 10 bin lirayı veriyor peşin filan ama,Adam 10 bin lirayı veriyor peşin filan ama, ben sana ben beş bin lira bulamam ve veremem.” dedim.ben sana ben beş bin lira bulamam ve veremem.” dedim. Zavallı mahsun boynunu büktü gitti.Zavallı mahsun boynunu büktü gitti. Şimdi çok acıklıdır bu durumlar.

Şimdi çok acıklıdır bu durumlar.
Bu bizden bir ümitle geldi,Bu bizden bir ümitle geldi, o ümidi de boşa çıktı.o ümidi de boşa çıktı. Yanındaki kardeşi ile gitti.Yanındaki kardeşi ile gitti. Belki başka yerden bulur bulmaz.Belki başka yerden bulur bulmaz. Allah kusurlarımızı affetsin.Allah kusurlarımızı affetsin. Dünya hayatında bu gibi şeyler fuzûlî israflar [deniyor].

Dünya hayatında bu gibi şeyler fuzûlî israflar [deniyor].
Üç şeyden Cenâb-ı Peygamber bizi men etmiş:Üç şeyden Cenâb-ı Peygamber bizi men etmiş: Kîlu kâl, kesretü’s-süâl ve idâ’atü’l-mâl.

Kîlu kâl, kesretü’s-süâl ve idâ’atü’l-mâl.
Malın ziyanı.

Malın ziyanı.
Bu malın ziyanı değildir tabiiBu malın ziyanı değildir tabii yazlıklara gitmek suretiyleyazlıklara gitmek suretiyle istirahatleri temin etmek için amaistirahatleri temin etmek için ama biraz düşünürsek,biraz düşünürsek, bir millet bir vücut gibidir.bir millet bir vücut gibidir. Bir millet bir vücut gibidir, iki vücut değildir.Bir millet bir vücut gibidir, iki vücut değildir. Burada senin kardeşin inlerken,Burada senin kardeşin inlerken, sen on bin lirayı keyfine verip de,sen on bin lirayı keyfine verip de, on bin lira da onun masrafı var,on bin lira da onun masrafı var, gidip gelme masrafı tabii.gidip gelme masrafı tabii. Yirmi bin lirayı böyle boşuna harcamanYirmi bin lirayı böyle boşuna harcaman bir sıhhatinin iktizası.bir sıhhatinin iktizası. O sıhhati verecek olan yine Allah’tır ama bak!O sıhhati verecek olan yine Allah’tır ama bak! Sen o yazlıklarla o sıhhati elde edemezsin.Sen o yazlıklarla o sıhhati elde edemezsin. Günahlarla sıhhat elden gider zaten.Günahlarla sıhhat elden gider zaten. Günahlar sıhhati elden giderir.Günahlar sıhhati elden giderir. Ve sıhhatlerin bozuk olmasınınVe sıhhatlerin bozuk olmasının yüzde 99 sebebi günahlardır.yüzde 99 sebebi günahlardır. Günahlar sıhhati elden giderir.Günahlar sıhhati elden giderir. Ondan sonra paralarını harcarsın bu sıhhati elde etmek için,Ondan sonra paralarını harcarsın bu sıhhati elde etmek için, onu da bulamazsın.onu da bulamazsın. Verecek olan yine Allah’tır.Verecek olan yine Allah’tır. Onun için bizim birçok köylü kardeşlerimizin yavruları

Onun için bizim birçok köylü kardeşlerimizin yavruları
soğan ile büyürler, fakat taş gibidirler.soğan ile büyürler, fakat taş gibidirler. Öteki etle kaymakla büyür,Öteki etle kaymakla büyür, fakat bakarsın genç yaşta ölür vesselam.fakat bakarsın genç yaşta ölür vesselam. Onun için siz kabirleri ziyaret ediniz ki

Onun için siz kabirleri ziyaret ediniz ki
ahireti hatırlayasınız.ahireti hatırlayasınız. Zevkinize bu kadar düşmeyin.Zevkinize bu kadar düşmeyin. Müslüman kardeşlerinizin, zarurette olanMüslüman kardeşlerinizin, zarurette olan kardeşlerinizin hayatlarını da düşünün.kardeşlerinizin hayatlarını da düşünün. Allah hepinizden razı olsun.

Allah hepinizden razı olsun.
El-Fatiha!

El-Fatiha!
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2